Erkekler, erkekler ve yine erkekler. Kadýn erkeksiz, erkekte kadýnsýz yapamaz. Doðanýn dengesi bu iki varlýk üzerine kurulmuþtur. Bütün kainattaki her þey insan oðlunun yararýna sunulmuþtur. Yüce yaradan insanoðlunun emrine sayýsýz nimetler sunmuþtur. Bunlarý yaparken bütün yarattýklarýndan erkek ve diþi olmak üzere bir çift yaratmýþ, yaratýrken de erkeði diþiye oranla daha sert ve daha güçlü kýlmýþ hatta bu konuda en sevdiði kulu Habibi de “Allah’ü Teala kulun kula secde etmesini emretseydi. Bende kadýnýn kocasýna secde etmesini emrederdim.” Buyurarak bu konuda ne kadar hassas olduðunu göstermiþtir.
Fakat diðer taraftan da “Kadýnlarýnýza eziyet etmeyin, onlar sizin tarlanýzdýr.” Buyurarak kadýnlarý da yüceltmiþtir. Peki o halde erkekler ne kadar bu hadiseye uyuyor. Kaçta kaçý! Ya da erkek olmanýn nimetinden yararlanýp, ne kadar ileri gidebiliyorlar?! Benim gördüðüm kadar erkekler bu konu da o kadar ileriye gidiyorlar ki her þeyi kendi istek ve arzularýna göre yönlendirip, hiç taviz vermezler. Özellikle kýrsal kesimde kadýný köle gibi kullanýyorlar.
Birkaç gün önce bir konferansa gittim. Çocuk eðitimi üzerine konuþma yapan erkek Profesörün çocuk eðitiminden çok erkeklerin yanlýþlarýndan eþlerine karþý ne kadar anlayýþsýz ve kaba davrandýklarýndan bahsetti. Yaptýðý araþtýrmalardan bu sonucun hiçte küçümsenmeyecek derecede olduðunu gözler önüne seriyordu.
Ben bir feminist deðilim ama biz kendimizi eðitiyoruz; erkeklere daha iyi görünmek, iyi beslemek, daha fazla huzur vermek için ne hallere katlanýyoruz. Çocuklarýmýzý eðitiyoruz, çocuk eðitimi ile ilgili nerde bir kitap nerde bir haber bulsak üzerine atlýyoruz. Çocuklarýmýzý en iyi þekilde yetiþtirmek için uðraþýyoruz. Komþularýmýzla bilgi alýþveriþinde bulunuyor.
Peki biz bu kadar didinip dururken, erkekler ne yapýyor? Ben erkeðim benim sorumluluðum evin maddi konularýný çözmek, ben çalýþýyorum, para kazanýyorum ama benim sorumluluðum sadece para kazanýp evin ihtiyaçlarýný gidermek deyip. Evin kapýsýndan içeri girerken, adeta kral gibi girip tahtýna oturuyor. Bütün istekleri tek tek önüne geliyor. Yemeði, meyvesi, çayý daha sonra elinden hiç düþürmediði TV kumandasýyla yataðýna uzanýyor ve bütün yorgunluðunu atýyor. Yani kýsacasý diþi aslanýn, erkek aslana sunduðu nimetler evin erkeðine sunuluyor. Bilmez ki o günün 10-12 saatini çalýþýrken, evdeki hanýmý 16-18 saat çalýþýyor. Ama onun yaptýðý iþin parasal bir deðeri olmadýðý için önemsizdir. Peki nerde kaldý karýsýna karþý söyleyeceði bir iki kelimelik sohbet. Nerde kaldý çocuðunun eðitimi! Akþamdan akþama ailesine verecek az bir sevgisini de TV karþýsýnda yada uyuklayarak geçirmek onu mutlu eder.
Çocuklarýmýzý eðitmek çok kolaydýr. Biz onlarýn anneleriyiz, küçük olduklarý için bize ihtiyaçlarý vardýr ve bizsiz yapamazlar ama erkekler nasýl eðitilecek bütün mesele bu! Bu konuya þöyle bir çözüm de getirmek mümkün. Eðer biz güçlüysek her iþin üstesinden gelebiliyorsak., çocuklarý eðitebiliyorsak, pekala erkekleri de eðitebiliriz.
Erkekleri eðitmek o kadar zor olmasa gerek. Biraz sevgi, biraz anlayýþ, biraz özveri hepsi bundan ibaret. Erkekler için ne kadar zor olabilir ki. Ýþten gelirken yol kenarýnda bir tane papatyayý kopartýp, kapýyý açan karýsýna gülümseyerek vermek. Konuþmaya yada kelimelere ihtiyaç bile yoktur. Yada ne kadar zor olabilir heyecanla yolunu bekleyen çocuðuna “Git baþýmdan, birazcýkta yarýn anlat” diyeceðine gülümseyerek dizine oturtup çocuðunun anlattýðý masallarý, hikayeleri dinlemek. Ya da ne kadar zor olabilir bir günlüðüne televizyonun esiri olmayýp! Kapatma düðmesine basýp “Hadi bugün sohbet edelim. “demek. Çok þey mi istiyoruz. Evet erkekleri eðitmemiz þart. Ýnanýyorum ki bir gün erkekleri en azýndan eþlerimizi eðiteceðiz. Çok deðil azýcýk eðitilsinler yeter.