aslýnda görmek istemediðim þeyleri gördü falcý,
söylemek istemediklerimdi dudaklarýndan dökülen,
içimden gelen gözyaþlarýmýn sebepleriydi
tüm düþündüðüm
ve güneþin doðuþ sebebiyle ne kadar benzeþtiðiydi
doðuþumun
tüm düþündüðüm farklý olabilmekti birilerinden
ayný hayalleri kurarken diðerleriyle
aslýnda içimdeki sýkýntýnýn sebebiydi hayat
asla yaþamayý beceremediðim,
ne olacaksa olsun dediðim anlarý
duvarlarla çevrelediðim zamandý zaman,
ve huzuru bulmak için içtiðim kahvenin
karamsarlýðýmý yansýttýðý andý o an,
ve falcý aslýnda yüreðimdi
mantýða tutsak edildiðim zamanda.
ve kahve telvesinde eksik olan huzurdu
hep aradýðým.
ve hep bulduðumda deðilde,
kaybettiðimde farkettiðimdi huzur.
aslýnda hayat tam da buydu
bir kahve telvesinde þekillenip
falcýnýn dudaklarýyla seslenen
ve bir su akýcýlýðýnýn ardýndan
izi bile kalmayan.