|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
15 Ocak 2004
San Salvador
Ali Osman Öztürk
Alman Yazar Peter Bichsel'den modern yaþamlar üzerine bir öykü. |
|
BB>
Kendine bir dolmakalem almýþtý.
Bir kaðýdýn üzerine bir çok kez imzasýný, sonra adýnýn baþ harflerini, adresini, birkaç dalgalý çizgiyi, sonra anne-babasýnýn adresini çiziktirdikten sonra, yeni bir yaprak aldý, özenle katladý ve üzerine önce: “Burasý benim için fazla soðuk” sonra “ben Güney Amerika’ya gidiyorum” yazdý, daha sonra bir an nefesini tuttu, kalemin kapaðýný taktý, kaðýda bakarak mürekkebin kururken koyulaþmasýný izledi (kýrtasiyede rengin siyaha döneceði garanti edilmiþti), sonra kalemi yeniden eline aldý ve büyük harflerle altýna adýný yazdý: Paul.
Sonra orada öyle oturdu kaldý.
Daha sonra masanýn üzerinden gazeteleri toparladý, bu arada sinema programlarýna göz attý, bir þeyler düþündü, kül tablasýný kenara itti, dalgalý çizgiler çektiði kaðýdý yýrttý, kaleminden mürekkebi boþalttý ve tekrar doldurdu. Sinemaya gitmek için artýk çok geç olmuþtu.
Kilisedeki koro provasý dokuza kadar sürer, dokuz buçukta Hildegard dönmüþ olur. Hildegard’ý bekliyordu. Bir de þu radyodan gelen müzik. O an radyoyu kapattý.
Masada, masanýn tam ortasýnda katlanmýþ kaðýt duruyordu, üzerinde lacivert yazýyla adý Paul okunuyordu. “Burasý benim için fazla soðuk” yazýlýydý ayrýca.
Derken, þimdi Hildegard eve gelir, dokuz buçukta. Þimdi saat dokuzdu. Kaðýttaki notu okur, korkardý, belki de Güney Amerika hikayesine inanmaz, yine de dolaptaki gömlekleri sayardý,elbette bir þeyler olmuþ olmalýydý.
“Aslanlý” lokale telefon ederdi.
“Aslanlý” lokal çarþamba günleri kapalýdýr.
Gülümser ve kuþkuya kapýlýr ve bununla yetinirdi, kim bilir.
Bir çok defa sol elinin yüzük parmaðý ile þakaklarýnýn iki yaný boyunca saçlarýný yüzünden geriye atardý, sonra yavaþça mantosunun düðmesini açardý.
Sonra orada öyle oturdu kaldý, kime bir mektup yazabileceðini düþündü, dolma kalemi kullanma talimatýný bir kez daha okudu - hafifçe saða çevirin -. Fransýzca metni de okudu, Ýngilizce metni Almancasýyla karþýlaþtýrdý, yine not düþtüðü kaðýda baktý, palmiyeleri düþündü, Hildegard’ ý düþündü.
Otura kaldý.
Ve saat dokuz buçukta Hildegard geldi ve ‘Çocuklar uyuyor mu?’ diye sordu.
Saçlarýný yüzünden geriye attý. (Çev. Ali Osman Öztürk)
Söyleyeceklerim var!
Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.
|
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
|
Akademisyen, çevirmen, halkbilimci, karþýlaþtýrmacý, eleþtirmen.
Etkilendiði Yazarlar:
Bilimsel anlamda Wilfried Buch, Otto Holzapfel, Gürsel Aytaç; edebi anlamda Luise Rinser, Buket Uzuner.
|
|
|