Anasayfa
Son
Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar
Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri
30 Kasým 2003
Kapý... 1. Bölüm
Esin Yardýmlý
Kapýya biraz daha yaslandý. Farklý bir dünyada yaþamayý gerçekten çok isterdi doðrusu... Kapý koluna dirseðini dayayarak zile dokundu, çalmadý ama...
Ve bir anda kapýnýn içine geçti.
Apartman penceresi: ‘Ama anlamýyorsunuz, þu anda yanýmda yok yeteri kadar para!’ ‘Evet anlamýyorum yanýnda o kadar paranýn olmamasýný, bildiðim tek þey üç aydýr bana kira vermediðin.’ ‘Tamam, kardeþime sorarým belki o paranýn nereye gittiðini biliyordur...’ Mutfak penceresi: Kapýya kulaðýný dayamýþ konuþmalarý dinliyordu. Üstünde hala formasý vardý, yorucu bir gün... Çok yorucu bir gün geçirmiþti. Ve yine ayný dert... Para yoktu. Bu daireden de çýkacaklardý. Her zamanki gibi... Nereye gidiyordu acaba bütün bu para? Apartman penceresi: Konuþmalarýn ses tonu sertleþti. Kira istemek için gelmiþ olan yönetici artýk resmen baðýrýyordu ablasýna. Mutfak penceresi: Üzüntüyle baþýný kapýya dayadý kýz. Eliyle kapý ziline dokundu, çalmadý ama.. Diðer avucunun içiyle de kapýya dokunuyordu... Apartmandan gelen seslere dayanamýyordu. Hele de konu kendileriyle ilgili olunca... Göz yaþlarýný tutamadý. Aðlýyordu yine... Farklý bir dünyada yaþamak isterdi, hep mutlu olan bir dünyada. Baþýný kapýya yasladý ve hýçkýrdý. Yaptýðý resimler ayakta kalmalarýna yetmeyecekti. Geceleri SevenEleven’da çalýþan ablasýnýn kazandýðý para da yetmeyecekti... Kapýya biraz daha yaslandý. Farklý bir dünyada yaþamayý gerçekten çok isterdi doðrusu... Kapý koluna dirseðini dayayarak zile dokundu, çalmadý ama... Ve bir anda kapýnýn içine geçti. ---- ‘Merhaba!’ dedi þu anda kolunu tutan adam. Bembeyaz bir adamdý bu. Tamamen, teninden saçýna, gözbebeðinden üstündeki giysiye kadar bembeyazdý. Biraz kreme çalan bir rengi vardý aslýnda... Týpký oturduklarý evin sokak kapýsý gibi. ‘Nasýlsýn?’ mutluydu adam. Olabilecek en mutlu canlýya benziyordu... Bir insan bedenine sahipti, ama bir insan deðildi kesinlikle. ‘Ýyi deðilim...’ dedi kýz. ‘Ablam yine yönetici ile kavga etti.. Sanýrým bu daireden de...’ niye söylediðini bilmiyordu bunlarý. Onu kolundan tutup kapýnýn içine çeken biriydi karþýsýndaki adam. Onu tanýmýyordu, garip görünüyordu... ‘Ben iyiyim ama!’ diye sözünü kesti adam gülerek. ‘Ben her zaman iyi olurum! Ben her zaman mutlu olurum! Týpký diðer canlýlar gibi!’ kahkahalar atarak güldü. Kelimeleri üstlerine basa basa tekrar etti. ‘Biz-her zaman-mutlu-oluruz!’ ‘Niye?’ dedi kýz. ‘Çünkü biz kapýyýz... Durmadan açýlýrýz! Açýk yürekli, açýk sözlü, açýk görüþlüyüzdür! Her þeyi kabul ederiz! Kavga etmeyiz!’ dedi kapý. Biraz daha güldü. Mutluydu, hem de çok mutluydu... Onun mutluluðunu bozabilecek hiç bir þey yoktu bu dünyada. Kelimeleri üstüne basa basa tekrar etti. ‘Her-þeyi-kabul-ederiz! Kavga-etmeyiz!’ ‘Ýyi de... Siz kimsiniz? Ben bir tek seni görüyorum...’ dedi kýz. ‘Diðerleri de senin kadar mutlu mu?’ ‘Herkes benim kadar mutlu! Burada mutsuzluk yok!’ diyerek kahkaha attý beyaz-adam. Kýz burayý sevmiþti. Herkes mutluydu, ödenecek kira ya da yapýlmasý gereken bir iþ yoktu belli ki. Yoksa herkes nasýl her zaman mutlu olurdu ki? Ama rahatsýz edici bir düþünce vardý aklýnda. ‘Eðer...’ diye sordu kýz. ‘Eðer burada mutsuzluk yoksa, mutluluðun olduðunu nasýl anlýyorsunuz?’ ‘Soru sormayarak!’ dedi beyazadam. ‘Soru sormazsan merak etmezsin. Merak etmezsen kuþku duymazsýn. Kuþku duymazsan mutsuz olmazsýn!’ kahkaha attý. ‘Mutsuz-olmazsýn! Ama madem bir soru sordun, bir daha soru sormayacaðýna söz verirsen sana cevap veririm.’ ‘Tamam.’ dedi kýz. ‘Bir daha soru sormayacaðým.’ ‘Mutsuzluðun karþýtý mutluluktur deðil mi?’ dedi kapý. ‘Ýnsanlarýn ne düþündüðünü boþver, bir þey bir þeyse o þeyin tersi deðildir! Biz mutsuz deðilsek mutluyuzdur!’ ‘Mantýklý...’ dedi kýz. ‘Ýnsanlarýn ne düþündüðünü boþver...’ dedi kendi kendine. ‘Ama ben de bir insan deðil miyim?’ ‘Çok meraklýsýn. Çok soru sormazsan merak etmezsin. Merak etmezsen kuþku duymazsýn. Kuþku duymazsan mutsuz olmazsýn! Soru sorma, merak etme, kuþku duyma ve mutsuz olma tamam mý?’ ‘Peki,’ dedi kýz. ‘Arkadaþlarýn nerede? Senin gibi olan baþka yaratýklar da vardýr herhalde, deðil mi?’ ‘Yaratýk deme.’ dedi beyazadam. ‘Yaratýk bir canlý türüdür. Bizimse türümüz yok. Çünkü bir þey diðerinden ayrýlýrsa bir ayrýlýk olur. Ve ayrýlýk hoþ deðildir. Ve bir canlý hoþ olmayan bir þey yüzünden mutsuz olur!’ kahkaha attý. ‘Mutsuz-olur! Eðer mutsuz olmak istemiyorsan herkesi canlý olarak görmelisin. Baþka bir þey olarak deðil!!’ Birden kýzýn arkasýndaki aðaçlardan biri hýþýrdadý. Ve aðacýn kabuðuyla ayný renk bir bedene sahip olan bir adam çýktý ortaya. ‘Merhaba!’ dedi adam. ‘Ben bir sýnýfýn kapýsýyým.’ ‘Tanýþtýðýmýza memnun oldum...’ dedi kýz. ‘Ben de...’ devamýný getiremiyordu sözünün, adýný unutmuþtu. ‘Ben de benim.’ ‘Bu hoþ tanýþmadan sonra size bir haber vermem gerekiyor!’ dedi beyazadam gülerek. ‘Mutlu bir haber! Ablan akþam yemeðini hazýrlýyor! Ona gidersen o da mutlu olacak!’ ‘Ama ben burada kalmak istiyorum.’ dedi kýz. ‘Burada kalsam olmaz mý?’ üzülmüþtü doðrusu. Sürekli mutlu olan, kapýnýn ardýnda yaþayan canlýlarla birlikte olmak istiyordu... ‘Burada kalmak için ölmen gerekir...’ dedi sýnýf kapýsý. ‘Ve ölmek hoþ bir þey deðildir! Ölmeden önce canýn yanar. Öleceksen üzülürsün. Yani mutlu olmazsýn!’ ‘Mutlu-olmazsýn!’ diye araya girdi beyazadam. ‘Eðer mutlu olmazsan buraya gelmenin ne yararý olur ki?’ diye devam etti sýnýf kapýsý. ‘Buraya gelince mutlu olmak istiyorsan, þimdi git o dünyada mutsuz ol. Bu sayede gerçek mutluluðun ne olduðunu anlar ve yarýn yine buraya gelirsin!’ ‘Yine-buraya-gelirsin!’ diye araya girdi beyazadam. ‘Pekala...’ dedi kýz. ‘Pekala, gidiyorum gerçek dünyaya. Ama yarýn yine geleceðim mutlaka, tamam mý?’ ‘Tamam!’ dedi sýnýf kapýsý. ‘Biliyor musun, canlýlar senin gibi güzel bir þeyi görünce daha da mutlu oluyor!’ ‘Teþekkür ederim...’ diye mýrýldandý kýz. Beyazadamýn ona uzattýðý kolunu tuttu... Mutfak penceresi: Ve bir anda kapýnýn içinden çýktý. Çevresine baktý. Gözlerinde hoþ olmayan bir parýltý vardý. Kapýdan uzaklaþtý ve dokunduðu yere baktý. Kapý çalýyordu. Kendine gelmek için yüzüne sert bir tokat attý. Biraz kendine gelmiþ gibiydi, ama kapýyý açýp hemen banyoya gitti... Banyo penceresi: Banyoya girer girmez yüzünü yýkadý. Gözlerindeki garip pýrýltýyý Mutfak Penceresi ona haber vermiþti. Garip bir görünüþü vardý kýzýn. Yüzünü yýkayýnca biraz daha kendine gelmiþti... O parýltý da nereden yerleþmiþti bu gözlere? ...Her gün ellerini gelir yýkardý lavaboda. Elleri sürekli boya olurdu. Her gün. Hatta Oda Penceresi ona haber vermiþti. Bu kýz her gün eve gelir, formasýný çýkarmadan pencereden dýþarý bakar, müzik dinler ve gözlerini kapayarak hayallere dalardý. Sonra da daldýðý hayallerde gördüklerini çizerdi. Her gün yapardý bunu... Küçük, kýrmýzý bir kutusu vardý. Ýnce uzun, tahta, eski bir kutuydu bu. Ýçinde de bir sürü kaðýt dururdu... Teþekkür belgeleri, madalyalar... Küçük, siyah bir kutusu vardý. Kare biçiminde, küçük, metalik bir kutuydu bu. Ve ne zaman kýrmýzý kutunun içine bir kaðýt girse, oraya da biraz para girerdi. Bir sürü küçük yarýþmada ödüller kazanan ufak bir ressamdý bu kýz... Ama bu gün ellerini yýkýyor. Ellerinde boya yok, suratýnda garip bir parýltý var. Banyodan çýktý. Odaya girdiðini gördü Banyo Penceresi... Ve daha fazlasýný görmeden, daha sonra Oda Penceresi’nin ona anlatacaklarýný beklemek üzere kapkaranlýk banyoda yanlýz kaldý... (devam edecek)
:: baþarýlý
Gönderen: Burç Tuncer / Ýstanbul
17 Mart 2004
yazar beni þaþýrtmaya devam ediyor..
Söyleyeceklerim var! Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn .
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn .
. . .
Etkilendiði Yazarlar:
Gördüðüm, tanýdýðým, hayal ettiðim, yapýtýný okuduðum herkes.
bu
yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler