Hiçbir þey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Nereden çýktý bu Beyaz Türk’ler, Zenci Türk’ler! Bir süreden beridir dünyaya din penceresinden bakan bir kesimin aðzýnda ‘beyaz Türkler’ lafý dolaþýyordu da, aldýrmýyorduk. Ama ayný deyimi Sayýn Baþbakanýn da etmiþ olduðunu iþitince yadýrgadýk doðrusu. Meðerse baþbakan bir ara Washington’dayken gazetecilere kendisininde ‘zenci Türk’lerden olduðunu söylemiþmiþ! Yadýrgadýk, çünkü baþbakanýmýzýn herhangi bir kompleks taþýmasýnýn yüzeye çýkmasý; ileride yol açabileceði sonuçlar açýsýndan bizi endiþelendirdi. Bu olasý sonuçlarýn içinde ayrýmcýlýk olabilir ki, bu durum karþýt grup olarak algýlanan beyaz Türk olduðu düþünülen kesimleri hedef alabilir.! Bu ‘beyaz Türkler’ meselesine bir açýklýk getirelim. Bu deyim bazý köþe yazarlarý tarafýndan; daha çok kentsoylu, iyi eðitimli, vasýflý, dünyayý ayný uygar refah toplumlarýndaki benzerleri gibi algýlayan bir kesim için kullanýlmýþtý. Ama belli bir sýnýfý ifade etmekten çok; kýrsal kesimden büyükþehire göç etmiþ, gelmiþ olduðu kentle büyük uyumsuzluklar yaþayan, yabancýlaþma olgusu içinde, feodal törelerini kentte’de sürdürmeye çalýþan, çok kalabalýk bir kesimin kentsoylu kesim üzerindeki baskýsýna antitez olarak ve bütün bir Türk toplumunun bu þekilde algýlanmasýna karþý bir tepki olarak kullanýlmýþtý. Dünya ile ayný dili konuþan Türk’ler de var deniyordu. Bu bir ayrýmcýlýk deðildi bence! Þehir kökenlilerin, þehirli yaþamlara karþý direnen çoðunluða karþý kendi görgülerine ve deðerlerine sahip çýkarak direnmesini, kendilerini onlara benzetme kolaylýðýna gitmemelerini öneren bir tanýmlamaydý. Kesinlikle bir sýnýf ayýrýmý iþareti deðildi. Yaygýn kuralsýzlýkdan; uçsuz bucaksýz varoþlarda, sývasýz badanasýz, çatýsýz, prizli evlerle kuþatýlmaktan ( bazý evlerin kapýlarýnda Mersedes otomobiller varken, o evlerde oturan kadýnlarýn kollarýnda sýra sýra bilezikler varken, evlerin bu harap durumunun sýrf yoksulluktan olduðunu düþünmek yanlýþ olurdu!); þehri çevreleyen ormanlarýn ve hazine arazilerinin yaðmalanarak önce gecekondu, sonra apartman dikilmesine, böylece plansýz, çirkin, alt yapýsý noksan bir yapýlaþmayla çevrelenmekten; buralarda karþýlýðýný vermeden edinilen mülklerin genelde toplumun fýrsat eþitliði dengesini bozuyor olmasýnýn farkedilmesinden( bir ömür boyu ücretli çalýþma karþýlýðý ele geçen kýdem tazminatýnýn bir ufak daire satýn almaya bile yetmemesine karþýn, iki seçim periyodunda gecekondularýn çok katlý binalara dönüþerek sahiplerine ciddi rant getirmesi kast ediliyor!); kaçak kullanýlan elektrik ve su paylarýnýn, borcunu düzenli ödeyen bir kesimin faturasýna yansýtýlýyor olmasýndan; tabiatýn bir düþman gibi görülüp katledilmesinden; otobüslerde ayaklarý iki yana açýp oturulmasýndan; yol vermeme alýþkanlýðýndan; kutlama diye havaya silah sýkýlmasýndan; balkonlardan devamlý halý silkelenmesinden; sýraya girmesi ikaz edilince veya hakkýna razý olmasý gerektiði söylenince: karþý tarafýn ‘ne olmuþ yani!’ diye cevaplamasýndan; bilgiye burun kývýrýlmasýndan; çaðdaþ bir yaþamla uyuþmayan alýþkanlýk ve zihniyetlerin töre diye sahiplenilmesinden; taassuptan; yönetimin zaten kýt olan kaynaklarý oy beklentisi nedeniyle, kalabalýk yýðýnlarýn kullanýmýna sunmasýndan; böylece bir türlü gerekli ait yatýrýmýný saðlayamamýþ kentin kocaman bir köye dönüþmesinden vs. vs., bir sürü düzensizlik, aksaklýk, davranýþ bozukluðu, görgü noksanlýðý ve vurdumduymazlýk karþýsýnda, ortaya sunulan bir örnekti. ‘Böyle vatandaþ da var!’deniyordu. Ayrýmcýlýk deðildi! Toplum bilimciler diyor ki: kýrsal kesimden göçenlerin þehirlileþmesi, ancak 3. nesilde gerçekleþebilmektedir. Demek ki, Türkiye gibi sanayileþen ve biteviye iç göç yaþayan bir ülkede bu olay hiç bitmeyecektir. Bir kesim þehirlileþmesini tamamlarken, arkadan gelenler bu sürece daha yeni baþlýyor olacaktýr. Çeliþkiler, uyumsuzluklar devam edecektir, ne yazýk ki. Hem sonra þehirli olmamak bir kusur deðildir ki! Bu bir süreçtir. Orta Avrupa’nýn refah toplumlarý olayý endüstri devriminin baþýnda iki yüz yýl önce yaþayýp, örnek kentli görgüsünü kazanmýþlar ve düzeni kurmuþlardý. Bizim daha hayli yolumuz vardýr! Konunun özüne gelirsek, ‘beyaz Türkler’ diye bir kesim Türkiye’de gerçekte mevcut deðildir. Bu deyim; göç olgusu yaþamýþ yýðýnlar, azýnlýkta kalanlarý kendisine benzetmesin diye örnek olarak sunulmaya çalýþýlmýþ bir benzetmedir. Sayýn Erdoðan’ýn, gerek bu açýlardan, gerekse Baþbakanlýk gibi yüce bir görevi yapýyor olmasýndan dolayý, ‘zenci Türk ‘ olmak gibi bir lüksü yoktur. O sözün edilmiþ olduðundan beri geçen süreç içerisinde, bu konuyu aþmýþ olduðundan eminiz! Þahingöz- Mayýs 2003
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þahingöz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |