Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
Biraz kitap tozu yutan herkesin aðzýnda sakýz gibi çiðnediði bir “deðiþim” sözcüðü var. Nereye gitsem, kiminle konuþsam, söz dönüp dolaþýp deðiþime geliyor. Resmi kurumlar, özel kuruluþlarda kaçýnýlmaz bir moda... Aslýnda deðiþimi aþaðýlamak deðil amacým. Çünkü onu sýkça kullananlardan –bana da pekala ukala diyebilirsiniz- biriyim. Benim kafama takýlan asýl konu, ne deðiþimin sýrrý, ne deðiþimin gücü; ben, deðiþim acaba geçmiþte, toplumsal yüzümüzdeki “ben”leri yok etmede ne denli etkili olabilir, onu anlama peþindeyim. Belki de içinizden, “ben“leri yok etmek ancak dermatologlarýn iþi, deðiþime de ne oluyor diyebilirsiniz. Týp da toplumun hizmetinde deðil mi? Hem týp fakültelerinden týp doktorunun nadiren çýktýðýný söyleyenler siz deðil misiniz? Neyse bu kadar gevezelik yeter sanýrým. Gelelim asýl konumuza...Bu yazýyý yazmadan biraz önce internette, benim de eserlerimin yayýmlandýðý ciddi ve ödüllü bir sitede okuduðum bir yazý karþýsýnda donup kaldým. Yazarý bir kadýndý. Yazý, resmen yatak odasý edebiyatýnda ödül almaya aday olabilirdi. Evet dedim, iþte deðiþim bu! Öncelikle yazaný hiç kýnamýyorum, ancak eðer böyle bir yazý, bundan onbeþ yýl önce benim sorumlu olduðum dergiye gelmiþ olsaydý ve yanlýþlýkla ya da yazýnýn yarattýðý heyecanla(!) basma gafletini göstermiþ olsaydýk, soluðu, kesin basýn savcýsýnýn ve basýn mahkemesinin karþýsýnda bulurduk. Böylece “Küçükleri muzýr neþriyattan koruma kanunu” sayesinde, belki bir süre, demir parmaklýklarýn ardýnda bulurduk kendimizi. Þimdiyse hiçbir korku olmaksýzýn herkes yazýp, çiziyor, basýlýyor ve okunuyor... Kimseye de bir þey olmuyor. Çünkü “kör satýcýnýn, kör alýcýsý olur”. Ýnternetin getirdiði bu geniþ özgürlük alanýnda, dünya global bir köy meydanýna döndü. Burada herkes ne ararsa onu kolayca bulup, kopyalayýp, yapýþtýrýyor, yazýcýdan çýktýsýný alýyor, e-kart yollayabiliyor; hatta çok rahat bir þekilde çalýp, kendi ürünüymüþ gibi etrafa caka satabiliyor. Deðiþimin ve beraberinde getirdiði toplam kalite anlayýþýnýn eðitim kurumlarýna saðladýðý etkileri üzerine bir yazý tasarlarken, bakýn nerelere geldik. Kabul etmek gerekir ki, günümüzde gezip gördüðüm bir çok eðitim kurumunda çok güzel iþler baþarýlýyor. Bir çok yönetici yaþadýðý onca olumsuzluklara aldýrmaksýzýn, alkýþlanacak çalýþmalara imza atýyor. Peki eðitimi yönetme iddiasýnda olan ve merkezi yönetimin bütçesel olarak da en büyük kuruluþu durumuna gelen Milli Eðitim Bakanlýðý ne yapýyor dersiniz? Cumhuriyetin kuruluþuyla birlikte baþlatýlan temel eðitim reformlarýnýn tarihine bir göz atýldýðýnda; en çok yaþanan deðiþimin “Lise ve Ýlköðretim Okullarýnýn Sýnýf Geçme ve Sýnav Yönetmeliðinde” olduðu görülür. Bunun elbette sosyolojik bir boyutu var. Bu yönetmelik, siyasal erki elinde bulunduran gücün, toplumu en can alýcý noktasýndan vurduðu yanýdýr. Çocuklarýný geleceði gören bir toplumdan, ayaðý yere basan ve medeni kanun gereði onsekiz yaþýndan gün almýþ herkesi, hukuksal bir deyimle “cezai ehliyet” sahibi gören zihniyet deðiþimini yaþamadýðýmýz sürece, her önüne gelen Milli Eðitim Bakaný yönetmeliklerle oynama hakkýný kendinde bulacaktýr. En sýcak ve yakýn örneðini yine yaþýyoruz. M.E.Bakaný Doç. Hüseyin Çelik, son aldýðý bir kararla, Liseli gençlere 25 Eylül’de tek ders sýnav hakký tanýmýþ. Oysa ayný bakanlýk bir öðretim yýlý boyunca çeþitli nedenlerle okula hiç gelmeyen öðrencilere Temmuz ayýnda onbeþ günlük yetiþtirme kursuyla sýnýf geçirtmemiþ miydi? Peki, bir yýl boyu okul yolunda çile çekmiþ, sýnavlarda ter dökmüþ öðrencilerin hakký n’olacak? Hani nerde adalet, nerde kalkýnma ve nerde eþitlik! Valla benden söylemesi, bu deðiþim dalgasý býrakýn geçmiþin benlerini yok etmeyi, benim tenimde ve olmadýk yerlerinde yepyeni benler yaratmaya devam ediyor. Ben kendimi kandýrmaktan vazgeçtim, sizi bilemem.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |