..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bilmezlik ile ne hoþtum; hayalimde ne güzellik, ne de aþk vardý." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey > Nesrin Gocmen




19 Aralýk 2003
Politika ve Politikacý  
"Bireysel geliþim" neden ticari hale dönüþtürülmüþtür ?

Nesrin Gocmen


Politik kiþi dediðimizde ise aklýmýza her yönüyle, hitabýyla, giyimiyle, hareketleriyle insanlarý etkileyen kiþi gelmektedir. Politikacý dediðimizdeyse çoðumuz iki yüzlü, sözünü tutmayan kiþileri algýlarýz. Peki bu sözcüklerin ne kadar iyi özellikleri va


:BDCF:
 
POLÝTÝKA ve POLÝTÝKACI
Politika sözcüðü birleþik sözcüktür ama poli-tika olarak ayrýlmaz. Polis sözcüðünden gelmektedir. Polis : Þehir demektir. Eskiden  þehir yönetimini , þehirleþmeyi bilme anlamýnda kullanýlmýþtý.
Politika aslýnda sanat, bilim, düþünce demekti, politikacý ise sanatý, bilimi bilen kiþi, sanatçý, bilim adamý, filozof  demekti.
 
Eskiden politikacý olacak kiþilerin sanatçý, bilim adamý, filozof olmasý þartý vardý. Eðer sanatçý olmazsa bu kiþi estetikten , güzellikten, ilhamlardan yoksun olacak, dolayýsýyla da  yeni kuracaðý þehirlerde  ya da var olan þehirlerde yapýlan binalar estetik olmayacak, düzensiz yerleþime (bugün  gecekondulaþmayý buna örnek verebiliriz) izin verecekti. Politikacý bilim adamý olmalýydý. Çünkü  matematik, geometri , mimarlýk vb bilimlerden habersiz olursa gelen projelerin o þehre uygun olup olmadýðýný ,  insanlarýn o projeler harekete geçince rahat edip etmeyeceklerini bilmeyecekti. Hatta yakýnlarýnýn çýkarlarýný gözeterek, paraya göre projelere izin verecekti. Filozof olmalýydý. Filozof kiþi kendini tanýyabilmiþ, kendini bulmuþ, kendini yönetebilen kiþiydi. Kendini bilmeyen kiþi baþkasýný anlayabilir miydi? Kendini idare edemeyen kiþi baþkasýný idare edebilir miydi? Tabi ki hayýr...Kiþi kendisinde yönetici deðilse halkýnda da yönetici olamazdý.Ayrýca hareketlerinin, konuþmalarýnýn doðru düzgün olmasý için filozofluk þarttý.
 Fakat günümüzde
"Politik olmak nedir ?  "
diye sorarsak alacaðýmýz yanýt ,
"her ortamýn adamý olabilmek"
olacaktýr. Politik kiþi dediðimizde ise  aklýmýza her yönüyle, hitabýyla, giyimiyle, hareketleriyle insanlarý etkileyen kiþi gelmektedir. Politikacý dediðimizdeyse çoðumuz iki yüzlü, sözünü tutmayan kiþileri algýlarýz. Peki bu sözcüklerin ne kadar iyi özellikleri varken bugün neden  kötü bir hale düþürmüþüz, bunun nedeni nedir ?
Nedeni zamanla gördüðümüz politikacýlar mýdýr? Hayýr !
Neden BÝZ, kendimiz....
Bunu çoðu kitaplarda da yer almýþ bir örnekle açýklamaya çalýþacaðým. Ýnsan yaþamý bu örnekte bir tren yolculuðuna benzetiliyor. Ýnsanlar bilet alýyor, tek tek ya da gruplar halinde deðiþik istasyonlardan, deðiþik zamanlarda trene biniyor. Tren hareket ediyor, yolculuk baþlýyor. Bu trenin iki kompartýmaný var. Birinde þartlar çok kötü, ýþýksýz, soðuk, temiz deðil, gürültülü vb. Diðerindeyse daha iyi. Kötü kompartýmandaki yolcular þartlarýn iyi olmadýðý için þikayetçiler, diðer kompartýmandakiler ise diðer yolcularýn varlýðýndan, gürültüsünden, kokusundan vb þikayetçiler. Ýkisi de yöneticilerinden memnun deðiller. Hepimizi memnun edecek yeni bir yönetici bulalým derler. Bu düþünce üzerine  yönetici olmak isteyen  adaylar ortaya çýkar. Nedense bu kiþilerde yöneticilik özelliði var mý, yok mu araþtýrýlmaz bile, yada araþtýrmak akýllarýna bile gelmez. Bu adaylar her iki tarafa da duymasýný istedikleri sözleri söylerler. Þartlarý deðiþtireceklerini vaad ederler. Seçim yapýlýr, iyi konuþan, iyi vaadlerde bulunan, duymak istenilenleri en inandýrýcý söyleyen kiþiler duygusal olan  yolcularca yeni yönetici olarak seçilir.  Seçilenler ilk günler ilk heyecanla lokomotifin baþýna geçer, düðmeye yeni bir þekilde  basarlar. Birkaç yýl, hatta birkaç ay sonra sorunlar çözülmediðinden tekrar ortaya çýkar. Ne olacak ? Yolcular tekrar yönetici aramaya baþlarlar. Bu böyle devam eder.
Þimdi düþünelim, bu örnekte kim suçlu ? Trenin kendisi mi, biz mi, politikacý dediðimiz yöneticiler mi  ? 
Tren diyemeyiz, tren bizim idaremizle hareket etmektedir, politikacý dediðimiz yöneticiler diyemeyiz, çünkü o kiþiler bizim aramýzdan çýkmýþ, bizim seçimimizle yönetime gelmiþ  kiþilerdir. Bizim düzeyimiz ne ise o kiþinin de düzeyi aynýdýr. Aramýzda demek ki sanatçý, bilim adamý, filozof olan kiþileri bulma çabasý bile göstermemiþiz,  duymak istediklerimizi söyleyen, kendimiz gibi olan kiþileri yönetici olarak baþýmýza getirmiþiz. Bizim gibi sorunlarý olan kiþilerdir onlar da. Sorunumuz içimizde bilim adamý, sanatkar, filozof kiþilerin olmamasý mý, yoksa bizim onlarý arama ihtiyacý duymamamýz mý ? Þimdiki dünya böyle kiþilerden yoksun mu ?
Bugün baþarýsýzlýklarýmýzýn çoðunu zamana yükleriz, " zamaným yok" gerekçesiyle savunmaya geçeriz. Çoðu kez de bir hizmeti yerine getirmekten zamaným yok bahanesiyle uzaklaþýrýz, hatta kaçarýz. Nelerden kaçýyoruz, nelerden kaçmýyoruz ? Bunlarý görmemiz, nedenlerini araþtýrmamýz gerek . Bizim olduðu gibi herkesin zamaný çok deðerli kimsenin boþa harcayacaðý, fazla bir zaman lüksü yok kendince. Peki bu deðiþik faaliyetlerde gönüllü adýyla oluþturulan gruplardaki kiþiler üstelik maddi bir karþýlýk da olmadýðý halde nasýl bu zamaný bulabiliyorlar? 
 Düþünmeliyiz, þu vakte kadar ne yapmaya çalýþtýk,  diðer insanlara neler kazandýrdýk ? Çok koþtuk yaþamda deriz hepimiz, tamam koþtuk ve bir þeyleri yaþamaya çalýþtýk, peki düþünüyor muyuz, bu koþuda ne için, neler ürettik, önemli hedefler belirleyip de mi koþtuk? Bunlar aklýmýza gelmez nedense, bunlarýn  yerine  yarýný düþünmeye çalýþýrýz, ama yarýnýn yüzde yüz olacaðý, ya da olmayacaðý belirsizdir. Biliyoruz ki Atlantis kýtasý bir gecede sulara gömülmüþ, yok olmuþtur. Belirli olan yaþadýðýmýz zamandýr, bu zamana dek neler baþarýp, neler baþaramadýðýmýzdýr.  Þu anki yaþanýlanlarý ben bir hamburgere benzetiyorum, bir hamburger yapýyoruz, hemen yiyip bitiriyoruz.
Kýsa yoldan yapýp, alýþtýðýmýz sonra da  hemen tükettiðimiz bir yaþam. Bizce bugün standart bir insan olmak için ne gereklidir bir düþünelim .Ölçülerimiz neler ? Büyürüz, evleniriz, bir çocuðumuz olur. Daha ilk okul yýllarýnda hatta okumayý bilmeden  onu testlere alýþtýrýrýz, anlamadan çözdüðü testlere. Çocuðumuz için hedefimiz mutlaka bir üniversite eðitimi almasýdýr, yeteneklerine bu üniversitenin uygun olup olmadýðý hiç önemli deðildir. Bizim istediðimiz bir bölüm tercih edilir ama olmuyorsa herhangi bir bölüm de olabilir.  Üniversiteyi kazanýnca hedefimiz  mezun olmasýdýr. Mezuniyetten sonrasýysa bir iþ yapmasý gündeme gelir , bu iþin de aldýðý eðitimle uygun olup olmamasý önemli deðildir, hele çok kazanç getiren bir iþse hemen tercih edilir. Ya da ailevi gelir getiren bir iþ varsa hemen o iþin baþýna geçirilir. Eh artýk standartlar az çok tamamlanmýþtýr. Toplumda yeri mevkisi var, geliri de güzel, sýra evlenmesine gelir, ne de olsa bu kadar emek verdiðimiz çocuðumuzun, ölmeden  mürrüvetini görmek hakkýmýzdýr yani . Bazen bu tercihi ona býrakýrýz ama bizim de onaylamamýz þarttýr, çoðu kez de bizler seçer ona onaylatýrýz, ne de olsa bizim aile yapýmýza, terbiyemize uygun bir ailenin çocuðu olmalýdýr . Evlenir, onun da çocuðu olur, ayný bizim düþüncemizle o da çocuðunu yetiþtirmeye baþlar, çünkü o biz tarafýndan iyi bir þekilde yetiþtirilmiþ, anaya, babaya, çevresine hayýrlý biri olmuþtur.  Bu arada bizim yaþlýlýk dönemimiz baþlamýþtýr, maddi açýdan garantiye alýnmýþ bir yaþlýlýk. Ve yaþamda görevimizi en iyi yapmamýzýn verdiði rahatlýkla gözlerimizi kapar, sonsuzluða karýþýrýz. Standartlara uygun bir insan yaratmakla noktalanan bir son çizdim þimdiki toplumuza göre size..Tabi bu örneðin dýþýnda bulunan kiþiler de var, dileðim de zaten bu örneðe uymayan bu kiþlerin daha da artmasý. Þimdi standart insan dediðimiz çizdiðimiz kiþide siz özgür bir irade görebiliyor musunuz ? Bu örnekte olduðu gibi eðitim, iþ, para, çocuk sahibi olma hayatýmýzý idame ettirmemiz için gerekli þeylerdir. Fakat  burdaki ölçüler , seçimlerin  özgür idareyle yapýlmadýðýndan,   sonsuzlukta da fazla bir þey ifade etmediðinden  deðersiz standartlardýr. Biz öldükten yüzyýl sonra adýmýzý anacak biri kalýr mý acaba?  Tabi ki kalmaz.  
Neydi peki bizdeki eksiklik ?
Çoðumuzun yaþadýðý yukardaki örnekteki yaþamda ideallerimizdir eksik olan. Yaþamda gerçek bir amacýmýz olmalý bunu da kendimiz seçmiþ olmalýyýz ki sonuç olumlu da olsa, olumsuz da "bunu ben kendi özgür irademle seçtim" diyebilmeliyiz. Fakat bugün ne yazýktýr ki  hepimizin seçtiði hedefler küçük hedeflerdir. Yaþamýn biteceðini de ayrýmsadýðýmýzda ise geç kalmýþ ve katýlaþmýþ olmaktayýz. Kendimiz olamýyoruz. Biraz yukardaki trenin dýþýna çýkabilmeliyiz.  Nereye gidiyoruz, bizi çeken kiþi kim, olmam gereken, istediðim yerde miyim, yoksa birilerinin isteðiyle mi burdayým , toplumda yerim ne , bu toplumda "ben" olarak ne ifade edebiliyorum  düþüncelerini kendine sormayý acaba kaç kiþi akýl edebiliyor ? Þu an çoðumuz bir çok konuda kolayca sürü gibi  yönlendirebilmekteyiz. Bir ürün çýkar, yapýlan reklamýn etkisiyle hepimiz o ürünü denemek isteriz, çok kýsa zaman sonra ayný ürünü baþkasý çýkarýr, onun reklamý daha çok hoþumuza gider, diðer ürünü býrakýrýz  daha yeniyi alýrýz. Ýki ürün de aynýdýr ama bunu araþtýrma gereði bile duymayýz, reklamýný daha çok sevdiðimizden, duymak istediðimiz daha güzel sözleri duyduðumuzdan  o en yeni ürüne daha çok para bile verebiliriz.
Ýþte son yýllarda içimizden filozoflarýn, düþünenlerin çýkmama nedeninin küçücük bir örneði. Dýþ görünümün bizi nasýl cezbettiði.
Ne yazýk ki içe doðru hiç birimiz hareket edememekteyiz, kendimizin gidebileceði rayý aramamaktayýz.
 Þu an çoðu yerde gördüðümüz bir sözcük var.
 " BÝREYSEL GELÝÞÝM"
Ne yazýk ki  günümüzde ticari hale getirilmiþ bir sözcük bana göre. Bireysel geliþime hepimizin ihtiyacý var tabi ki ....
Ama bu kurslarla baþarýlýr mý ? Birkaç ayda bu saðlanýr mý ?
