..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Ömer Faruk Hüsmüllü




14 Mayýs 2020
Korona Hikayeleri - 3  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Anne aðlýyordu, Bekir de dayanamadý aðlamaya baþladý. Sicim gibi akan gözyaþlarýnýn bir kýsmý açýk olan aðzýna girdi. Tuzluydu, yutarken boðazý hafif yandý


:IHE:
(Önceki bölümün devamý...)
     Babasý onu bir kere bile adýyla çaðýrmamýþ yani “Bekir” dememiþti, çünkü o dedesinin adýný taþýyordu. Eðer ismiyle hitap ederse sanki babasýna ismiyle seslenmiþ gibi olacaðýný sanýyor ve böyle bir saygýsýzlýktan kaçýnmaya uðraþýyordu. Ayrýca “oðlum” da demez hep “oðul” diye seslenirdi Bekir'e.


     Bekir'in anne babasý evlendikten sonra, on yýldan fazla bir zaman çocuklarý olmamýþ, köyde kadýnýn kýsýr olduðu ve yakýnda erkeðinin onu boþayacaðý söylentileri almýþ yürümüþ. Ama bunlar asla bir söylenti olmaktan öteye gidememiþ ve sonunda bu çift de çocuk sahibi olmuþ. Babasý Bekir'i okutmak istemiþ, imkanlarý elvermemiþ. Ortaokulu bitirdikten sonra liseye gönderememiþ. Oysa zeki, çalýþkan bir çocukmuþ ve öðretmenleri mutlaka liseye, hatta üniversiteye gönderilmesini babasýna tavsiye etmiþ.
     Bekir, ortaokuldan sonra inekleri gütmüþ, baþkalarýnýn tarlalarýnda ve harmanlarýnda düþük bir yevmiye karþýlýðý çalýþmýþ. Kendilerinin hepi topu iki inekleri ve dört dönüm kýraç tarlalarý varmýþ. Askere gitmesine birkaç ay kala köydeki bir kýraathanede çalýþmaya baþlamýþ. Aldýðý ücret günde sadece beþ liraymýþ. Burasý Beþir'in Kahvesi olarak anýlýrmýþ. Kahveci Beþir kýraathaneyi oðlu ile birlikte iþletirken hiç ummadýðý bir þey olmuþ, oðlu onun fikrini almadan köyü terk etmiþ. Çok yaþlý olduðundan Kahveci Beþir, tek baþýna bu iþi yürütemeyeceðini anlayýnca Bekir'i yanýna almýþ. Gerçi kýraathanede öyle çok iþ filan olduðu da yokmuþ ya. Gündüzleri köylüler tarlada ya da harmanda çalýþtýklarý için kýraathane ikindiden sonra açýlýr, gece yarýsý olmadan da kapanýrmýþ. Bir günde ortalama kýrk-elli çay ancak satýlýrmýþ. Bir bardak çayýn fiyatý da elli kuruþmuþ. Aslýnda kýraathane kâr da etmiyormuþ. Çay, þeker, elektrik, tüp, Bekir'in yevmiyesi derken birçok gün hesap kafa kafaya kapanýrmýþ. Onun için hiç olmazsa þekerden tasarruf etmek düþüncesiyle çayýn yanýna iki deðil de bir þeker koymaya baþlayýnca, müþteriler itiraz etmiþ. Müþterileri kaçýrmamak için birkaç gün sonra mecburen gene iki þeker vermeye baþlamýþlar. Çünkü köyde onlarýnkinden baþka üç kýraathane daha varmýþ.
     Askere gitmesine üç gün kala babasý Bekir'i iþten alýr. Ertesi gün birlikte kasabaya giderler ve ineklerden birini satarlar. Eve gelince babasý, ineðin satýþýndan eline geçen paranýn bir kýsmýný Bekir'e verir ve parasý bitince mektup yazýp istemesini söyler.
     Ayrýlýk günü gelir çatar. Asker uðurlama töreninde annesi iki gözü iki çeþme aðlarken, kocasý onu aðlamamasý için uyarýr. Oysa o gece, sabaha kadar kendi, içini çeke çeke aðlamýþtý.
