..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir ülke baðýmsýz olmadan, baðýmsýzlýk da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Fýrat KÜÇÜK




19 Haziran 2004
Adý, Soyadý Önemli Deðil...  
ya da öykü yazdým... olmadý...

Fýrat KÜÇÜK


“Otuzunu geçtikten sonra en zor iþ yeni dostlar edinmek galiba.” diyor. Bir tek atýp aðzýný ýslatýyor… “Ama ondan daha zoru sahip olduðun dostluklarý koruyabilmek.” diye sözünü tamamlamam gerekiyormuþ gibi hýzla atlýyorum cüm


:BHFJ:
Öykü Yazdým… Olmadý…
ya da
Adý soyadý önemli deðil!..

Adý soyadý önemli deðil… Altmýþýna merdiven dayamýþ kendisinin deyimi ile “yalnýzlýðý mülk edinmiþ biri…” Kolej ve özel üniversitelerde okuyup yurt dýþýnda master yapmýþ. Yaklaþýk yirmi yýldýr bu kentte. Hiç evlenmemiþ…

“Ne güzel” diye geçiriyorum içimden.

Bu bilgileri cuma günkü apartman yönetim kurulu toplantýsýnda polis komþumun anlattýklarýndan öðreniyorum.

“Neden araþtýrma ihtiyacý duydunuz?” diye sorduðumu fark ediyorum sonradan. “Meslek icabý!” diye iðreti bir gülme-sýrýtma karýþýmý ile cevaplayýp devam ediyor: “Ben olsaydým kiralýk ev vermezdim bekar adama…”

X          X          X

Ender yapmýþ olduðum bir iþi yapýyorum: Karþýlýklý oturup viski içiyoruz…Beni tanýyanlar bilir, içkiyi sevmeden içenlerdenimdir. Dost belasýna yani…

“Otuzunu geçtikten sonra en zor iþ yeni dostlar edinmek galiba.” diyor. Bir tek atýp aðzýný ýslatýyor… “Ama ondan daha zoru sahip olduðun dostluklarý koruyabilmek.” diye sözünü tamamlamam gerekiyormuþ gibi hýzla atlýyorum cümlesinin sonuna.

Dostlukla içki arasýndaki iliþkiyi soruyorum, söz açýlsýn muhabbet uzasýn diye… Bir matematik sorusunu açýklarcasýna anlatýyor: “Tanýmadýðýmýz insanlara þarap gibi davranýrýz… Önce bir yoklar, sonra yavaþ yavaþ içimize kabul ederiz. Oysa dostlarý biliriz, acý da söyleseler dert etmeyiz, doðrudan içimize kapý açarýz…” Dostluklarý, otuzundan sonra kaybedilen dostluklarý, önce seyrekleþen, sonra biten yazýþmalarý, yenilenen telefon defterine þimdilerde ise sim kartýna alýnmayan “eski” dostlarý aðzýmda viski-çikolata karýþýmý bir tatla dinliyorum.

Bu arada yeni dostluk giriþimlerinde hep eksik kalan bir þeyler olduðunu, yýllar ötesine uzanan ortak öyküler olmadýkça elde hep prefabrik dostluklar kaldýðýný söylüyor, eþim.

Ben derin sularda yüzerken o, kadehleri doldurmakla meþgul…

“Viskiyi sevmiyorsun galiba?”

“Hiçbirini sevmiyorum…” deyip kestirip atmaya çalýþýyorum. Derdim, muhabbet deðiþmesin. Açmýþýz taksimetreyi ne güzel týkýr týkýr atýyor. Saat kaç? Birazdan gece tarifesine de geçeriz, tam olur. Kaç zamandýr içki içmediðimi ve kaç zamandýr kaç eski dostun sesini duymadýðýmý zayýf matematik bilgimle hesaplamaya çalýþýyorum bu arada. Ah þu sayýlar… Çok, hatýrlayamadýðým kadar çok zaman ve hatýrlayabildiðim kadar az insan…

“Bana dostum kelimesini söyleme! Ellerimde bir karýncalanma duyuyorum. Bu kelimeyi iþitmeyeyim. Parmaklarým bir þeyi sýkmak istiyor. Dostlarým mâlum! Düþmanýmý tanýmak istiyorum. Ben senin düþmanýným diyecek kadar namus aptalý kim var? Onu bulmak, ayaklarýna kapanmak istiyorum. Dostluk; o bir maymuncuk, o bir hýrsýz anahtarý. Evimizin kapýsýný açýyor, ruhumuzun kapýsýný açýyor, ne bulursa yakýp kül ediyor. Ne bulursa pazarda satýyor. Beni upuzun bir tabuta yatýracaklarý gün, arkamdan gelecek dostlarým deðil; kefenimin hýrsýzlarýdýr.” Kimin söylediði belli olmayan bu sözler, odanýn duvarlarýný yarýp sokaðýn karanlýðýndan faydalanarak dost kulaklara ulaþýyor. Odadakiler birbirinin yüzüne bakýyor. Kýrmýzý bütün odaya hakim…

“Feci hassas bir þeydir bu dost olma hali, zira insaný vezir de eder rezil de…Ve bütün Robinson'lar en az bir Cuma’ya muhtaçtýr. Ayný zamanda, o meþhur þiirdeki Ah ulan Rýza’yý arama halidir biraz da bu iþ…” diye bir edebiyatçý havasý estiriyorum ortamda viskinin desteðiyle.Yoksa ne haddime…

Hemen karþýlýk veriyor: “Dostoyevski'ye göre temeli çoðu zaman küçümsemeye dayanan kavramdýr, dostluk.” deyip devam ediyor: “Her dinlediðinizde ayný keyfi alabildiðiniz senfonidir. Ne kadar çoksesli, o kadar keyifli...” Kendince beraberlik golünü atýyor…

O sýrada aklýmdan adýnda ‘dost’ sözcüðüne sahip bu zatýn, bu sözü ne hikmetle ettiðini ýþýk hýzýyla çözmeye çalýþýyorum.

Çoklukla dost tutulsa da, arkadaþ önemli kanýmca. Öteden beri, herkesle dost olunabilir; ancak pek sayýlý insanla arkadaþlýk kurulabilir, yaþanabilir diye düþünmüþümdür. Kendi hesabýma; arkadaþ her þeyden önemli gelirdi önceden ve tüylerimi diken diken eden bir sözcüktü. Kavram karmaþasý deðil, tanýdýðým insanlardý böyle düþünmeme sebep. Hayatý ve deðerleri bilme, öðrenme, tanýmlama sürecinde karþýma çýkmýþ insanlar...

Arkadaþlýðýn elde olmayan þartlar neticesinde geliþtiði, çok derinden bir yerlerden beslendiði ve eyleme dayandýðý, dostluðunsa daha çok dile, konuþmaya dayalý, alelade ve zamana baðýmlý bir kavram olduðuna inanýrým. Dostluk masa baþýnda yaþanabilir. Arkadaþlýk için ortak deneyim, duygu ve hareket alaný gerekir. Dostum saydýðýnýz kimseyle tatile çýktýnýz, bir kaza atlattýnýz ya da sarhoþ oldunuz mu denge kavramýn aleyhine deðiþir. Arkadaþlýk her anlamda denge demektir, iki insan arasýnda olabileceði oranda...

Neyse… Ýsteyen istediði kadar dost yapsýn, gönlüm arkadaþta benim...

Ayný anda…

Açýk balkon kapýsýndan içeri sarkmaya çalýþan kavak aðacýna üç kat aþaðýdan geçen bir kadýnýn sesi eþlik ediyor. Kadýnca cümleler aðaca týrmanýp balkondan içeriye süzülüyor: Yaseminlerden artakalmýþ bir kapý önü ýlýklýðýný, içeri girmeyi gevezeliklerimizle uzattýðýmýz, büyüklerden birinin sesine aldýrmadan kapý önlerinin yaz akþamlarýna sýðan bir aný mýdýr dostluk yoksa durmadan geri bakarsan, önünden geçenleri kaçýrýrsýn tümcesinin karþýtý mý?

Bu ve benzer cümleler akþamýn geceye, gecenin de sabaha evrildiði saatlerde televizyondaki müzik kanalýnda yeni birinin klibini izlerken/dinlerken havada uçuþuyordu. Bu arada bu klipler; müziðin dinlenebilir bir þey olduðundan çok, izlenebilir bir þey olduðunu da bizlere çoktan öðretmiþti ya!..


X          X          X



“Sen kiminle konuþuyorsun akþamdan beri?”
“Kiminle mi?!..”

X          X          X

Sonbahar-dý

bulutlar hüznünü býrakýrken kentin üzerine
aþk, sayýlara küstü

ve bütün köprüleri dinamitledi þair…
diðerleri duymadý, hissetmedi, görmedi bu dizeleri
umursamadý da…

erken mi geldiði
geç mi kaldýðý bilinmeyenler,
saygýyla eðildiler gelenin önünde…

aranýp da bulunamayan Hint kumaþý deðildi
zaman denizinde yitirdiklerimiz;
her zaman kalan bir þeyler oldu kaybedilenlere karþý
içsel isyanlar ve dýþsal hüzünler toplamýndan…

hüzün her mevsim baþýmýzýn tacýydý,
içerde bir yerde kýrýk dökük, yaralý bereli bir düþbaz…
bizim çocuklardan…

son-bahar-dý…

Ekim-2003
Fýrat KÜÇÜK



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
ve Hâlâ Platonik Takýlýyordu Elektrik Direkleri… [Þiir]
Ayrý - Lýk [Þiir]
Kýrýlmalar [Þiir]
Sonbahar - Dý [Þiir]
Beton Ali Harikalar Diyarýnda... [Deneme]
Aþ (I) Klar ve Sayýlar... [Deneme]
Ötesi Þýrnak... [Eleþtiri]
Batýdaki Doðulu Yazar : Amin Maalouf [Ýnceleme]


Fýrat KÜÇÜK kimdir?

"Ýyi edebiyat, felsefedir. " Derrida þiir-deneme-öykü arasý veya karýþýmý bir þeyler, yazdýklarým. . . Anlýk duygularýn geçmiþten kalanlarla bir buluþmasý da sayýlýr, kalemden kaðýda dökülenler. . .


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Fýrat KÜÇÜK, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.