Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Proust’un "Kayýp Zamanýn Ýzinde" romanýndaki Françoise karakteri gibi davranmýyor muyduk çoðu zaman iþ hayatýnda? Bu davranýþýn bilgiç gözükmekten baþka nedenleri de vardý tabi. Çoðunlukla vaktimizi bu tür sohbetlerle harcamamak için bilmediðimiz bir konuda bilir gözüküp daha fazla açýklama gelmesin istiyorduk karþý taraftan. - Gömleðin ne güzelmiþ, nerden aldýn? - Haþim Ýþcan Caddesini biliyor musun? - Evet (?) - Caddenin sonuna doðru ufak bir cami var ya, - Evet (??) - Onun arkasýnda ufak bir gömlekçi var, epey hesaplý, çok da iyi kumaþý filan. Gidersen adýmý söyle ona, ahbap olduk sayýlýr artýk adamla. - Tamam söylerim. Evet’ler doðru deðildi. Belki gömleðe olan övgüde doðruluk payý vardý ama tarifli açýk adrese hiç gerek yoktu. Ben kendime gömlek alacaðým demedim ki. Ayrýca adýný filan da söylemem gömlekçine gitsem bile. Kamuya açýk bir hizmeti alýrken neden bir ayrýcalýk istiyeyim ki? Herkese eþit hizmet sunmasý gerekmez mi bir esnafýn? Ama bunlarý seninle paylaþacak vaktim yok. Zaten bu tür paylaþýmý da beklediðini ya da istediðini hiç sanmam. - Hadi kolay gelsin, görüþürüz - Adý Mehmet Efendi. - Efendim - Gömlekçinin adý. - Tamam, saðol. Ama Proust’un hakkýný yemeyelim, bilgiçlik taslamak da pek yaygýn bir sebebidir bu sahte onaylarýn. Hatta sahte onaylarla yetinmeyip üzerine eklentiler yapacak kadar rekabetsever Françoise’larýmýz da var bizim. - Volkan, bu parçalarý satamaz mýyýz? - Hayýr Birol Bey, müþteri logosu var ya üzerinde, marka imajýný zedelenirmiþ, adamlar o yüzden izin vermemiþti satmamýza. - Ben de iþte kimle konuþtun diye soracaktým, ya da yazýlý bir þey var mý diye (?) - Satýnalma’dan Michael'in bir e-maili var, size de atmýþ - Hah, çünkü ben de gördüðümü hatýrlýyorum öyle bir yazýyý (?) , yaþa Volkan. Tarihi neydi? Sen çok yaþa Birol Bey. Gerçi çok yaþaþan da öðreneceðin çok þey kalmamýþ gibi gözüküyor. Çünkü en azýndan seninle konuþtuðumuz hiçbir konuda bilmediðin bir þey yok anladýðým kadarýyla. Oysa bilmediðini itiraf etsen bazen, ve þaþýrsan, örneðin bu defa sana o parçalarýn saðdan direksiyonlu araçlar için olduklarýný ve þu an toplantýda bulunduðunuz Orta Doðulu dostlarýmýzýn bunlarý oralarda satamayacaklarýný da söylerdim. Ama mutlaka bunu da biliyorsundur. O nedenle artýk sahte onaylarla baþýmý sallamýyorum fazlaca. Böyle bir þeyi dalgýnlýkla ve vakit kazanmak için yaptýysam nedir bu acele diyorum kendime? Her acele bilgiçliðimde, Proust’un “yaptýklarý iþ ne kadar aptalca olursa olsun, o iþi yapmaya ‘hiç zamanlarý yokmuþ’ gibi davranýp bundan tatmin olan ‘meþgul’ insanlar” grubuna girmek üzere olduðumu hissedip onayýmý geri alýyorum. “Pardon, bilmiyorum ben onu” diyerek. Meþgul görünme isteði, yaptýðýmýz iþin anlamsýzlýðýný saklamak içinmiþ gibi geliyor bana. Belki “ben anlamsýz bir iþ yapýyorum, o yüzden lüzumsuz bir adamým” diyemeyeceðimiz için “görün bakýn, ne denli yararlý ve faydalýyým ki, bir sürü iþ ve sorumluluk var üzerimde” diyoruz meþgul görünerek. Hýzlý hareket ettiðimizde, acelemiz olduðunda karþýmýzdakine üstünlük saðlýyoruz. “Çok vaktim yok, bunu sonra konuþalým” demenin, “benim vaktim senin vaktinden az” demenin keyfini yaþýyoruz. Her konuda çokluk yarýþýna giren insan, vakit konusunda tam tersi bir yarýþa giriyor. Bence çok da bilinçli yapmýyor bunu. Ama acelesi olduðunda daha iyi bir karþýlýk gördüðünü biliyor. Zamaný daha deðerli olan insanýn kendisine de daha deðerliymiþ gibi davranýlýyor. “Volkan’ýn zamaný az. O nedenle onunla ilgili konularý önce görüþelim” diyorlar toplantýya baþlarken. O zaman tüm güçler daha çok çalýþmasý yönünde çekiyor insaný. Çalýþkanlýðý takdir eden iþveren ya da yöneticiler de, zamaný az olana daha deðer veren çalýþma arkadaþlarý da, yaptýðý iþin sonucunu bekleyen müþteriler de –þirket içi de olabilir bunlar- ayný yönde bir kuvvet uyguluyor insana. Öyleyse insanýn az çalýþmasý için sadece tembellik ve demotive edici daha büyük bir güç gerekiyor. Hoþ, yaptýðý iþin gerçek anlamýný sorguladýðýnda bir sürü ters kuvvet bulabiliyor insan ama sadece sorgulayan insan…Eh, böylesi de iþ dünyasýnda azaldýðýna göre, insanlar çoðunlukla verimliliði her þeyin üstüne almýþ, bir makina gibi çalýþýrken buluyorlar kendilerini. Bu insanlara kendi kendini motive eden anlamýnda self-motivated adýný takýyorlar ve bu özelliði de kutsuyorlar iþ verenler. Bu makinalaþmada sadece bir “þey” olaral katkýsý olan yöneticiler de çalýþanlarýn motivasyonunu saðlayan birer kahraman olarak bir þey olduklarýný sanýyorlar böylelikle. Çark da çalýþanlar adlarý gereði çalýþtýklarý müddetçe dönüp duruyor. Ýnsana insan olarak yani mutluluðu bir amaçmýþ gibi davranan þirket mi? Pardon, bilmiyorum ben onu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Volkan Aran, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |