Bembeyaz tenli porselen bebegin önceden donuk ve gri bakan gözlerinden, birkaç damla göz yasý süzüldü kendini yastýklarýn üstüne býraktýgý sýrada. Bakislarinda artýk bir canlýlýk belirtisi olmasýna ragmen, aslýnda hala yasamdan cok uzaktý.. Hiç bir pembelik olmayan yanaklarýný, aktikca yakan göz yaslarý, artýk acý vermeye baslamýstý. Silmek istedi, yapamadý.. Yaslar durmadan akýyordu.. Kendine hakim olamýyordu. Hýçkýra hýçkýra aglamak geliyordu içinden.. Umutsuzluk ve acý içinde basýný öne egdi.. Kömür siyahi saçlarý gözlerinin önüne düþtü.. Artýk önünü göremiyordu.. yaþlar nedeniyle bulanýklasmýs görüntü, saçlarý tarafýndan iyice kapatýlmýstý..
Ayak seslerini duymadýgý birinin koltuga oturmasýyla irkildi.. Ama fazla belli etmedi.. Kim oldugunu tahmin ediyordu nede olsa.. O'ydu.. En azýndan öyle tahmin ediyor, öyle umuyordu.. Saçlarýný oksamaya baslayan bir el hissettiginde basýný cevirip o'na baktý.. Göz yaslarýna artýk hiç hakim olamýyordu.. Aglamak istemiyor, hele onun önünde hiç istemiyor, ama karsý da koyamýyordu.. Çaresiz bir sekilde kendini o'nun kollarýna býraktý.. Kýrýlmaktan korkarcasýna ürkek bir sekilde basýný omzlarina gömdü.. Göz yaslarý artik o'nun t-shirtünü ýslatýyordu.. Utandi.. Basýný kaldýrýp gözlerini onun gözlerine dikti.. Birsey söylemek için agzýný actý.. Ama ses cýkmadý.. Oda içinden söyledi, belki anlar diye.. Içinden seni seviyorum dedi.. Ürkekce.. Belki anlamýs.. Belkide fark etmemisti..