..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Kültür Çatýþmalarý > Salih Zeki Çavdaroðlu




5 Mart 2021
Türk Musýkisi' Nin Okullarda Öðretim ve Radyolarda Yayýn Yasaklarý Sonrasýnda Arap Filmlerindeki Müziklerin Müziðimizin Arabeskleþmesine Etkileri  
Salih Zeki Çavdaroðlu
1930' larda yapýlan Musýki Ýnkýlâbý konusunda bir çalýþma..


:IFE:
Devlet’ in sýfýrdan “ ulusal müzik “ inþaa etmek adýna Türk Musýkîsini öðretimini okullardan 1926 yýlýnda, yayýnýný da 1934’ de radyolardan yasaklamasý , ayný zamanda geleneksel müziðimizin yozlaþmasýný da baþlatmýþtýr.
Toplum, devlet buyruðu ile ne kulak; ne de gýrtlak genetikleri bakýmýndan asla baðdaþamayacaðý bir müziði dinlemeye mecbur edildiðinde, buna karþý mutlak anlamda bir tepkisi olacaktý.
Bu tepki olumlu ise, devletin verdiði müziði kabullenecektir; ama beðenmezse yapacaðý tek þey o müziði reddetmek, yani dinlememek ve bu yasaklara karþý alternatif çâreler aramak olacaktýr.
Nitekim toplum kendisine önerilen bu müziði her bakýmdan reddedecek ve Arap musýkîsini teorik yapýsý itibariyle kendi öz musýkîsi ile ayný müzik sistemine sahip olmasýndan dolayý, ihtiyacýna cevap vermekte en pratik yol olarak benimseyecektir. Evlerinde radyo alýcýsý bulunan þanslý aileler, yakýn dost, akraba ve komþularý ile birlikte toplanarak, özellikle akþamlarý kýsa dalga bandý üzerinden parazitli de olsa Arap müziðini, özellikle Kahire radyosu müzik yayýnlarýný büyük bir susamýþlýk ve zevkle dinliyordu.
Belli bir süre sonra Devlet buna dahi tahammül edemez ve Arap radyolarýný dinleyen bir çok vatandaþ CHP Genel Sekreterliði’ nce “ fiþ ” lenerek, isimleri Ýçiþleri Bakanlýðý’na iletilir. Fiþlemenin yoðun olarak yapýldýðý þehirler ise Adana ve ve Mersin’dir. Zira buralar bölge olarak Arap radyolarýnýn en net olarak dinlendiði yerlerdir.
“…Türk Müzisyenleri 1920 ve 30’ lu yýllarda Türk müziðini yeniden canlandýrma çabalarýna giriþtiklerinde, gözlerini Batý ve Osmanlý klâsik müziðinin sentezini yapmaya çalýþan Mýsýr Modeline çevirdiler… Filmlerin ses kayýtlarýndan alýnma güfteler Türkçe’ye çevrilmeye ve Türk Müzisyenlerince benzer þarkýlar bestelenmeye baþladý. Büyük üne kavuþan ve günümüzde klâsik Türk müziði bestecilerinin bazýlarý, sözgelimi Saadettin Kaynak ve Selahattin Pýnar o sýralarda dönemin makbul klâsik müzisyenlerinin gözünde saygýn deðildi…” 1
Bu filmlerin müziklerini baþta Sadeddin Kaynak olmak üzere, o dönemde Türk musýkisinin önemli bestekârlarýndan Selahaddin Pýnar, Haydar Tatlýyay, Artaki Candan, Þükrü Tunar, Þerif Ýçli Kadri Þençalar ve Sadi Iþýlay gibi isimler yapýyorlardý.
Mesela o dönemde ACI HATIRALAR isimli Mýsýr filmine adaptasyon besteleri Selahattin Pýnar yapmýþ, þarkýlarý Safiye Ayla,türküleri ise Aziz Þenses tarafýndan okunmuþtur.
Biz Türkiye olarak bunlarý yaparken, o yýllarda Araplar ve özellikle Mýsýr, musýkîde ne yapýyordu ?
Muhammed Abdülvehab o dönemde Ümmü Gülsüm ile birlikte Arap Musýkîsinin iki yýldýzýndan biriydi. Onun söylediklerine kulak verelim:
“.. Bizler musýkiyi sizden öðrendik… 1920’lere kadar, ortada Arap Müziði namýna sadece halk naðmeleri vardý.Tanburî Cemil’ i, Osman Bey ’ i, Salim Bey ’ i, Þedarabânlarý, Nihavendleri, Kürdilihicazkârlarý çalarak iþe baþladýk… Yýllar sonra yarattýðýmýz modern Arap Musýkîsinin tek kaynaðý,Türk naðmeleriydi…” 2
Kadri Þençalar ilk film þarkýsý olan “ Bir Bursa’lý Kýzýn Derdi ” ni bestelediðinde sene 1930’dur ve kendisi 18 yaþýndadýr.Hayatý boyunca 170 civarýndaki filmin fon müziði ve þarkýlarýný bestelemiþtir.
Kendi müziklerine karþý Türk insanýnýn raðbeti, özellikle Mýsýr’ ýn dikkatinden kaçmayacaktýr.Bu yüzden de Mýsýr, 1935 yýlýndan itibaren içinde musiki bulunan filimleri için yeni bir Pazar keþfinin cazibe ve heyecanýyla bol bol film ihracýna baþlayacaktý.1938’ de bu filmlerin müziðinden deðil de sözlerinden rahatsýz olan devlet siyaset ve bürokrasisi ilginç bir kararla þarký sözleri Türkçeleþtirilmeyen Mýsýr filmlerinin gösterimine müsaade etmeyince:
“… Türk müziðinde yepyeni bir pratik baþladý. ’ Adaptasyon ’ þarkýlar. Arap filmlerindeki þarkýlar ya doðrudan üstüne Türkçe söz yazýlarak, ya da temalardan esinlenerek yazýlan yeni þarkýlarla gösterilmeye baþlandý. Dönemin tekke kökenli ve iþsiz bestecileri için yeni bir iþ alaný doðdu. Adaptasyonun sivrilen ismi çok yetenekli bir besteci olan Sadettin Kaynak’ týr…” 3
Bu yorumda her þey doðrudur.Ancak Sadettin Kaynak’ýn “tekke” kökenli olduðu gerçek olmayan bir iddiadan ibarettir. Kaynak aslýnda “ medrese ” kökenli bir ilâhiyatçýdýr.Yani hiçbir tarikat baðlatýsý yoktur.1930’ larda ilkin Sultanahmet Camii’ nde Türkçe hutbenin smokinle okunmasý için, devrin yöneticilerince o’ nun seçilmesi de bir tesadüf deðildir.
“Adaptasyon” türünden müzikli filmlere en çok imza atan besteci kuþkusuz Sadettin Kaynak’ týr.
”…Sadettin Kaynak, içeriðinden çok musikisi öne çýkan bu filmlerin her biri için, yaklaþýk olarak on kadar þarký bestelemek durumundaydý. Þarkýlarýnýn büyük bir bölümünün söz yazarý da Vecdi Bingöl’ dü. Sonuç olarak ortaya, “ Leyla ile Mecnun ” film müziklerinde olduðu gibi, konu ve anlam bütünlüðüne sahip pek çok benzer þarký çýkmýþ oldu. Besteci bazý teknik ve biçimsel deðiþikliklerle önünde duran zorluklarý aþmaya çalýþtý. Örneðin usullerin (Türk musikisi ritimleri) sýk sýk deðiþtiðini yazdý. Filmin havasýna ve sahne akýþýna göre þarkýlarda yapýlan usul deðiþiklikleri, dinamizm kazandýrdýðý, tempoyu hýzlandýrdýðý gibi dramatik bir etki saðlamayý amaçlýyordu. Sadettin Kaynak pek çok film müziðini Odeon firmasý için plaklara vermiþti. Filmlerde halkýn beðenisini kazanan bu þarkýlar takip eden yýllarda plaklara kaydediliyordu. Sadettin Kaynak’ ýn bu film þarkýlarýný baþta Müzeyyen Senar olmak üzere, Münir Nurettin, Tahsin Karakuþ gibi Odeon sanatçýlarý plaklara okumuþlardýr. Baþrolünü ünlü Mýsýrlý muganniye Ümmü Gülsüm’ün oynadýðý “ Harunurreþit’ in Gözdesi ” bir müzikal film olduðu halde, Müzeyyen Senar’ ýn okuduðu Sadettin Kaynak besteleriyle donanmýþ olarak gösterilmiþti. Yaklaþýk yirmi yýldýr plaklarý Sahibinin Sesi tarafýndan pazarlanmakta olan Mýsýrlý yýldýz sanatçýnýn, oynadýðý filmde þarký söylemesi mümkün olmuyordu. Bir müzikal film, belki de dünya sinema tarihinde ilk ve son kez böylesine bir denetimle karþýlaþýyordu. Seyircinin karþýsýna bambaþka bir yapým olarak adeta “ adapte edilmiþ ” olarak çýkýyordu. “ Bayram Gecesi ”, “ Derman Kar Eylemez ”, “ Enginde Yavaþ Yavaþ ” gibi günümüzde de sevilerek seslendirilen Sadettin Kaynak eserleri iþte bu filme aittir. “ Ey Ýpek Kanatlý ”, “ Leyla Bir Özge Candýr ”, “ Ne Yaptým Kendimi Nasýl Aldattým ” Leyla ile Mecnun filmi müzikleridir. Odeon plaklarýna Müzeyyen Senar tarafýndan okunmuþtur…” 4
Arap filmlerinin musýkîmize doðrudan doðruya etkisi dýþýnda ,yeni yeni emekleme döneminde olan Türk sinemasýna da bu konunun adaptasyonu olmasý yönünden oldukça önemli katkýlarý olmuþtur.Mýsýr filmlerinin bayaðý bir giþe yaptýðýný gören sinemacýlarca :
“… Münir Nurettin, Abdülvehab örnek alýnarak bazý filmlerde baþrolde oynatýlmýþtýr. Mýsýr filmleriyle gelen Arapça sözlü þarkýlarýn gördüðü raðbet ise þaþýrtýcýdýr. Bunu Türk müziðinin devlet zoruyla hayatýmýzdan çýkarýlmasýna halkýn gösterdiði bir tepki olarak deðerlendirmek yanlýþ olmaz. Arapça sözlü þarkýlara gösterilen beklenmedik raðbet,Tek parti yönetimini telaþlandýrmýþ ve Mýsýr Filmlerindeki þarkýlarýn Arapça Sözleri Matbuat Umum Müdürlüðü’nce yasaklanmýþtýr…” 5
Tabii ki bu alýþ veriþ, özellikle Türk Musýkîsinin ancak ilerideki yýllarýnda hissedilebilecek bir yozlaþmanýn da habercisi oluyordu.
“…Bu yasak, bu kabil çoðu yasaklar gibi ters netice verdi.Týpký, 1970’ lerden sonra Türkçe söz giydirilen Hafif Batý Müziðinin ortalýðý kaplamasý gibi, o zamanda,Türkçe söz giydirilen Arab ezgileri, yurdu baþtan baþa sarýverdi, hatta, Güney-Doðu Anadolu’ da, halk musýkîsi’ nin içine kadar sýzmayý baþardý. Bazý Türk musýkîþinaslarý, Mýsýr fimlerinin Arapça sözlü musýkîlerini,Türkçe sözler katarak düzenlemeye, ayný tarz ve üslubda yeni bestelerle zenginleþtirmeye baþladýlar ve bu yoldan,büyük ün ve servet saðlamayý baþardýlar. Gene 1970’ lerden sonra ortalýðý kasýp kavuran ‘ arabesk ’ modasýnýn kökleri, aslýnda bu dönemde atýlmakta idi…” 6
O yýllarda Arap musýkîsinin getirdiði hava ,Türk musýkîsi enstrümanlarýnda bile bir takým yozlaþmalara sebep oluyordu. Bunlarýn içinde en önemli örnek,Zeynel Abidin Cümbüþ (1881-1947) isimli ünlü bir çalgý yapýmcýsý, gazinolarda icra edilen müziklerde udun sesini artýrma arayýþlarý sonucu, soyadýný verdiði metal gövdeli bu enstümaný üretir. Buluþuyla Kahire ve Prag sergilerinde altýn madalya kazanýr. Bu alet üretildiðinden , 1960’ lý yýllarýn sonuna kadar oldukça yaygýn bir þekilde kullanýlýr.
Bir süre sonra cümbüþ örnek alýnarak ,yaylý tambur gövdeleri de metal olarak imal edilir.Hatta Selahaddin Pýnar’ ýn Atatürk’ün huzurunda bu sazla yaptýðý bir icra, Atatürk tarafýndan eleþtirilir.Yaylý tanbur, Pýnar’ dan sonra diðer tanburîler tarafýndanda kullanýlmýþsa da günümüzde artýk pek raðbet görmemektedir.
Sürecin ortaya çýkardýðý yozlaþmanýn en büyük etkisi tabiiki “ þarký ” formunda ortaya çýkar. Özellikle Sadettin Kaynak’ ýn :
”…Bidayetinde popüler olan Þarkýlarý klâsik bir mahiyet kazanýrken, onu taklit eden müziklerin giderek soysuz bir duygusallýða, hafif usullere yer vermesi ve buna paralel olarak büyük temalardan kaçmasý, þarký formunu da dejenere etmiþ ve 1930’ larda popüler olan, þarkýnýn baþka bir türü ve hafif müziðe yakýn olan ‘ fantezi’ tarzýnýn doðuþuna zemin hazýrlamýþtýr…”7
O yýllardan sonra, ülkemizin ABD ve Avrupa ile yaptýðý sýcak temaslar sonucu , müzikte de oralardan yaptýðýmýz alýþveriþ bayaðý bir melodik alt yapý zihinlerimize iþlemiþti. Geriye bunlarýn sentezini yapýp, kentlerde bayaðý bir yekün tutan merkez dýþý bölgelerin beðenisine sunmak kalýyordu.
“…Türk halk müziðinin tüm teknik öðelerini bünyesinde barýndýran Arabesk müzik, ilk veya erken dönem adýný verdiðimiz 1930 ile 1950 yýllarý arasýnda yine halk müziðinin kendine özgü yapýsýný farklý kültürlerin müzik unsurlarýyla bezeyerek ortaya çýkmýþtýr. Arabesk müziðin temelinde olan kültürel çeþitlenme, Türk halk müziðinin kendi yerel özelliklerinden sýyrýlarak, öncelikle yakýn kültürlerin, sonrasýnda da giderek kendisine benzemeyen kültürlerin müzikleriyle bezenmesi biçiminde þekillenmiþtir. Ýlk dönemde “ Arabesk ” adý bilinmemekle birlikte Arabesk müziðin önemli kriterlerinden olan Piyasa/Sektör boyutu yavaþ yavaþ kendini göstermeye baþlamýþtý…” 8
Ülkemizin ilk popüler müzik türlerinden biri olan “ kanto ”nun bile “ arabesk ” in oluþmasýnda payýnýn bulunduðu ve iki türün arasýndaki benzerlikler bazý araþtýrmacýlarca dile getirilmekte: “…Hatta günümüzün yaygýn müzik türü olan arabesk içinde kantolarýn çok açýk olmamakla birlikte bir kaynak oluþturduklarý söylenebilir. Özellikle dramatik motifler açýsýndan ikisi arasýnda bir benzerlik dikkati çekmektedir….” 9 gibi tesbitler de yapýlmaktadýr. Ancak arabeskin özellikle ilk çýkýþ yýllarýnda taþýdýðý hüzün ve melânkoli , kantonun þen þakrak naðmelerinde pek yoksa da, yine de yozluklarý yönünden paralellikleri düþünülebilir.
Bir baþka açýdan bakýldýðýnda ise,”…arabeskin hikâyesi Üçüncü Dünya denen ülkelerin ‘ Batýlýlaþmasý ’ nýn da hikâyesidir ve arabeskin anlaþýlmasý,Türkiye’ deki modernleþme sürecinin ve projesinin çeliþkilerini ve kararsýzlýklarýný kavramada son derece önemlidir…” 10
1960’ lý yýllarýn baþýndan itibaren de Suat Sayýn’ ýn geleneksel musýkimizin hafif versiyonlarýný taþýyan bestelerinde sýklýkla kullandýðý Arap musýkisi naðmeleri ve Mýsýr tarzýnda kullandýðý orkestrasyon sistemi ile bir çýðýr açýyordu.
Bu çýðýr ayný yýllarýn ikinci yarýsýnda Orhan Gencebay eliyle kurumsallaþtýrýlacak ve daha sonra günümüze kadar taþýnacak bir sektör haline gelecektir.
Arabesk müzik, o yýllardan itibaren üniversitelerde tez konusu haline gelmiþ, hakkýnda yazýlan makale ve kitaplarla da hacýmlý bir literatür oluþturmuþtur.

D Ý P N O T L A R :

1 Meral ÖZBEK, ”Arabesk Kültür:Bir Modernleþme ve Popüler Kimlik Örneði”, Eski ile Yeni Arasýnda Kemalizm ve Ulusal Kimlik, Tarih Vakfý Yurt Yayýnlarý, Ýstanbul, 1998, s.170, 171
2 Murat BARDAKÇI, ”Bestelemenin Arapçasý”, Hürriyet Pazar eki, 23 Aralýk 1992
3 Orhan TEKELÝOÐLU, ”Ciddi Müzikten Popüler Müziðe”, Cumhuriyet’ in Sesleri, Tarh Vakfý Yayýnlarý, Ýstanbul,1999, s.150
4 Cemal ÜNLÜ, ”Odeon 1930’larda Neler Yayýnladý ? ” www.odeonmuzik.com.tr
5 Beþir AYVAZOÐLU,”Cumhuriyetin Estetik Macerasý”, Yeni Türkiye, Cumhuriyet Özel sayýsý IV, Ekim-Aralýk/1998, s.2962
6 Yalçýn TURA, ”Türk Musýkîsinin Meseleleri”, Pan Yayýncýlýk, Ýstanbul, 1988, s.42
7 Yahya Kemal TAÞTAN,”Tegannî’den Irlamak’a Musýkînin Serencamý”, Köprü Dergisi, 1999 Yaz sayýsý, sayý: 67
8 Melih DUYGULU, ”Arabesk Müziðin Kýsa Tarihçesi”, www.turkihmosicportal
9 Nazife GÜNGÖR, ”Arabesk”, Bilgi Yayýnlarý, Ankara, 1990, s. 48
10 Meral ÖZBEK, ”Arabesk Kültür:Bir Modernleþme ve Popüler Kimlik Örneði”,Eski ile Yeni Arasýnda Kemalizm ve Ulusal Kimlik, Tarih Vakfý Yurt Yayýnlarý, Ýstanbul, 1998, s.168

http://ferahnak.wordpress.com/2011/03/02/turk-musikisi%e2%80%99-nin-ogretim-ve-yayin-yasaklarinin-arap-filmlerindeki-muziklerin-muzigimizin-arabesklesmesindeki-etkileri/




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kültür çatýþmalarý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Vefatýnýn 33. Yýlýnda Cemil Meriç Üzerine Hatýrladýklarýmýz
Türk Musýkisinin büyük isimlerinden Cinuçen Tanrýkorur' un besteciliðine dair bir inceleme
Türk Mûsýkîsi" Nin Öðretim ve Yayýn Yasaklarýnýn Arap Filmlerindeki Müziklerin Müziðimizin Arabeskleþmesindeki Etkileri
Bu Gün "" Baþörtüsü "" Konusunda Yaþananlar, Yýllar Öncesinde "" Türk Musýkîsi" Nde Aynen Yaþanmýþtý.
300. Ölüm Yýldönümünde "" Öz Musýkîmizin Pîr" Ýni "" Hatýrlamak …
Kültür ve Sanatta Önümüze Konaný Kabul Etmek Zorundamýyýz?..
Kültür ve Sanatta Önümüze Konaný Kabul Etmek Zorundamýyýz?..

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mukaddes Kitabýmýz’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Iþýðýnda: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Cumhuriyet' Ýn Radikal 'Ýnkilâplarý '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payýný Almýþtý
Necip Fâzýl" da "Peygamber" Aþký….
2. Adam Ýsmet Ýnönü' Nün Müzik ile Ýliþkisi
Endülüs Ýslam Devleti Medeniyeti Ýçinde Elbette Musýki de Vardý
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
Osmanlý Düþmanlýðý Cumhuriyet Hükümetine Osmanlý Arþiv Belgelerini Dahi Hurda Kaðýt Deðerinden Sattýrmýþtý
Yazýlýþýnýn 600. Yýlýnda Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" Ý
1930’ Lu Yýllarda Musýkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrasý Aralanan Kapý Ýle Tanýþýp Dost Olduðumuz Arap Musýkisi ve Arap Filmleri Maceramýz
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Baþlanmýþtý.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Vefatýnýn 67. Yýlýnda Ziya Osman Saba’ Yý Rahmetle Anýyoruz... [Þiir]
Ýki Bedene Tek Ruh [Þiir]
Adý Konulmamýþ Duygular [Þiir]
Aþk Bir Terennüm Ýse [Þiir]
Hayal Bazan Gerçeði Aþar [Þiir]
Sensizlik Beyitleri [Þiir]
Yaðmuru Beklerken [Þiir]
Her Þey Geçmiþte Kaldý [Þiir]
Vesvese [Þiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradýr "" [Þiir]


Salih Zeki Çavdaroðlu kimdir?

Otuz yýldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musýkisi eðitimi aldým. Üsküdar Musýki Cemiyeti' nde 20 yýl korist - solist olarak görev yaptým. Bu güz Türk Musýkisi üzerine makaleler yazýyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiði Yazarlar:
N.Fazýl , C.Meriç, B.Ayvazoðlu,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.