..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Ömer Faruk Hüsmüllü




14 Nisan 2021
Bir Ölünün Günlüðü - 3  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Þeytanýn tek amacý insanlara kötülük yaptýrmak mýdýr? Sanmýyorum. Ýyiye, güzele de götürmeye çalýþýr insaný. Her kötü içinde en az bir iyi barýndýrýr.


:IHC:
     Günlüðü aldýðý mezarlýðýn bulunduðu kasabadan geçerken sallana sallana gezinen bir köpek gördü. Bu onun arkadaþým dediði köpekti. Köpek de Suziki'yi görmüþ ve tanýmýþtý, baþýný kaldýrýp havladý, sanki “Hoþgeldin” demek istiyordu. Durmadan geçip gidemedi, hem köpeði beslemek hem de parktaki mekanda bir kahve içmek için çok zamaný vardý.
     Arabadan inip markete yöneldi, köpek de peþinde. Gene bir paket salam, bir paket de sosis aldý. Köpek elindekileri görünce etrafýnda dolanmaya baþladý. Parkýn duvarýnýn yanýna gitti, burasý daha güvenliydi; yoksa besleme sýrasýnda köpek farketmeden yola çýkabilirdi. Gerçi caddeden çok az araba geçiyordu ama gene de tedbirli olmalýydý. Önce sosisi açtý, bir tane köpeðe doðru attý, köpek sosisi havada kaptý ve hemen yuttu. Az ötede beyaz, iri bir kedi belirdi; o da etin kokusunu almýþ olmalý. Bir sosis de ona attý, bu köpekle kedinin arasýna düþtü. Almak için kedi atýldý ise de köpek ondan daha çevik davrandý ve kediye hýrladý. Korkan kedi geriye çekildi. Bir sosis daha çýkardý, bu sefer tam kedinin önüne attý, köpek saldýrdý fakat sosisi kapan kedi kaçtý. Salamda da ayný yöntemi uyguladýysa da çoðunu gene köpek yedi. Yiyecekler bittikten sonra köpeðin baþýný okþadý, az ilerideki kedinin de.
     Parka girdi, büfeye yakýn bir banka oturdu. Hava güzeldi; ne sýcak ne de soðuk. Kahve ve maden suyu sipariþini verdi, içip hesabý ödedi. Etrafý biraz seyretti, aðaçlara, çiçeklere, hatta yerdeki çeþit çeþit otlara hayranlýkla baktý. Giderken bahçe kapýsýnda onu bekleyen köpeði gene sevdi ve mezarlýðýn yolunu tuttu.
     Mezarlýkta Suziki'yi ayný yere park etti, torpido gözündeki günlüðü alýp arabadan indi, ilerideki çimenlerin üzerine oturdu. Etrafý çiçek doluydu. Çiçeklerden gelen kokuyu derin derin çekerek ciðerlerine doldurdu. Ormaný ve koyu seyretti. Okumaya baþladý.
● ● ●
BÝR ÖLÜNÜN GÜNLÜÐÜ
6 Mart
     Þeytanýn tek amacý insanlara kötülük yaptýrmak mýdýr? Sanmýyorum. Ýyiye, güzele de götürmeye çalýþýr insaný. Her kötü içinde en az bir iyi barýndýrýr. Ýnsanýn bu iyileri görebilmesi kötü olarak nitelendirdiðimiz þeytan sayesinde mümkündür. Þeytanla takýþmadan, anlaþarak iyiyi, güzeli bulabiliriz. Tabii þeytan bazen belki de çoðunlukla kötüye de sevk eder bizi; ama o kadarcýðýný görmemek lazým! Þeytanla dost olunur mu? Tarihte þeytanla dostluk kurmuþ bir papadan bile bahsediliyor. Demek ki olunabiliyormuþ!
     Þeytan, beni öldüren kiþiyi kötülük yapmak için teþvik ettiði gibi, mutlaka iyilik yapmasý için fýrsatlar da yaratmýþtýr. Bu kiþi bir týp mensubu. Çok zeki demek onun için belki az gelecek, çünkü o bir dahi. Týp fakültesini birincilikle bitirmiþ, cerrah olmuþ. Çok sayýda insanýn derdine çare bulmuþ, hayatlar kurtarmýþ. Kazandýðý para ile fakirlere yardým etmiþ, öðrenci okutmuþ. Çok yüksek ücret teklifinde bulunan özel hastaneleri reddedip devlette görev yapmýþ.
     Ve bir gün beynindeki devreler karýþmýþ, yani delirmiþ. Benden önce iki kiþiyi öldürmüþ. Bu bilinenler, daha da fazla olabilir. Tabii deli olduðu anlaþýlýnca ceza filan verilememiþ, bir akýl hastanesine yatýrýlmýþ. Burada da boþ durmamýþ, birkaç hasta arkadaþýný yaralamýþ. Kesici bir alet gördüðü zaman onu hemen bir insan üzerinde denemeye kalkýyormuþ. O yüzden ilk zamanlarda çok sýký tecrit uygulanmýþ, hareketlerinde birkaç yýl sonra düzelme görülünce bu uygulama gevþetilmiþ ve o da fýrsattan yararlanýp akýl hastanesinden kaçmýþ. Ayný gün bir market kasasýný ve iki kiþiyi soymuþ; böylece kendini bir müddet idare edecek paraya sahip olmuþ. Parasý bitince her defasýnda ayný soygun yöntemini uyguluyor, birkaç gün geçinebilecek kadar paraya ulaþýnca soygunlara ara veriyormuþ.
     Onu görenler deli olduðuna asla inanmazlar. Konuþmasý düzgündür, ikna yeteneði müthiþtir.
     Bu deli aþýk olmuþ; kýrk yaþýndan sonra, hem de bir fahiþeye; tabii delirmeden önce! Hikayesi þöyle: Doktor, yorucu bir günün mesai bitiminde bir kafenin dýþarýdaki masalarýndan birine oturmuþ, geleni geçeni seyrediyormuþ; aslýnda buna pek seyretme de denemezmiþ ya. Çünkü kendini çok yorgun hissediyormuþ ve bakýyormuþ ama bir þey görmüyormuþ; kolay deðil dokuz saat süren bir ameliyattan çýkmýþ. Hem de hiç ara vermeden dokuz saat çalýþmýþ.
     Lakayt bakýþlarý ansýzýn bir kiþiye odaklanmýþ ve þimdi hem bakýyor hem de görüyormuþ. Hafifmeþrep, alýmlý bir kýz kýrýtarak önünden geçmiþ. Kýzýn þehvet dolu bakýþlarý hemen fark ediliyormuþ. Kýz, yuvarlak kalçalarýný ortaya çýkaran siyah bir pantolon giymiþ, üst tarafýnda da birkaç rengin içiçe girdiði bir bluz. Bu ayartýcý bedene bakmamak için çok güçlü bir irade gerekirmiþ. Küçük göðüslü, sarý kývýrcýk saçlý, ince dudaklý bir kadýn...
     Kýzýn arkasýndan sýrtýnda kirli bir gömlek, ayaðýnda yýrtýk pýrtýk pantolonlu yayýk aðýzlý, kývrýk dudaklý bir genç gidiyormuþ. Kýzý ve bu genci bakýþlarýyla bir müddet izlemiþ, sonra hesabý ödeyerek kýzýn peþine düþmüþ. Aralarýnda bir hayli mesafe olduðu için adýmlarýný hýzlandýrmýþ.
     Karþýsýndan kýzlý oðlanlý bir grup geliyormuþ, biraz gürültücü. Onlara kýzmýþ, terbiyesizliklerini yüzlerine vuracak bir þeyler söyleyecek gibi olduysa da vazgeçmiþ. “Bana ne! Ben mi düzelteceðim hatalarý?” diye düþünmüþ. Acayip olaylar birbirini kovalamýþ. Bir yandan bunlara dikkat ederken diðer yandan hafifmeþrep kýzý kaçýracaðýndan da endiþe ediyormuþ.
