Dünyada birbirinin eþi ne iki görüþ vardýr, ne iki saç kýlý, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Son yýllara dek genelde felsefeye fazla bulaþmamýþtým. Fen bölümündeki öðrencilere neden felsefe okutmazlar, hiç anlamam. Þimdilerde ise kimseye okutmuyorlar galiba. Kitap kurduydum ya hani, iþte o sýralar kýyýsýndan köþesinden dokunmuþum azýcýk. Daha sonra, ilerideki yýllarda bir dolu felsefe kitabý edinmiþim. Edinmiþim de ne olmuþ? Doðru dürüst okuyamamýþým hiç birisini. Okumaya baþladýðýmý da bitirememiþim zaten. Nasýl okuyacaktým ki? Bir dönem hayatýmýza zorla sokulan, hilkat garibesi, uyduruktan, bulmacamsý Türkçe’yi - ki her nedense en çok da felsefeciler benimsemiþlerdi - nasýl çözecektim? Yetersiz dil bilgisiyle yabancý bir dilde okumaya çalýþmak gibi bir þeydi bu. Üstelik on yedi yaþýmda koparýlmýþým kendi dilimden ve baþka bir dilin kucaðýna atýlmýþým. Bu arada Türkçe deðiþmiþ; bizim bildiðimiz anadil uçup gitmiþ; yerine ise ne olduðunu bir türlü kavrayamadýðým, mutasyona uðramýþ acayip bir þey gelmiþ oturmuþ. Aynen görmemiþin üzerindeki eðreti elbise gibi sýrýtýyor. Çaresiz ben de yabancý dile tapulanýp kalmýþým. Kalmýþým da iyi mi olmuþ sanki? Bunca yýldýr yazýyor ve konuþuyorum güya, ama henüz yarýsýna bile vakýf deðilim. Öyleyse ne oldu bana? Dilsizleþtirdiler mi beni? Kesinlikle öyle, dilsiz kaldým ben! ... Bizim bildiðimiz, eski, 'çorba gibi' dilimiz bir hayli zengindi hani. Yarýsýný kaldýrýp atmýþlar sözcüklerin; yetmemiþ, bazý harfleri deðiþtirmiþler. Çok da önemli olmamakla birlikte, söylemeden geçemeyeceðim; “tesbit” olmuþ “tespit”; “nisbet” olmuþ “nispet”. “B”lere bu düþmanlýk nedendir diye merak ediyor insan doðrusu… Dil benim geçmiþle baðým ve gelecekle aramdaki köprü olmalýydý halbuki. Köprüleri yaka-yýka gidersek eðer, günün birinde salt bilgi çekirdeðine katkýda bulunarak sürdürmek zorunda kalacaðýmýz yaþamýmýza kendi ellerimizle son vermiþ olmaz mýydýk bir anlamda? Çünkü þifreleri bozuyor ve hatta giderek yok ediyorduk. Peki, gençlere düþünmeyi nasýl öðreteceðiz bu durumda? Referans kitaplarý kalmayacak ki! .. Zekalarý hiç de kýt olmayabilir. Ama aklý kullanmayý; hayal gücü ile beslenmeyi; biriktirip sindirmeyi; sorgulayarak düþünce hamurunun kývamýný tutturmayý öðretmek mümkün olabilecek mi? Ateþin olmadýðý mutfakta yemek piþmez! Dil ise yaþamýn ateþidir. Kaliteli yaþam demeliydim belki de. Her þey aslýna rücu ettiðine göre, bu gidiþle biz de ilkçaðýn yarý dilsiz insanýna dönüþeceðiz herhalde. Düþünerek var olmanýn olanaksýz olduðu bir çaða yani…Bu arada sanatý, incelikleri, kültürel zenginlikleri, düþünsel sýçramalarý ve daha bir çok þeyi tümden yitireceðiz. 'Iskalama' þansýmýz bile kalmayacak. Var olmayan bir þey ýskalanamaz ki! ... Çorak ve budalaca bir iletiþim diline mahkum oluyor çocuklarýmýz. Köleleþiyorlar. Ýzliyor ve dinliyorum onlarý. Zaman zaman ekranlarda eski sözcüklere yapýþýyor ve komikleþiyorlar. “Resm-i geçit” yerine “resmiii geçit” deyip yüreðimi kanatýyorlar. Bu yaptýðým aydýn züppeliði sanýlmasýn lütfen. Benim içim gerçekten acýyor. Bizim kuþak yarým kalmýþtý. Bu gençler ise yoksul. Çoðu birer dil fakiri! … Durmadan aydýn sorumluluðundan dem vuruyoruz ya hani, külliyen yalan. Sorumluluk görevini, sorumsuzluk hakkýný kullanmaya dönüþtürmüþ ikiyüzlüleriz hepimiz. Hep birlikte el ele verip kendi geleceðimize kýymýþýz biz. Bunlarý ve daha pek çok þeyi düþünür, yazar ve acýlarýmdan yükselen çýðlýklarý dinlerken, bir kitapçýnýn raflarýnda apansýzýn karþýma çýkan bu “kafasý karýþýk adam”ý nasýl kucaklamam ben þimdi? Daha önce adýný hiç duymadýðým için önünde mahcubiyetle eðildiðim felsefeci bu yazara nasýl teþekkür etmeliyim acaba? Kýyýlarý seçtiðini söyleyip de hayatýn tam ortasýnda bir nabýz gibi gümbürdeyerek atan bu düþünüre nasýl “dünyama hoþgeldin” demeliyim dersiniz? Ve yazýlarýný okurken aniden içine düþtüðüm hava boþluklarýný ve yaþadýðým türbülansý nasýl anlatmalýyým O’na? Belki de vardýr bir yolu; gençlere önermek gibi mesela… Ahmet Ýnam’la tanýþmak olaðanüstü bir deneyimdi. Tanýmamak benim ayýbýmdý ama orada olduðunu ve bunca yýldýr çabaladýðýný öðrenmiþ olmak yüreðime serin sular serpti inanýn. Bence Ahmet Ýnam’la gençler de tanýþmalý. Ýlk adýmda oldukça aðýr gelebilecek felsefe kitaplarýndan önce, incecik bir kitabýný öneriyorum onlara. Adý “Hayatýmýzdaki Ýnce Þeylere Dair”*. Kolay okunur ve kýsa yazýlardan oluþmuþ tam bir baþucu kitabý. Hatta çantalarýnda bile taþýyabilirler uzunca bir süre. Ben öyle yaptým.... Bu kadar lafý niye ettim ki? Alýn, okuyun ve kendinize yepyeni bir pencere açýn. Ýnanýn güzel bir öneriydi. Benim de çorbada tuzum bulunsun biraz! ... ......................... *”Hayatýmýzdaki Ýnce Þeyler Dair” – Ahmet Ýnam (Pan Yayýncýlýk)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Naime Erlaçin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |