Sevmek bir baþkasýnýn yaþamýný yaþamaktýr. -Balzac |
|
||||||||||
|
Kolektif durumlu gücü, kiþisi duruma indirgemekle ve kolektif gücü kiþide aratma yanýlsatmasýyla her çaresizlik göstergesi olan öðreti, gelenek, görenek ve yaþanmalar, DÝN olarak söylenip vücuda getirilip vaaz edildi. Böyle olunca tüm dinler aðýz birliði etmiþ kiþisi tamahça düþünce ve fiil karþýsýnda "Ben takdir ettim. Rýzklarý ben verdim. Kaderleri ben belirledim. Mülkümden payýnýzý ben belirledim. Size takdirden daha fazlasý ve daha azý yoktur" diyecekti. Kolektif olan düþünceye karþý oluþan tamah eden akýl, bir biçimse; yol önce El tarzý söylemler üzerinde birleþecekti. Bu birleþme içinde yeni ve birçok alanlar açacaktý. Yeni tür dallanma çatallanma alanlarý ayrý yollar üzerinde ayný hedefe giden türlü yansýmalarýn içinde olacaktý. Yine köleci aðýz birliði (kendisine alan açan eylem birliði); "Efendiyle, efendisinin elinin altýnda olan köleleri bir olur mu?" vs. derken tüm dinler bu türden söylemleriyle öðretilmiþ çaresizliðin tam da kendisiydiler. Sadece bunlar mýydý? Tabii ki deðildi. Tün dinler "baþta yazýlan, baþta söylenen ne ise þimdi olan o" diyordu. Bu söz de kendisini tekrarlayan baþka bir öðretilmiþ çaresizlikti. Totem alan, kendisini tecrit eden izole yapý içindeki kendi totem yasalarýna; "baþta söz vardý" diyordu. Bu söylem, kolektif totem geleneði pekiþtirme öðretisiydi. Söz ve eylem, atalar sözü (sosyal yasa) olukla sistem içindeydi. Köleci sistem de "Baþta söz vardý" demekle totem alanýn pekiþtirme sözünü, kendi köleci mantýðýyla ele alýyordu. El mantýðý içinde bu söz "baþta El 'in sözü vardý" diye anlaþýlacaktý. Ve bu söz çivi yazýnýn icadýyla, öðretimmiþ çaresizliði kasýtla “baþta alýn yazýsý vardý"; "böyle gelmiþ, böyle gider" diyordu. Yani El; deðiþmez, kadim bir yazgý olarak doðayý, kimi doða yasalarýný deðil de sömürme, sömürülme iliþkilerini tarif ediyordu. El “kara bir koyunda ak sütü çýkaran da o'dur" demekle sömürü olaný ve sömürmeyi bu tarz çeliþki algýsýyla çarpýcý yapýyordu. Oysa kara post rengi ile süt salgýlamanýn alakasý yoktu. Öðrenilmiþ çaresizlik size hiç bir seçenek hakký tanýmýyordu. Bu tutum bir cenderedir. Bu tutum tam bir çaresizlik ve teslimiyettir. Teslimiyetin baðýl eylem alanlarý da; taat, itaat, biat, dua, ibadet, iman ahdi vs. olacakla, tüm bunlar baðýl boþluk devinmeleriydi. "Mülkün sahibiyim" diyen köleci inþanýn en temel harcý bu söylemdi. El bu söylemle kendisine söz ve eylem alaný açmýþtý. Kendisine açýlan köleci iman ahdi içindeki El, dilinin döndüðü öðretilmiþ çaresizliði verecek olan her sözü söylüyordu. Zorda kalan Tarzan gibi El de her zorda kalmasý karþýsýnda yeni bir öðretilmiþ çaresizliði söylüyordu. Bu yeni söze göre “ iman eden yoklukta sabýr edecek, varlýkta da þýmarmayacaktý!” Bu söz kulaklara küpeydi. Bu söz þartlanmýþ kiþi bilincine hitapla hiçbir dirençle karþýlaþmadan bilgi olarak kaydý depo ediliyordu. Bal gibi akýtýlan bu tür zehrin içinde; bu tarz çaresizliðin öðretilmesi vardý. Kolektif düzenin varlýkta þýmarma, yoklukta sabret gibi uyuþturucu afyonlayýþý, yatýþtýrýcý söylemli bir öðüt sözü hiç yoktu. Kolektif yaþam, tek kiþinin asla ortaya koyamayacaðý durumlarý birlikte ortaya koyuyorlardý. Ortaya konaný herkese göre olacak denli aný ve hukuk yapýyorlardý. Kolektif yapýlar herkese göre, herkesin ihtiyacýna ve herkesin yeteneðine göre olaný saðlamayý ortaya koyduðunda, ne varlýkla þýmaracak durum vardý. Ne yoklukta sabredecek durum vardý. Herkesin satýn alacaðý deðil, herkesin kullaným ve tüketim yapacaðý saðlamaydý. Bu nedenle kolektif gücün ortaya koyduðu kolektif yetenekle (paratonerle-uzaya gitmenin kullaným ve tüketimiyle kiþiler deðil) kolektif alan özgürleþmiþti. Kolektif alan da her durumla sizin yararlanma ortam ve çevrenizdi. Özgürlük te hukuk gibi kendi baþýna doðada var olan bir þey deðildi. Ancak doðanýn kiþiyi elmaya doðru yönelten verili ve hayatý güden bir yapýsý vardý. Doðanýn bu tür zorunlu olan tutumu karþýsýnda özgürlük, kolektif yapýyla vardý. Kolektif kapasite; doðanýn zorunlu olurla seyreden, zorunlu tutumu karþýsýnda bu zorunluluðu istediði zaman yasallýkla yerine getiren kolektif bilinçti. Kolektif bilincin ortaya koyduðu kullaným ve tüketimler özgürlüðüydü, Kolektif tutum doðadaki zorunlu yasallýðý ortadan kaldýran eðilim deðildi. Aksine üreten toplum, doðaya ve doða yasalarýna riayetle, doða yasalarýnýn keþfine uygun olukla, kolektif yapýnýn giriþmesi içinde ortaya çýkmakla üreten bir tutumdu. Kolektif bir durumdu. Kolektif bir üretimdi ve kolektif bir kullanýmdý. Dinler bir kez köleci yapýnýn temeline mülkün sahibini ve mülk sahibinin takdirini koyduktan sonra, siz ne yaparsanýz yapýn; mülk sahibinin sözünü ve takdirini deðiþtirilemezdiniz! Bu deðiþtirilmez ilik içinde özgürlük gibi bir kavramýn esamisi okunmamakla siz öðretilmiþ bir çaresizliðine teslim oluyordunuz. Böyle olunca, öðretilmiþ çaresizlik; mülk sahibi ve mülk sahibinin takdiri ile ortaya konuyordu. Bu durum da EL istendiði kadar size cüzi irade versindi. Ki El ‘in cüzi irade dediði sýkýþma koþullarýnda açýlan baðýntý boþluk devinmesiydi. Bu koþullarda El zaten kolektif kuvvetin hiç farkýnda deðil. Kolektif kuvvetin farkýnda olmadýðý gibi kolektif özgürlükleri de kiþisi özgürlük ve kiþiseli saymaktadýr. Kolektif kuvvetin ortaya konmadýðý zamanlarda leþ yiyen. Vahþi hayvanlarda arta kalanla beslenen hemcinsler, “eþrefi mâhluk muydu?” Tepede ampulü ve avize ýþýðý sarkan ortama doðan kiþinin algýsý gibi El, hemcinslerin geçmiþini de hitap ettiði insanýn geliþmiþlik düzeyi gibi sanýyordu. Bu nedenle El ‘in hitap ettiði dönemdeki ortam da ne varsa El onlara izafeten “insana dili öðretenim. Ýnsana bilmediðini kalemle yazmayý öðretenim. Ýnsana ekip dikmeyi, kesip biçmeyi, dikiþ dikmeyi öðretenim” diyordu. Ýnsana insanýn dýþýnda insana etki olan hiçbir kolektif etkiyi tanýmýyordu. “Gemiler onun emriyle suda yüzer” diyordu. Var sayalým ki insanda bir yüzme yeteneði olmuþ olsun. Deniz, göl, ýrmak olmadýkça yüzme yeteneði ortaya konamazdý. Ýnsaný insan yapan, kiþideki biyolojik yetenekleri süreklilikle ortaya koyan; kolektif kolektif birim zamanlý birikimle, depo enerji ve kolektif miras olan kolektif güç ve kolektif kuvvetti.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |