Ýlk kez, bu kadar erken bir saatte bara geliyordu ve bu bara ilk geliþiydi. Barmen soruncaya kadar birþey içme isteði yoktu.
"Ýçinde portakal suyu ve votka olan bir kokteyl hazýrlar mýsýnýz?"
Gazetesini tezgahýn üzerine koyarken, haberin baþlýðýna iliþti gözü. Ayný anda, bir kadýnýn bara yaklaþtýðýný farketti. Çantasýný tezgaha koyan kadýn, yanýndaki tabureyi düzeltip oturdu.

"Kalite fahiþedir." dedi, içkisini getiren barmen, baþýyla kadýný iþaret ederek, "Bunun gibiler þimdilerde az bulunur, zevkine takýlýyor." Kadýnýn duyabileceði bir sesle konuþuyordu. Barmenin bu þekilde konuþmasýna caný sýkýldý. Yaptýðý iþ ne olursa olsun, insanlara saygý duyulmalýydý. Kadýndan tepki vermesini bekledi ama hiç tepki vermedi kadýn.

"Farklý bir güzelliði var." diye, geçirdi aklýndan. Boynu dikkatini çekti, boynu da boyu gibi oldukça uzundu kadýnýn. 1930 larýn saç modelini anýmsatan, kýsa, kuzguni saçlarýnýn ucu çenesine doðru uzanýyordu. Saç rengiyle tezat teþkil eden, iri, bal rengi gözleri vardý. Aðzý biçimliydi, ince dudaklarýna mor ruj sürmüþtü.
Üzerinde; pembe askýlý badisi, yandan yýrtmacý olan, siyah mini eteði vardý. Tabureye oturduðunda; iyice sýyrýlan eteði, açýlan yýrtmacýndan, uzun bacaklarý görünüyordu.
Kalçasý daracýktý. Kýrk yaþlarýnda olmasýna raðmen bakýmlý ve güzel bir vücudu vardý.

Adamýn yüzüne; gri, donuk gözlerinin içine baktý kadýn, ufacýk bir ýþýk aradý.
"Ben fahiþeyim" dedi sonra, "Ölü serçelerle seviþirim ", þuh bir kahkahanýn ardýndan, yüzüne alaycý bir ifade yerleþtirerek, "Sizi eðlendirmemi ister misiniz?"
"Zevkine takýlýyor." demiþti barmen, ama bir bedeli olmalýydý."Bir bedeli olmalý." diye fýsýldadý adam.
Yüzünde, mimiklerinde, ses tonunda yaþam belirtisi yoktu.
"Var!.." dedi, adamýn gözlerinin içine, bal gengi gözlerini diken kadýn, "Hem de aðýr bir bedeldir bu..." gülümsedi, "Korkmayýn caným, sizden, o kadar büyük bir bedel talep etmeye hakkým yok, etsem bile, bunu ne siz, ne de baþka bir erkek ödeyebilir. Fahiþeliðin aðýr bedelini bir tek fahiþeler öder, siz erkekler bir kaç dakikanýzý satarsýnýz fahiþelere ve sadece onun bedelini ödersiniz."
Çantasýndan sigarasýný, çakmaðýný çýkarýp tezgahýn üzerine koydu. Barmen, uzanarak paketi açtý, kadýna bir sigara uzattý ve yaktý. Kadýn, teþekkür ettikten sonra, yine adama döndü:
"Erkekler... Onlar; içlerindeki acýnýn bedelini öderler, acýlarýný bizim içimize boþalttýklarýný düþünürler ama yanýlýrlar, yeni acýlar, yeni yaralar açarýz biz onlarýn ruhlarýnda, bedenlerinde, iþte bunu farketmezler, farkettiklerinde baþka fahiþe ararlar, böylece sürer bu kýsýr döngü" Sigarasýndan derin bir nefes çekti: "Bu benim yaþamým, böyle yaþamak benim tercihim."

Kadýn; ruhunun kývrýmlarýna sinen fahiþeliði nasýl açýklayabilirdi ki bir erkeðe, onlarýn hüzünlü boþluklarýna dokunmayý, orada yer edinmeyi... Belki bir meydan okumaydý bu, kendisini güçlü hissettiði andý bir erkekle olduðu anlar.

Adamýn gözlerinin; üzerinde dolaþtýðýný hissediyor, bundan hoþlanýyordu kadýn, tam da memelerinde odaklanmýþtý ki adamýn gözleri, "Aldanmayýn, þimdi her göðüsü güzel gösteren sütyenler var." Adam gözlerini kaçýrdý aniden, yüzünde ilk kez farklý bir ifade dolaþtý, biraz kýzardý.

Ýlk gençlik yýllarýydý, günün erken saatinde geneleve gitmiþti. Fazla müþteri yoktu. Kadýnlar; açýk saçýk konuþuyor, küfürederek, iskambil falý bakýyorlardý. Ýçlerinden, minyon tipli, çocuksu yüzü olan farketti delikanlýyý, gelmesi için iþaret etti.
Odaya çýktýlar birlikte, kadýn; "Soyun." dedi, arkasýný dönüp soyunmaya baþladý delikanlý. Döndüðünde; içi boþ bir kese gibi sarkan memelerini, kýrýþýklar ve çatlaklarla dolu karnýný gördü kadýnýn. Kadýn külotunu da çýkararak divana uzandý, bacaklarýný toplayýp yana açtý ve yapmacýk bir ifadeyle "Hadi gel kocacýmmm" diye seslendi.
Pantolonuna uzandý, çebinden çýkardýðý parayý masanýn üzerine býraktý, giyindi ve odadan çýktý delikanlý.
Kadýnlar, kahkaha attýlar arkasýndan, "Jet gibisin eniþteeeeeee"

Sol dirseðini bara yaslamýþ, eli çenesinin altýnda, parmaðýný emerek adamý izliyordu kadýn. Gözleri kýsýlmýþtý, çevresinde oluþan kýrýþýklarý, makyajla kapatmaya çalýþýlsa da, bardan yansýyan spotlarýn altýnda çizgiler belirginleþmiþti. Bakýþlarý yumuþak, cilveli, seviþir gibiydi.

Meryem'i düþündü, iþyerinden arkadaþýný... Kýrklý yaþlara geldiðinde birden deðiþmiþti Meryem. Erkeklerin kendisini arzulamasýný istiyor, onlara, çapkýn bakýþlar atýyor, frikikler veriyordu. Hala çekici bir kadýn olduðunu kendisine mi? yoksa erkeklere mi? kanýtlamak istediðini bilmiyordu. O; sadece gözleriyle fahiþelik yapýyordu, ötesi yoktu, dokunmak yoktu, birliktelik yoktu, þuh bir fahiþe gibi bakýyor, bedenini sergiliyor, öyle davranmayý seviyordu.
Bir çok erkeði aþýk etmiþti kendisine ama kendisi hiçbirine aþýk deðildi. Onlarýn yakýnlaþmasýna izin vermiyor, uzaklaþmalarýný da istemiyordu. Bir gök çismi gibi, onlarý çekim alanýnda, belli bir yörüngede tutmaktan mutlu oluyordu. Erkeklerin çektiði acýlar umrunda bile deðildi.

"Bir içki alýr mýsýnýz?"
"Ýçki kullanmam" dedi, barmen gülümseyerek.
"Bayana sormuþtum" dedi, boþ taburelere þaþkýnlýkla bakan adam.
Neden sonra farketti barda yalnýz olduðunu, tekrar gazetenin baþlýðýna iliþti gözü.
Fahiþeliðin Geni Bulundu...