Dünyada iki harften oluþan yer adlarý bir elin parmaklarýndan daha da azdýr.Hemþehrilerimiz sanki farklýlýklarýnýn niþaný olsun diye bu adý koymuþlar þehirlerine.Hakikaten de Trabzon’a baðlý bir ilçe konumunda olan Of her yönüyle þahsýna münhasýr hususiyetler taþýyan bir yerleþim yeridir.
     Of,Trabzon’un en köklü ve büyük ilçeleri arasýnda ikinci sýradadýr.Bilindiði gibi Çaykara ve Hayrat önceleri buraya baðlýydý.Bu beldeler ilçe olunca doðal olarak Of da yüzölçümü bakýmýndan küçülmüþtür.
     Trabzon’a 50 kilometre uzaklýkta olan Of’un doðusunda Rize,batýsýnda Sürmene,güneyinde Hayrat ve Dernekpazarý,kuzeyinde Karadeniz bulunmaktadýr.Denizle olan seviyesi sadece on metredir.En önemli akarsularý Doðu Karadeniz Daðlarý’nýn kuzey istikametinde doðup ilerledikçe yan kollar alarak büyüyen Solaklý ve Baltacý dereleridir.
     Of’a hayat veren çaydýr.Arazinin engebeli olmasý yüzünden modern tarým aletlerini kullanmak mümkün olmamaktadýr.Ýlçede çayýn alternatifi yine çaydýr.Fýndýk,mýsýr,patates,kara lahana,fasulye gibi ürünlerin yetiþtirilmesi çayla boy ölçüþebilecek boyutta deðildir.
     Karayla denizin güzel bir kompozisyon oluþturduðu bu þirin ilçe, gelecekte il olmaya aday görünmektedir.Zaten Oflular kendilerini Trabzonlu olarak görmezler.Nerelisin sorusuna hep: “Ofli’yum” cevabýný verirler.Daha da ileri gidip Of’un nereye baðlý olduðunu sorduðunuzda “Yukariya,direk Allah’a baðliyuk” cevabýný verirler.
     Türkiye’deki pek çok büyük ilçe il olma yarýþý içerisindedir.Bunlardan birisi de þüphesiz ki Of’tur.Aslýnda Trabzon’a uzaklýðý ve genel yapýsý itibariyle bu ileriki yýllarda gerçekleþebilecek bir düþüncedir.Böyle bir durumda Rize’ye baðlý Ýyidere ve Kalkandere halký Of’a baðlanmayý tercih edeceklerini belirtmiþlerdir.Bunun yanýnda Of’un art bölgesi olan Hayrat,Dernekpazarý ve hatta Çaykara böyle bir yapýlanmada Of’a baðlanmaya razý olacaklarýna inanýyorum.Zaten Hayratlýlar kendilerini her zaman Oflu olarak görürler.Ýlçe olduklarýna bin piþmandýrlar.Ýlçe olmadan evvel Of adý onlarýn hem itibarýný artýrýyor,hem de iþlerini kolaylaþtýrýyordu.Görüldüðü gibi Of hem nüfus,hem de nüfuz açýsýndan il olmaya namzettir.Bunu derken bazýlarý belli ki býyýk altýndan gülüyordur.Fakat ben inanýyorum ki azmin ve gayretin sembolü olan Oflular gelecekte bunu da baþaracaklardýr.
     Of, eðitim potansiyeli açýsýndan ileri bir seviyededir.Of’un âlimleri ve hocalarý dünyaca meþhurdur. 1898 Eðitim Bakanlýðý Raporuna (Maarif Salnamesi) göre Trabzon'un üç kütüphanesinde 1500 kitap varken, Gümüþhanevi Ahmet Ziyaüddin Efendi tarafýndan Of'ta kurulan Hacý Ahmet Kütüphanesi'nde 800 kitap olduðu bildiriliyor. 1914 yýlýna ait Ýstanbul Þeyhülislâmlýk arþivlerinde Of'ta 69 medrese olduðu kaydedilmiþ. Arþive göre Of'ta 69 müderris, 1490 öðrenci bulunuyormuþ.Bu rakamlar Of’un eðitime ne kadar ehemmiyet verdiðini ortaya koyuyor.Bu gelenek eskisi kadar olmasa da bugün de devam etmektedir.
     Of her yönüyle ilginç bir yerdir.Türkiye’de hanedanlýðýn hüküm sürdüðü tek yer Of’tur.Bu þehri 124 yýldan beri ayný sülâle,Sarýalioðlu sülâlesi yönetiyor. Ýlk Belediye Reisi Sarýalizâde Ömer Lütfü Bey 52 sene görev yapmýþ. Ondan sonra ayný sülâleden gelen sekiz belediye reisi toplam 68 yýl görev almýþlar. Son belediye baþkaný Oktay Sarýalioðlu da ayný soydan geliyor.Býrakýn Türkiye’yi, bunun belki de dünyada da bir örneði yoktur.
     Bu ilçeyi enteresan yapan unsurlarýn baþýnda da adý gelmektedir.Türkiye’de iki harften oluþan bir baþka yer adý yoktur.Of adýnýn menþei konusunda deðiþik rivayetler mevcuttur.Birinci rivayet þudur:Bilindiði gibi bu topraklarda daha evvel Rumlar yaþamaktaydý.Yunanca’da yýlan sözcüðünün karþýlýðý “Ofis” dir.Arazi yapýsý parçalý ve kývrýmlý olduðu için bu durum yollarýn da ayný þekli almasýna yol açmýþtýr.Yollar kývrýmlý olduðu için de buraya Ofis denmiþ;bu zamanla deðiþerek Of hâlini almýþtýr.
     Ýkinci rivayet þöyle anlatýlýr:Eski çaðlarda burada Turanî ýrkýna mensup kavimler yaþýyordu.Bunlar silâh yapýmýnda ustaydýlar.Güney Sibirya Türkleri’nde de silâha “Op” deniliyordu.Onlar da bu kelimeyi silâh karþýlýðý olarak kullanýyorlardý.Bu söz halk arasýnda zamanla “Of” a dönüþmüþtür.
     Son rivayet ise þöyle:Kumanlar’da “Ofþin diye bir kelime vardý.Bunun anlamý “hiddetli bir tavýrla vatanýný korumak”tý.Bu kelime zamanla deðiþerek Of’a dönüþmüþtür.
     Bunlarýn hepsi birer rivayet!...Fakat bunlar arasýnda, yörede Orta Asya’dan göç etmiþ Turanî kökenli insanlarýn yaþamýþ olmasý hasebiyle ikinci görüþ akla ve mantýða daha uygundur.
     Oflular çalýþkan,zeki ve uyanýk insanlardýr.Dünyanýn neresine giderseniz gidin orada bir Oflu’yla karþýlaþmanýz muhtemeldir.Bu insanlar alýnteriyle çok büyük baþarýlara imza atmýþlardýr.Ýþçi olarak girdikleri iþlerde kýsa zamanda ilerleyerek patron konumuna yükselmiþlerdir.Hatta bu hususta bir de fýkra anlatýlýr:
     “Oflu biri,Amerika’da bir hemþehrisiyle karþýlaþýr.Biraz sohbetten sonra hemþehrisi sorar:
     -Ne iþ yapýyorsun burada?
     -Gelduðumdan beri ayný fabrikada çalýþýyrum.
     -Arkadaþý hiddetle:
     -Ne biçim Ofli’sun sen?Onca zamandur çaliþta ,çaliþtuðun fabrikanun sahibi olma!...
     -Olamam ya!...
     -Neden?
     -Çunki çaliþtuðum fabrikanun sahibi de Ofli de ondan.”
     Of,Trabzon’un gözbebeði,yüzaký!...Onlarýn çalýþkanlýklarý ve baþarýlarý hepimizi gururlandýrýyor..Fakat Oflular ne kadar çalýþkansa,bir o kadar da inatçý ve hýrslý…Þeytanla savaþýp onu yenen baþka bir insan örneði var mý dünyada?
     Of geleceðin þehri!...Oflular bu þehrin usta mimarlarý!...Bunlarý Of’la büyük bir rekabet içerisinde olan Sürmeneli(Köprübaþýlý) biri olarak söylemekten gocunmuyorum.Allah onlarý baþýmýzdan eksik etmesin;inat üzereyken þerlerinden uzak tutsun.

e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com