Baþka dillerle ilgili hiçbir þey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir þey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
“ Artýk aþk pek tutulmuyor. O’nu ozanlar öldürdü. O kadar çok aþktan bahsettiler ki, artýk kimse inanmýyor.” -Oscar Wilde. “ O kadar çok bahsettiler ki, artýk kimse inanmýyor...” Edebiyatýn en temel konularýndan biri olan “aþk” uzun süredir, ölümlüler arasýnda düþen ve inandýrýcýlýðýný kaybeden bir trend. Aþkýn yükseliþe geçtiði tek kuþak, ’68 kuþaðý...Yeni jenerasyona baktýðýmýz da, iliþkilerini ýþýk hýzýyla yaþadýklarýný, her türlü duygu gibi aþký da hýzla tükettiklerini gözlemliyoruz. Yaþadýklarý iliþkilerde temel kýstaslarýnýn, derin duygular, fedakarlýklar, acýlar, kayýtsýz þartsýz baðlýlýklar, sadakat yerine, para, eðlence, prestij olduðunu net bir biçimde görüyoruz. Peki, günümüz aþklarýnýn (?) veya iliþkilerinin bu derece yozlaþmasýnda edebiyatýn etkisi veya bundan etkileniþi ne düzeydedir? Bülbül’ün Gül’e, Leyla’nýn Mecnun’a, Aslý’nýn Kerem’e, Romeo’nun Juliet’e duyduðu temiz, karþýlýksýz, ölümüne aþklarýn yerini, bugün Ahmet Altan’ýn “Aldatma”sý, Ayþe Arman’ýn köþe yazýlarý, vb. gibi, insanlarýn yaþadýklarý karmaþýk düzen içerisinde tükettikleri, uðruna çok da kafa patlatmadýklarý sýð duygular aldý. Bir anlamda aþk ve edebiyat zamana ayak uydurdu! Sheakspear’in, Abdülhamit Hak’ýn, Sait Faik’in yazýlarýnýzda karþýlaþtýðýmýz aðdalý cümlelerin, uzun tasvirlerin, methiyelerin yerini bugün, en basit cümle dizimleri, en net anlatýmlar, imadan ve derinlikten yoksun cümleler aldý. “Kendinizi ve partnerinizi tanýmanýn 20 kuralý”, “ Mutlu bir beraberliðin 45.000 inceliði” gibi bir gerizekalýya hitap edercesine, iyi bir iliþki için neler yapmanýz gerektiðini listeyen saçma sapan kitaplar, sözüm ona edebiyat listelerinde ilk sýradalar. Romeo’nun Juliet’in gülüþü için kurduðu ve onlarca sayfa alan betimlemelerin yerinde bugün, “ içimi gýdýklayan gülüþü”, “ ay bir güldü valla pek fena oldum” gibi kendini cümle sanan bir takým kelime yýðýnlarý dolaþmakta. Modern aþklarý incelediðimizde; uðruna badireler atlatýlan, destanlar yazýlan, daðlar delinen, yemeden içmeden kesilinen aþklarýn yerini, günü birlik ve hatta gecelik iliþkiler aldý. Artýk kimsenin kimseye, uzun uzadýya tahammülü yok. Kimse kendinden öte kimseyi sevmiyor veya buna vakti yok. Bir evlilikte çiftler birbirleri ile kavga etmiyorlarsa anormal addediliyor. 5 yýlý geçen evlilikler neredeyse Guinesse’e girmek üzere...Babam ve annemin 25. yýlýna giren evlilikleri, dehþetle izlenirken, babamýn her cumartesi anneme aldýðý çiçekler, babamýn kesinlikle annemi aldattýðý þeklinde yorumlanýyor. Sevgilinize, arkadaþlarýnýzýn yanýnda “caným, aþkým” gibi kelimelerle hitap ediyorsanýz, otomatikman “iðrenç” bir iliþkiniz olduðu düþünülüyor. Evlenmek artýk “out”, ve hatta uzun iliþkiler yaþayanlar oldukça “ demode” algýlanýyor. Bu paralellikle bakýldýðýnda, insan yaþamýndaki tüm deðiþimlerin, edebiyatý da ayný oranda etkilediðini görebiliyoruz. Aþklar yozlaþtýkça, uðruna kurulacak özenli cümleler veya yaþanmýþlýklar olmadýkça, edebiyat da sýðlaþýyor. Ýnsanlar birbirlerine tahammül edemedikçe, edebiyatçýlar da aðdalý cümlelerden, acýlardan, fedakarlýklar vazgeçerek, daha gerçek, daha hayatýn içinden cümleler ve öyküler kurguluyorlar. Bizi bu noktaya getiren edebiyat mý, yaþadýðýmýz “modern” hayat mý? Oscar Wilde’ýn dediði gibi, ozanlarýn bize sunduðu ve yüzyýllarca anlattýklarý ideal aþklarý bulamadýðýmýz için mi biz artýk aþka inanmýyoruz? Edebiyattan esinlenen insan, yaþadýðý iliþkiye romanlarda gördüðü vaatleri ve anlamlarý yüklediði, ancak, bu vaatleri yerine getiremediði veya karþýlýk göremediði için mi artýk aþka ve klasik edebiyata deðer vermiyor? Bu yüzden mi mantýk evlilikleri çoðalýyor? Bireyciliði, önplanda tutan, egosantrik eserler bu yüzden mi okuyucular arasýnda giderek beðeni topluyor? Bundan yýllar ve yýllar önce ideal aþklarý, uzun ve aðdalý cümlelerle anlatan klasikler yüzünden mi, bugün gerçek aþktan umudumuzu kesiþimiz; yoksa içinde yaþadýðýmýz karmaþýk hayatta, bizim mi uzun cümlelere ve geçirilecek biraz acýtan gecelere tahammülümüz yok?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |