Paranýz varsa toprak alýn. Artýk üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Programýn hangi konu çerçevesinde ele alýndýðýnýn bir önemi yoktu artýk. En azýndan benim için. Çünkü ben bu samimi söyleþinin üzerimde býraktýðý etkisine çoktan kapýlýp gitmiþtim. Ýnsanlýðýn ilk tepkileri, gülmek ve aðlamak üzerine aslýnda. Bu ilk tepkimeleri hayatýmýzýn her karesine bir þekilde yerleþtiriyoruz. Din, dil, ýrk gözetmeyen bu durumu, toplumsal bir düzen içinde incelersem; “ Hindistan’dakiler çok mutlu” gibi bir sonuç çýkýyor ortaya ve ne mutlu onlara derken, kendi adýmýza üzülmeyi de ihmal etmiyorum tabii ki. Her zaman, kendi kültürümüzle övünen, bu topraklarda doðduðum için þanslý olduðumu çok iyi bilen bir insan olarak, gülmekle ilgili toplumsal eksikliðimizin varlýðýný içime bir türlü sindiremiyorum. Çünkü eskiden beri çok gülmenin sonunda muhakkak gözyaþý döküleceðine dair batýl fikirlerle kuþatýlýyor dört bir yanýmýz. ‘Gözünden yaþ gelene kadarda gülünmez ki, tövbe de tövbe’ diye, kendi hurafelerine bizleri de ortak etmiyorlar mý bazýlarý? Ya da, gülüþlerimizin yerini þen kahkahalar aldýðýnda iki dakikada nahoþ bir kadýn olup çýkmýyor muyuz? ‘Hiç güleceðim yoktu’ cümlesi nereden geliyor peki? Güleceðin yoktu, çünkü gülmek zaten çok uzak bir kavram olmalýydý, öyle dudaðýna yakýn yerde bekleyecek bir þey deðil ki, olur mu hiç? Tamam, mutlu olmanýn sadece gülebilmekle ilgisi olmadýðýný çok iyi biliyorum ama ekonomik, politik, aile içi, çevre dýþý yeteri kadar sorunumuz varken, oldukça insani bir tavrý kendi ellerimizle neden kýsýtlýyoruz ki, ben bunu anlamýyorum. Hadi Hindistan’dakilerin, reankarnasyon inançlarý var, peki bizim derdimiz ne ki, yalnýzca bir kere gelebileceðimiz þu hayatta, doyumsuz hýrslarýmýza yenilip giderken, yanýmýza kâr kalacak tebessümlerimizi herkesten saklýyoruz? Neden artýk yürüdüðümüz sokaklarda gitgide daha asýklaþan suretler görüyoruz? Daha on yedisine yeni basmýþ olan gençlerimize, gelecek kaygýsý taþýmadan yaþayacaðý birkaç seneyi çok görüp, birazcýk sesleri çýksa toplum düzenini bozma gerekçesiyle, otobüste, metroda hatta oyun alanlarýnda bile sessiz olmalarýný neden tembihliyoruz? Kendi kendine konuþan insanlar ne kadar çoðaldý farkýnda mýsýnýz sizlerde benim gibi? Hayata tozpembe bakamayacak kadar gerçekçi bir insaným, evet! Benimde herkes gibi, gerçekleþmesi bir türlü mümkün olmayan isteklerim, sonu gelmeyen kýsýr döngülerim, yitirdiklerim ve yarýna umutsuzca baktýðým çalkantýlarým var. Bütün bunlar, görmezden gelinecek kadar önemsiz deðil belki ama gülebilmek de gereksizlerimize ekleyeceðimiz detaylar olmamalý. Çünkü karamsar olamayacak kadar çok nedenimiz var. Mutlu olabilmek, tebessüm güzelliðidir, gözyaþlarýmýzý saklama telaþý deðil. Bence, gülebilmek için, birilerinin gelip sizi gýdýklamasýný beklemeyin. Ah bakýn þimdi bende güldüm. Hayýr yani güleceðimden deðil de, sinirlerim bozuldu! Aman ha, sakýn yanlýþ anlaþýlmasýn! Gülmek için mutlu olmayý beklemeyiniz, belki gülmeden ölürsünüz. ( Victor Hugo )
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Feray Korkmaz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |