..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yüz kiþinin içinde aþýk, gökte yýldýzlar arasýnda parýldayan ay gibi belli olur. -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Sevil Pýnar




27 Mayýs 2004
Toprak Telefon Edecek Diye Beklenir mi?  
Sevil Pýnar
nasýl olduysa bir ara silmeyi becermiþim daha önce eklenmiþ bi yazýydý


:DJCA:
Dostum, adýn Topraktý bir zamanlar!! Þimdi þimâl rüzgârlarý, kýzýl saçlarýndan kýskývrak yakalayýp, sýyýrarak ruhunu göðe karýþtýrdý seni.

Özlemek gün geçtikçe zorlaþýyor, vefasýzlýðýmdan da deðil bilesin ki! Dört gündür, neredeyse günde birden fazla olmak kaydýyla, arýyorum seni. Annen ve baban artýk daha suskunlar. Arayacaðýna söz verdiðin son konuþmamýzýn üzerindense, gerçekten sayýsýný saymadýðým (ama bildiðim) kadar çok gün geçti.

Belki de nihayet, beni de kendinden uzaklaþtýrmak için bir yol buldun ve bu yöntemi uygulamakta kararlýsýn. Çünkü iþe yarayabileceði konusunda sana bir sürü izlenim vermiþ olmalýyým þimdiye deðin. Belki de bu kadar ince ayarlar peþinde deðilsin, herþey "var" ve "yok" demek kadar kolay gerçekleþiyor hayatlarýmýzda.

Birþeyleri anlamaya çalýþtýðým zamanlarda, elimden gelen, sadece onlarýn anlamýný yitiriyor olduðunu görmekten baþka hiçbir þey olmuyor. Anlamlý olan sadece ben'im, anlamlý kýlan da zaten ben'im ... Ne de olsa, bir kitabýn okunana kadar yazýlmamýþ sayýlabileceðini söyleyen bir yazardan da sen bahsetmemiþ miydin? Sen gideli beri okunaksýzým...

Yine de neler olduðundan beni haberdar edinceye kadar gemileri yakmadan ve ayakta kalmanýn yollarýný da arayarak devam edeceðim yoluma.

Son konuþmamýzdan bu yana epey durgunlaþtým. Gördüðüm kadarýyla her þey genel anlamda sýkýcý tüm merhametsizliðiyle!

Örneðin; çiçek sulamak çok sýkýcý bir iþ. Gerekli olup olmadýðý konusunda bir þey söylemek hiç istemem. Ancak, kaktüs yetiþtirmeyi seviyorsan biraz þanslý sayarsýn kendini, o kadar. Kaktüsler çok seyrek verilen bol sularla mucizeler yaratýr gözlerinin önünde. O mucizelerin insanlar arasýndaki yaygýn adýdýr, diken. Üstelik gül dallarýndaki kadar tehditkâr bir albenileri de yoktur onlarýn, elbet tepelerinde ötüþecek bülbülleri de ... Velhâsýlýkelâm, sulamayý sevmeyen kaktüsüne sarýlýr ve dikenlerine de "mucize" der. Benim cinsimdekiler bir de bu kaktüslerden kopardýklarý küçük parçalarla koca bir sosyal yaþantýya yetebilecek kadar seri üretime girerler. Önce iþ yerindeki arkadaþlara hediye edilir. Bu hediyenin adý da " Bilgisayarýn yaydýðý radyasyonu emiyormuþ!" konulur. Amaç; sadece hastalýðý bulaþtýrmaktýr oysa ve bir de yeni adýndaki amortiye, baþkalarýnýn anlam verememelerinden mütevellit þaþkýn bakýþlardan keyif almak piyangosunun eklenmesidir. Benim gibi hissettiðine emin olduðum bir kiþi daha var, belki de bahsi geçmiþti aramýzda; Beþiktaþ'taki, Osmanlý kalýntýsý duvarlara eþlik eden çýnarlarýn birinin altýnda tezgâh kuran, ilk kaktüslerimi satýnaldýðým yaþlý adam… Kendisini bir daha görmemiþ olmam tesadüfmüdür bilinmez. Bir kaktüsün yaþam koþullarýyla bað kurulabilmiþse o yaþlý amca gibilere de gerek kalmaz bir daha. Zaten yeni bir cins olmadýðý taktirde ayný kaktüsten ikinci bir defa satýn alýnmamalýdýr. Mesela iki parmak kalýnlýðýnda; etli yaprak sahibi bir cins, 4 yýldýr palazlanmaya devam ettiði gibi, varlýðýný bahsettiðim þekilde farklý saksýlarda devam ettirmeye gönüllü ve hediye edilerek deðerlendirilmeye de elveriþlilerdir...

Sýkýcý olan baþka þeyler daha var; þemsiye unutkanlýðým! Þemþiyeleri severim, bilirsin . Ben sadece þemsiyeleri kullanmayý sevmeyenlerdenim. Ýþlevleri dýþýnda bir nesne olarak zaten yeterince þýktýrlar. Bastonlu olanlarýysa ayrý bir hayranlýk konusu. Henüz destek almaya ihtiyacým olmasa da bir desteðe ihtiyacým varmýþ görüntüsüne bürünmekle maduriyet ve muhtaçlýk hissiyatýna iliþkin merakýmý gideriyorum, belki de yaþlýlýðýmý prova ettiðimdendir ki yanýmda olmasýný sýrf bu sebepten isterim. Ama gün içinde O'nu bir yerlerde mutlaka kaybedecek olmam yok mu, bu kural genellikle hiç sekmemiþtir. Kim bilir sürekli evde unutmamýn sebebi; O'nu tekrar kaybedeceðim gerçeðinin alt bilincimde belirip önlem alma mekanizmasýnýn devreye girmesidir... Yanýmda bulundurmadýðým her vakit bunu düþünür ve avunurum ama, sonuçta eve döndüðümde SADECE “ýslanmýþ biri” olduðumu görürüm. Bu tecrübe sýkýcýdýr! Çok sýkýcýdýr hem de zira tecrübe edilecek tarafý kalmamýþtýr. Bir þemþiye ve sahibi arasýnda sadece ihtiyaca dayalý iþlevsel bir bað olmasý gerektiði halde, bir anlam baðý kurulmuþsa; þemsiye sahibini esir eder! Böylelikle yanýma almaya kalktýðým ilk fýrsatta da kaybolur ortalýktan...

Hayatta sýkýcý olan pekçok þey var gerçekten ve hepsi de birer saçmalýk diðer yandan. Örneðin (Toprak!); oruç tutmak eðer bir çocuk deðilsen çok da anlamlý deðildir. Eriþkinlerin dünyasý mübalâðalarla dolu , inançlarýnda bile... Oruç deðilse de tekne orucu önemli gibi gelir bana geçmiþ yýllardan beri. Neden tekne orucu denir? Tekne ile oruç arasýndaki baðlantý nedir? Eðreti bulunup sallandýðý gözlendiði için midir, yoksa bir avuç suda batmaya meyli yüksekliðinden midir? Çocuklarý cezbeden tekne midir oruç mu, yoksa büyüklerine öykünüleri mi baskýndýr ? Bunlarý düþünmek çok sýkýcý. Hele ki ayný yoðurt kabýna daldýrdýðýn buharý tüten pide lokmalarýný kaldýrýma oturup arkadaþlarýnla tepiþtirmiyorsan aðzýna, ellerin kirli, arkadaþlarýn bir metreden kýsa ve içinizden en az üç'ü yoksul deðilse ne oruç sayýlýr ne tekne! Mükellef sofralarýn kalabalýk görüntüsü önünde þükretmenin mecburiliði insaný soðutur kendinden. Ve artýk çocuk olmamak ve tekne hayali kuramamak zorunda kalmak sýkýcýdýr!

Saçma þeylerin arasýna, onlarý anlatmaya kalkýþmakla ayrý bir saçmalýk daha katýlýyor, görüyorsun! Ama hayat kadar saçmalamanýn verdiði bir huzur ve sakinlik var ya, iþte O'nu bir kez tadýnca, O'nun bir tadý olmadýðýný anlayýp seviniyorsun... Herþey nötr olmalý! Bir de yokluðun(un) yarattýðý koyu ve kudurmuþ boþluk da olmasa...

Sýkýcý þeyler devam ediyor yani..... Yeni tanýþtýðýn saçý seyrek adamýn anlattýðý herþeye inanabiliyorsun çünkü anlatýrken dinlemiyosun. Kafandaki tek þeyin, adamýn günün birinde kafasýnýn dýþýnda birþey taþýmayacaðý olduðunu farkediyorsun. Kel olmanýn nasýl bir his olduðunu bilmiyorsun. Öðrenemeyeceðini de biliyorsun ama bir kelden daha fazla hissediyorsun kelliði -bu esnada karþýndakinin tepkilerine göre arada bir onay vermeyi de ihmal etmiyorsun konuþmaya iþtirak etmemenin ayýp olacaðýný biliyorsun- ve "belki de kellik hakkýnda düþünmem için o kiþinin karþýmda oturmuþ olmasý gerekirmiþ" diyerek karþýnda oturan 'kýrkiki yýl'a utanmadan bir de anlam bahþediyorsun kendinden...

"Hayat ilmî hilaf-ý cedel düzeniyle devam etmekte" ; SAÇMALAMAYA! Kafanda tek bir anda sýraladýðýn listeye her an yeni kalemler eklenirken parmaklarýnýn ayný hýzý sergileyememesine bozulmaktan yýllar önce vazgeçmiþken, unutmanýn ne ulvi bir eylemsizlik olduðuna karar veriyorsun.

Sýkýcý þeylerin sayýsý artýyor. (Kendi) Dünyanýn öbür ucunda kýzgýn bir adam olduðunu hayal ediyor belki de biliyorsun. Hamile olan kadýna lanet edip duruyor herif; ama ne tuþa getirilmiþ bir erkek müsfettesi, ne de evladýnýn ahlâksýzlýðý nedeniyle cinneti utanca dönüþecek bir baba... Üstelik öfkesi tüm hamile kadýnlara! Bu adam bir müessese sahibi, üstelik hatýrý sayýlýr bir sermayesi olan bir müessesenin sahibi... Dokuz ay boyunca kadýnlara, ürettiði kan tutucu bezlerinden satamayacak olmakla kazancýndan eksilmesi muhtemel hane kapýlarýnýn hesabýný yapmakta. Birileri bu adamý susturur mu lütfen! Birinin bu adamýn ne kadar salak olduðunu farketmesi gerekir! Durumu üzerime vazife edinip farkettiðimde sadece sýkýlýyorum ve adamýn aslýnda, yaradýlýþdan bu yana artýk ziyadesiyle sýradanlaþan insanî üretimle ( ki bu yatýrýmý müessese sahibi adýna baþka insanlarýn yapýyor olduðu düþünüldüðünde, dönüþü beklenmeyen önemli bir kredi ve hatta hibe) hergün binlerce doðan bebeklerden potansiyel müþteriler oluþturuluyor uzun vadede.. Sýkýcý gerçekten! Adam sýkýcý, kadýnlar sýkýcý, hamilelik sýkýcý, faraziyeler üzerine düþünmek zorunda olmam sýkýcý.., Seninle konuþamamam da elbet....

Ama tüm bunlar insanýn kendi hayatýný düþünmesi kadar boðucu deðil, þükür ki!

Devam ediyorum bu yüzden sýkýcý ve saçmalýk dolu þeylerle ilgilenmeye ki, elbette büsbütün bir ilgilenme durumu da deðil kastettiðim þey...

Özel insanlar, asal sayýlara dikkat ediyorlarmýþ; asal sayýlara dikkat etmenin özel olduklarýnýn düþünülmesini saðladýðýný bildiklerinden sanýrým... Oysa bu çok saçma. Üzerinde sadece kaba anlamdaki dört matematik iþlemleminden sadece birinin gerçekleþtirilemediði bir sayý olmasý neyi farkettiriyor tüm bu sayýlarý bir'e bölebildikten ve ayný zamanda bölümleri de bir olabildikten sonra. Ne yapmalýyýz daha özel kýlmak için? Bir'i mi yok edelim yani? Yoksa asallarý mý? Öyle ya, olmayan herþey daha bir özelleþiyor, önemleniyor. Týpký senin aramýzda olmaktan vazgeçtiðin günlerden sonra sana da atfedildiði gibi...

Oysa "bir" en anlamlýsýdýr belkide... Tektir, yalnýzlýk ve yegânelik saklýdýr onda. Diðer tüm rakamlarýn nazarýmda farký yoktur.

Kaþelerden nefret ediyorum; evrak kaþlerinden, adres ve ünvan kaþelerinden, hele yeni moda -meþgul insanlarýn atmaya üþendikleri imzalarýnýn kalýbýný taþýyan- kaþelerden de neferet ediyorum. Bir de "orjinal" ve "kopya" kaþeleri var; suretleri niteleyip, kýymetlerini belirleyen... Onlardan büsbütün nefret ediyorum. Aklýma geldikçe sýkýntýdan midem bulanýyor.

Her an yeni bir saçmalýk gerçekleþiyor her an yeni bir saçmalýk tespit ediliyor.

Saçmalýklar üremekteler tüm doðurganlýklarýyla. Menkýbeler anlatýlmasý kadar nadir bulunur saçmalýklarla karþýlaþtýnýz mý hiç hayatýnýzda? Olaðanüstü veya önemli kiþi ve olaylardan arta kalan, güya ders verici -bence akýl çelmeleyici- anlatýlardýr onlar. Artýk sayýsýnýn tespit edilemeyeceði aðýzlar tarafýndan anlatýlan bir þey; 'gerçeðin kendisi'nin, yok olmama ihtimalinin neredeyse sýfýra yaklaþmasýný saðlar. Birilerine birþey anlatmak saçmadýr; hele ki, anlatýlan bir baþkasýný alâkadar eden bir yaþanmýþlýksa...

Þu sýralar dinlemiyorum genellikle, ýsrarla anlatýlsa dahi. Saklý reddiyelerden mutluluk duyuyorum. Ýçimden herþeyi çürütüp, içimin çürüme hýzýný biraz da olsa yavaþlatýyorum bu önlemle.

Sýkýcý telefon görüþmeleri var bir de... Ama bu sefer içim el vermeyecek onlardan bahsetmeye sýkýcý olsalar da, benim de bazý beklentilerim var kabul! Üstüne üstlük sýkýcý olmalarýnýn ötesinde bir tahribat gücüne sahipler bu sefer. tüm kenti susturmayý baþarýp beklediðim ve istediðim tek sesi duymak umuduyla oturmuþ, cihazýn baþýnda ebediyet refakatçisi gibi bekliyorum. Ýhtiyacým olan tek þey ölümün olmadýðýný yolun devam ettiðini öðrenmek ve kendi yoluma geri dönmek...

Tüm bunlar bir mektup olsun diye yazýldý, aklýmdakileri sana söylemeyi özlediðimdendi dostum! Amaçtan ne kadar sapýldý kim bilir?..

Sonuç; sen yoktun, mektup ulaþtýrýlamadý ölen belki sadece adreslerdi. Telefon da hiç çalmadý. Bu kýlýç kýnýndan çýkmayagörsün sabýr kalkanýna sýðýnmaktan baþka çare kalmazdý.

Sevil Pýnar

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: toprak karýþýmý
Gönderen: serhat merdivenci / istanbul/Türkiye
8 Aðustos 2006
Toprak karýþýmý gök... kestanemtrak... Baþarýlarýn devamý...

:: yorgunluk
Gönderen: aynur özbek uluç / Ýstanbul/Türkiye
9 Aralýk 2004
Yaþam sürüp giderken; artýsýyla eksisiyle iç dünya penceresinden küçük küçük anektodlar..Þu da bir gerçek ki; hayatý ne kadar yorarsak hayat da bizi o kadar yoruyor. Bunu kim mi söylüyor; hayatý yormaktan yorulmuþ biri.. :) sevgiler.. aynur özbek uluç

:: merhaba
Gönderen: zeliha gökkan / Urfa/Türkiye
8 Ekim 2004
geçenlerde bir film seyrettim.adam gününü yaþýyor,yapýlmasý gerekenleri yapýyor,verilen görevleri yerine getiriyor,insanlarý dinliyor ve sorgulamadan yaþýyordu ve mutluydu.kadýn da sorguluyor,merak ediyor,anlam arýyor,daha ötesini merak ediyordu.intiharýn eþiðinden geri dönüyordu..sonuç olarak keþke þemsiyelere ihtiyacýmýzý gören bir eþya muamelesi yapmayý becerebilsek tüm anlamsýzlýðý ile...

:: ÝÇTENLÝK
Gönderen: yasin evliyaoðlu / Kayseri/Türkiye
27 Eylül 2004
SEVÝL HANIM ÝÇTENLÝKLE YAZMIÞ... DOÐRUSU HOÞUMA GÝTTÝ! YÜREKTEN GELEN DUYGULARI GÜZEL ÝFADE ETMÝÞ...YAZMAYA DEVAM ET SAYGILAR...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Siz Bayým!
Beklemek
Bir Dilek Tut (benden) Olsun!
Sesler
Evc-i Yalnýzlýk
Teþhis
Rüyalar yada Kabus

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
O'ydu.. [Þiir]
Hayat [Þiir]
Eðer Varsa [Þiir]
Gece [Þiir]
Ýz(ler)! [Þiir]
Giden-sen! [Þiir]
yol ve (ben)sen [Þiir]
An [Þiir]
Konuþmaya Susar Birileri II [Öykü]
Minel [Öykü]


Sevil Pýnar kimdir?

herþeyden önce bir okurum, yazmak hasbel kader bir kurtuluþ hayatýmda.

Etkilendiði Yazarlar:
ne edebi, ne de ebedi etkilere inanýrým! Sadece sevdiðim yazarlardýr; Roland Barthes, Oscar Wilde, Broutigan, Borges, Boris Vian, Kafka, Edgar Alen Poe, Duglas Copland, Hakan Günday, B.Brecht, Ferit Edgü, Ýhsan Oktay Anar


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Sevil Pýnar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.