..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > OnurSýtký




18 Haziran 2004
Kelepir Rubai  
OnurSýtký
I. MISRA: KELEPÝR SAATLER Kendimi kitap raflarýnýn önünde unuttuðum olur... Çok sayýlmaz, haftada yedi gün filan takýlýrým kitapçýlara; günde birkaç saat...


:BBDF:
I. MISRA: KELEPÝR SAATLER

Kendimi kitap raflarýnýn önünde unuttuðum olur... Çok sayýlmaz, haftada yedi gün filan takýlýrým kitapçýlara; günde birkaç saat...
***

Okuldan çýkýnca, bir yere kayýt olmam gerekmiyorsa, bir yere para yatýrmam gerekmiyorsa (malum; öðrenci olunca her an bir yere kayýt olmanýz icap edebiliyor ve tabii kayýt için de bir miktar para bayýlmanýz gerekebiliyor) yani iþim yoksa, kendimi en yakýn kitapçýya zor atarým.

Kitapçýlar beni göremeyince meraklanýyor mudur acaba? Artýk kitapçý raflarýnýn önüne konulmuþ bir aksesuar vazifesi görüyorum; adamlar endiþelense yeridir. Beni göremeyince patron elemanlara fýrça bile çekiyordur: “Bu kadar adam bir “heykel”e sahip çýkamadýnýz, çaldýrdýnýz ha; pes valla!..” Adam ne dese haklý; bir kitapçýya uðramýyorsam nedeni budur, baþka bir kitapçý beni çalmýþtýr; suç da elemanlardadýr tabii, raflarý güncellemezlerse birkaç gün ara veririm oraya gitmeye...

Okulun kütüphanesine gelmeyen bazý dergileri “korsan” okurum. Böyle raf önü, korsan okumalarla kitap bitirdiðim bile oldu. Þaka yapmýyorum, yetmiþ küsür sayfalýk bir kitaptý; biraz uzun sürdü ama bitirdim. Adýný söylemem; ne olur ne olmaz, bakarsýnýz kitabýn yazarý da okur bu yazýyý, çýngar çýkaracaðý tutar; pederin maaþý tazminata gider; olmaz!

Ayaklarýmdan duman çýkmaya baþlayýp eklemlerim sinyal verene kadar dolaþýrým kitapçýlarý; sinyaller gelmeye baþlayýnca ise en yakýn çay evine çeker, birkaç dakika çay ve ihtiyaç molasý veririm.

Çaydan sonra, artýk gölgemi peþimde gezdirmeye üþenirim; hani ekilecek bir þey olsa hiç affetmem ama o da en az benim kadar uyanýk; çar naçar gezdiririm.
***

Ýþte, bu çay sonrasý saatler, diðerlerine nazaran ayaklarýmý sürüyerek dolaþtýðým “Kelepir Saatler”dir...


II. MISRA: KELEPÝR RAFLAR


“...birdenbire mucizevî bir þey olur. Koca makinelerin kara karnýndan koca bir tabaka kaðýt çýkýverir. Sevgi ve telâþla eðilir, sanki evladýnýzý kucaklar gibi elinize alýrsýnýz. Mürekkep fikir olmuþtur, ýþýk olmuþtur, öfke, þüphe, aþk olmuþtur.
Müthiþ bir þeydir!” (A. Turan Alkan’ýn Altýncý Þehir’inden, bir resim altý yazýsý)

“Hamdým, piþtim, yandým; elhamdülillah.”

“Kelepir Saatler” biraz da yorulup eve dönmeye niyetlendiðim saatlerdir. Bu saatlerde, biraz da yolumun üstü olmasý hasebiyle, adresim eski kitapçýlardýr. Ankara’yý bilenler için söyleyeyim, “Adilhan”.
***
Kaðýda saygým büyüktür: Kutsal bir meta’dýr bence. “Nitekim, bir ‘A4’ balyasýný bir deste ‘banknot’a tercih ederim.” demeyi çok isterdim ama bir deste banknot birçok balya A4 demek olduðu için, böyle bir durumda banknotu seçerdim. Þaka bir yana, bir A4 balyasýna ilgim büyüktür.

Kaðýdýn kokusuna bayýlýrým mesela. Ýðde kokusu ve yaðmur sonrasý toprak kokusu gibi kaðýt kokusu da beni mest eder.

Ham kaðýtla iþlenmiþ kaðýdýn kokusu farklýdýr. Kaðýt mürekkeple iþlenir; mürekkep ýþýk olur, fikir olur, sevinç, hüzün , aþk olur. Üstadýn deyimiyle: “Müthiþ bir þeydir!” Ýþte ham kaðýtla kitabýn farký da budur: Kaðýt piþer, adýna “kitap” deriz. Ve farklýdýr kokularý. Denemesi bedava, bir A4 alýn koklayýn, sonra da raftan bir kitap çekin koklayýn; göreceksiniz... Kaðýdýn iþlenmesini sadece kitap olarak algýlamak da yanlýþ olur, nitekim yazýnýn baþýndaki alýntýda, Alkan’ýn bahsettiði, bir taþra matbaasýnda makineden yeni çýkmýþ bir yerel mevkutedir. Baðrýnda mürekkebin izi bulunan cümle kaðýt çeþitleri iþlenmiþ kaðýttýr ama bizim mevzuumuz (þimdilik) kitap.

“Raftan çekin bir kitap koklayýn” dedim ya, sakýn kelepir kitap raflarýnda yapmayýn bunu; hapþýrýk krizine girersiniz. Tamam, ilmin tozu da kutsaldýr ama “hapþýrtýr”!

Kelepir rafýndaki kitap, kaðýdýn, piþip kitap olduktan sonra yanýp “Elhamdülillah” dediði safhasýdýr; rafa yeni çýkmýþ yeni yetme “hippi”lere nazaran görmüþ geçirmiþ bir “bilge”yi andýrýr. Hani, mürekkep ýþýk olur, hüzün, sevinç aþk olur demiþtik ya az önce; biraz yýpranmýþ, biraz tozlanmýþ olsa da hâlâ öyledir. Biraz tozunu silin, birkaç sayfasýný çevirin; fikirler cevelan etmeye baþlar yine, ýþýk parlar, sevinç sýðmaz olur kapaklarýn arasýna. Ne hoþluklar yaþatýr size; artýk tecrübe konuþmaktadýr zira, o ne “baský”lar yapmýþtýr, ne günler görmüþtür; hey gidi hey!..
***

Ýþte kelepir saatlerin sonunda ayrýlýrým “Kelepir Raflar”ýnýn önünden. Parmaklarýmýn ucu hafif kararmýþ, hava henüz kararmaya yüz tutmuþ; arkamda bitkin düþmüþ ve artýk rengi solmaya baþlamýþ, vefakâr ve dahi cefakâr gölgem, koltuðumun altýnda birkaç “bilge”; revan olurum evin yoluna...


III. MISRA: KELEPÝR HÜZÜN

“Yürekte yâreler türlü türlüdür”
(Türkü)

Kelepir raflarýndaki kitaplar hüzünlendirir beni...

Kimisi baðrýnda bir vefasýzlýðýn imzasý saklar: “Adý Fadime, soyadý bilmem ne; 7 Eylül, sene bilmem kaç...” vesaire; kimisi ise çoktan “dar-ý bekâ”ya göçmüþ yazarýnýn hayat hikâyesini anlatýr hâlâ heyecanla: “Filanca þehir doðumlu olan yazar, halen falan mevkutede yazmaktadýr(...)” vesaire; halbuki...

Etiketinde “10 TL” yazar, ben bir milyon verip alýrým. Takýlýrým “Bak sana etiketinin bilmem kaç katý para saydým!” diye fakat inanmaz, bilir iþin aslýný; buruk bir tebessümle bakar yüzüme...

“Niye satar insanlar kitaplarýný?” diye düþünürüm. Gecelerimi, gündüzlerimi, en mahrem saatlerimi paylaþtýðým dostlarýmý nasýl bir durumda satarým diye düþünürüm; düþünmesi bile kötü!
***

Ayrý muamele yapmam onlara, en yeni kitaplarýmýn arasýna koyarým. Ama belli olurlar gençlerin arasýnda... Biraz yýpranmýþ, yorgun ama dimdik! Dedik ya görmüþ geçirmiþler diye, kabullenirler durumu, mütevekkildirler, vakarlýdýrlar her daim.


IV. MISRA: KELEPÝR RUBAÎ

“Ki harfler þüphesiz sihir eseridir. (...) Ýnsan hançeresinde çeþitlenen bütün sesler, birkaç çizginin sadeliðine sýkýþýr, yan yana gelir kelime olur.” (Üç Noktanýn Söylediði’inden)

Adem’in oðullarý, derununda çeþitlenen cümle hisleri hançeresinde çeþitlenen seslerle, hançeresinde çeþitlenen sesleri de, Alkan’ýn dediði gibi, birkaç çizginin sadeliðinde oðullarýna aktarmýþ. Birkaç sade çizgi, ki adýna “harf” demiþler; bunlar yan yana gelmiþ, adýna “kelime” demiþler ve her þeyi bu sade çizgilerle ifade etmiþ, adýna da “yazý” demiþler... Ki þüphesiz, harfler gibi yazý da sihir eseridir.

Yazýya da kutsallýk atfetsek çok mu oluruz acaba? Hadi kutsal olmasýn, ama çok önemlidir. Öyle ki, ondan önceki tarihe pek itibar etmeyiz, “karanlýk” deriz; tarih onunla baþlar.
***

Þüphesiz yazý da çeþit çeþittir.

Bir laf vardýr: “Her ‘üç’ Türk’ten ‘beþ’i þairdir(!)”. Ben de her Türk gibi bir zamanlar þiir yazdým. Lisede bir defter doldurmuþtum. Mahlasým da çok mütevazý idi: Acemi Þair. Lise sonda o defteri kaybettim ve çok yandým o “mükemmel” þiirlerime. Ama yýlmadým, devam ettim yine “mükemmel” þiirler yazmaya; ta ki o defteri buluncaya kadar!..

Meðer o þiirler mükemmel deðil “komik”miþ; mahlasým mütevazý deðil acayip iddialýymýþ (kendimi þair sanýyormuþum mesela). O süre zarfýnda yazdýklarýmý da, birkaç sene sonra gülmek üzere sakladým.

Þiirin ifade kudretine daima hayret etmiþimdir. Necip Fazýl’ýn

“Tam otuz yýl saatim iþlemiþ ben durmuþum
Gök yüzünden habersiz uçurtma uçurmuþum...”

mýsraýný okuyunca apýþýp kalmýþtým. Biyografimi yazsam, on altý-on yedi yýllýk hayatým için yüzlerce kelime israf ederim de bir þeye benzetemezdim. Üstat, “tam otuz yýl”ý iki mýsrada, üç-beþ kelime ile anlatmýþtý; biyografi dediðin de böyle olurdu!


Malum; rubaî, “Dört mýsralýk belli vezinlerle yazýlmýþ manzume.”dir. Manzumdur, hikmetlidir; çok olsa beþ-on kelimedir. Yüzlerce kelime ile ancak þerh edilebilecek mefhumlarý beþ-on kelime ile der. Ve þair yüreðinden damlar, þair kaleminin marifetidir.

Bizim rubaîmizde ise böyle kelime israfý oldu. Þair olsaydým, kudretim olsaydý, sizi de kendimi de yormazdým.

Bizim rubaînin yeri de, olsa olsa “kelpir” rafýdýr...
***

Siz, doðru dürüst bir þey yazabilmek için yemem gereken ekmek miktarýný fýrýn cinsinden hesaplaya durun, ben de cevabýmý peþinen þuraya derc edeyim: Adým Hýdýr deðil ama elimden gelen budur.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Unutmak Neden Zordur?
Yaþamak ve Ölmek Çalakalem
Yalancý Bahar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Baþlýksýz Þiirler II [Þiir]
Baþlýksýz Þiirler II [Þiir]


OnurSýtký kimdir?

Tevellüdü 80 sonrasý, depolitize olmuþ genliðin bir mensubu. . .

Etkilendiði Yazarlar:
A. Turan Alkan ve Can Dündar'ýn sýký bir takipçisi...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © OnurSýtký, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.