     Ýþte bir acayip olay daha: Uzun boylu, çatýk kaþlý, sol yanaðýnda yara izi olan bir adam elindeki bastonu kaldýrýmýn kenarýna vura vura gidiyormuþ. Sinir bozucu bir ses çýkarýyormuþ baston her vuruþunda. Sinirleri bozulduðu için bazýlarý küfür ediyor (sesli), bazýlarý homurdanýyor, bazýlarý da söyleniyor ama ne dedikleri belli deðilmiþ. Adamýn aniden aðzý kuduz köpek gibi köpürmüþ, elindeki bastonu fýrlatmýþ. Yüzü hem kýzarmýþ hem sararmýþ, gözleri faltaþý gibi açýlmýþ ve kendini yere atýp debelenmeye baþlamýþ. Debelenmesi bitince ayaða kalkmýþ, pis pis küfretmiþ ona buna þuna. Etrafta polis yokmuþ ama resmi üniformasý sýrtýnda bir zabýta memuru varmýþ. Bu memur ona yaklaþýp bir þeyler söylemiþ, koluna girip götürmüþ. Giderken küfür etmiyor sadece sýk sýk arkasýna bakýyormuþ. Bir ara gülümsemiþ, bu çok uzun sürmemiþ; sönüp gitmiþ. Suratý gene asýlmýþ.
     Bitmedi. Bir tane daha:      Elmacýk kemikleri ileriye fýrlamýþ isterik bir kadýn önce kendini yere atmýþ -sanki az önceki o adamý taklit edercesine- bunu gören birkaç kiþi çýðlýk çýðlýða kadýna doðru koþmuþ, ama kadýn onlar gelmeden ayaða kalkýp, üzerini elleriyle silkeleyip hiçbir þey olmamýþ gibi yürümüþ. Amacýnýn dikkat çekmek olduðu belliymiþ. Bir haykýrýþ yükselmiþ, nereden geldiði belli deðilmiþ. Saðýna, soluna, arkasýna bakmýþ haykýrýþýn sahibini bulamamýþ. “Boþ ver, manyaðýn birinin krizi tutmuþtur!” deyip yoluna devam etmiþ. Kýz hâlâ görüþ alaný içindeymiþ.
     Kýzla arasýndaki mesafeyi kapatmýþ, neredeyse yanyana denilebilecek þekilde yürüyorlarmýþ. Kýza bir þeyler söylemeye niyetlenmiþ, yapamamýþ. Keþke yapsaydým diye hayýflanmýþ, zira kýz bir kapýdan içeri girip kaybolmuþ. Girdiði kapýnýn yanýndaki duvarda buranýn bir otel olduðunu anlatan tabela varmýþ. Birkaç dakika ne yapacaðýna karar veremeden otelin önünde beklemiþ ve sonunda girmeye karar vermiþ.
     Resepsiyondaki görevli onu güler yüzle karþýlamýþ, nasýl yardýmcý olabileceðini sormuþ.
     -Az önce giren bayan... demiþ, sözünü bitirmeden görevli:
     -Gül haným, üç yüz iki numarada kalýyor.
     -Görebilir miyim?
     -Tabii görebilirsiniz, ücret beþ yüz lira...
     Bu açýklamadan kýzýn fahiþe olduðunu anlamýþ. Ama þaþýrmamýþ, sürprizlere alýþýkmýþ. Hemen elini cebine atmýþ, fazla nakit taþýma alýþkanlýðý olmadýðý için o kadar para çýkmamýþ. Kredi kartýyla da ödeyebileceði söylenince kartýný çýkarmýþ.
     -Efendim, asansör sol tarafta, üçüncü kata çýkacaksýnýz, oda numarasý üç yüz iki. Ben geldiðinizi haber vereceðim. Diyerek bir kez daha hatýrlatmada bulunmuþ görevli.
     Odanýn kapýsýna geldiðinde heyecanlanmýþ, oysa daha önce benzeri birçok deneyimi olmuþ ama böylesine hiç heyecanlanmamýþ. Kapýya vurmuþ, önce anahtarýn sesi duyulmuþ, sonra da kapý açýlmýþ.
     Bundan sonrasý da var tabii ama kiþinin özel yaþantýsýna girdiðinden ve biraz da müstehcen olduðu için, oda içinde yaþananlar anlatýlmayacak!
● ● ●
Devam edecek...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gerilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Bir Ölünün Günlüðü - 4
Bir Ölünün Günlüðü - 6
Bir Ölünün Günlüðü - 5
Bir Ölünün Günlüðü - 2

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)
Hýrsýz Kim?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.