..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Salih Zeki Çavdaroðlu




13 Mayýs 2020
Osmanlý Mûsýkîsinin Ýpi Çekiliyor  
Sarayburnu Konseri

Salih Zeki Çavdaroðlu


1920' li yýllarda Uygulanmasý plânlanan Mûsýkî Ýnkýlâbý hakkýnda bir inceleme


:AAHA:
Mustafa Kemal 9 Aðustos 1928 akþamý Türk, Mýsýr ve Ýtalyan müzisyenlerce verilecek olan konseri dinlemek için Sarayburnu Gazinosu’ na gelir. Bundan sonrasýný müzikolog Etem Ruhi Üngör’ den dinleyelim :

“…Mustafa Kemal Paþa çok akýllý bir adam. Çok uyanýk, ilerisini gören bir adam. Bütün yaptýðý giriþimler, inkýlâplar hep öyle birden bire deðil, düþünüp, taþýnýp, plânlayýp yapýlan olaylardýr.
Bu konuyu iþleyip yazanlar, Gazi’ nin tesadüfen Sarayburnu Gazinosu’ na bir yaz akþamý gittiðini, orada bilinen o nutku verdiðini söylüyorlar. Ama bu doðru deðil. Benim incelememe göre düzen yapýlmýþ, plânlanmýþ daha evvel. Sebeplerini arz edeceðim. Malzeme, düzen baþarýya ulaþsýn diye seçilmiþtir. Malzeme nedir? Biliyorsunuz, Sarayburnu Gazinosu deniz kýyýsýnda. Orada o günlerde bir Arap muganniyesi (þarkýcýsý) var meþhur. Þarkýn en büyük sanatkârý MÜNÝRE EL-MEHDÝYYE saz heyetiyle beraber konser veriyor. Bir de profesyonel dans orkestrasý var yabancý. Ne demektir bu? Mesleklerini mükemmel icra eden adamlar demektir. Yurt dýþýnda tutunabilmeleri için çok iyi icrâkârlar olmasý lâzým.

Münire Mehdiyye de öyle profesyonel…

Þimdi gelelim sacayaðýnýn üçüncü ayaðýna. Burada bir de Türk Musýkîsi Topluluðu var, ama özellikle Ýstanbul’ un en acemi topluluðu aranýp da bulunmuþ sanki…O zamanlar da çok kuvvetli hocalar ve topluluklar varken, onlar deðil de EYÜP MUSÝKÝ CEMÝYETÝ gibi acemilere yer veriliyor burada…” 1

Sayýn Üngör, bu konudaki tesbitlerinin gerekçesini ve konserin arka plânýný da, kendisiyle röportajý yapan Uður Ýlyas Canbolat’ ýn “Maksat var demekle neyi kasdediyorsunuz?Maksat ne olabilir?” sorusuna karþýlýk þunlarý söylüyor:

“-Gazi’ nin oraya ânî gidiþi mümkün deðil. Neden derseniz önce oraya, cemiyete Halk Fýrkasý (CHP)ilgilileri gidiyorlar. O zaman Cemiyet’ in Baþkaný Mustafa Sunar. Ona diyorlar ki, 11 Aðustos günü Sarayburnu Gazinosu’ nda Gazi Hazretleri sizin topluluðunuzun bulundurulmasýný istiyor.
Daha sonra bunu söylemiyor , gizliyorlar. Ama bende bu konuda mektuplar var…Oraya katýlmýþ tek kiþi halen hayatta doksan yaþýna yakýn EDÝP SEVÝÞ Konya’ da yaþýyor. Çok sene evvel onunla mektuplaþtým, bu konuyu. Bana gönderdiði mektupta bu olayý anlatýyor…” 2

Bu hususta bir baþka mûsýkî uzmanýnýn deðerlendirmesinde de þu tesbiti görüyoruz:

“…Arapça-Farsca yazan ve konuþan bir dünyadan kopuþun sembolik bir göstergesi olan harf inkýlabýnýn yapýldýðý bir toplantýda, Türk Musýkîsi’ nin (Atatürk’ ün her an meclisine âmade usta müzisyenlerce deðil) amatör bir grupca sunulmasýnýn ve yaný sýra Arapça þarký söyleyen bir muganniyenin dinletilmesinin önceden plânlandýðý anlaþýlýyor. Böylece hem bu musýkînin Þark musýkîsi ailesine mensubiyetinin hatýrlatýlmasý; hem de ustalardan oluþan bir orkestranýn icrasý da ilâve edilerek,’Arab’ ýn uyuþukluðu’ ile ‘Avrupa’ nýn dinamizmi’nin karþýlaþtýrýlmasý düþünülmüþ olmalý…” 3

Olay konserin seyri ise þöyle geliþiyor; Gazino’ da sýrasýyla önce Mýsýrlý sanatçý Münire el-Mehdiyye çýkýyor. Ondan sonra sahneyi Batý’ lý orkestra alýyor ve dans müziði çalýyor. Sýra Eyüp Musiki Cemiyeti’ ne geldiðinde topluluk “Sultân-ý Yegâh” faslýný pür amatör bir þekilde icra ediyor. Tabii ki düzenli, profesyonel bir grupla kýyaslandýðýnda oldukça ilkel bir program ortaya çýkýyor. Disiplinsiz, derbeder, söz ve melodi parçalarýnda uyumsuz, belki de detone bir icra. Tabiiki eðer bu bir senaryo ise ve tabiî ki senaryoyu kaleme alanlar da oldukça mutludurlar.

Zaten ayný gün Lâtin harflerinin tanýtýlmasý ve halka anlatýlmasý için Mustafa Kemal Sarayburnu’ ndaydý. Akþam konserden sonra ise kendi el yazýsýyla ve lâtin harfleri ile hazýrladýðý bir metni okumasý için konserde bulunan bir gence verir. Okuyamadýðýný görünce de yanýnda bulunan ve O günlerde Bolu Milletvekili olan Falih Rýfký Atay’ a okumasý için uzatýr. Ana tema olarak harf inkýlâbýna dair uzun bir metinin son bölümü ise, o geceye ve dolayýsýyla genelde müziðe, özelde ise Türk Musýkîsi’ ne aittir:

“Bu gece burada güzel bir tesadüf eseri olarak Þarkýn en mümtaz iki musiki heyetini dinledim. Bilhassa sahneyi birinci olarak tezyin eden(süsleyen)Münîre el-Mehdiye Haným sanatkârlýðýnda muvaffak oldu.
Fakat benim Türk hissiyatý üzerindeki müþâhadem þudur ki, artýk bu basit musiki Türkün çok münkeþif (geliþmiþ) ruh ve hissini tatmine kâfi gelmez. Þimdi karþýda medenî dünyanýn musýkîsi de iþitildi. (orkestra kasdediliyor) Bu ana kadar Türk Musýkîsi denilen terennümler karþýsýnda kansýz gibi görünen halk derhal harekete ve faaliyete geçti. Hepsi oynuyorlar. Þen ve þatýrdýrlar.Tabiatýn icabatýný yapýyorlar. Bu pek tabiidir.Türk fýtraten þen ve þatýrdýr. Eðer onun bu güzel huyu bir zaman için fark olunmamýþsa, kendinin kusuru deðildir. Kusurlu hareketlerinin, acý felâketli neticeleri vardýr. Bunun fariki olmamak (anlamamak) kabahatti.

Ýþte Türk milleti bununla gamlandý. Fakat artýk millet hatalarýný tashih etmiþtir. Artýk müsterihtir. Artýk Türk þendir. Fýtratýnda olduðu gibi artýk Türk þendir. Çünkü ona iliþmenin haternak olduðu (gönül kýrýcý) tekrara isbat istemez kanaatýndadýr. Bu kanaat ayný zamanda temennîdir…” 4

Bu olaydan sonra Türkiye’ de müzik konusundaki kutuplaþma en azýndan entelektüeller çerçevesinde “alatuka-alafranga”cýlýk ikilemine dönüþecektir. Tabii ki ülke þartlarý gereði alafrangacýlarýn oldukça geniþ,hatta istisnasýz bir fikir serbestileri vardýr. Buna karþý Geleneksel Musýkîyi savunmak bir tarafa onu dinlemek, hatta ona yöneltilen aþaðýlamalarý onaylamamak bile devlet düþmanlýðý ve irtica olarak deðerlendirilmektedir.

1930’lara yaklaþýrken Rauf Yekta Bey ve bir avuç Türk Musýkisi taraftarý, yapýlan devlet destekli hücumlarý büyük bir enerji ve çaba ile göðüslemektedirler.

“… 19 Kânun-u sânî 1928’ de yayýnlanmaya baþlayan Tiyatro ve Musiki dergisi, ’alaturka-alafranga’ çatýþmasýnýn baþlýca yayýn organlarýndan biri haline gelecektir…Rauf Yekta, bu baðlamda Sanayi-i Nefîse Birliði bünyesinde oluþturulan Musiki Þubesi üyelerinin alafranga yanlýsý tutumlarýný eleþtirmektedir… 5

Her ne kadar Türkiye radyolarýnda Türk Musýkîsi yasaðý, Atatürk’ün 1934 TBMM açýþ konuþmasýdan sonra, Ýçiþleri Bakanlýðý’nca baþlatýldýðý biliniyorsa da :

“…Radyoda müzik yasaklatmanýn Gazi Hazretleri’ nin þiarýndan olduðunu ve 1928’ de Ýstanbul Radyosu canlý yayýnýndan ‘neþ’et eden sesler ve öksürükler sonucu, ’bir eyyâm’ ince saz heyetinin lâðv edilip, radyoda yalnýzca, halk türkülerinin çalýnmasýna müsaade ettiðini, Hâfýz Yaþar’ýn hâtýralarýndan öðreniyoruz…” 6

Ancak ,herhalde bu yasakta o gece Sarayburnu’nda yaþananlarýn da büyük payý vardý. Zaten o konserden sonra Türk mûsýkîsinin radyoda icrâsýnýn yasaklandýðýný, Sayýn Etem Ruhi Üngör’ de bu konuda yaptýðý bütün beyanlarýnda açýk açýk söylemektedir.


Mustafa Kemal’ in Alman Gazeteci Emil Ludwig’ e Röportaj Veriyor



30 Kasým 1929 günü Çankaya Köþkü’nün bir ziyaretçisi vardýr. Emil Ludwig isimli bu Alman Tarihçi’ dir ve “Vossiche Zeitug” adlý gazete adýna Mustafa Kemal ile röportaj yapmaktadýr. Konu döner dolaþýr müziðe gelir. Bir ara Ludwig, Mustafa Kemal’ in düþüncelerini öðrenmek amacýyla; “Doðu ülkelerinin anlayamadýðý tek bilim dalýnýn müzik” olduðu anlamýnda bir cümleye karþý Mustafa Kemal ona; ”dinledikleri Ýstanbul mûsýkîsi’ nin deðil de, Anadolu halkýndan duyulabilecek müziðin bizim gerçek müziðimiz olduðu” yolunda bir cevap vererek, bu sefer gazeteciye bir soru sorar:
“ Batý müziði bu aþamaya gelene kadar ne kadar zaman geçmiþtir?” sorusuna karþý Alman yazardan 400 sene cevabýný alýnca:
“ Bizim onca sene bekleyecek zamanýmýz yok !” derken de, müzik konusunda uzun; hatta orta vâdeli bir döneme dahi tahammül edemeyeceðinin de tesbitini yapýyordu.

Bu görüþmede Mustafa Kemal ayrýca, “Montesquie’ nin bir milletin mûsýkîdeki eðilimine önem verilmezse, o milleti ilerletmek mümkün olamaz sözünü okudum, ayný düþüncedeyim. Bunun için mûsýkîye büyük özen göstermekte olduðumu görüyorsunuz… Bunun için Batý musýkîsi’ ni almakta olduðumuzu görüyorsunuz. Bu yolla kendi musýkîmizi geliþtireceðiz…” 7



Mustafa Kemal’ in Batý Mûsýkîsi Ýle Ýlgisi



Mustafa Kemal’ in Türk Musýkîsi ve Batý müziði üzerine mukayeseli yorumlarý Cumhuriyet’ in çok öncesine bir Osmanlý zabiti olarak 1913’de Sofya’ da Askerî Ataþe iken , yakýn arkadaþý Þakir(Zümre)Bey’le birlikte izledikleri bir opera temsilinden sonra yapmaktadýr:

“….Burhan Arpad’ýn 28 Mart 1989 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’ nde yer alan yazýsýna göre: Opera’ dan sonra gittikleri yemekte heyecanýný Þakir Zümre’ ye açýklayan Mustafa Kemal, Türklerin de Batý uygarlýðý ile tanýþmasý gerektiðini vurguluyor. Ýstanbul’ da derme çatma birkaç çalgýcý topluluðu dýþýnda opera, hatta düzgün bir tiyatro bulunmamasýndan yakýnýyordu:
     -Þakir, görüyor musun? Baþ artistler Bulgar, orkestra ve þef Bulgar. Balkan Savaþý’ ný neden kaybettiðimizi þimdi anladýn mý? Diyordu…” 8
     Bu anekdotun ne kadar gerçek ve tarihi deðeri bulunup bulunmadýðýný bilemem ama; bir savaþýn kazanýlýp kazanýlamamasýnýn savaþan milletlerden birinin orkestra üyelerinin milliyeti ile baðlantýsýnýn izahý mümkün olmayan bir fantezi olduðuna inanýyorum.

Aslýnda Mustafa Kemal’ in hayatý boyunca Türk Mûsýkîsi konusunda söylediði sözler bir araya getirildiðinde, bu sözlerin pek birbirini tamamlar mahiyette olmadýðý anlaþýlacaktýr.

“…Doðrusu Mustafa Kemal’ in müzik ile söz ve demeçlerinde birbiriyle çeliþen ifadelerin varlýðý da bir gerçek. Çünkü, bir yandan ‘halka telkin edilecek ülküler halkýn ruh ve vicdânýndan alýnmýþ olmalý’ derken, öte yandan ‘burada dinletilmeye yeltenilen musýki yüz aðartýcý olmaktan uzaktýr’ sözlerinin de yer aldýðý Sarayburnu konuþmasýnda söyledikleri var...

…Atatürk müzik iliþkisi üzerine yazan ve konuþan insanlarýn her birinin Atatürk ’ü bir tarafa çekmesinin ve ileri sürdükleri görüþlerin kendi içinde tutarsýlýklarla mâlul olmasýnýn arkasýndaki sebep büyük ölçüde bu olsa gerek. ’Yok Atatürk Türk müziðini severdi, yok efendim Batý müziðini severdi. Yasaklamýþtý, yasaklamamýþtý’ tartýþmalarýnýn hiçbir ilmî ve ciddi boyutu yok. Çünkü her þey açýk ve ortada: 1925 Ýzmir konuþmasý, 1928 Sarayburnu konuþmasý, 1930’ da Alman Gazeteciye verdiði mülâkat ve nihayet 1934 TBMM konuþmasý, M. Kemal’ in gittikçe kesinleþen ve keskinleþen düþüncelerini yansýtmakta…” dýr. 9

Aslýnda Mustafa Kemal , her ne kadar yeni devletin müziðinin Batý’ nýn çok sesli müziði olmasýný istiyorsa da, kendinin özel zevki gereði hiçbir zaman Tük Mûsýkîsi dýþýnda bir tercihi olmamýþ, þartlar gereði, Batý müziði dinlemesi icabettiðnde de bundan pek hoþlanmadýðýný, davranýþlarýyla açýkça ifade etmiþtir. Hatta Cemal Reþit Rey , 1920’ li yýllarýn ortasýnda anlattýðý bir anýsýnda, bundan yakýnýr ve þöyle der :

“…Atatürk’ ün Ýzmit’ e geldiðini bu suretle öðrendik. Akþam yemeðinden hemen evvel bir zât müdürümüz Musa Süreyya Bey’ i yanýna çaðýrttý. Ýlk önce alafranga bir grubun, bilâhare alaturka heyetin huzura çýkacaðý bildirildi…Reþit Paþa Vapuru’ na gittik… Arkadaþlarým ve ben doðruca piyanonun yanýna gittik… Müdürümüz Atatürk’ e takdim olunduktan sonra, bizleri kendisine tanýttý… CESAR FRANCK’in kentet’ ini çalmaya baþladýk. Baþtaki ‘ÝNTRODUCTÝON’ bitmemiþti ki, Atatürk misafirleriyle sohbete dalmasý üzerine konserimizi kýsa kesmenin münasip olduðunu hissettik. Klâsik Batý Müziðine karþý alâkasýnýn fazla olmadýðýný o gün anladýk…” 10

Cemal Reþit Rey, yazýsýnýn bundan sonraki bölümünde ise, Atatürk’ ün kendi özel ilgi alaný dýþýnda olmasýna raðmen, Türk mûsýkîsinin okullarda ve radyoda yasaklattýðý için, kendisine minnet ve þükranlarýný belirtir.
Yukarda satýrlarda izlenen periyod sonucu Türk Müziði artýk, Tek parti yönetimi boyunca Devlet’ in kültür politikalarý, bütçesi ve tüm faaliyetlerinden iyiden iyiye çýkarýlacaktýr. Öyle ki demokrasiye geçiþte bile, politikacýlar , Atatürk’ ün ilke ve inkýlâplarýna aykýrý davranmakla suçlanma korkusundan olacak ki; bir Türk Müziði Konservatuarý açýlmasý iznini ancak 1970’ li yýllarýn ortalarýnda, o da Türk Mûsýkîsi mensuplarýnýnýn oluþturduðu büyük baský sonucu verebilecektir.


Salih Zeki Çavdaroðlu
13 Mayýs 2020


1 Etem Ruhi ÜNGÖR, Musiki Ýnkýlâbý, Tarih ve Düþünce, Mart, 2002, sayý:2002/3, s.51,52

2 Etem Ruhi ÜNGÖR, a.g.e, s.52, 53

3 Gönül PAÇACI, Cumhuriyet’ in Sesli Serüveni, Cumhuriyet’ in Sesleri, Tarih Vakfý Yayýnlarý, Ýstanbul, 1999, s.22

4 Atatürk’ün Türk yazý Ýnkýlâbý Hakkýnda Konuþmasý, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Türk Ýnkýlâp Tarihi Enstitüsü Yayýnlarý, Ankara, 1959, 2.baský, s.252

5 Füsun ÜSTEL,’ 1920 li ve 30’ lu Yýllarda ‘Millî Musiki’ ve ‘Musiki Ýnkýlâbý’, Cumhuriyet’in Sesleri, Tarih Vakfý Yayýnlarý, Ýstanbul, 1999, s.42

6 Ruhi AYANGÝL, Cumhuriyet ve Müzik, Yeni Türkiye, Cumhuriyet özel sayýsý, Eylül-Aralýk, 1998, s. 2986

7 Belgelerle TÜRK TARÝHÝ DERGÝSÝ, Tarihî Araþtýrmalar ve Dökümantasyon Merkezleri Kurma ve Geliþtirme Vakfý, Kasým 2001, sayý:58

8 Þefik KAHRAMANKAPTAN, Ýsmet Ýnönü ve Harika Çocuklar, Ümit Yayýncýlýk, Ankara, 1998, s.32

9 Bayram BÝlge TOKEL, Cumhuriyet Dönemi Devlet, Aydýn, Müzik Ýlþkilerine Genel Bir Bakýþ ,Yeni Türkiye, Cumhuriyet özel sayýsý IV, Eylül-Aralýk, 1998, s.3003

10 Cemal Reþit REY, Atatürk ve Müzik, Cumhuriyet Gazetesi, 10 Kasým 1963


https://ferahnak.wordpress.com/2020/05/13/osmanli-musikisinin-ipi-cekiliyor-sarayburnu-konseri/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Endülüs Ýslam Devleti Medeniyeti Ýçinde Elbette Musýki de Vardý
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
1930’ Lu Yýllarda Musýkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrasý Aralanan Kapý Ýle Tanýþýp Dost Olduðumuz Arap Musýkisi ve Arap Filmleri Maceramýz
Vefatýnýn 21. Senesinde Mûsýkîmizde Bir Ekol, Ýcrâ ve Üslûp Âbidesi: Bekir Sýdký Sezgin
Yahya Kemal Þiiri" Nin Musýkimizdeki Yeri
Sadrâzam Râmi Mehmed Paþa ile Müzikolog - Bestekâr Dimitrius Kantemiroðlu Dostluðu
Necip Fâzýl - Nâzým Hikmet
Lâle Devri’ Nin Önemli Bestekârlarý
Büyük Gezginimiz Evliya Çelebi" Nin Seyahatnamesi Ýçinde Yer Alan Musýki Bilgileri Ýtibariyle Akademik Açýdan Ýncelenmeli ve Deðerlendirilmelidir.
Doðumunun 170. Yýlýnda Musýkimizin Bir Büyük Güfte Þairi: Mehmet Sâdi Bey (1839 - 1902)

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mukaddes Kitabýmýz’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Iþýðýnda: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Cumhuriyet' Ýn Radikal 'Ýnkilâplarý '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payýný Almýþtý
Necip Fâzýl" da "Peygamber" Aþký….
2. Adam Ýsmet Ýnönü' Nün Müzik ile Ýliþkisi
Osmanlý Düþmanlýðý Cumhuriyet Hükümetine Osmanlý Arþiv Belgelerini Dahi Hurda Kaðýt Deðerinden Sattýrmýþtý
Yazýlýþýnýn 600. Yýlýnda Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" Ý
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Baþlanmýþtý.
‘ 2. Adam ‘ Ýsmet Ýnönü’ Nün Cumhurbaþkanlýðý Döneminde Kültür, Sanat ve Musýki
Türk Musýkisi' Nin Okullarda Öðretim ve Radyolarda Yayýn Yasaklarý Sonrasýnda Arap Filmlerindeki Müziklerin Müziðimizin Arabeskleþmesine Etkileri
Üçüncü Selim Devrinde Türk Musikisi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Vefatýnýn 67. Yýlýnda Ziya Osman Saba’ Yý Rahmetle Anýyoruz... [Þiir]
Ýki Bedene Tek Ruh [Þiir]
Adý Konulmamýþ Duygular [Þiir]
Aþk Bir Terennüm Ýse [Þiir]
Hayal Bazan Gerçeði Aþar [Þiir]
Sensizlik Beyitleri [Þiir]
Yaðmuru Beklerken [Þiir]
Her Þey Geçmiþte Kaldý [Þiir]
Vesvese [Þiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradýr "" [Þiir]


Salih Zeki Çavdaroðlu kimdir?

Otuz yýldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musýkisi eðitimi aldým. Üsküdar Musýki Cemiyeti' nde 20 yýl korist - solist olarak görev yaptým. Bu güz Türk Musýkisi üzerine makaleler yazýyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiði Yazarlar:
N.Fazýl , C.Meriç, B.Ayvazoðlu,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.