..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzel birþeyin fazlasý harika olabilir -Mae West
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Yûþa Irmak




5 Eylül 2020
Yüzleþecek Yüzümüz Yok  
Yüzleþecek Yüzümüz Yok

Yûþa Irmak


Ýlk kez Eyüp Camii’nin duvarýna sýrtýný yaslamýþ, baþýný; yere serdiði karton üstüne dizilmiþ selpak ve saçýlmýþ madeni paralara bakarken görmüþtüm gül yüzünü… Ýlk görüþüm bir nihayete ulaþtýrmamýþtý belki onu ama sonra her sabah namazý çýkýþýnda görmeye baþlamýþtým ceylan gözlerini… Öylesine kanýksadým ki o bakýþý; içimi yakan ikinci kýz olarak belleðimin içine yer edindi. Þimdi hangi vakit gece gezmelerimde direksiyonum Eyüp tarafýna dönüverse merkeze giden o yolda komple yüzünü görür olmaya baþladým minik Elif’in… Bu hal beni öylesine kuþattý ki hayali artýk yanaklarýmdan yaþ olup süzülmeye baþladý…


:HJE:
Ýlk kez Eyüp Camii’nin duvarýna sýrtýný yaslamýþ, baþýný; yere serdiði karton üstüne dizilmiþ selpak ve saçýlmýþ madeni paralara bakarken görmüþtüm gül yüzünü… Ýlk görüþüm bir nihayete ulaþtýrmamýþtý belki onu ama sonra her sabah namazý çýkýþýnda görmeye baþlamýþtým ceylan gözlerini… Öylesine kanýksadým ki o bakýþý; içimi yakan ikinci kýz olarak belleðimin içine yer edindi. Þimdi hangi vakit gece gezmelerimde direksiyonum Eyüp tarafýna dönüverse merkeze giden o yolda komple yüzünü görür olmaya baþladým minik Elif’in… Bu hal beni öylesine kuþattý ki hayali artýk yanaklarýmdan yaþ olup süzülmeye baþladý…

30 aðustos sabah namazý çýkýþý, simitçilerin oraya giderken duvarýn dibinde yere koyduðu kartonun üzerine selpak mendilleri sýralamýþ, hemen kartonun yanýna diz çökmüþ, önünden geçen insan selinin altýnda ezilme kaygýsý gütmeden yarý uykulu halde tekrar gördüm minik Elif’i…

Ah göðüm kurþun, bulutlarým bardaktan boþanýrcasýna sularý topraða dökmeye baþladý. O hüzünlü gözleriyle pusuya yattýðýný, beni avlayacaðýný bile bile baktým duvarýn dibine… Yanýndan geçerken kaldýrýp da kafasýný bakmamýþtý yüzüme. Aslýnda kimselerin yüzüne bakmamýþtý. Önündeki selpaklar gibi umurunda deðildi hiç kimse. Yorgun olduðunu bilemeyecek kadar kendinden geçkin ve o ceylan gözleri yarý açýk þekilde yaslamýþtý sýrtýný duvara… Kendini umursamayanlar gibi umursamýyordu gelip geçenleri. Ýnsan çehrelerinde ne gördüðünü düþündüm görür görmez, kimsenin yüzüne neden bakamadýðýný, gördüklerimi onun da gördüðünü düþündüm sonra…

Dizlerimin baðýný çözen o bakýþý bir daha görmek isterdim. Göz göze gelerek yüzleþmeyi ve yüzümde yalnýzca yüzümü gördüðünü söylemesini dilerdim… Yüzleþemediðim her þey sýrtýmda aðýrlýðý belimi büken bir yüktü… Bu yükü deðil bir çocuk; iri, genç ve güçlü bir eþek bile taþýyamazdý sýrtýnda… Beni görür görmez paçalarýma yapýþmasýný, bir selpak almadan býrakmamasýný, bir kilo metre ötedeki aracýmýn yanýna gidene kadar beni çileden çýkartana kadar konuþmasýný arzu edeceðimi hiç mi hiç düþünememiþtim.

Yanýndan geçerken kartonun üzerine býraktýðým üç beþ kuruþ ile her þeyin biteceðini düþünürken, ileri doðru attýðým her adýmla birlikte artan bir þiddetle onun eksenine doðru mýknatýs gibi çekiliyordum. Yolum, uzadýkça uzadý, hissiyatým sünger gibi sünüp çat diye kopuverdi… Kartonun üzerine býraktýðým 1000 TL’lik kazancýmýn tamamý da ruhumdan kopan o parçayý kurtarmaya yetmemiþti. Bir bacaðým kopuk, bir kanadým kýrýk, 1 km ötedeki aracýma gitmeye bile dizlerimin dermaný kalmamýþtý… Ruhum bedenimden çatýrdaya çatýrdaya ayrýlýyordu. Cesedim yol üstünde mecburiyetler tarafýndan çekilirken yüzüstü sürünüyordu. Halimi benden baþka Allah’ýn hiç bir kulu fark etmiyordu. Tek sebebi onun gözlerinin gözlerime deðmemesiydi. Baktýðý boþluða hapis olsam da acýsýný, uykusuzluðunu, yorgunluðunu, çocukluðunu o soðuk betona oturup zerrelerime kadar hissedememiþtim ki ne çare… Þimdi dünden beri nereye baktýðýný düþünüyorum ey minik Elif… Neyi gördüðünü ve ne düþündüðünü düþünüyorum caným benim… Her kesiþen düþüncemde ark ediþler titreyerek patlýyor bir bir sivri yerlerimden…

Acaba; “duvarýn içi hapishanesi miydi?” diye soruyorum kendime… Baktýðý yerleri göremeyecek kadar minik ve masum olduðuna kani oldum. Bir Barbi Bebeði hayal edemeyecek kadar yorgun ve kederli olduðunu biliyorum. Gelecek kaygýsý taþýyamayacak kadar bezgin olduðunu, insanlardan nefret ettiðini bile düþünüyorum. Oysa sen hiçbir þey düþünemeyecek kadar uzun yaþayamadýn ki tatlým benim…

Onunla benzer yanýmýzýn “yalnýzlýk” olduðunu düþünerek, kendimce ortak bir paydada buluþup belimi büken bu yükü kendimce hafifletmeye çalýþtým. Fakat o daha minicikti be minicik… Ben ise 40 yaþýnda eþek kadar adam… Fýrýndan, henüz gün ýþýmadan, sýcacýk yataktan zar-zor kalkýp ekmek almaya gitmenin zorluðunu bilen bir çocukluk yaþamýþ olsam da anamýn baþýma deðen parmaklarýný, “oðlum” diyen o sevgi dolu sesindeki merhameti hissederek yapýyordum yapacaklarýmýn hepsini. Acaba o kimlerin elindeydi ki? Her þeye raðmen, evine akþam gittiðinde yanaðýna þefkatli bir buse konduracak annesi, babasý var mýydý? Yoksa onun hissettiði þey bir þefkatli anne eli deðil de sarhoþ bir babanýn cebine giren elinden duyduðu tiksintiden mi ibaretti? Sahi annesi var mýydý? Babasý var mýydý? Belki de alkol kokusuna raðmen yanaðýna deðecek baba dudaðýna bile razýydý pembe yanaðý… Kimsenin kendi içindeki pisliði, yüzündeki binlerce maskeyi tanýmadan onun elinin yüzünün kirli oluþundan kaçýyor oluþlarý param parça ediyor sol yanýmý ey erenlerrrr… Gerçeði, hakikati, özü görebilseydi bu maskeli þövalyeler kim bilir belki de onun yanýna sýðýnarak; “Aramýzdaki en masum kiþi sensin Elif” diyecek dilinden dökülecek sahici, iç açýcý, ruh okþayýcý dualardan medet umarak; “Ey minicik elleri, melek gibi yüzü kirlenmiþ, üstü baþý yýrtýk çocuk, biz senin sahip olamadýklarýna sahibiz ama sen de bizim sahip olmadýklarýmýza sahipsin diyerek; “Bizim için Allah’a dua eder misin”” diye yalvaracaklarýndan eminim.

Kim bilir belki anneni, belki de babaný kaybettin… Kim bilir seni sahiplenecek bir akraban da yoktur þimdi senin…
Peki ya biz!
Biz: “bundan sonra senin baban benim” diyen o hakiki Sevgili(as)’yi lanet olasýca þehirlerin hangi kalabalýðýnda yitirip kaybettik dersin can kýzým?
Gündelik koþuþturmalar içinde Allah’ý, onun emir ve yasaklarýný bir bir çiðnediðimizin farkýnda mýydýk dersin?
Popstar ve dijitalin lanetine uðrayanlarýn, bunca insan suretinin içinde kendi insanlýklarýnýn olup olmadýðýnýn farkýnda olamayanlar hallerinden utansýnlar! Gül yüzlü minik Elif…

Bu sabah o duvar dibinde yine seni aradý nemli gözlerim tatlý kýzým!
“Çoðu þey zannedildiði gibi deðildir ey yavrum!” deyip seni o karný tok ahlakçýlara, kuralcý yobazlara ve boþ laflarý satýn alan ömür zengini politikacýlara derslerini büyüdüðünde bizzat sen ver diye büyütmek için “evladým olur musun” diye sormaya gelmiþtim…
Bu hayatýn seni deðiþtirmemesi için elimden gelen tüm imkanlarýmý sana seferber etmek istediðimi söyleyecektim görseydim yüzünü…
Ama ÝHH’nýn “Yetim Gülerse Herkes Güler” projesinin sahipleri seni benden önce sahiplenip baðrýna basmýþ bile…
Hem mutlu, hem umutluyum artýk!
Kim buna vesile olduysa Allah onlardan ebeden daimen razý olsun…
Kim sebep olduysa Allah onlarý cennetine koysun!
Sen bizi affet kýzým!
Bizi sen affet ki “aþaðýlýk maymun” olmayalým…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Çokça Pýnarýn Baþýndayým

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aldanýyor Muyuz? Aldatýyor Muyuz?
Balatlý Deli Behram’ý Kaybettik
Ehram Yokuþu, Beþiktaþ
Dörtnala
Bir Þey
Esre Âný, Hâr Âný…
Mavi Deniz Marmara ve Sen
Kim Bilir?
Bir Ziyafet
Tarziye / تَرْضِيَه

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.