..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Her insanda insanlýðýn tüm durumlarý vardýr. -Montaigne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Doða ve Uzay > Fatih Özcan




23 Temmuz 2004
Nükleer Enerji Strateji Planý!tekrar Isýtýlmýþ Bir Temcit Pi  
Fatih Özcan
En baþta Elektrik Mühendisleri Odasý’nýn ve çevrecilerin 1970’lerden beri karþý çýktýðý ve ancak ne hikmetse gelmiþ geçmiþ tüm enerji bakanýnýn peþinden koþtuðu (Enerji eski Bakaný Sn. Cumhur Ersümer’in Yüce Divan’a gitmesine, bazý


:BGGD:
ESKÝ “HATALAR”, TEKRAR TEKRARLANIYOR…
Sn. Enerji Bakaný açýklamalarýnda; “daha önce yapýlan ihale süreçlerindeki hatalarýn tekrarlanmayacaðýný” ifade ediyor. Eðer önceki hükümetler; bu “hatalarla” birlikte herþeye raðmen Akkuyu Nükleer Santral ihalesini yapmayý baþarabilselerdi, yaþadýðýmýz krizde ülkemize, kredi faizleriyle en az 5-6 milyar dolarlýk fazladan ekonomik bir yük daha binmiþ olacaktý. Belki de büyük olasýlýkla bugün; nükleer santral ihalesinde yapýlan yolsuzluklar inceleniyor ve projeyi iptal etmeye, tahkime gitmeye çalýþýyor olurduk.

Geçmiþte yapýlan “hatalarýn” ne kadar “vahim” olduðunu anlayýp, saðlýklý olarak deðerlendirebilirsek, bugün de ayný “hatalarýn” devam edip/etmediðini kolaylýkla görebiliriz. Yapýlan “hatalarýn” ne boyutta olduðunu, bizatihi ihale sürecinde yer almýþ olan saðduyulu bir grup nükleer mühendis tarafýndan hazýrlanmýþ ve internette de yayýnlanan bir çalýþmadan yapacaðýmýz uzun bir alýntýyla kamuoyunun dikkatine sunuyoruz;

“Nükleer santraller; teknik, ekonomik, güvenlik, iþletme, personel seçimi, çalýþma yöntemleri, idari yapý, üçüncü-þahýs yükümlülükleri, proje yönetimi gibi pek çok açýdan konvansiyonel termik santrallerden önemli faklýlýklar göstermektedir. Merkezi Viyana’da bulunan Uluslararasý Atom Enerjisi Ajansý (UAEA), nükleer teknolojiye yeni girmek isteyen ülkeler için, bu konuda dünyadaki diðer ülkelerin tecrübelerini ve uzmanlarýn görüþlerini yansýtan teknik raporlar dizisi hazýrlamýþtýr. Nükleer teknolojiye girmek isteyen ülkeler bu kýlavuzlarý kullanmaktadýr. Öncelikle, 1993 yýlýndan itibaren baþlayan ve 1997-2000 yýllarý arasýnda gerçekleþen ihale sürecinde, ilgili yönetici kademelerince Uluslararasý Atom Enerjisi Ajansý (UAEA) kýlavuzlarýndaki bilgiler ve tavsiyeler ýþýðýnda bir yapýlanma gerçekleþtirilmemiþ ve nükleer teknolojinin doðasýna uygun yöntemler izlenmemiþtir. Bundan dolayý ortaya çýkan sorunlardan bazýlarý aþaðýda listelenmiþtir:

* Çalýþmalara insan kaynaklarýnýn geliþtirilmesi, yerli sanayi alt yapýsýnýn hazýr hale getirilmesi, mali ve yasal altyapýnýn hazýr hale getirilmesi, vs. gibi nükleer enerji açýsýndan önem taþýyan birçok hususu içeren bir “nükleer enerji programý” olarak deðil, basit bir nükleer santral ihalesi gözü ile bakýlmýþtýr.

* Üçüncü ihalede teklif deðerlendirme çalýþmalarý, ilgili yönetici kademelerince UAEA tavsiyeleri ýþýðýnda deðil, aynen Türkiye’de yýllardan beri konvansiyonel santrallerinde uygulandýðý þekliyle gerçekleþtirilmeye çalýþýlmýþtýr. Nükleer teknolojinin doðasýna uymayan bu uygulama, saðlýksýz bir deðerlendirme ortamýnýn doðmasýna sebep olmuþ, ihale deðerlendirme çalýþmalarýný gereksiz yere uzatmýþ ve hatta bazý durumlarda çýkmaza girmesine neden olmuþtur. Örneðin tekliflerde açýk olmayan güvenlik, lisanslama, idari, ticari ve teknik hususlarla ile ilgili sorularýn teklif sahiplerine sorulamamýþ ve onlardan açýklama talep edilememiþtir.

* 1993 yýlýnda baþlatýlan üçüncü nükleer santral proje çalýþmalarý sýrasýnda, nükleer teknolojinin doðasýna uygun bir organigram çerçevesinde yapýlanmaya gidilmemiþtir. Saðlýklý bir organigramda, bu organigramý oluþturan pozisyonlarýn görev tanýmlarý ve o konumda çalýþmasý beklenen kiþilerde aranacak özelliklerin çok iyi tanýmlanmýþ olmasý gerekmektedir. Boþ pozisyonlarýn bu tanýmlara uygun olacak þekilde personel seçilmesi suretiyle doldurulmasý gerekmektedir. Ayrýca personele verilmesi gereken mesleki eðitim de söz konusu görev tanýmlarýndan ortaya çýkacaktýr. 1993 yýlýndan projenin sonuçlanmasýna deðin yukarýda belirtildiði þekilde saðlýklý bir organigramýn bulunmamasý proje personelinin seçimi ve eðitiminin çok saðlýksýz bir þekilde gerçekleþmesine neden olmuþtur.

* 1993 yýlýnda tekrar baþlayan nükleer santral çalýþmalarýnda (ihale deðerlendirmesi dahil) proje yönetimine önem verilmediði gözlenmiþtir. Proje yönetimi, projenin kapsamý içindeki planlama, organize etme, koordine, icra ve kontrol faaliyetlerinin bütünüdür. Ýyi bir proje yönetiminden anlaþýlmasý gereken, kaynaklarýn uygun zamanlarda, ekonomik ve istenilen kalite gereklerine uygun olarak saðlanmasý ve kullanýlmasýdýr. Geriye dönüp hatalarý yok etmek olanaðý bulunmadýðýndan, proje yönetiminde iþe giriþmeden önce çok detaylý bir planlama çalýþmasý yapmak zorunludur. Geliþmiþ ülkelerde ve ülkemizdeki birçok özel sektör kuruluþunda, proje yönetimi yöntemleri küçük çaplý projelerde bile sýkça kullanýlmaktadýr. Ancak, kredi maliyetleriyle birlikte 5-6 milyar $ civarýnda bir maliyeti olacaðý düþünülen, Türkiye’nin en büyük projesinin her aþamasýnda uygulanmasý zorunlu proje yönetiminin maalesef hiçbir tekniði (zaman, maliyet, kalite, risk vs. yönetimi) uygulanmamýþtýr.

* Geçmiþte belirli bir nükleer santral tipinin savunucusu olarak bilinen bazý kiþiler, hazýrladýklarý taraflý raporlar ve basýn açýklamalarýyla karar mercilerini yanlýþ yönlendirmiþler, proje çalýþmalarýnýn zarar görmesine sebep olmuþlardýr”.

TAEK “HEPSÝ BÝRARADA”; HEM LÝSANSÖR VE DENETLEYÝCÝ, HEM BÝLGÝLENDÝRÝCÝ VE KARAR VERÝCÝ, HEM DE ÝÞLETMECÝ…

Enerji Bakaný Sn. Hilmi Güler’in, Bakan olduðundan beri nükleer lobi ve “nükleer muhteris” bazý malum akademisyenler tarafýndan nükleer enerji konusunda sürekli yanlýþ yönlendirildiði görülmektedir. Bakanlýðýnýn ilk günlerinde; “Türkiye’nin toryum kaynaklarýný deðerlendireceðiz, toryumlu reaktör yapacaðýz” þeklinde açýklamalar yapmýþtýr. Fakat bunun bugün itibariyle mümkün olmayacaðýný anlayýnca, TAEK ve bazý akademisyenlerin de yönlendirmeleriyle küçük modüler reaktörler yapacaðýz mesajlarý vermeye baþlamýþtýr. Bu tür reaktörler günümüz itibariyle ticari olarak kullanýlmadýðýndan dolayý, bu da mümkün olmamýþtýr. Geçen günlerde Sn. Enerji Bakaný kendi arkadaþý Sn. Okay Çakýr’ý TAEK Baþkaný olarak atamýþtýr. Bakan Bey söz konusu “Nükleer Enerji Strateji Planýný” TAEK altýnda görev yapan bir grup ile beraber hazýrlamaktadýr.

Bilindiði üzere nükleer santral projelerinde güvenlik ve lisanslama büyük önem taþýmaktadýr. Santralýn yer seçiminden baþlayýp, proje, inþaat, iþletme de dahil olmak üzere santralýn sökülmesine kadarki bütün evreleri, tamamen baðýmsýz bir lisans ve denetleme kuruluþunun denetimine tabidir. Türkiye’de kaðýt üstünde bu kuruluþ; Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’dur.

Ancak ülkemizin de imza atýp, uymakla yükümlü olduðu Uluslararasý Atom Enerjisi Ajansý’nýn IAEA-TECDOC-1259 dokümaný inceleyebildiðimiz kadarýyla; öncelikle ayrý bir program yürütme ve koordinasyon birimi oluþturulmasýný öngörmektedir. Bu “birim”in; Enerji Bakanlýðý’nýn veya doðrudan Baþbakanlýðýn altýnda olmasý ve bunun altýnda da; insan kaynaklarý geliþtirme, program yürütme, koordinasyon ve halký aydýnlatma gruplarý kurulmasý gerekmektedir. Fakat TAEK, “Nükleer Bilgi Birimi” adýyla halký aydýnlatma birimini kendi altýnda kurmuþ, yani daha iþin baþýnda Uluslararasý Atom Enerjisi Ajansý IAEA-TECDOC-1259 ile çeliþkiye düþmüþtür. Amacý yalnýzca lisanslama ve denetleme olan, doðrudan Baþbakanlýða baðlý bu kuruluþ, Enerji Bakanlýðý’nýn sesi olacaðýný açýklayarak, denetleme görevini bir kenara býrakmýþ ve promosyon yapmaya baþlamýþtýr. Zaten TAEK’in kendi kurduðu araþtýrma reaktörüne kendi lisans vermesi nedeniyle, dünyanýn sýk sýk eleþtirdiði olumsuz bir geçmiþi bulunmaktadýr. Kendi içindeki bu büyük çeliþkiyi düzeltme iþi ile uðraþacaðýna, Enerji Bakanlýðý altýnda hazýrlanmasý gereken nükleer enerji programýna el atmýþtýr. Bu da gelecekte kurulacak bir santralýn güvenli iþletilmesi ve saðlýklý bir þekilde lisanslanabilmesi açýsýndan kafalarda çok önemli soru iþaretleri doðurmaktadýr.

NÜKLEER ENERJÝ, ARTIK MÝADINI TAMAMLAMIÞTIR…

Enerji çeþitliliði oluþturalým, sera gazý yükümlülüðünden, doðalgaz baðýmlýlýðýndan kaçalým, Fransa veya Almanya’ya yaranarak Avrupa Birliði’ne üye olalým derken, nükleer lobinin tuzaðýna düþülmektedir. Ayrýca; “2007 yýlýndan sonra oluþmasý beklenen elektrik açýðýnýn kapatýlmasý ve 2020 yýlýnda tamamen dýþa baðýmlý olunacaðý için nükleer santral kurulmasýnýn gündemde tutulduðu” söylemi hiç inandýrýcý deðildir. Çünkü, hem bu ülkenin insanlarý acilen nükleer santral yapýlmazsa karanlýkta kalacaðýz “masalýný” daha önce çok dinledi, hem de ABD’deki nükleer santral yapýmlarýnýn lisans, yapým süresi en az 15-20 yýl, Arjantin, Brezilya’daki nükleer santral yapýmlarý ise 25 yýldan fazla sürmüþtür.

Siz; 37 yýldýr 1 tane nükleer santral ihalesini yapamamýþ, þartnamesini bile kendi hazýrlayamayan, ihalesinin kaç kere iptal edildiði bilinmeyen, ekonomik güvensizliklerin-belirsizliklerin-krizlerin hala sürdüðü, enerjiyle ilgili herþeyin özelleþtirildiði, yolsuzluklarýn en üst boyutta olduðu, finansman, yabancý yatýrýmcý sýkýntýsýnýn çekildiði, hazine garantisinin verilemediði, dýþ borcu en fazla olan bir ülkede; 5-10 yýl sonrasýna nasýl 3 tane nükleer santral kurabileceksiniz?

Nükleer enerji misyonunu ve miadýný; baþta ABD ve Avrupa olmak üzere tüm geliþmiþ ülkelerde tamamlamýþtýr. Hollanda, Ýspanya, Belçika, Almanya, Ýsveç mevcut nükleer santrallerini kapatýyor, terk ediyor. Avusturya, Avustralya, Danimarka, Yunanistan, Ýrlanda, Ýtalya, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Ýzlanda gibi ülkelerin hiçbir nükleer santral planý yok. ABD, Kanada, Fransa, Japonya gibi nükleer enerjide baþý çeken ülkelerin yeni nükleer santral sipariþleri yok. “Aday ülkelerde nükleer enerji kullanýmý azalma eðilmindedir, þu anda elektrik üretiminde %15 olan payýn 2020’lerde %8’e düþeceði tahmin edilmektedir” (1). Arjantin, Çin, Kore, Hindistan, Ýran, Rusya, Slovakya, Ukrayna, Japonya, Romanya’da yýllardýr devam eden 31 nükleer santral inþaatý dýþýnda, yeni sipariþler iyice azalmýþtýr. Nükleer santrallar; enerjiden çok, nükleer güç ve silah elde etmek isteyen Çin, K. Kore, Hindistan, Ýran gibi ülkelerin tercih ettiði “kuþkulu” enerji tercihi olmaya baþlamýþtýr.

Tüm dünyaca kabul edildiði ve artýk terk edilmeye çalýþýldýðý üzere, baþta nükleer santrallar olmak üzere tüm fosil enerji kaynaklarý; çok büyük ve geri dönülemez bir çevre kirliliði ve toplumsal maliyet yaratmaktadýr. Fosil enerji kaynaklarý; ekolojik dengenin, asit yaðmurlarýnýn, sera etkisinin, iklim deðiþikliðinin bilimsel olarak “tescilli kaynaðý”dýr.

Ayrýca nükleer enerjinin; yakýtý sonlu, kredi-finansman-yatýrým-iþletim-söküm maliyetleri açýsýnda en pahalý, yakýt ve teknoloji olarak dýþa baðýmlý, hala bertaraf edilemeyen radyoaktif atýk sorunu, küresel iklim deðiþikliðine yol açtýðý, ekolojik dengeyi bozduðu ve üretim güvenirliði-kaza-risk açýsýndan da en tehlikeli olduðu anlaþýlmýþtýr. Asýl vazgeçilme nedenleri bunlardýr.

Geliþmiþ ve sanayileþmiþ ülkelerde nükleer santralden vazgeçilme nedeni olarak öne sürülen; “bu ülkelerde hem ilave elektrik talebi hem de nüfus az artmaktadýr, tuzlarý kurudur” söylemi çok ta geçerli deðildir. Çünkü eninde sonunda ömrü dolan veya vazgeçilen nükleer santrallerinin yerine, yeni bir enerji kaynaklarý ikame etmek zorundadýrlar. Örneðin Almanya, nükleer santral yerine; son 10 yýlda 16000 MW’a yakýn rüzgar enerjisi santralleri kurmuþtur. Ayrýca geliþmiþ ülkeler, enerji artýþýný baþka tedbirlerle önleme yönünde politikalar geliþtirmektedir. Bu politikalar arasýnda; enerji tasarruflu ev ürünlerinin özendirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarýnýn kullanýmý, doðalgaz kombine ýsý ve güç santrallerinin kullanýmý, enerji verimliliði, tüketim alýþkanlýklarýnýn deðiþtirilmesi, enerji yoðun teknolojilerden bilgi yoðun teknolojilere geçilmesi, vs. bulunmaktadýr.

ACÝLEN “ULUSAL ENERJÝ STRATEJÝ PLANI”MIZI HAZIRLAMALIYIZ…

Bu gerçeklerden yola çýkarak, ülkemizin Avrupa Birliði “yolunda” enerji politikasýnýn yeniden þekillendirilmeye çalýþýldýðý, özellikle enerji sektörümüzün yeniden yapýlandýrýldýðý bu süreçte önceliklerimizin ve tercihlerimizin; artýk nükleer enerji gibi fosil enerji kaynaklarýndan yana deðil, yenilenebilir enerji kaynaklarýndan, enerji verimliliðinden, daha az enerji kullanýmlý teknolojik ve üretim tercihlerinden yana olmasý zaten “kaçýnýlmazdýr”. Fakat ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarý ve enerji verimliliði hakkýnda yasal bir düzenleme maalesef henüz yoktur. Ancak her zaman olduðu gibi; TMMOB-EMO, TES-ÝÞ, Çevre ve Tüketici Dernekleri, Enerji Üreticileri Dernekleri, STK’lardan katký ve görüþ alýnmadan hazýrlanmýþ olan bir çalýþma vardýr. Sonuç olarak, Enerji Bakaný Sn. Hilmi Güler’den gerçekleþtirilmesini acilen talep ettiðimiz iki temel husus þunlardýr;

•     Yenilenebilir Enerji Kaynaklarý ve Enerji Verimliliði Kanun tasarýlarýnýn hazýrlanmasý, EPDK’nýn, Enerji Piyasasý Kanunu’nun ve sektörün yeniden yapýlanmasý; ilgili tüm kamu-sivil toplum kuruluþlarýnýn, demokratik kitle örgütlerinin, sendikalarýn doðrudan katýlýmýyla oluþturulacak “Ulusal Enerji Konseyi” ile belirlenmelidir,

•     Nükleer enerji gibi fosil enerji kaynaklarý yerine; “Ulusal Enerji Konseyi”nce hazýrlanacak; tamamen yeterli, yerli, çevreci, ucuz, uygun yenilenebilir enerji kaynaklarýnýn kullanýmýnýn saðlanmasýný amaçlayan yeni bir “Ulusal Enerji Strateji Planý” oluþturulmalýdýr.

Arif Künar
Elektrik Mühendisi

KAYNAK:
1) Sedat Severcan, “Avrupa Birliði’nde Nükleer Enerji”, TAEK Teknoloji Dairesi, Mayýs 2004



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
ve Dedi ki... [Þiir]
Anneme [Þiir]
ve Eylül [Þiir]
Mevsim [Þiir]
Sis Buhraný [Þiir]
En Güzel Olduðun Yer [Þiir]
Ýntahara Övgü [Þiir]
Bir Kekeme Islýk [Þiir]
Gül kokusu ve Þah'maran [Þiir]
dudaklarýn titrek kanarya kanadý [Þiir]


Fatih Özcan kimdir?

Bir yaným okudu, mühendis oldu. Bir yaným hala çocuk, acýmaklý, periþan, hayata kýrgýn. Ve bu yanýma merhem oluyor þiir.

Etkilendiði Yazarlar:
Cezmi Ersöz, Küçük Ýskender, Murathan Mungan, Ýsmet Özel


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Fatih Özcan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.