..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Benim yaradýlýþýmda fevkalade olan birþey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yüzleþme > Ýlkiftar Ezberci




1 Mayýs 2005
Gitmeler Güncesi III  
“Sokaðýn gürültüsünü duyacak kadar taþlaþabilir mi insan?”

Ýlkiftar Ezberci


Hayatýmýn yollarda geçen yarýsýna, þimdi dönüp baktýðýmda, yollarýn birikip sokak olduklarýný görüp keyifleniyorum. Binlerce sokak ismi taþýyor olmanýn kendine has renkliliði, kendi çýkmazlarýna yenik bir kalbin içinde gökkuþaðý çeviremese de, minik gamze


:AHHH:
Hayatýmýn yollarda geçen yarýsýna, þimdi dönüp baktýðýmda, yollarýn birikip sokak olduklarýný görüp keyifleniyorum. Binlerce sokak ismi taþýyor olmanýn kendine has renkliliði, kendi çýkmazlarýna yenik bir kalbin içinde gökkuþaðý çeviremese de, minik gamzeler gibi dalýp dalýp gidiyor, taþýdýðý sokaklarýn çalgý þenlik kalabalýklarýna.

     Gemlik’te sokaklar meydandan sonra yokuþa sarýlýdýr mesela. Ýstanbul’da ve Trabzon’da da rastlayabilirsiniz böyle sokaklara. O sokaklarýn çocuklarý, toplarý denize doðru kanatlanmayý hemencecik öðrendiðinden, plastik toplarý ile evlerin salonlarýnda, kýrýlacak bir büfe camý, ya da vitrinde parçalanacak bir vazo yüzünden dayak yemeyi göze alan çocuklardýr. Plastik toplarýn en çok kuþlara özendiði bu sokaklarýn çocuklarýnýn, her birinin, iyi ya da kötü bir dayak anýsý vardýr bu yüzden. Rizeli çocuklarý da dahil edebiliriz bu çocuklar arasýna.

     Öte yandan, kuþlardan çok, alýç aðaçlarýna özenen toplarý olan çocuklar da vardýr. Eskiþehir’de, sokak aralarýnda top oynanabilir. Her ne kadar Odunpazarý bu konuda biraz inat ediyorsa da, onun gibiler pek azdýr. Toplar, önlerinde uzanan dar ama düz sokaklar nedeniyle vurdukça keyifle uzaklaþýr ve yalnýzlýklarýný sahiplenmeyi iyi bilirler. Emek mahallesi ile Doðanbüke’de de toplar kanala kaçar ve su ortasýnda narin narin salýnýp, kendilerini kenarda izleyen çocuklarýn üzgün bakýþlarý arasýnda salýna salýna gidiverirler.

     Toplar ve çocuklar arasýndaki olasý bütün iliþkiyi anlatmaktan bir kastým yok. Nihayetinde ben sokaksýz bir köyün çocuðuyum. Sonbaharda bir bahçede top oynadýðý için köy muhtarý tarafýndan cezalandýrýlan bir köyün çocuðuyum. Sokaklar, çocukluðun þahitleridir diyedir sözüm. Bir divan gibi, üzerine uzanmadan kimsenin çocukluðuna inemeyeceði sýralý evler, dar ya da geniþ yollar, evler arasýnda makaralar ile çamaþýr iplerinin asýldýðý ya da asýlmadýðý, omuz omuza ya da sýrt sýrta, önümü kapatýr diye bütün binalarýn diðer binalara ilk baþlarda ýsýnamadýðý, ilk misketin kazanýldýðý ya da kaybedildiði, ip atlayan kýzlarýn ve topaç çeviren oðlanlarýn gözlerinin henüz kirlenmediði o sokaklara inmeden sözüm yarýmdýr diye dilime doladým sokaklarý. Her ne kadar, artýk çocuklar kendi sokaklarýnda mahpus, bilgisayar ekraný renginde gözler taþýyorsa, sokaklar deðnekçilere, arabalara, kapkaççýlara, hýrsýzlara kalmýþsa da, yine de benim anlatýmsa bu, ben o sokaklar böyle olmadan koþuyordum onlarda. Topaç çevirmedim evet ip de atlamadým ama iyi misket oynardým. Þanslýydým ve. Yüzlerce misketi bir evin temeline çocukluðum orada emniyette diye gömen de benim. Annem misketlerim için beyaz bezden bir tabut bile yapmýþtý.Sokaðý olmayan bir köyün çocuðuyken nereden mi çýktý þimdi bu sokaklar. Sokaklar kadar taþlaþmýþtým. Erzurum’a Tahta arabalarla, hurma yapraðý paralarla, Eti Puf kaplarýnda alýnan elma ve armutlarý taþýyan çocuklardan biriydim. Hiç sokaðý olmayan bir köyden Erzurum’a gidiyorsun ya, Erzurum’u da duymuþuz babamýzdan. Sokaklar var orada demiþ babamýz. Ýsim bile vermiþ. Biz de koca Fýndýk Cevizinin gölgesinde yollar yapmýþýz. Erzurum’da hale giden arabalarýmýz Gürcü Kapý’dan geçecek, Sanayi Mahallesi var hem. Mahalleler sokaklardan mürekkep. Sokak yapmayý öðrenmenin keyfi de cabasý. Fýndýk Cevizinin altýndaki harman yerinde bir köye sýðan kocaman bir þehir yapmýþýz. Herkesin hayali kendi sokaðýný Hale yakýn kýlmak olunca da sokaðýn ne olduðunu bilmeden sokaklarý olan adamlar oluvermiþiz.

     Hayata, sokaðý olan bir çocuk olarak baþlamýþ olmamýn, bunca sokak biriktirmemle bir alakasý var mý, bunu bilmem ama, sokaðý dinlerken taþlaþmýþ olmayý, orada öðrendim. “Sokakta, insanýn insandan duyduðu”, derdi Ýstanbullu bir kadýn;

     -Sokakta insanýn insandan duyduðu, sokak olsun ya da olmasýn sadece insanýn insandan duyduðu þeydir. Oysa sokaðýn ne söylediðini bilmek için onun kadar taþlaþmýþ olmak gerekir.

     Ýyi de demiþtim ben de ona;

-“Sokaðýn gürültüsünü duyacak kadar taþlaþabilir mi insan?”

     Cevabýný hala sokaða bakan bir resmin altýnda taþýyorum.

     -Sokaðýn gürültüsü, sadece insanýn gürültüsü olursa buna gerek yoktur. Bir merdivenin gýcýrdamasý, ondan inen ya da çýkan birine iþaret ediyorsa, merdivenin neden gýcýrdadýðý açýktýr. Nihayetinde, insanlar hem kendileri hem de baþkalarý için merdiven deðil midirler? Oysa üzerinde biri yokken gýcýrdayan ahþap bir merdiveni anlamak için insan olmak yetmez..Çünkü gýcýrdayan çivide olabilir, tahta da. Sokaklar gibi. Evler mi gýcýrdýyor, yoksa kalpler mi, bunu çözmekle baþlamalý insan. Gelelim taþlaþýp taþlaþamayacaðýmýza, duvarlarý her seferinde yýkýlan insanlarýn, taþlaþamadýðýný düþünmek biraz komik olmaz mý? Tek ihtiyacýmýz biraz sabýr.



II.Mektup

N.Ezberci’ye

Ýlk harfi senden öðrendim. Karýn, bulut olmadýðýný ve plaj ayakkabýlarýmý baðlamayý da. Kendi türküsünü yazacak kadar cesur olmayý da senden öðrendiðimi unutmamalýyým. Sen de mi öðreneceðim çok þey vardý, yoksa ben mi çok hevesliydim, bunu hiç bilemeden, öðrendim de öðrendim.

Ayný þeyleri babana da yazmýþsýn dersin, þimdi sen. Kilerin olduðu üst katýn merdiven kepeneði üzerinde, ambardan aþýrdýðý reçelleri dedesi ile paylaþan bir annenin oðlu olduðunu mu söylemeliyim; yoksa, ilk aþkým için leylak kokusundan þikayet ettiðini mi? Öyle ya, ayrýlýðýn kokusudur senin için leylaðýn kokusu. Kaç senedir leylaklar arasýndasýn anne? Dur, aðlama. Gözyaþlarýný hazýr tuttuðunu unutmadým.

Zaman, anne, içinde ne kadar çok tutarsan, o kadar kolay kaybettiðin þey. Bir dakika öncenin tekrar yaþanmasý ihtimali yok? Ýlk evden çýkýþýmý hatýrlýyor musun? Siyah çantanýn kaderi demiþtin, siyah çantanýn kaderi, sürekli bir yerlere gidecek birileri ile gitmek.Sadece giden, tekrar gitmeye karar verinceye kadar bir yerlerde unutulmak. Sonrasý hep yol, hep gözönündelik. Hermann Hesse’in de bir bavulu vardýr. Kaplýcadan dönerken bir karýþýklýk olur ve kaybolur. Onu hikayesinde öylesine anlatýr ki, insanýn Hesse’in bavulu olasý gelir. Benim siyah bavulum olmak isteyen biri olur mu dersin? Leylaklarý anlatýrken neden mi geçtim zamana? Gözyaþlarýný hatýrlamak kadar acý vermiyor, çünkü zaman.

     Tanýdýðým ilk kadýn sensin. Seksen ihtilali yýllarýnda, çarþýnýn hemen altýndaki, iki katlý evde otururken, sokakta devriye gezen askerlere selam vermek için sokaða her kaçýþýmda, arkamdan gelen sendin.Askerlerin neden gezdiklerini sorduðumda, sobanýn baþýnda fokurdayan güðümü tutup, içinde odun parçalarý ve kabuklarý olan soba altlýðýna indirmiþ ve insanlar için buradalar demiþtin. Yýllar sonra bunu sana hatýrlattýðýmda ise, yalan mý söylemiþim sanki. Onlar insanlar için oradaydýlar diye tekrarlamýþtýn cevabýný. Ýnsanlar için orada olup olmadýklarýný deðil, senin hala ayný þeyi düþünüp düþünmediðini merak etmiþ olduðumu anladýðýn için de açýklamýþtýn, cevabýný. Ýnsanlar, kendilerini bir türlü insan olmanýn erdemine alýþtýramadýklarýndan, her zaman askerler vardýr insanlarýn hayatýnda. Ýnsan olmanýn erdemi, insan olmanýn kendisidir. Ýyi de anne diyecek olmuþtum;

     -Ýnsan olmanýn kendisi deðil midir bütün bunlarýn sebebi?

     Sen yine o bildik ve yukardan bakan, biraz aristokrat sevecenlikle;

     -Neden öyle olsun ki, ben de insaným.Ama ben kimseye zarar vermiyorum. Düþünmeyi bilenin doðru yolu, sadece kendisi için doðru yol ise o yolun doðru olduðunu kim iddia edebilir. Kendim için istemediðim þeyi baþkasý için de istemediðim zaman çözülebilecek hangi sorunum kalýr insan olan yanýmla...
     
     Ýhtilalin, kavganýn, askerlerin neden orada bulunuyor olduðunun cevabýný, hiçbir komplo teorisine bulaþmadan bu kadar kolay nasýl açýkladýðýný hep merak edip durdum yýllarca. Bunun senin bilgeliðin olmadýðýný söyledin hep, hatta bazen bunu açýklamanýn bilgelikle ilgisinin bile bulunmadýðýný yineledin. Çünkü;

     -Her þeyin kökü, varlýðýnýn içinde bulunandý. Ýnsan kendi kökünü dinamitlerken bireysel hýrslarý ile hareket edebilen ve bu hareketine iradi olarak karar veren tek canlýydý. Neden insanlara indirilen onlarca peygamber vardý da, hayvanlara indirilen tek bir peygamberden bahsedilmezdi.

     Dinsel esatirin ne kadar geçerli bir kanýt olacaðýný bilmiyorum ama söylediklerini, yýllarca her öðrendiðim þeyin içerisinde gördüm. Macciahavelli’nin Prensi, Hobbes, Rouessau ve diðerleri, bir þekilde dönüp dolaþýp ayný þeyi anlatýyorlardý. Bir gün, bir yerde “homo hominu lipus” ‘u duyduðumda, þaþkýnlýðým daha bir arttý. Her seferinde, tandýr ocaðýnda ufaklýðýn üniversite sýnavýný kazandýðýný öðrendiðimiz gün söylediklerin geldin aklýma;

     -Ýnsanlara sadece kendileri ile yarýþmalarý öðretilmeli bence, en baþta. Kendini geçemeyen insan baþkalarýný geçmiþ ne fayda.

     Kendimi geçmek için sokaklara açýldýðýmda sokaklarýn sadece onlarý duyabilecek kadar taþlaþtýðýmda anlaþýlabileceðini de senden öðrendim. Hayat dedin en baþta. Hayat sokakarasýnda sokaðýn neden sesli olduðunu anladýðýnda hayattýr. Çünkü þehirleri sokaklar kurar. Hiçbir þehrin sokak kurduðuna tanýk olamazsýn.

     Ýyi bir yarýþçý mýyým gözünde, yoksa sürekli yerimde saymaktan aþýnýyor muyum, bir gün bunu da söyleyeceðini biliyorum. Ellerinden öperim.

Ýlkiftar EZBERCÝ
27/04/2005
Antalya



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yüzleþme kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gitmeler Güncesi III
Gitmeler Güncesi


Ýlkiftar Ezberci kimdir?

bir serseriden ne çýkar,binlerce yolculuk çýkar.

Etkilendiði Yazarlar:
Brautigan, Hesse, Vian


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýlkiftar Ezberci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.