"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacý deðil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
“Motor! Kayýt!” Kapýdan dýþarý çýktým. Birkaç adým yürüdüm. “Kes” dedi yönetmen. “Daha aðýr yürüyeceksin. Unutma; canýn sýkkýn, yalnýzsýn, yetiþmen gereken hiç bir yer yok.” Haklýydý, hýzlý yürüyordum. Çünkü bir an önce bitmesini istiyordum. E, madem böyle istiyordum, o zaman rolümün gerektirdiði gibi davranmalýydým. Adamýn birine saati sordum. Yaz günlerinin avantajý. Kollar çýplak olduðu için saatin kimde olduðunu uzaktan kestirebiliyorsun. Çok hýzlý yürüyenlere saat sorulmaz. Adamýn hýzýný kesmek düþüncesizlik olur. Gerçi hayatýmda þimdiye kadar hiç kimse saatin kaç olduðunu söylememezlik etmedi ama söylemeyebilirdi de. Ayný þekilde sigaram için ateþ istediðimde de kimse vermemezlik etmedi. Adam saatin kaç olduðunu söyleyip gitti ve ben hiç dinlememiþtim. Saatin kaç olduðu umurumda deðildi. Laf olsun diye sormuþtum. Anlaþýldý mý acaba? Anlaþýlmýþ olmasýný ümit ettim. Yoksa ta en baþa dönmek ve hatta makyajým bayatlamadýðý halde tazeletmek zorunda kalacaktým ki sümüklü bir kýz çocuðu, “Güzel ablam, menekþe gözlü ablam, bir selpak alsana be ablam” diyerek yolumu kesti. Çantamdan bozuk paralarý çýkarýp bir paket aldým. Pakedi açýp bir tanesini kýza uzattým. “Al” dedim, “bununla o burnundaki sümüðü sil” Hünkürme sesini duymamak için hemen uzaklaþtým. Tam köþeyi dönerken ardýma bakma gafletinde bulundum. Kýz, sanki hayatýnda ilk defa sümük görmüþcesine mendiline bakýyordu. “Ben bunlarý mý yalayýp yutuyordum” diye kendi kendine soruyordu anlaþýlan. Bütün günümü aç geçirmek istemiyordum. Bu yüzden sümüklü düþüncelerimden uzak durmaya çalýþtým. “Buyrun abla, içeride boþ yerimiz var” “Ýyi” dedim. “Buyuralým, boþluðu dolduralým” Ýçeri girince önümdeki adama “pardon” dedikten sonra sola dönebileceðim ve küçük bir adýmla tezgaha doðru ilerleyebileceðim kadar bir boþluk vardý elbet. Bunu inkar etmiyorum. Ama ‘boþluk’ kavramýndan ne anladýðýmýzla ilgili bir problem olduðu kesin... Komiklik olsun diye miydi bütün bunlar? Ben yokum evime gidip dünden kalma yemeðimi yiyeceðim ... Sonra çay demleyeceðim...Sonra ‘Yakup’a sesleneceðim..."Yakup!".... Yakup, bana kurbaðalarý anlatacak, ben de ona... “ben neyi anlatsam ki Yakup’a?... Ýyisi mi baþa dönelim. Makyajýmý tazelesinler, kapýdan dýþarý çýkýp yürüyeyim... Vitrinlerdeki babalar günü þenliklerine katýlýp þenlenemeyim. Babam yýllar önce öldü. Þimdiki babamla aramýzda sadece organik baðlar var... “Bir tane kaþarlý tost lütfen” “Ýçecek bir þey alýr mýsýnýz?” Bir ayran alýrdým ama dökebilme ihtimalim fazla olduðu için istemedim. Yanýmdaki adam lýkýr lýkýr içiyordu ayranýný. Uzun boyluydu ve bardaðýna hakim olabiliyordu. Yine bir durum komedisi yaratýlmaya çalýþýlýyordu anlaþýlan. Bana hiç komik gelmedi. Keþke en baþa dönseydim ya da hiç baþlamamýþ olsaydým da sadece evime gidip uyusaydým. Ama kaprisin nasýl çekilmez bir þey olduðunu da biliyordum!!! Baþladýðým bir iþin sonunu getirebilmeliydim Ve biz bu iþin en baþlarýndaydýk hala. Daha kaþarlý tostum hazýr olacak da parasýný ödeyeceðim de buradan çýkýp yolda yiyeceðim. Sonra sýrf laf olsun diye tramvaya binip Tünel’e gideceðim. Ayný yoldan, bu sefer yürüyerek geri döneceðim. Yolda uzun yýllar görmediðim, seramik ile uðraþan bir arkadaþýmla karþýlaþacaðým Havadan sudan topraktan konuþup, ayrýlacaðýz. Ben dönüþümüme devam edeceðim. Sanki bir yere gitmiþim gibi. Vaha’ya çýkýp kahve içeceðim. Defterimi açýp bir þeyler yazacaðým. “Kaþarlý tostunuz hazýr abla” “Kes” dedi yönetmen. “Unutma; daha aðýr olacaksýn, yetiþmen gereken hiçbir yer yok...” “Kes oðlum kes, döner kes... Nereye daldýn yine öyle?... Bak müþteri bekliyor... Kovacaðým valla seni iþten o zaman göreceksin gününü.” “Kovarsan kov” “Çýk dýþarý!” Kapýdan dýþarý çýktým... 2000/Mayýs
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © zehra erkuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |