"Bir kitabýn kaderi okuyanýn zekasýna baðlýdýr." -Latin Atasözü |
|
||||||||||
|
1.Çoðulculuk Çoðulculuk postmodernizmin yaþamda da sanatta da ana eðilimidir. Çoðulculuðun roman yansýmasý, eserin muhtevasýndan, diline, þeklinden türüne kadar geniþ bir yelpaze oluþturur. Mesela bir romanda klasik sanat öðeleri ile popüler sanat ögelerinin bir arada bulunmasý, herhangi bir referans göstermeden baþka bir sanatçýnýn metinlerine yer verilmesi (metinlerarasýlýk), gerçek ve kurmacanýn iç içe olmasý, konu içerisinde karþýtlýklarýn sergilenmesi gibi pek çok durum çoðulculuk anlayýþýna ait uzantýlardýr. Buket Uzuner’in Balýk Ýzlerini Sesi isimli romaný bu anlayýþ çerçevesinde þekillenmiþtir. Büyüleyici bir biçimde çeþitlilik gösteren þahýs kadrosu gibi romanýn diðer öðeleri de çeþitlilik gösterir. Uzuner’in romanýna yansýttýðý çoðulculuk anlayýþýný roman çeþitleri düzleminde þu baþlýklar altýnda toplamamýz mümkündür: Bilim kurgu: Yazarýn yarattýðý ütopik bölümde yer alan esrarengiz mekânlar Polisiye roman: Okuyucu romanýn baþýndan sonuna dek iz sürer. Yergici alegori: Birleþmiþ Milletlerle roman boyunca alay eder. Macera alýntýsý: Fantolt Otelinden kaçýþ Psikolojik dram: Kahraman Afife Piri’nin iç dramý Ütopik idealizm: Balýk izlerinin Sesi Adasý Kara komedi: Romain Gary’nin ortaya attýðý kaçýþ planý a) Karþýtlýklar Uzuner Balýk Ýzlerini Sesi ‘ni kurgularken birçok karþýtlýktan yararlanýr. Bu karþýtlýklar romanýn içindeki çatýþmalarý da beraberinde getirir. Romanýn bel kemiðini de oluþturan ‘normallik ve seçilmiþlik’ kavramlarý romanda birbirine zýt iki kavramý karþýlamaktadýr. Bu temel çatýþma dýþýnda aþk-cinsellik, ilkel-teknolojik, somut-soyut, doðu-batý, yaþam-ölüm, akýl-duygu, gibi karþýtlýklarý da konusal düzlemde gözler önüne serilmektedir. Uzuner âþk ve cinsellik kavramlarýný iki ayrý kiþiye yükleyerek bir zýtlýk durumu oluþturur. Ancak bu iki kavramýn karþýtlýðý yan yana ve demokratik bir biçimde iþlenir. Afife cinselliði Anders Grieg ile yaþarken, âþký Romain Gary’de bulur. Bu durumu þöyle nakleder: “Beðendiðim iki erkek arasýnda kararsýzdým ve aþkýn saatinden habersiz olacak kadar da toydum.”(s.111) Bu kararsýzlýk onu ikileme düþürür. Balýk Ýzlerinin Sesi Adasý bir ütopya arayýþý olduðundan, romanýn kahramaný Afife Piri’nin de bir kadýn olarak kadýnlýk ütopyalarýndan en ezeli olaný üzerinde bir ikileme düþmesi romanýn kaçýnýlmaz sonu olarak karþýmýza çýkar. Ýlkel ve teknolojik kavramlarýn zýtlýðý ise Uzuner’in alternatif dünyasýnda yer alan bir durumdur. Ve herhangi bir çatýþma yaratmaz. Birbirleriyle uyumlu bir tablo oluþturur.Örneðin bu adada Brooks’un ince, uzun bir cam tüpe benzer tekerleksiz bir araç kullanmasýna karþýn Jeanne fayton kullanmaktadýr. b) Metinler arasýlýk Balýk Ýzlerini Sesi romaný yazarýn yaratýcýlýðýný ortaya koyduðu uydurmalarýn yanýnda pek çok gerçek alýntýyla doludur. Özellikle bu alýntýlar kahramanlarýn oluþumu esnasýnda fazlaca kullanýlmýþtýr. Çünkü bu romanýn kahramanlarý geçmiþte yaþamýþ ve tarihe geçmiþ þahsiyetlerin ruhunu taþýdýðýna inanan kimselerdir. Romain Gary: Romain Kacew / Emile Ajar Tuula: Jeanne d’Arc Anders Grieg: Edvard Hegarup Grieg... Romanýn bir bölümünde Uzuner, Patrick Süskind’in romaný ‘Koku’nun harika bir parodisini araya sokar. Bu roman yazarýn bu romandan önce yazdýðý romanlardan parçalara da yer verir. Örneðin ‘Ýki Yeþil Su Samuru’ isimli romanýnda Nilsu’nun sevgilisi Michael’in annesi olan dansçý Josephina’yý bu romanda yeniden görürüz. Afife ütopik mekânda Anders’ýn evinde bir rüya görür. Josephina bu rüyada dans etmektedir: “Kývrýmlarýnda derin, içsel bir alçakgönüllülük vardý. Bir çeþit dini tören gizemi tapýnma teslimiyetindeydi dalgalanmalarý. Deniz Feneri Dansý bu olmalý diye gülümsedim. Kadýnda ban gülümsedi. O zaman simsiyah yüzünün üstüne kýpkýrmýzý boyadýðý kocaman aðzýndan inci diþler saçýldý. Sonra el salladý bana. Bunlar da dansýn figürleri miydi? Yoksa aðacýn tepesinde tünediðimi görmüþ müydü gerçekten? En önemlisi nereden tanýdýktý bu kadýn bana? Josephina mý? Sakýn o olmasýn? Yoksa o da?” (s.175) Yine romanýn son bölümünde geçen “herkesin kendine ait bir odasý, bir evi olmalý” (s.198) cümlesi Virginia Woolf’un ‘Kendine Ait Bir Oda’ isimli romanýný bizlere anýmsatmaktadýr. Keza Uzuner’in sevdiði bir yazar olan Virginia Woolf için þu ifadeleri kullanmýþtýr: “Virginia Woolf’un edebiyat dünyasý içindeki duruþu ve romanlarýndaki kurgudan çok anlatýnýn öne çýkýþýndaki içtenlik ve ‘Kendine Ait Bir Oda’ için çok önemserim.” c) Üst kurmaca Buket Uzuner’in Balýk Ýzlerini Sesi romaný özellikle mekân ve anlatýcý bakýþ açýsý itibariyle gerçekle kurmacanýn iç içe olduðu, birbiriyle çakýþtýðý ve aradaki çizgilerin yok olduðu bir düzlemde vücut bulur. Bu düzlem genel olarak mekânda karþýmýza çýkan bir durumdur. Romanda yer alan mekânlar ikiye ayrýlýr: 1.Somut yaþamýn geçtiði gerçek mekân: Fontolt 2.Kurmaca metnin geçtiði ütopik mekân: Balýk Ýzlerinin Sesi Adasý Aslýnda romanda yer alan somut mekânda bir kurgu öðesidir. Ancak bu kurgu bizim bildiðimiz, tanýdýðýmýz gerçek yaþamla paralellik arz eden niteliktedir. Bu mekân ‘Asýl Son’ baþlýðýný taþýyan bölüme kadar varlýðýný sürdürür. ‘Asýl Son’ bölümünden sonra ise terini ütopik mekâna býrakýr. Yazar bu mekâný olmasý istediði gibi kurgular. Bu roman kahramanlarýnýn özlemini duyduðu ve yaþamak istediði yerdir. Zýtlýklarýn bir arada çatýþmadan bulunduðu ilkel ve teknolojik olanýn tercihlere býrakýldýðý düþsel bir dünya. Bu dünyada yer alan öðelerin bir kýsmý görünen ve bilinen gerçeklikle baðlantýlý iken bir kýsmý ise bilim kurgu bir senaryo oluþturur: “Ýnce, uzun bir cam tüpe benzer bir araçtý ve tekerleksizdi.” (s.184) “Yerçekimine kaþý bir çeþit manyetik alan yaratarak, üç boyutlu bir aracý yürütebilirsiniz.”(s.184) “O zaman evlerin yanlarýna takýlmýþ enerji bobinlerini göreceksin.” (s.185) Romanda ortaya koyulan bu duruma kurmaca içerisinde kurmaca demek herhalde yanlýþ olmaz. Romanda gerçekle kurmacanýn iç içe olduðu bir diðer alan anlatýcý bakýþ açýsýdýr. Bu romanda çoðulcu bakýþ açýsý yazarýn bir diðer romaný olan ‘Ýki Yeþil Su Samuru’unda olduðu kadar ön planda olmasa da varlýðýný hissettirir. Romanýn bizlere Afife Piri tarafýnda aktarýldýðýný daha önce belirtmiþtik. Bu kurgu sona erdiðinde karþýma yazar olduðunu tahmin ettiðimiz, hakim bakýþ açýsý çýkar. Hakim bakýþ açýsý romanýn ütopik bölümünden adeta çekerek gerçek dünyaya sürükler.Onun böyle bir tavýr sergilemesinin gayesi;gerçeðin bölünmüþlüðünü vurgulamak, gerçek zannedilen þeylerin absürdlüðünü sezdirmektir. Ontolojik sorgulama: Doðrularýn ve gerçeðin böylesine bölündüðü bir evrende yaþayan postmodern sanatçý için artýk gerçekle ilgili sorgulamalar konu dýþý kalmýþtýr. Artýk bilgi nasýl elde edilir? Kimler asýl, neyi bilebilir? gibi epistemolojik sorgulamalarýn yerini var olan dünyanýn veya dünyalarýn sorgulamasý yapýlýr. Günnar’in Afife’ye verdiði yazma cezasýnda Afife, ”Ben niçin varým? Var olmayý neden istiyorum? Var olmayý sürdürüþüm bir iç güdü mü?” (s.95) sorularýna yanýt arar. 2. Ýroni ve Parodi Balýk Ýzlerini Sesi romanýnda bir baþka belirgin nitelik ironi ve parodidir. Bu ironin baþ mimarý Uzuner konu düzleminde pek çok hususla dalga geçer. Mesela romanda yer alan ‘normaller’ kavramý ile yazar olumsuzluklarý, yanlýþlýklarý ve karmaþayý anlatmak istemiþtir. Ancak yazar normallerin bu durumundan dolayý karamsar bir tablo çizmek yerine, onlarý kabullenen ama ciddiye almayan, onlarla dalga geçen bir tavýr sergiler. “Aslýnda bunun sinyal bir olduðunu anlayanýmýz yoktu o sýralar. Nasýlsa Vigdis iþini, yaþamýný ve kendini sevmeyen birisiydi, yani normaldi ve bu yüzden bizi hiç ilgilendirmiyordu.” (s.18) Bu romanda ‘seçilmiþ’ olarak adlandýrýlanlar, Birleþmiþ Milletler’in seçmis olmasý da hayli enteresan bir durumdur. Kendilerini ‘seçilmiþ’ olarak adlandýran bu grup nasýl oluyor da normallerin onlarý seçmesini kabul ediyordu? Bir diðer durum da ‘seçilmiþler’in, seçilmiþ grup arasýndaki normalliðidir. Seçilmiþlere, seçilmiþlik özelliði veren normallerdir. Yani normaller olmazsa, onlar da normaldir. Uzuner, traji komik, kaba güldürü ve maskeli oyun diyarlarýnda hayranlýk uyandýran bir kolaylýkla gezinirken hayli ilginç bir kadro oluþturur. Bu insanlar kendi yaþamlarýný kendileri yaratan kafadan doðumludurlar. Ve bu yarattýklarý yaþam bir yalandan ibarettir. Onlar ilginç bir oyun oynamaktadýrlar. Onlar bu oyunu oynarken normal insanlar da MIÞ GÝBÝ oyunu oynarlar. Genel olarak düþünüldüðünde aslýnda seçkinler de ironik olarak, bu oyunu oynarlar. ‘Oyun’ imgesi karakterlerin yaratýlmasý aþamasýnda kapalý düzlemde ortaya koyulmasýna raðmen kahramanlarýn Fantolt’tan kaçýþlarýnda ise açýk düzlemde ortaya koyulur: “Kendi türümüze özgü yetemekleri kullanarak, bir oyun hazýrlarýz. Bu durumda onlarý çok kýzdýrýp, gazaplarýný arttýrmak gibi bir tehlikeyle yüz yüze kalabiliriz. Ama…” (s.124) 3. Merak ve Þaþýrtma Uzuner pek çok romanýnda olduðu gibi, Balýk Ýzlerini Sesi romanýnda da merak öðesini en yukarýlara taþýr. Bunu belki karakterinden gelen dinamizmin metinlere yansýmasý olarak, belki de okuyucuyu sýkmamak adýna yapmýþ olabilir. Okuyucu onun romanýndan asla sýkýlmaz. Çünkü ana düðümler etrafýnda küçük halkalarla birbirine baðlý ara düðümler öyle bir düðümlenir ki bu düðümleri çözmek biraz yazara biraz da okura baðlýdýr. Ýþte bu durum kendi aktif olan yazarýn okurunu da aktif yapma çabasýndandýr. Okuyucunun da hayal gücü ile roman yeniden þekillenir. Romanda dahil olan okuyucu bu kez iz sürmeye baþlar bu durum romana polisiye roman olma özelliði katar. Uzuner’in yaratýcýlýðýný ve yeteneklerini sonuna kadar kullandýðý bu romanda þaþýrtma öðesi de baþvurulan yöntemlerden biridir. Örneðin kurguda karþýlaþtýðýmýz ütopik mekân ve özellikleri normallerin lideri olan bir anda kötülükler imparatoru gibi gösterilen Günnar’ýn Balýk Ýzlerinin Sesi Adasý’na gelerek bir seçkin olmasý, Romain’in âþkýný yaþatmak uðruna Afife’yi terk etmesi ve Balýk Ýzlerinin Sesi Adasý’nýn fantastik ortamýnýn doðal bir felaketle yok olmasý hayli enteresan ve þaþýrtýcýdýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Aslý Yerlikaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |