salt güneþinin çevresinde döner
sevdalý gezegen

girdiðinde dev yüreðin yörüngesine
eskiye dair ne varsa býrakýr
aþk uzayýnýn çöplüðüne

umut yatýrýlan pey akçesidir
kahpe zamana

kapý açýlýr pencere aralanýr
eþikte kalýr çamurlu düþünceler

ilkyaz kabuk deðiþtirme zamanýdýr
yeni acýlar eski acýlarýn yerini alýr
yeþilden býkar yýlan

hava kýzgýndýr
daðlardan zemheri iner akþamlarý
herkes kendi kurdunu
içinde taþýr

denize akar bütün sular
seninkiler gözyaþýysalar eðer
günah çukurunda birikirler mutlak

peki ne fark vardýr bir sevdalý ile
deli arasýnda

ikisi de düþünür Rodin yontusu gibi
üþür ikisi de temmuz ortasýnda
kara kara

delinin gömleði varsa
aþký giymiþtir sevdalý çýplak yüreðine

ikisinde de abbas yolcudur
er ya da geç

oysa sýð suyun dibi kolay gözükür
gerçeðin çakýl taþlarý çakýlmýþtýr kadýnlarýn topuklarýyla
sulandýrýlmýþ sahte sevdalara

ve erdem kendini ateþe atýyorsa
“kurtar” dedi de kurtarmadýmsa
namerdim

belki ben de yanarým birlikte
aþk odunu besleyeceksem
buz yürekte

tanrýçanýn tahtta ne iþi var öyleyse
ayaðý saðlam basacaðý bir yere
gömütlenmenin zamanýdýr artýk

yaþam kötü bir þakaya benzer
sevgiliye ulaþmak ne okyanuslarý aþmaya
ne çalmaya gökkuþaðýndan mavileri
deðer

ikiyüzlü evren
bir kapanýr kendi içine
açýlýr sonra susam gibi
gülerek kahkahayla

sonra þair meyhaneden çýkar ayyaþ
gökkuþaðýnýn yedi rengi yediþer kez döverler
yaðmur bulutlarýnýn hatýrýna

dev yürek tövbe eder aþka...