"Ülkemizin geçmiþten bugüne eðitim öðretim sistemi çocuklarýmýza maddi bilgi yükleme üzerine kuruludur. Eðitim kýsmý ihmal edilmiþtir. Medyanýn etkisiyle geleneksel eðitim öðretimin gücü azalýrken yenisi konulamamýþtýr. Zihinler popüler kültür ve sapkýn hezeyanlarla doldurulmuþtur. Önceliðimiz aileden baþlayarak çocuklarýmýzý hakkýyla yetiþtirmek þarttýr. Bu topyekûn eðitim-öðretim reformu gerektirir. Medyamýz en modern altyapýya sahip ama bizim sesimizi ve nefesimizi yansýtmýyor. Ýlimde, sanatta, kültürde hep benzer sýkýntýlarla karþý karþýyayýz. En haklý olduðumuz konularda bile dünyaya kendimizi anlatamýyoruz"

Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, Ýbn-i Haldun Üniversitesi Külliyesi açýlýþ töreninde yaptýðý konuþmada eðitim hakkýnda bunlara deðinmiþti.

Ben de bir eðitimci olarak, eðitim konusunda birçok makale ve eleþtiri yazmama raðmen, bir kere daha bu konuyu irdelemek istiyorum.

Sayýn Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Konuþmasýný dinlediðimde, bir muhalefet lideri konuþuyormuþ algýsýna kapýldým. Ülkemizde zaten politik muhalefet olmadýðýndan, iktidar her iki görevi de üstlenmiþ durumda… Ýþine geldiðinde muhalefet, iþine geldiðinde iktidar görevini ön plana çýkarýyor.

Sayýn Cumhurbaþkaný, on sekiz yýldýr iktidar olan, neredeyse her yýl eðitim sistemini deðiþtiren bir partinin çalýþmalarýndan memnun olmadýðýný belirtiyor. Merakýmý mazur görün; acaba eðitim bakanlarýný kim atýyor bu ülkede? Bu bakanlarýn kendi çalýþmalarýný yýldan yýla kimler, kimin bilgisi doðrultusunda deðiþtiriyor? Her yeni bakan kendinden önceki bakanýn çalýþmalarýný çöp olarak, deðerlendirip, yeni bir eðitim düzenlemesini kimin emriyle yapýyor? Görünmeyen bir iktidar var da, görünen iktidarýn yapmak istediði eðitim reformlarýný mý engelliyor? Her konuda her kararý çýkaran, hatta parlamenter sistemden, partili cumhurbaþkaný sistemine bile geçmeyi baþaran iktidar acaba on sekiz yýlda, eðitim siteminde neyi yapmaya çalýþtý, kimler engelledi ya da yaptýðý bunca deðiþikliði beðenmeyip, neyi aradý? Bunca bozuk sistemi sürekli bozan ve bir türlü düzeltemeyip, memnuniyet vermeyen kimlerdi, kim kimlerle, nasýl çalýþmalý ki, eðitim sistemi düzelsin? Aranan eðitim sistemi ne?

Gelelim medyaya… Ben, TV kanallarýna ve günlük siyasi gazetelere baktýðým zaman, iki ya da üç TV kanalý ile yine ayný sayýda gazete hariç, medya dünyasýnýn tamamý iktidarýn elinde. Devlet imkânlarýný da kullanan bu medya nasýl oluyor da, Sayýn Cumhurbaþkaný ve yol arkadaþlarýnýn ses ve nefesini yansýtamýyor? Ülkede toplasan iki elin parmak sayýsýný geçmeyecek, muhalif olup olmadýklarý bile muðlak olan TV ve gazeteler mi engel teþkil edip de, iktidarýn ses ve nefesinin yansýtýlmasýný engelliyor?

Ben, sehven iþ yapmaktan, birçok kesim tarafýndan kandýrýlmaktan gözünü açamayan bir iktidar görmekten baþka çaresi kalmamýþ, her ne kadar Türklük ayaklar altýna alýnmaya çalýþýlmýþsa da, onurunu koruma gayreti içinde olan bir Türk vatandaþýyým.

Anladýðým kadarýyla, eðitim sil baþtan bir daha elden geçirilecek. Bakan deðiþecek, gelen bakan, bugünkü bakaný ve bakanýn çalýþmalarýný beðenmeyecek, eðitime yeni bir boyut ve yeni bir soluk getireceðini söyleyecek, sonra eski sistemde olan öðrencilerin sistemden temizlenmesi için yönetmelikler çýkarýlýp, hepsi mezun edilecek, sistemin eski öðrencilerden kurtarýlmasý birkaç yýl sürecek, sonra yine bir bakan ve sistem deðiþikliði… Yani, eskilerin deyiþiyle, “Bizim oðlan Bina okur, döner döner gene okur” döngüsünde her þey aksamadan devam edecek.

Bir toplumda, samimi anlamda, iktidarýn insan yetiþtirme kaygýsý yoksa, kelime haznesi dar bir þairin, þiirine kelime bulamayýp, sabaha kadar yazýp yýrttýðý kâðýt yýðýnýna döner çaba ve arayýþlar.

Hem yine bizde, “Namazda gözü olmayanýn ezanda kulaðý olmaz” derler.

Eh, hadi hayýrlýsý… Umarým iktidar ve Sayýn Cumhurbaþkanýmýz beni ve benim gibi endiþesi olanlarý yanýltýr.

Sürç-i lisan eyledikse affola…

27 Ekim 20
Gölcük