..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Çocuklarýn eðitimi, zaman kazanmak için nasýl zaman yitireceðimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Parça > Mehmet Sinan Gür




20 Ocak 2002
Ýnsanýn Yükseliþi  
Mehmet Sinan Gür
Ýnsan nasýl topluluk oldu? Küreselleþmenin baþlangýcý. Bu yalnýzca bir bölüm.


:CCBH:
Önsöz

Bütün bilimkurgu öyküler bilimdýþýdýr. Çünkü onlar bilim ve kurgudan oluþur. O yüzden böyle öykülerde bilime harfi harfine uymak gibi bir zorunluluk yoktur. Ben de bu öyküyü yazarken her zaman olduðu gibi rahat davranmaya çalýþtým. Siz de o gözle bakarak, okuyarak deðerlendirin lütfen. Öyküde geçen olaylarýn doðruluðunu kanýtlayacak bilimsel hiçbir temel yok. Olaylar her öyküde olduðu gibi ortada dolaþan söylentilere ve hayal gücüne dayanmakta. Ýnsanýn keþke öyle olsaydý gibisinden bir fantezisinin gerçekmiþ gibi anlatýlmasýndan baka bir þey deðil bu öykü. Ancak bugüne kadar yaþadýklarýmýzý biraz anýmsatýyor gibi sanki...

Bununla birlikte bu öyküyü okuyan kiþilerin içinde bir “acaba?” duygusu uyanabilir. Geçmiþte dünyada uzay yolculuklarý yapabilecek kadar geliþmiþ bir uygarlýk var mýydý? Tarih tekerrürden mi ibarettir? Yaþamakta olduðumuz ve yaþayacaðýmýz olaylar acaba daha önce yaþanmýþ mýydý? Olabilir mi böyle bir þey? O “acaba?” nýn doðru olup olmadýðýný belki hiçbir zaman öðrenemeyeceðiz, hiçbir zaman emin olamayacaðýz. Belki de biz yaþarken anlaþýlacak. Doðruysa eðer, (çok az da olsa bir doðru olma olasýlýðý var) yaþantýmýza ve dünyamýza daha farklý bakacaðýz. Doðru deðilse, -ki þimdiki düþüncemiz odur- bir kaybýmýz yok. Öykü için “Yalnýzca bir fantezi idi “ der geçeriz, olur biter.

...

Uzayda bir yerde

Çok, çok eski zamanlarda, evrenin bulunduðumuz bölgesinde yaþlý ve büyük bir yýldýz vardý. Evrendeki diðer yýldýzlar gibi yaþantýsýný sürdürüyordu. Büyük yýldýzlarýn ömrü kýsa olur. Bu bölgede uzun süredir her þey duraðanmýþ gibi görünürken, yaþlý yýldýzda bir deðiþiklik, bir kýpýrdanma baþladý. Sanki yýldýzýn bulunduðu yer artýk kendisine dar geliyordu. Yýldýz, baþý istemeden derde giren birinin ya da son cinsel deneyimini yaþayacak ve sabaha sað çýkmayacak bir adamýn kalbi gibi küt küt atýyordu. Yýldýzýn içinde dengede duran güçler kontrolden çýkmak üzereydi. Güçlerin bir kýsmý dýþarý gitmek isterken, bir kýsmý küçülmek istiyordu. Savaþý dýþarýya gitmek isteyen güç kazandý. Ýki güç arasýndaki denge bozulunca ani bir patlama ile yaþlý yýldýz milyonlarca kilometre uzaklara saçýldý. Darmadaðýn oldu yýldýz. (Bu olayý, en yakýnýndaki komþu yýldýzda yaþayanlar olsaydý 4 ýþýk yýlý sonra, bir uzay ýþýk gösterisi olarak heyecanla izleyeceklerdi.) Alev alev yanan gazlar, yýldýz saðlamken ortasýnda duran aðýr madenler her yeri kapladý. Ancak daðýlan maddelerin bir bölümü daha sonra gene kendi çekim güçlerine dayanamayarak yeniden bir araya geldiler. Bir süre sonra eski yýldýzýn mirasý üzerinde yeni bir yýldýz oluþtu. Eski yýldýzdan kopup yeni yýldýza katýlmayan parçalar, onun çevresinde dönerek disk biçiminde gaz ve toz bulutlarýný oluþturdu. Zamanla bunlar da toplaþarak gezegenlere, yýldýz kadar büyük olmasa da çekim odaklarýna dönüþtüler.

Uzayda bu yýldýz gibi daðýlmýþ ve parçalarý çevrede uçuþan sayýsýz yýldýz ve gezegen vardý. Onlarýn parçalarý da bu gezegenlerin üzerine düþtüler. Parçalarýn bazýlarýnýn içlerinde, her türlü kötü þarta raðmen sað kalmayý baþarmýþ canlý organizmalar vardý. Oluþan gezegenlerin birinde ise canlýlarýn yaþayýp geliþebileceði uygun bir ortam vardý. Öyle de oldu; uygun bir zamanda o gezegene düþen canlý organizmalar ortamdan yararlanarak yaþamaya ve çeþitlenmeye baþladýlar. Canlýlarýn içinden akýllý canlýlarýn sivrilebilmesi için tam 4 milyar 350 milyon yýl geçmesi gerekti. Çok sonra bu canlýlar yaþadýklarý gezegene Dünya, yýldýzlarýna Güneþ diyecekler, oluþan diðer gezegenlere de deðiþik isimler verecekler, kendilerine de insan diyeceklerdi. Günümüzden 245 milyon yýl önceydi. Ýnsanlar henüz çok ilkel bir yaþam sürüyordu. Uzayýn varlýðýndan habersizdiler ve neyin üzerinde yaþadýklarýný da bilmiyorlardý. Öykümüz o zamanda baþlýyor.

...

Devletin doðuþu

Ormanýn baþladýðý alandan biraz ötede bir þempanze, uzun otlarýn arasýnda kah iki, kah dört ayaðýnýn üzerinde ormana doðru kaçýyordu. Bir an durdu, arkasýna baktý, evet, hiç þüphe yok, geliyorlardý. Ayný yönde koþmaya devam etti. Ýki ayaklýlar... Kendisinden en az üç kez daha iri cüsseli, koþarken bile ön ayaklarýný kullanmaya gerek duymayan iki ayaklýlar, fazla acele etmeden ona doðru yaklaþýyorlardý. Þempanze ormana varýr varmaz bir çýrpýda önüne çýkan ilk aðaca týrmandý. Daldan dala atlayarak ormanýn içine doðru kaçmaya devam etti. Kendisini emniyette hissettiði yerde durup yeniden geldiði yöne baktý. Ýki ayaklýlar yürümeye devam ediyorlardý. Þempanze saymasýný bilmiyordu ama adamlar üç kiþiydiler. Hepsi de ellerinde büyük taþlar tutuyorlardý. Ormana ulaþtýklarýnda ortada yürüyeni diðerlerinden saða ve sola gitmelerini istedi. Adamlar biraz açýldýktan sonra aðaçlarýn dibinde yere çöküp kendilerini gizlediler.

Saçý sakalý aðarmýþ, kendisinin de bilmediði uzun bir süredir aðacýn dibinde kýpýrdamadan durmaya devam eden yaþlý adamýn çýplak dizleri iki büklüm durmaktan önce biraz aðrýmýþ sonra uyuþmuþtu. Nefesini bile kontrollü olarak alýp veriyor çýt çýkarmamaya çalýþýyordu. Diðer aðaçlarýn dibinde ayný biçimde duran adamlar muhtemelen oðlu olabilecek yaþta gençlerdi. Biri olgun, ikisi genç üç yetiþkin adam aðaçlarýn dibinde bir üçgen oluþturmuþ, bekliyorlardý. Kýçý kýrýk þempanze umurlarýnda deðildi. Etine dolgun bir hayvaný tuzaða düþürmek niyetindeydiler. Þempanze onlarýn ne yapmak istediklerini anlamýþtý. Bu adamlar bir yakalasalar benzerliðe filan bakmaz onu da yerlerdi.

Uzun bir süre sonra yaþlý adam bekledikleri avýn, bir ceylanýn yaklaþmakta olduðunu gördü. Son zamanlarda ceylanlarýn doðal düþmanlarý, et yiyen hayvanlara ek olarak iki ayaklý yeni bir düþman daha türemiþti. Bu düþman yakýn zaman kadar bitkilerle beslenirken ne olduysa aniden et yeme alýþkanlýðý edinmiþti. Ceylan ve þempanze bunun neden böyle olduðunu bilmiyorlardý. Bildikleri tek þey onlarýn da artýk yýrtýcý hayvanlar gibi kötü niyetli olduðu idi. Sanki yiyecek baþka þey yokmuþ gibi yürümek, koþmak için kullandýklarý bacaklarýný yemek istiyorlardý. Tuzaktan habersiz ceylan havayý koklayarak ve gene de ürkek hareketlerle üçgenin ortasýna girdi. Bir þeylerden þüpheleniyordu ama tam olarak anlayamýyordu. Anladýðýnda ise onun için artýk çok geç olmuþtu. Aniden ceylanýn en yakýnýndaki adam elinde taþla, nara atarak yerinden fýrladý, ceylanýn üzerine doðru hamle yaptý. Þempanze de bir çýðlýk attý. Adamý gören ceylan düþünmeksizin tam ters yöne doðru kaçmaya baþladý. Adam ceylaný yakalayamadý ama fýrlattýðý taþ ceylanýn kalça kemiðine geldi. Hayvan sendeledi. Kaçtýðý yönde biri daha vardý. Neredeyse adamýn kucaðýna düþmüþtü. O da hemen oturduðu yerden doðruldu ve taþýný ceylanýn baþýna indirdi. Ceylan yere yýkýldý, toparlanýr gibi oldu ama genç adam üstüne atladý. Onu boynundan yakalamaya çalýþýyordu. Ceylanla adam yerde boðuþurlarken diðerleri yetiþtiler. Üçü birden taþlarla kafasýna vura vura ceylaný öldürdüler. Hayvan yerde hareketsiz kalmýþtý. Artýk bir canlý deðil, biçimi ceylana benzeyen karýn doyuracak bir et yýðýný idi. Adamlar iþlerini bitirdiklerinde nefes nefese kalmýþlardý. Yere oturdular, gülmeye baþladýlar. Mücadele sýrasýnda aldýklarý ufak tefek yaralara aldýrmýyorlardý. Avlarýnýn baþýnda birlikte bir zafer çýðlýðý attýktan sonra hayvaný yüklenip o gün de kendilerinin, karýlarýnýn ve çocuklarýnýn karýnlarýnýn doyacaðýný bilme mutluluðu ile kamplarýna doðru yola çýktýlar.

Þempanze çýðlýk çýðlýða tepeden olan biteni izlemiþti. Olduðu yerde zýplýyor, korkusundan titriyordu. Ýki ayaklýlarýn gittiðini görünce rahat bir nefes aldý. Gördükleri onu germiþti. O da açlýk hissetti. Kayarak aðaçtan aþaðý indi. Gitti, ormanýn dýþýnda tek baþýna yetiþmiþ bir meyve aðacýna çýktý. Aðaçtaki yetiþmiþ meyveleri kokladý. Beðenmedi. Henüz tam olgunlaþmamýþlardý. Onlarý koparmadý; daha sonra yemek üzere dalýnda býraktý. Karnýný doyurmak için baþka bir çözüm bulmalýydý. Yeniden aþaðý indi. Çevresine bakýndý ve çözümü buldu. Yerden uzun, düzgün bir ot kopardý. Onu küçük yapraklarýndan, dallarýndan temizledi. Ýnce kabuðunu soydu. Temiz bir çöp haline getirdi. Þimdi iþ bir karýnca yuvasý bulmaya kalmýþtý. Onu da buldu. Hazýrladýðý çöpü o þekilde gözüne kestirdiði yuvanýn aðzýndan içeriye soktu. Çöpü dýþarýya çýkardýðýnda üzerinde çöpe tutunmuþ karýncalar görünüyordu. Çöpü dikkatle aðzýna götürüp dili ve dudaklarýyla üzerindeki karýncalarý sýyýrdý. Biraz çiðnedikten sonra afiyetle midesine indirdi. Sonra ayný þeyi bir daha yapýyordu ki yanýnda küçük bir karaltý belirdi. Bu, þempanzenin diþisi idi. Elinde düzgün soyulmuþ bir çöp tutuyordu ve büyük bir olasýlýkla gülümsüyordu. Ýki þempanze hava kararana kadar karýnca yuvasýna çöplerini daldýrarak karýnlarýný bir güzel doyurdular. Karýncalar çok lezzetliydiler.

...

Üç yetiþkin adam avladýklarý avla birlikte kamplarýna ulaþtýklarýnda karýlarý ve çocuklarý tarafýndan sevinç gösterileriyle karþýlandýlar. Nasýl sevinmesinler, belki bir aydan uzun bir süredir boðazlarýndan et geçmemiþti. Bu etle uzun süre karýnlarý tok olarak yaþayacaklardý. Çocuklar babalarýndan çok þey öðrenmiþler, birlikte ava çýkmýþlar, zor þartlar altýnda bazýlarý yaþamýný yitirmiþ, bazýlarý sað kalmayý baþarmýþtý. Yetiþkin adamýn sað kalan erkek çocuklarý büyüdüklerinde babalarýndan ayrýlmamýþlar, avlara birlikte çýkmaya devam etmiþlerdi. Ayrýlsalardý hayatta kalma þanslarý þimdikinden az olurdu. Çocuklar büyüdüklerinde ve akýllarý ermeðe baþladýðýnda ayný zamanda paylaþmayý da öðrenmiþlerdi. Ýtiþip kakýþmak yerine adil bir paylaþým yaptýklarýnda ikisi de karlý oluyordu.

Üç ailelik topluluðun zamanla nüfusu arttý. Bu yolla topluluða yeni aileler katýldý. Bir arada yaþayan aileler eskisine göre ister istemez farklý bir yapý içine girmiþti. Birlikte yaþamalarý onlar için iyi idi. Ancak bu durum yeni ve baþka sorunlara neden oluyordu. Aileler arasýndaki sorunlarýn çözümünü yaþý en büyük olan kiþi, yani baba veya büyükbaba (belki de babaanne) saðlýyordu. En büyük sorun elde edilen yiyeceðin paylaþým sorunu idi; özellikle az olduðu zamanlar... Bu gibi durumlarda yaþlý baþkan mümkün olduðunca adil olmaya çalýþýrdý. Ne de olsa iki taraf da kendi kanýndan geliyordu.

Kampýný bir dere kenarýna kurmuþ küçük topluluðun mutluluðu çok sürmedi. O sene ilkbaharda çok az yaðmur yaðmýþtý. Yükseklerden gelen kar sularý bitkilerin geliþmesi için yetersiz kalmýþtý. Bu yüzden otçul hayvanlarýn çoðu ya ölmüþler ya da bölgeyi terk edip baþka yerlere gitmiþlerdi. Meyveler bir önceki yýlda olduðu gibi yeterli büyüklüðe ve sayýya ulaþmamýþtý. Beþ ailelik küçük köyün sakinleri ne yapacaklarýný kara kara düþünüyorlardý. Ýki aileye yeni üyeler katýlmýþ, diðer üç ailenin yeni üyelerinin de eli kulaðýnda katýlmak üzereydi. Her ailenin üçer dörder çocuðu vardý. Bir haftadýr doðru dürüst bir þey yememiþlerdi. Ellerindeki silahlar yenmiyordu. Yapraklarýn, otlarýn tadý damak zevklerine göre çok acýydý. Çevrelerinde var olan bütün meyveleri, hatta ham olanlarýný bile yemiþ bitirmiþlerdi. Ýnsanýn karný aç olunca bir sene sonra meyvelerin tekrar olgunlaþmasýný bekleyemiyordu. Bir gün köyün avcýlýk yapan erkekleri toplandýlar. Ýçlerinden bir grubun vahþi hayvanlara karþý kampý korumasýna, geri kalanlarýn silahlarýný alýp derenin açtýðý, kývrýla kývrýla giden vadi boyunca aþaðýlara doðru inmesine karar verdiler.

Avcýlar av silahlarýný alýp köyden ayrýlýp yürüyüþe baþladýlar; bütün gün suyun aktýðý yönde yürüdüler. Gece olunca konakladýlar. Yiyecek bir þey yoktu, yalnýzca su içtiler. Ertesi gün de yürüyüþe devam ettiler. Kamptan uzakta ikinci gecelerini geçirdiler. O güne kadar kamptan hiç bu kadar uzaklaþmamýþlardý. Hem vahþi hayvanlara karþý hem de bir av olur ümidiyle çevrelerini dikkatle gözlüyorlardý. En önde giden, önceden avladýklarý hayvanlarýn deri parçalarýyla örtünmüþ genç adam sarmaþýk kullanarak bir taþ baðladýðý elindeki dal parçasýný sýký sýký tutuyordu. Esmer, kemikli yüzü gergindi. Kalýn kaþlý kara gözlerini kýsmýþ, çevresini kollayarak ilerliyordu. Diðerleri onu takip ediyorlardý.

Yürüyüþlerinin üçüncü günü öðleden sonra bir þelalenin baþýna geldiler. Uzakta, vadinin ucunda bir mavilik görünüyordu. Bu derenin sularýna karýþtýðý bir göldü. Heyecan ve sevinçle gölü birbirlerine gösterdiler. Göle ulaþmak için dikkati emniyeti unutup doðal patika yollarda, yokuþ aþaðý çýplak adýmlarýný sýklaþtýrdýlar. Göle ulaþtýklarýnda ise mutluluktan uçabilirdiler. Göl balýkla kaynýyordu.

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Düzgün bir anlatým
Gönderen: Murat M. UÐURLU / Ýstanbul/Türkiye
31 Mart 2005
Bizzat gündelik yaþam içinde demografik ve sosyal deðiþimin vurgulanmasý düzgün bir anlatým dilitle olunca, doðrusu hoþ bir öyküye dönmüþ. Yüzüklerin Efendisi tarzý kurgulardan daha akýlcý. Yazýlarla kalýn. M.M.UÐURLU




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
01 02 Yamantau
Büyükada
01 01 Göçmen Kelebekler

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.