Roman yazmanýn üç kuralý vardýr. Ne yazýk kimse bu kurallarýn neler olduðunu bilmiyor. -Somerset Maugham |
|
||||||||||
|
Adam deðildi o da, diðerleri ve sizler gibi, dünyaya gözlerini ilk açtýðýnda. Açtý açmasýna ama gözlerini, nerden bilecekti ki, gelecekte bir gün kapatmak isteyeceðini... Çocuk dediler ve engellemediler hayatý seyrediþini. Kimse zorla itelemedi onu gerçeklere ve kimse anlatmadý, pembe dünyasý daha eskimeden yýrtýlmasýn diye gölgelerin neden kirli olduðunu. Bazen gölgesiz insanlar iliþirdi bakýþlarýna ve daha bir parlak bulurdu onlarýn gülüþlerini insanlara. Daha sonra anladý gölgesizler ve kirli gölgeliler arasýndaki tezatlýðý. Yan yana ve hatta bazen kol kola olan bu iki farklý tür, yaþanmýþlýklarla ayrýlmýþlardý birbirlerinden. Gölgesizlerinde eskiden vardý gölgeleri ve yalnýz deðillerdi þimdiki gibi. Ama öylesine acý ve kederle yüklemiþti ki hayat onlarýn gölgelerini, güneþ sýrtlarýndan vurup da gölgeleri ayaklarýnýn ucuna serildiðinde, ileriye doðru adým atamaz olmuþlar ve vazgeçmiþler gölgelerinden, yalnýzlýðý ve dünsüzlüðü seçmiþler. Ýnsan dünü varsa, hatýralarý varsa, eski de olsa birkaç tane fotografý varsa yalnýz deðildi þu hayatta, onlarsa gölgeleri bile olmayanlardý. Gülümseyiþlerindeki içtenlik, bakýþlarýndaki tazelik bu sebeptendi. Yoktu çünkü düþüncelerinde yaþananý kýyaslayacak bir hatýra. Daha iyisini yada daha kötüsünü unutmuþlar ve olaný benimsemiþlerdi. Kirli gölgeliler ise, kendilerince doyasýya yaþamýþlar ve daðýtmýþlar neleri var neleri yoksa saða sola. En sonunda ellerinde kalan yaþanmýþlýklarý olmuþ ve acý da verse, mutlu da etse onlarý taþýmýþlar yanlarýnda. Çoðu piþmanlýk ve utanç da olsa sahip çýkmýþlar dünlerindeki yüzlerine ve yalnýzlýk yerine seçmiþler kirli gölgeleriyle yaþamayý. Gülüþleri ve bakýþlarý daha donuk gölgesizlere nazaran. Çünkü biliyorlar, gülen dudaklarý gün gelecek titreyecek aðlarken, bakan gözleri görmeyecek bir gün baktýðý insaný. Ya o ölecek yada baktýðý... Bunlarý irdeledi çocuk ve zaman geçtikçe daha bir anlamlandý iki ayrý tür onun yaþamýnda. Temiz gölgeli diye bir þey olmadýðýný farkettiðinde, kendi gölgesinin artýk kir tutmaya baþladýðý dikkatini çekmiþti. Temiz gölgeli olmak için çocuk olmak gerekiyordu yani niye yaþadýðýnýn farkýnda olmadan yaþadýðýnda ancak temiz kalabiliyordu gölgen. Çocukluk fizyolojik yaþla deðil, gölgenin hijyenik durumuyla alakalýydý yani. Ve gülmeye baþladý gülen adam, herþeye ve herkese, dalga geçercesine deðil ama, severcesine. Mutluluk ilk baþta mutlu görünmekten geçiyordu çünkü kendince. Yaþadýðý yada yaþayacaðý her ne olursa olsun, aðlamadýðý zamanlarda gülümseyen bir yüze sahip oldu zamanla. Uyurken bile bir tebessüm vardý ki yüzünde, yaþýtlarýndan ve gölgesi onunla ayný kirliliðe sahiplerden buydu farký. Gülümsedikçe gülümsedi, gülümsedikçe önemsedi ve gülümsedikçe sevildi gülen adam. Ýçine atmak yada es geçmek deðildi yaþadýðý. Anlatýrdý en ince detayýna kadar ve aðlardý yeri geldiðinde aylar sonra da, ama abartmazdý acýyý, gölgesine bakardý, ordakileri tekrar yaþardý ve son acýyý onlarýn yanýna koyardý. Her isteyene hiç çekinmeden sunardý onlarý, azalsýnlar diye deðil, dillensinler diye. Çünkü bilirdi ki konuþanlar küçük acýlardý. Büyük acýlar susarlar ve hatta adama gölgesini attýrýrlardý. Bir gün bir þalter iniverdi aþaðý ve gülen adam baðýrdý, asla baðýrýlmaz olana. Gülmedi uzunca bir süre o andan sonra. Tekrar gülmeye baþladýðýnda, gülüþlerinin eskisi kadar uzun sürmediðini gördü. Paniðe kapýldý ve korktu. En büyük silahýydý ve yitip gidiyordu gülüþü. Uykusunda gülümsemek yerine, diþlerini gýcýrdatýr olmuþtu yeni yeni... Zaman geçti, baðýrýþlar ve gülüþler uzlaþma saðladý. Ýkisi de varolmak istedi ve ikisi de artýk vardý. Yenilikler yenilikleri doðurdu ve gülen adam gülmek kadar baðýrmanýn da duygu anlatýmý olduðunu farketti. Baðýrdýkça gülebiliyordu, çünkü baðýrmazsa üzülebiliyordu. Gölgesinin artýk iyice aðýrlaþmasý ve ona olan sevgisinden dolayý bir kenara çýkarýp atamamasýnýn bir sonucu olarak, üzülmektense üzmeyi seçiyordu kimi zaman... Asabiyet bir kere girmiþti hayatýna ve artýk sýkýlmaya baþlamýþtý insanlarýn boþ lakýrtýlarýndan. Daha bir dokunur olmuþtu gölgeleri göremeyenler. Kimi zaman onlara gölgelerini gösteriyor ve bu uyanýþlarý karþýsýnda düþtükleri þaþkýnlýktan zevk alýyordu. Kafalarýný karýþtýrýyor ve hemen ordan kaçýyordu. Geride kalansa, gölgesine baka baka evinin yolunu tutuyordu. Arkadaþlarý vardý kirli gölgeli, kendisi gibi. Daha býyýklarý bile tellenmemiþ küçük adamlardý onlar. Gülen adamsa otuz yedi numara çizmeleriyle ortalýkta dolaþan bir zibidi. Hayatýn tüm sularý dururdu onlar bir araya gelip sýnýrlarý zorlayacaklarý zaman. öyle günlerin gecelerinde yürekleri aðýzlarýnda yataða girerler ve yarýn uyanmak istemezlerdi hiçbiri... Gülen adam artýk kýrk bir numara ayaklara sahip ama hala çizme giyiyor bugün. Hala gülüyor ve baðýrýyor hayata! Hayata gülüyor ve baðýrýyor, içindekilerin yaþayýþýna yada fikrine deðil. Artýk insanlarý deðil, hayatý görüyor çünkü gözlerini açtýðýnda. Gölgelerini de boþverdi insanlarýn, gölgesi olan da olmayan da, onun farkýnda olan da olmayan da pek önemli deðil çünkü onun için. Daha önemli bir ayrým buldu çünkü artýk hayata dair, hayatý veya hayatlarýný yaþayanlar. Yine ayýrdý yani onlarý. Hayatý yaþayanlarla beraber gülüyor ve baðýrýyor hayata, hayatýný yaþayanlarla istese de karþýlaþamýyor. Kazara karþýlaþýrsa da, hayatýn farklý bir güzelliði olarak görüp onlarý, oturup izliyor yapaylýklarýný. Gülen adam gülüyor ama neye gülüyor? Gülmesini bilen, ayný þeye zaten gülüyor oluyor, gülmesini bilmeyenin gözüne soksan, gülünecek bir þey göremiyor. Gülen adam baðýrýyor ama ne oldu da baðýrýyor? Yerinde baðýrmasýný bilen, zaten baðýrýyor oluyor. Bilmeyense gürültüden korkup, aðlýyor... Yani anlatýlamýyor, ayný açýdan bakanlar konuþmadan da anlaþýyor. Gülen adam öpmesini de biliyor ve seni öpüyor, iyi ama neden öpüyor? Bu kadar uzun ve akýcýlýðý biraz yoksun bir yazýmý okuduðun için!... 24 04 2003 05:25 MsK
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mudarkeþ KANIK, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |