Ece, Fransýzca literatür kitabýnýn üzerine eðilmiþ bir yandan soruyu anlamaya çalýþýyor bir yandan da sorunun cevabýnýn parçanýn neresinde gizli olduðu konusunda derin araþtýrmalar yapýyordu ki;
Alper geldi.
Alper, Ece’nin kardeþidir ve Ece’ye göre daha tertip düzen sahibi, ayný zamanda akýllý lakin bir o kadar da kurnaz olmasý sebebiyle Ece’yle geçinemez.
Yer yuvarlaðý üzerinde Ece ve Alper’in ayný masada çalýþmasý kadar zor ve býktýrýcý þey sanýyorum ki azdýr. Bu masa anneyle babanýn evlendiðinde alýnmýþ, beyaz, sekiz kiþilik bir masadýr. Þimdi duvara dayanmýþ, üzerine beyaz bir raf çakýlmýþ, çocuklarýn çalýþmasý için hizmete sunulmuþtur.
Evde bunun dýþýnda üç yýl önce alýnmýþ yemek odasýnýn görkemli masasý, mutfakta küçük yuvarlak masa, balkonda büyük yuvarlak masa ve son olarak da bilgisayar masasý vardýr.
Ayrýntýya girecek olursak, beyaz masanýn ortasýnda boydan boya uzanan bir çizgi vardýr. Bu çizgi bundan sanýrým iki sene önce Ece’nin artýk büsbütün masayý kaplayýp Alper’i dar bir alana sýkýþtýrmasý sonucu, Alper tarafýndan tombo 0.5 uçlu kalemle bastýrýlarak çizilmiþti. Silindikçe de yenilenmiþti.
Biz olay anýna dönelim.
Ece’nin gözü sýnýrý mýnýrý görecek halde deðildi. 5. soruyu çözemezse geriye kalan dört tanesini de çözemezdi ve durum vahimdi. Tabi ki Alper görüntüyü ifrit olmuþ bir þekilde karþýladý ve kendi tarafýna geçmiþ olan mavi klasörü bir hýþýmla ittirdi. Bu hareket Ece’nin üzerine dört sorusunun cevabýný yazmýþ olduðu pembe kaðýdý kýrýþtýrdý.
Ece’yi tanýyanlarýn gayet iyi bildiði bir þekilde gözlerini açýp þöyle dedi “onu ben hocaya vericeeem” ve gitgide artan bir sesle þunlarý ekledi “Sen niye bana bir kelime bile söylemeden kaðýdýmý kýrýþtýrýyorsun? Sen dilsiz misin, ben saðýr mýyým?”... Tabi cümlenin sonuna doðru Ece’nin sesi 3 kat aþaðýdaki giriþ katýndan duyulacak yüksekliðe ve cýrlaklýða ulaþmýþtý.
Þaþkýnlýk içerisindeki Alper “Abla dur, þimdi babam duyacak” dedi. Ece de gerçekten öyle olduðunu sandýðýndan “Babam Migros’a gitti.” dedi. Fakat durum öyle deðildi. Bunu, Alper’e daha fazla baðýrmak istemeyerek koridora çýkan Ece de anladý. 1.80 boyundaki babasý dar koridoru bütün haþmetiyle kaplamýþtý.
Ýþte þimdi mahvolmuþlardý.
Bu mahvoluþun iki sebebi vardý:
Bunlardan ilki, babanýn her kavgalarýndan sonra sonuna bir-iki cümle daha eklenen ve nihayet bir saatlik bir nutka dönüþmüþ olan uyarma konuþmasýydý. Ýkincisi ise, olayýn bu nutukla son bulmayacak olmasýydý. Baba bu kez sanýrým ikisinin de canýný yakacak bir çözüm bulacaktý.
Aklýnýza yanlýþ þeyler gelmesin. Baba gördüðü eðitim sayesinde insanlara nasýl ceza verileceðini biliyordu ve maalesef ki, bu ceza her zaman adildi...
Nitekim olay bilgisayarýn kutuya kaldýrýlarak bilgisayar masasýna Ece’nin yerleþtirilmesiyle son buldu.
Bu eve ilk bilgisayar bundan altý sene önce alýnmýþtý ve o tarihten bu yana ev bilgisayardan arýndýrýlamamýþtý.(Anne böyle derdi.) Aksine kendine sürekli yani parçalar ekleyerek ya da yenilenerek evde bir imparatorluk kurmuþtu.
Baba, daha az önemli vakalarda çocuklarý bilgisayarý kutuya kaldýrmakla tehdit ederdi. Çocuklarsa milyon kez yinelenmiþ bu korkutmayý pek de önemsemezlerdi. Amma ve lakin aniden kutuda pek de mahzun görünen biricik oyuncaklarýna bakarak þaþýrdýlar.
Olaya bir de bilgisayar sehpasý aþýsýndan bakmak lazým tabi. Bu aslýnda bir sehpa deðil bir masadýr. Kendisi birçok bölmeye sahiptir. Bunlardan normalde kasanýn konmasý gereken bölüme Ece, kitap ve defterlerini koydu. Yazýcýnýn tahtýna da klasörler yerleþmiþti. Çekmecede ise CD’ler zavallý zavallý duruyordu.
Masanýn üstüne Ece kaktüsünü de koydu. Çalýþýrken çýkardýðý silgi tozlarýný temizlemek gibi bir adeti olmadýðýndan bir süre sonra masanýn üstü silgi tozu, çeþitli renkte kalemler, bir saksý içinde saksý ve sözlüklerle doldu.
Alper’in masasýndaysa en altta en uzun ve en geniþ kitap, üzerinde daha küçüðü derken birer piramit zarifliðinde kitap-defter desteleri, kalemlikte ucu sivri açýlmýþ kalemler filan var.
Þimdilerde Ece ve Alper kader birliklerinin farkýna varmýþ olacaklar ki, nasýl bilgisayarlarýný geri kazanacaklarý konusunda planlar yapýyorlar.
Ece çok konuþup kafalarýný þiþirmeyi planlýyor.
Alper’se ikna kabiliyetine güveniyor.
Ne diyelim
Kolay gelsin...

elsenece