Eðer böyle olsaydý herkes  kursa gider, geliþir, kurs bitiminde geliþmiþ birey olarak sokaða çýkardý, dünyada da hiçbir sorunlu kiþi  olmazdý. Herkes ayný olgunlukta olurdu, kavga, hýrsýzlýk gibi  kötü olan hiçbir davranýþ olmazdý....
Ne de olsa hepimiz geliþmiþ düzeye geldik ya...
Böyle olmadýðýna göre demek ki bireyin geliþimi kurslarla saðlanamamaktadýr. Bireysel geliþimi yapabilmemiz için öncelikle kendimizi tanýmamýz, keþfetmemiz, felsefi yönümüzü tanýmlamamýz gerekmektedir.  Sadece günden güne büyük gayretle, alýn teriyle çalýþarak , amaçlarýmýzý hedefleyerek   kendimiz bireysel geliþimi ortaya çýkarabiliriz.
 Ne yazýktýr ki bugün olaylarýn yaný sýra kavramlar da yer deðiþtirmiþtir. Deðerli þeyler deðersiz, deðersiz þeyler deðerli olarak gösterilmektedir. Örneðin okula yolladýðý çocuðuna ne der çoðu anne, babalar? " Sana biri vurduysa sen de ona vur, hatta daha kuvvetli vur!"
 Kant yüzyýllar önce içgüdüsel hareket etmememiz gerektiðini savunmuþtu. Ama bugün biz bunun ayrýmýnda bile olmaz olduk . Örneðin bir köpek hav derse yakýnýndaki diðer köpek ona yanýt olarak hav hatta iki kez hav der. Ne kadar da yukardaki örnekle örtüþüyor deðil mi? Bu hayvansal bir harekettir.   Ama biz ne köpeðiz ne de baþka bir hayvan. Biz insanýz , insan olduðumuzu da unutmamýz gerektiði halde zaman, zaman unutmaktayýz.
 Bir odada, sýnýfta, büroda, hatta açýk bir alanda kötü koku ilk çýktýðýnda duyulur, sonra yavaþ yavaþ bu kokuya alýþýlýr, hatta koku artsa da ayrýmsanmaz, duyulmaz olur. Ýþte zamanýmýzda da deðerler yüzyýllar boyunca yavaþ, yavaþ deðiþmiþ, hatta kötü hale gelmiþ, hepimiz  bunun ne deðiþtiðini, ne de kötü olduðunu fark edememiþiz. Özgürlük, dürüstlük gibi erdemlerin tanýmlarý deðiþmiþ, yeni tanýmlara da hepimiz alýþmýþýz. Bilmeliyiz ki her zaman çoðunluk ne derse, neye inanýrsa  o doðru demek deðildir. Doðruluk nedir düþünelim. Bir yerde yazar mý, tarifi var mýdýr ? Herkese sorsak herkes bir baþka doðru tanýmýyla karþýlýk verecektir. Aslýnda evrensel olan doðruya, "doðru"  denilebilir, fakat  bugün de bunun tanýmýný yapmak imkansýz hale getirilmiþtir. Genelde doðru zordur, tercih edilmez. Düþünelim bir derede akýntý çýktý karþýmýza,  ulaþacaðýmýz yere varmamýz için akýntýya karþý yüzmemiz gerek. Bu zor da olsa tercih etmemiz gereken bir eylemdir. Eðer böyle davranmazsak ulaþacaðýmýz  yere varamayýz. Yaþamda da kendimizi akýntýya býrakmaz, zordan kaçmazsak,  çabalarsak günden güne doðruyu bulacaðýzdýr. Ýsmi unutulmamýþ gerek bilim adamlarýnýn, gerek devlet adamlarýnýn, düþünürlerin  hiç biri yaþamlarýnda her zaman doðru hareket yapmýþ deðillerdir. Onlarýn da yaþamlarýnda hatalarý olmuþtur. Ama yaptýklarý doðrularý bulup, örnek almamýz çok zor deðildir. Aslýnda hiç birimiz bilgisiz insanlar deðiliz, üstelik de bilmediklerimizi öðrenebileceðimiz çok kütüphaneler, kitaplar bulunmaktadýr. Ne yazýk ki çoðumuz okumayý sevmeyiz.
Okuyanlar da çoðu kez zihimlerinin bir yerinde bu bilgileri depolarlar.  Bilgi sadece alýnýrsa, okunursa, öðrenilirse bize yararý olmaz. Bilgilerimizi eyleme dönüþtürmemiz, uygulamamýz gerektir.
 Ýnsanlar zaman içerisinde nasýl yaþýyorlarsa ona uygun sözcükler üretmiþler, giderek de yaþamda ihtiyacý olan sözcükleri daha çok kullanmaya baþlamýþlardýr. "Bencil" sözcüðünün  anlamýný sorsak bilmeyen yok gibidir. Çünkü bencil kiþiyi yaþamda çok görmekteyiz,  bencillik yönümüzü de çok kullanmaktayýz. "Ben" den türetilmiþtir. Devamlý kendini, yakýnlarýný düþünen, eylemlerini ,  çýkarlarýnca yapan kiþilere deriz. Peki " Diðergam" ne demektir diye sorsak acaba kaçýmýz anlamýný biliriz ? Bilenler olacaktýr tabi ama bencilin anlamýný bilenler kadar çok olmayacaktýr. Diðergam "diðerleri için yapmak" demektir, yani bencil sözcüðünün karþýtýdýr. Demek ki bencillik daha çoktur yaþamda.Nasýl yaþadýysak  ona göre sözcük ürettik , daha çok kullandýðýmýzýn anlamýný da hemen biliverdik iþte!
 Bu toplumu yaratan bizleriz. Yöneticilerimiz olan politikacýlar da bizlerden  biri, içimizden çýkmýþ kiþilerdir, yönetmeye geçtiklerinde bencillik yönleri aðýr gelecek, kendini, kendi akrabasýný, yakýnlarýný, arkadaþlarýný düþünerek yöneteceklerdir bizleri.
Çözüm son günlerde ekranlarýmýzdaki bir reklamýn dediði gibi "dünyayý deðiþtirmek" olamaz. Buna kimsenin gücü yetmez, ama herkesin  kendini deðiþtirmeye gücü yeter.
 Kendimiz deðiþmeliyiz ki bu düzen de deðiþsiz. Bunun için de yapmamýz gereken kendimize bakmamýz , kendimizi çok iyi tanýmamýz gerektir. Nerdeyiz, ne durumdayýz, iyi miyiz, kötü müyüz?
Bu sorularý kendimize sorup, doðru bir þekilde kendimize itiraf etmeliyiz. Kötü yanlarýmýzý nasýl iyileþtirebiliriz,  içimizde çözümler üretmeliyiz.
Bugün nedense içinde sarsýlmaz deðerleri taþýyan insanlarý fazla sevmemekteyiz. Kiþilerin konuþmasý, hareketleri, giyimi daha önce bizi etkilemekte ,  biz de yöneticilerimizi bu özelliklerine bakarak seçme yoluna gitmekteyiz.
Aristotales " Erdemi ortaya çýkaran þartlar" demiþtir. Bu o kiþinin erdemleri  þartlara göre deðiþmiyorsa, deðiþmezlik taþýyorsa o kiþi erdemli kiþi demektir. Zamanýmýzda insanlar dýþ görünüþe adapte olup, fiziksel ve dýþ dünyayý hedef aldýðýndan ilke ve amaçlarý da  buna göre oldu. Mevlana'nýn : " Ýnsanýn deðeri aradýðý þeydir" sözü de bunu doðrulamaktadýr.
 Yaþamda bir araba, bir ev, para peþinde koþuyorsak bu erdem deðil, insanlara yararlý olmak için iþimizi  iyi yapmamýzdýr erdem. Zaten bunun sonunda da isteklerimize kavuþacaðýzdýr. Tekrar ediyorum biz insanýz, hayvanlardan farklýyýz, içgüdülerimizle deðil aklýmýzý kullanýp, aklýmýzla hareket edebiliyoruz kendimizi hedeflerimizi evrensel, büyük tutarak deðiþtirebiliriz. Ama sadece bir kiþinin deðiþmesi demek deðildir bu, hani o sahildeki mercanlarý toplayýp tek, tek denize atan adam hikayesindeki adama sorduklarýnda adamýn yanýtýný düþünelim, denize ulaþanlarýn mutlu olmasý yetiyordu adama. Hepimiz bunu amaçlamalýyýz.
Zamanýmýzda bir çok þeyi biliyoruz, bilmediklerimizi öðrenebiliyoruz ama nedense yapamýyoruz, ya da yapmýyoruz. Bu hem zihinsel hem de fiziksel tembelliðimizdendir. Aslýnda bu yaþam bize verilmiþtir,  sadece bize aittir, kimse bizim adýmýza yaþamýmýzý yaþama þansýna sahip deðildir. Biz de bir baþkasýnýn yaþamýný yaþayamayýz. Biz de öðrendiðimiz, kabul ettiðimiz þeylere parelel bir yaþam yaþamalýyýz.
Eðer bunu yapmýyorsak zamaný öldürüyoruz, yaþamý boþ yere  harcýyoruz demektir. Var dediðimiz eksiklerimizi bulup, içimizde büyük bir deðiþim yapmaya ihtiyacýmýz vardýr.
Aslýnda her deðiþim risktir, endiþe vericidir. Örneðin baþka bir yerde yaþamaya karar vermemiz bir deðiþimdir, o yere uyum saðlayýp, saðlayamayacaðýmýzý , iþlerimizin iyi olup, olmayacaðýný bilemeyiz, þehir deðiþtirme kararý almamýz riske girmemiz demektir. Ama bunun bizim için daha iyi olacaðýna kendimiz karar verdiysek o riski de almamýz gerekir. Ýçimizdeki deðerleri de deðiþtirmeden önce de  risk aldýðýmýzý farkederiz, endiþe duyarýz. Ýçimizde büyük hedefleri belirleyip, büyük deðiþimler yapabildiðimiz sürece ,riskleri aldýðýmýzda yaþamýmýz boþa gitmeyecektir. Kolay deðildir, ama imkansýz da  deðildir.  Dýþ görünüþümüzle daha fazla ilgileneceðimize iç dünyamýzla ilgilenelim.
Birini düþünün sabah belli saatte kalkýyor,  iþine gidiyor, iþini nasýl olursa olsun yapýyor zamaný doluncaya dek, sonra iþten çýkýyor, bazen arkadaþlarýyla bir yerde oturuyor, konuþuyor, oyun oynuyor, evine gidiyor, evde yemeðini yiyor, televizyonu izliyor, yatma saati gelince yatýyor, sabah olunca kalkýp gene iþine gidiyor. Bu böyle yýllarca çok çok az deðiþikliklerle sürüp gidiyor,  þimdi bu insandan  ne bekleriz ? Zamanýmýzda dýþ görünümüzle, fiziðimizle ilgilenirken, içimizi görmekten  yoksun kalmaktayýz. Ne için var olduðunu unutmaktayýz. Maddelerin, arzularýnýn kölesi olmuþuz. Böyle kiþiler nasýl derinleþebilir, nasýl deðiþebilir ? Bir haftalýk yaþamýmý düþünelim, örnekteki kiþi gibi otomatik olarak mý yaþýyorum,  fazla bir rolüm yok mu kendimin kendime verdiði, baþkalarýnýn bana vermiþ olduðunu mu oynuyorum ? Pasif bir köle gibi mi yaþamýn ? Böyleyse hemen önlem alman gerekiyor. ,
Evrensel hedefler için yapabileceðin ne var araþtýrýp, ortaya koyman gerekiyor. Yaþamda pasif olmak kolay, ama zamanlar boþ yere  öldürülmekte, bize sunulan yaþamlar da  böylece boþa harcanmaktadýr. Aktif olmalýyýz, kendimizin bize  verdiði rolü oynamalýyýz. Biz insanlar bu yaþama aktif olmak, üretmek için geldik. Bunlarý yaparsak gücümüzü hissedeceðiz.
Ýnanarak ben yapabilirim, ben baþarabilirim diyebilmeliyiz. Kimsenin bizim iç dünyamýzý yargýlama yetkisi yoktur, sadece biz dürüstlükle kendimizi yargýlayýp, doðrularýmýzý oluþturabiliriz. Karma felsefesindeki gibi   etki, tepkiyi yaratýr. Hiçbir þey yoktan oluþmaz, ne ekersek yaþamda, mutlaka onu bir gün karþýmýzda göreceðizdir.
Deðiþme isteði sadece insanlara aittir, baþka bir varlýkta bunu göremeyiz. Bir hayvan, bitki  yerimi, arkadaþlarýmý, eþimi deðiþtireyim diye düþünemez bile. Ama insanlar da deðiþimi gereksiz þeylerde kullana, kullana deðiþik  arkadaþlýklar, milletler, dinler ortaya çýkarmýþlar, kavgalarý baþlatmýþlar. Birleþtirici olacaklarýnda bölücü, ayrýþtýrýcý olmuþlardýr. Günümüzde antidepresif ilaçlar daha da arttýðý halde neden depresyon bitmemiþ, daha da çok yaþanýr olmuþtur? Hepimizin dünyaya bakmamýz gerek, kendimizi derinleþtirmemiz , içimizde deðiþimi baþlatmamýz gerek.
Olaylara  evrensel bakalým, sadece yaþadýðýmýz yeri deðil, diðer yerleri de , sadece kendimizi deðil çocuklarý da, yaþlýlarý da, özürlüleri de, komþularýmýzý da görelim. Bölücü deðil, birleþtirici, uzlaþtýrýcý olalým. Her insan çok güçlü olamayabilir, ya da kendini güçsüz, zayýf, küçük hissedebilir. Fakat bunun farkýna varmasý bir ilerlemedir.
Bunlarý farkedersek aþabiliriz. Zayýflýklarýmýzý bilelim ki güçlendirebilelim, güçlü yanýmýzý bulalým, ortaya çýkaralým ki saðlamlaþtýrabilelim.
 Bunlar da  bilgiyle aþýlacak, geçmiþ kültürler incelenerek bulunacaktýr. Geçmiþ kültürler araþtýrýlýnca karþýmýza çok ilginçlikler çýkacaktýr. Onlarýn gelenekleri, inançlarý, neye güldükleri, neye aðladýklarý, hastalarýný nasýl tedavi ettikleri, nerde zayýf olduklarý, neden yok olduklarý bize ýþýk tutacaktýr. Araþtýrmamýz, karþýlaþtýrmamýz bizi birleþtirici yapacak, ayrýca kendi yerimizi de belirlemeye yarayacaktýr. Bu özelliklerin hangisini ben taþýyorum, bu kültürel mirastan bende neler var diye düþündüðümüzdeyse kendimizi tanýmamýz kolaylaþacaktýr. Bireysel geliþimimiz için (dýþsal deðil, içsel) neler yapmamýz gerektiði konusunda çok þey öðrenip, düþünmeye baþlayacaðýzdýr.
 Yaþamda edilgen deðil, etkin olalým. Uyum içinde, var olan içinde kaliteyi seçelim. Kalite zor olduðundan azdýr, az olduðundan deðerlidir. Kolay her yerde bulunur, ama kýsa ömürlüdür. Sýradan bir yaþamý yaþamaktan kaçýnalým.
  Bireysel ilerleme  genel eðitim ve kültür düzeyi yönünden toplumsal ortalamanýn ilerlemesine baðlýdýr.
Bu nedenle bir kiþi bir þey biliyorsa, yeni bir þey keþfettiyse bunu diðer insanlara da bencilce davranmadan aktarmalýdýr. Kiþi çok þey biliyor, ya da bulduðu bir þeyi sadece kendi yararýna kullanýyorsa, baþkalarýna aktaramýyorsa, ya da aktarmak istemiyorsa o bildikleri hiçbir deðer ifade etmeyecektir. O kiþi yok olduðunda onunla birlikte bildikleri de , keþfi de yok olup gidecektir. Az bilen bir kiþi bu az bilgiyi bile diðerlerine öðretme çabasý içindeyse çok bilenden daha deðerlidir bildikleri, üstelik yaþamý da anlamlýdýr. Bu þu örneðe benzer çölde yürüyen bir grup insandan biri bir tas su bulunca sadece kendi içiyorsa bu diðerleri için bir anlam ifade etmez. Ama diðer bir kiþi bulduðu yarým tas suyu herkesle birer yudum da olsa paylaþarak içiyorsa herkes için çok anlamlýdýr.
 Hepimiz nerde olursak olalým ayný yerküre üzerinde yaþamaktayýz, ayný dünyayý paylaþmaktayýz, evrensel sorunlarý yok sayamayýz, bana ne diyemeyiz. Yaþanýlan depremler karþýsýnda kimsenin kayýtsýz kalmamasý buna bir örnektir.
 Ýnsanlar iþitmek istediklerini duyduðu yerde olmak isterler. Ama gerçek olan bu demek deðildir, düþünmeliyiz. Evrensel hedefler için ne yapýyorum, ne yapabilirim ? Bunlarý araþtýrarak, inceleyerek, karþýlaþtýrýrsa belki kendisi farketmeden bile  içindeki deðiþimi saðlayacak, kibirden, bencillikten uzaklaþacak, hizmet etmekten kaçmayacaktýr.
 Ýþte bizi yöneten politikacý dediðimiz kiþiler biz kendimizi deðiþtirirsek deðiþecektir. Çünkü onlar da bizim içimizden çýkmýþ, bizim seçtiðimiz kiþilerdir. Eski çaðlardaki anlamýyla POLÝTÝKACI sözcüðü böylece gerçek anlamýna kavuþacaktýr. Bizler  kaliteyi yakalayabilirsek, POLÝTÝKACILAR da  gerçek yerlerini bulabileceklerdir.