     Bekir'in askerden terhis olmasýna bir hafta kala babasý aniden ölür. Birçok kiþi ölüm nedenini üzüntüsüne baðlar. Çünkü bir ay kadar önce Bekir'in babasý, elde kalan tek ineði otlatmak için köyün alt tarafýndaki þose yoluna götürmüþtü. Orada yol kenarýnda taze ot doluydu. Gerçi yoldan saatte bir araba ya geçer ya geçmezdi ama gene de onun gözleri hep otlayan ineðin üzerindeydi. Bir ara içi geçmiþ ve uyuyuvermiþ. Bir gürültüyle gözlerini açtýðýnda ineðinin yolun ortasýnda kanlar içinde yattýðýný görmüþ. Yolun karþýsýna geçmek isteyen ineðe hýzlý geldiði için duramayan bir kamyon çarpmýþ. Galiba inek, yolun bu tarafýndaki otlarý bitirdiðinden yolun karþý tarafýndaki taze otlarý yemek istemiþ ve baþýna bu kaza gelmiþ. Ne yazýk ki inek ölmüþ. Kamyoncu da durmaya bile gerek görmeden oradan uzaklaþmýþ.
     Annesi, babasýnýn öldüðünü ona haber verdirmemiþti. Terhis olup da köye geldiðinde avluya girer girmez Bekir'in üzerine bir hüzün çökmüþtü, oysa sevinmesi gerekmez miydi? Annesine ve babasýna kavuþmak ona neden hüzün vermiþti? Evin kapýsý önünde annesiyle karþýlaþtý, birbirlerine sarýldýlar. Anne aðlýyordu, Bekir de dayanamadý aðlamaya baþladý. Sicim gibi akan gözyaþlarýnýn bir kýsmý açýk olan aðzýna girdi. Tuzluydu, yutarken boðazý hafif yandý.
     Evin içinde babasýný aradý, yoktu. Bahçeye çýkýp etrafa bakýndý, ahýra girdi; yoktu. Ahýrda ineði de göremeyince otlatmak için gittiðini zannetti. Nasýl olsa akþama gelirdi. Annesi babasýyla ilgili bir þey söylemiyor o da sormuyordu. Bir ara Bekir, “Acaba babama, bir þey mi oldu?” diye düþündü. Çünkü annesi hiç iyi görünmüyordu. Bu þüphe zihninde fazla durmadý. Babasýna bir þey olsaydý annesi þimdiye kadar anlatýrdý ve o nedenle bu düþünceyi zihninden kovdu.
     Gece olunca daha fazla dayanamadý ve annesine babasýný sordu, o da oðlunun boynuna sarýlýp hem olanlarý anlattý hem de aðladý.
     Ailenin geçim yükü artýk onun omuzlarýndaydý. Dört dönüm kýraç tarla ile nasýl geçineceklerdi? Bu tarlalara ne ekerlerse eksinler, çoðu zaman býrakýn emeklerinin karþýlýðýný yaptýklarý masrafý bile çýkaramýyorlardý. Satmak isteseler kimse alýcý olmazdý. O nedenle önünde tek bir seçenek vardý: Bir iþ bulup çalýþmak. Ertesi gün iþ aramaya baþladý. Askere gitmeden önce çalýþtýðý kýraathaneye uðradý, kapanalý aylar olmuþ. Köyün alt tarafýndaki kýraathaneye gitti, herkes hem “Hoþ geldin” hem de “Baþýn sað olsun” dedi. Çay ýsmarladýlar, içti. Ýþle ilgili herhangi bir belirti yoktu.
     Köyde bir ay kýtkanat annesiyle idare ettiler. Bu arada Bekir, aþýk da oldu. Bir gün yolda yürürken tam ikindi ezanýnýn okunduðu saatte, köydeki tek iki katlý evin balkonunda bir kýz olduðunu fark etti. Çok güzeldi, baktýðýný belli etmek istemese de bakmaktan kendini alamýyordu. Kýz da onu görmüþtü, bakýþlarý kesiþti. Bekir'in yüzü kýpkýrmýzý oldu, sadece yüzü deðil elleri de hem kýzarmýþ hem de terlemiþti. Büyülenmiþti. Bir adým dahi atýp gidemiyordu. Kýzýn üzerinde ince, desenli bir elbise vardý. Saçlarý kýsa kesilmiþti, gözleri normalden biraz büyüktü. Kýz balkonda fazla durmadý, içeri girince Bekir de biraz daha bekleyip oradan ayrýldý.
     Bütün gün ve gece bu kýzý düþündü. Rüyasýnda onu gördü: Ýkindi ezaný okunuyordu, kýz balkona çýkýyordu, etrafýnda gökkuþaðý vardý, kýzdan gelen mis gibi bir koku, Bekir'in ciðerlerine doluyordu. Keþke uyanmasa da hep bu rüyayý görebilseydi!
     Ertesi gün gene ayný saatte tam oradan geçerken ikindi okundu ve kýz balkona çýktý. Tesadüf müydü, ya da kýz bilerek mi o saati seçiyordu. Bilinmez.
     Üçüncü gün, ikindi okunurken oradaydý ama kýz yoktu. Balkondaki pencereye dikkatle baktý bir þey göremedi. Ayakkabýsýnýn baðcýðýný baðlamak için eðilirmiþ gibi yaptý, baðcýk çözülmüþ deðildi, vakit kazanmak istiyordu. Önce göremedi fakat þimdi biraz daha dikkatle bakýnca camdaki tülün hareket ettiðini farketti. Kýz tülün arkasýnda olabilirdi. Oyalandý. Ve kýz balkona çýktý. Gülümsedi, acaba ona mý?
     Sevdalanmýþtý kýza. Umutsuz bir sevdaydý bu. Belki kýzýn da ona karþý bir eðilimi vardý, ancak bu sevdanýn neresinden bakarsan bak sonu yoktu. Sevgisini, sevdasýný, aþkýný kalbine gömmek en doðrusuydu. Öyle yaptý. Köyden gitmeye karar verdi. Bir asker arkadaþý vardý: Tahir. Ondan bir mektup almýþtý. Tahir þehirde bir ev tutmuþ ve iþe girmiþ. Þehre gelirse ona mutlaka uðramasýný yazýyordu. Hatta iþ bulmasýna bile yardým edebilirmiþ.
     Gitmeden önce son bir defa daha Makbule'yi görmek istedi. Laf arasýnda bir arkadaþýndan kýzýn adýnýn Makbule olduðunu ve herkes tarafýndan köyün en güzel kýzý olarak kabul edildiðini öðrenmiþti. Ýkindi ezaný okunmadan bir dakika önce kýzýn evinin karþýsýnda, çýkmasýný beklemeye baþlamýþtý. Ezan okunurken çýktý kýz gene. Bugün öncekilerden çok daha güzeldi. Ya da Bekir'e öyle geliyordu. Kýza doðru yolladý üzgün bakýþlarýný, kýz üzüldüðünü gördü, anladý ya da hissetti; onun da yüzü asýldý, mutsuz bir görüntü çýktý ortaya. Ýþte buna hakký yoktu, hemen deðiþtirdi yüz ifadesini, güldü. Kýz da gülerek cevap verdi, gülme sesini duydu. Fazla duramazdý, dedikodu olurdu. Veda anlamýnda kýza el salladý, ama kýz bunu bir veda mesajý olarak algýlamamýþtý...
     Ertesi gün annesiyle vedalaþýp yola çýktý. Günbatýmýnda þehre geldiðinde arkadaþýnýn adresini aramaya baþladý. Adres onu yüksek ve lüks binalarýn olduðu bir yere götürdü. Aradýðý ev bunlardan biri olamazdý, arkadaþýnýn ekonomik durumu burada oturmaya imkan vermezdi. Nitekim biraz sonra bu lüks konutlarýn arkasýndaki gecekondu mahallesinde buldu kendini. Ýki katlý küçük ve eski bir binanýn alt katýydý aradýðý yer. Kapýyý vurdu, bekledi. Arkadaþý iþte olabilirdi, çünkü kapýyý açan olmadý. Etrafta dolaþýp iki saat sonra tekrar kapýyý çaldý, bu sefer kapý açýldý.
     Mutfak, bir oda ve tuvaleti olan ufacýk, virane, rutubetli bir evdi burasý. Buna raðmen köydeki evlerine göre lüks sayýlýrdý! Mutfakta bir piknik tüpü, birkaç tabak ve tas ile su ve çay bardaklarý vardý. Çekmecelerde neler olduðunu göremedi. Ne olacak? Çatal, kaþýk ve býçak vardýr. Odada ise yatak, karþýsýnda çekyat ve iki sandalyesi olan bir masa. Elbise koyacak dolap filan yoktu, o yüzden giysiler kapý arkasýna asýlmýþtý. Tahir, Bekir'i görünce çok sevindi.
     Arkadaþýna orada kalýp bir iþte çalýþmak istediðini, evin masrafýný bölüþeceðini söyledi. Bu teklif, arkadaþýnýn da iþine gelirdi. Geceyi çekyatta uyuyarak geçirdi, sabahleyin erkenden kalktýlar bir belediye otobüsüyle arkadaþýnýn iþyerine gittiler. Yol on dakika sürdü. Konfeksiyon maðazasýydý gittikleri yer. Arkadaþý ortalýðý düzeltip gelen müþterilerle ilgilenirken o bir köþede oturup bekledi. Öðlene doðru maðaza sahibi geldi, arkadaþý Bekir'e bir iþ verip veremeyeceðini patrona sorunca, maðazada þimdilik ihtiyaç olmadýðýný ama kafe sahibi bir arkadaþýnýn garson aradýðýný söyledi. Kafe buraya yakýnmýþ, karþýdaki caddenin arka sokaðýndaymýþ.
     Bekir, hiç vakit kaybetmeden verilen adrese gitti. Mekan sahibi daha önce benzeri bir iþ yapýp yapmadýðýný sordu, o da köyde kýraathanedeki çalýþmasýný anlattý. Bunun üzerine adam:
     -Tamam, iþe alýndýn. Kýrk lira yevmiye, ayrýca bahþiþlerin tamamý senin. Çünkü burada baþka garson yok. Bir öðün yemek. Öðlen on ikide gelirsin gece son müþteriden sonra gidersin. Sen gelinceye kadar da ben bakarým gelen müþterilere. Çalýþmadýðýn günler yevmiye alamazsýn, sigorta falan da isteme. Kabul edersen hemen iþe baþla.
     Kafe arka sokakta ufak bir mekandý. Altý masa vardý. Bekir ceketini çýkardý, mekan sahibi ona bir önlük verdi. O sýrada hiç müþteri yoktu, bütün masalarý sildi, üzerlerini düzeltti. Ýlk gelen müþteri sevgili olduklarý anlaþýlan bir çiftti. Yanlarýna gidip sipariþi aldý.
     Birkaç saat sonra müþteri bulunmayan bir anda akþama geç geleceðini arkadaþýna haber vermek için izin istedi. Birkaç dakika içinde gitti geldi. O gün mekan sahibi, hem nasýl çalýþtýðýný gözlemek hem de iþi öðretmek için kapanýþa kadar kafede kaldý. Bekir'den memnundu. Çünkü kafedeki iþlerin çoðunu Bekir zaten biliyordu; yalnýz fiþ kesmeyi öðrenirken biraz zorlandý, sonunda onu da baþardý.
     Tahir'le eskiden beri çok iyi anlaþýrlardý. Dört ay süren beraberlikleri sýrasýnda hiçbir sorun yaþamadýlar. Kiranýn ve diðer masraflarýn bölüþülmesi arkadaþýný da rahatlatmýþtý. Hayatýndan o da, Bekir de çok memnundu. Bu birliktelik dört ay sürdü. Ýki ay önce Tahir'e annesinin öldüðü haberi gelince hemen memleketine gitti ve bir daha da dönmedi. Bekir'e yazdýðý mektupta babasýnýn çok yaþlý olduðunu ve onun yanýnda kalmasý gerektiðini; eþyalarý almayacaðýný, istediði kadar kullanabileceðini, eðer bir gün evden ayrýlýrsa satýp parasýný göndermesini söylüyordu.
     Ýki aydýr, evin kirasýný ve diðer masraflarýný Bekir tek baþýna karþýlýyordu. Zorlanýyordu tabii, ancak katlanmasý gerekiyordu. Bu korona illeti çýkmasaydý böyle aylarca belki yýllarca yaþantýsýný sürdürebilirdi. Sigaradan baþka masrafý yoktu, o da günde 5-6 tane...
(Devam edecek)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deliden Mektup Var
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)
Korona Hikayeleri - 7
Korona Hikayeleri - 4
Korona Hikayeleri - 5
Korona Hikayeleri - 6
Bu Bir Futbol Klasiðidir
Ayda 15 Bin Lira Gelir Getiren Bir Ýþinizin Olmasýný Ýster Misiniz?

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Acayip Bir Hikaye
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Hýrsýz Kim?
Bir Ölünün Günlüðü - 3
Bir Ölünün Günlüðü - 4

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.