Nesrin Göçmen
13/12/2003
 

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: BENÝM POLÝTÝKAM
Gönderen: ERBÝL KUTLU / ÝSTANBUL
24 Þubat 2004
NESRÝN HANIM MERHABA POLÝTÝKA ÜLKEMÝZDE SADECE RANT HAVASINDA YAPILMAKTA OLDUÐU ÝÇÝN BENCE NE YAPILIRSA YAPILSIN BÝZÝM O GÖSTERDÝÐÝNÝZ PEMBE TABLOYU GÖRMEMÝZ ÝMKANSIZ. LÝSEDEYKEN BÝR YASAK DERGÝDE OKUMUÞTUM. YANLIÞ ANLAMAYIN ÝÞÝM OLMAZ OYLE YASAK MASAKLA AMA YASAKLAMAYADA KARSI OLAN BIRIYIM. O DERGIDE (ÞÝMDÝ YOK ARTIK, ADI: CESURCA ÝDÝ ) OKUDUGUM BIR YAZI UZERINE YAZDIGIM BIR SIIRIM VAR ASAGIDA BIRAZ AYKIRI HITABLAR ICERIYOR AMA O ANKI DUYGULARIM BU SEKILDE IDI. YAZIDA GECEN KONU SOKAKLARDA OLU BULUNAN COCUKLARIN ASLINDA GOMULMEDIGI MEZBAHALARDA DIGER HAYVANLAR GIBI PARCALANIP KOPEK MAMASI VEYA YURT DISINDAKI AC ULKELERE GONDERILDIGINI RESIMLERI ILE GOSTERIYORDU. KANIM DONMUSTU O RESIMLERE BAKARKEN. VE SIMDI OTORITENIN OLMADIGI BU ULKEYE YAZDIKLARIMDA BIR COK SEYIN HALA KARSISINDAYIM. AMA HALA OYLE BIR SEY YAPILABILDIGINE INANMIYORUM CANINIZ SIKILDI SANIRIM AMA HALA O GORUNTULERI O GUNKU CANLILIGIYLA HATIRLARIM. BÝR MUM YAKTIM Bir mum yaktým tüm çocuklara bu yaðmurda, Onlara ne dualar ettim karýnlarýnýn tok olmasýna, Böyle adaletli dünyaya, böyle adaletli gelir daðýlýmýna; Peh, ne þükürler ettim, ama kabul etmiyor Allah! Lan ne iþ bu, bir finoya milyon milyarlýk mama alýnýyor, Hiç yoktan onu gören çocuða da o mamadan bir tane ver!... O ite onu alýncaya dek sevap iþle, bir çocuk giydir onu besle; Bok var di mi Kabe görünce, götün temizleniyor þerefsiz; Hac parasýnýn tamamý deðil, birazý yeter onu doyurmaya, Daha mutlu edersin tanrýný o parayý onlara harcarsan. Bak bu çocuklar gördü; en iyi olanýný Ýstiklal Caddesi’nde tiner koklarken gördü. Gözgöze geldim, aðladýðýmý görmesin diye hýzla kaçtým oradan. Ama ne çare, götü temizlenenler Bosna’yý doyuruyorlar. Doyduya bizimkiler, yeter bu kadarý, hatta Afrika’ya bile Tokluk getirecez yarýn deðil, yarýndanda yakýn, hem de Etle, ne eti biliyor musunuz? Sokakta açlýktan ölmüþ garibanlarýn etleri ile. Hiç deðilse gariplerin bir mezarý olur; bir de kendi dertlerinden Olaný mutlu etmenin verdiði sevabý alarak. Evet siz siyasiler, siz o kadar afiþ ilan yerine Açý doyur, giydir onu bundan güzel reklam mý olur! Aç kalmasýn bu garipler ya; Allah mýsýn nesin doldum artýk, Yap bir güzellik þunlarada doyur ya! Nasýl duruyorsun orada, bu olaylarý gördüðün halde! Artýk inanmýyorum senin kullarýnýn koruyucusu olduðuna! Çünkü sen, bir þeriat atasý olmuþsun, sana sýðýnmýyorum, inanmýyorum artýk; Ta ki, o gariplerin karný doyuncaya kadar!... 30.05.1996.PERÞEMBE 0.10 IYI AKSAMLAR...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hiç Kimse Sen Gibi Sevmedi Beni [Þiir]
Bak Türbanlý Kardeþim [Þiir]
Sen...Son aþkým sen.. [Þiir]
Uðura/ Umutla / Dönüþ [Þiir]
Asla kaybetmeyeceðimsin ! [Þiir]
Kısa, Kısa Ezgiler... [Þiir]
Güneþsiz Doðan Gökkuþaðýnýn Bittiði Yer [Þiir]
Bilir misin? [Þiir]
Suçum Sabit, Cezam Müebbet [Þiir]
Sapkýn Yarýnlar [Þiir]


Nesrin Gocmen kimdir?

Mavi bir yasamý düþleyen, sevgiyi bildiðini düþünen. . "dostluklar, arkadasliklar yitmesin" diyen biriyim . . . .

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþananlar, yaþanmasý gerekenler, yaþanacaklar, özlemler...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nesrin Gocmen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.