28
Yamyam grup açýsýnda sürece baktýðýnýzda yamyamlarýn amacý besin elde etmekti. Yine yamyamlara göre saldýrdýklarý grup alanýnda yaðmasý yapýlacak yiyecekler varken; gruba saldýrmasý demek yamyam grubun kendisinin de ölmesi demekti.

Amacýný elde eden yamyam grup, savunma içindeki gruba gereksiz yere üstelik dýþa býrakýlan yiyecek ile doymuþ iken ölümüne saldýrmayý göze almaz. Gereksiz bir saldýrý yorulma, zorluða karþý direnme olmakla bu tür boþ boþuna enerji harcamama iþi, kiþi benci korunan yasa içinde enerji sakýným kanununa aykýrýydý.

Ürünlerin yaðmalanmasý karþýsýnda saldýrýda tesadüfen korunmuþ olan grup ta yaþanýlan bu tür gözlemlerden ders çýkaracaktýlar. Yaðmalanan ürünlere karþý canlarýnýn kurtulmasý tesadüfen belirmiþti. Akýl edilen de buydu. Bu ders nitelikli grup gözlemler nedeniyle üreten ilahi gruplarýmýz böylece kendi yamyam barbarlarýna kurban vermenin sürecini baþlatmýþ olacaklardý.

Yani siz, sizi kovalayan tehdide karþý bilinçli bir þekilde taþ atýp savunma yaparken; bir baþka biçimde de can havliyle eliniz ile kavrama yaptýðýnýz yerde, elinize geçen her þeyi tehdide doðru savurursunuz. Bu savunma þekli bilinçsizce tepkidir. Tesadüfi bir savunma þeklini akýl etmenizdir.

Ancak burada önemli olan durum, bilinçli veya bilinçsiz biçimde savunma yapmanýzdý. Yani taþý bilinçli atmanýzla, taþý bilinçsiz atýp savurmanýz ayný sonucu veriyordu.

Önemli olan doða içinde sizi bu sonuca götürecek olan tesadüfi yollarýn olmasýydý. Tesadüfler zorunlu olanlardý. Ama biz bilmediðimiz için böylesi beliren zorunluluklar tesadüf diyorduk.

Önemli olan öyle veya böyle savunmanýn ortaya konmasýydý. Savunma yapýlan deney sel ortamýn birinde taþ bilinçli savrulurken, diðerinde bilinçsiz savrulmuþ olacaktý. Her ikisi de olmuþtur.

Deneyimler, tesadüfler soyutlama gücü demekti. Yani üreten bir grubun kendi ürünlerinin yaðmalanmasý gibi bir pratikleri olmadan önce de ilahi grubun, üreten imaj pratiði içinde yapacaðý okumalar nedeniyle o ürünü kurban vermeyi akýl etmeleri de pek olasýydý.

Bu tür bilmeler grubun kendi açlýklarýndan ötürü bilmelerdi. Ýlahi bir grup ürettiði ürünü kendisi yiyordu. O kendi yemelerinden ötürü, karþý tarafýn da o ürünü yiyip doymasýyla yamyamlarýn geri çekileceði bilgisi, zaten imaj düþünmesi içinde vardý.

Nasýl grubun kendisi açlýklarýný gidermek için doðaya yöneldiklerinde kendileri doyma yaptýðý zaman gerisin geriye barýnma alanýna dönüyorlar ise; saldýrganlar da grup çevresin de yiyecek bulunca yamyamlarýn da geri çekileceklerini birisi deðilse, diðerleri akýl etmiþtir.

Ýlahi gruplar, saldýrganlar amacýna ulaþýnca saldýrganlarýnýn saldýrma dürtülerinin duracaðýný, kendilerinden ötürü kendilerinin doðaya yönelip tatmin olduklarýnda saldýrganlýklarýnýn indirgenmesinde ötürü biliyorlardý. Böylece ilahi grubumuz kendi merkezli sempati ile kendi merkezli duygudaþlýk yapýyordular.

Üreten ilahi grubun ilke olarak ve yamyamlara göre, yiyecek bulamama gibi bir kaygý gerilimi altýnda olma stresleri yoktu. Ýlahi gruplarý saldýrýya uðrama dýþýnda, panik içinde deðildiler. Ve gayet sakin düþünüyordular. Oysa saldýrganlar yiyeceðe odaklý olmakla gözü kara düþünüyordu.

Kýsaca üretilen bir ürün, üreticisi olan ilahi grubun imajýna savunma ve yenmekten kurtulma, ürünü olmakla da yansýmýþtý. Grup savunmak için üretmiyordu. Grup kendisini savunma düþüncesiyle üretim hareketi içine de girmemiþti. Ama üretilen bir ürün, yamyam süreçler içinde asla ön görülmeyen þekilde kurban sunusu olmakla da yansýyacaktý.

Deðilse ne yamyamlar; "saldýralým da onlar bize sunuda bulunsun. Veya biz saldýralým da gerisini onalar düþünsün" demenin talebini ortaya koymadýklarý gibi yamyamlar þunlara saldýralým, onlar da üretim yapsýn, bize de kurban verme arzý içinde sunuda bulunsunlar dememiþlerdi.

Ne de hiçbir üretim yapmayý bilmeyen bir grup, sanki üretim yapmayý biliyormuþlar gibi "bize saldýrý var. Biz de daldaki elma gibi elma üretelim. Saldýrýda bulunanlara elma verelim. Saldýrýyý böyle durduralým" demenin sunusu içinde deðillerdi. Böyle bir düþünce ve yapabilme muktedirliði ile üretim sürecini baþlatmamýþlardý. Böyle bir durum olasý bile deðildi.

Böyle ütopik bir kurbanlýk ya da sunu talebi ve arzý bidayetten beri olmuþ olsaydý kiþinin açlýðý talep olurdu. Bu talep ile üretim hareketi kendilikten baþlardý! Talebe karþýlýk hemcinsler de 6 milyon yýldýr üretiyor olurlardý.

Sömürüsü ve kârý gözetilmeyen bir arz talep oluþturulamaz, deðil mi? Bu anlayýþlar günümüzde süren, sömürünün tuzaklý enstrümanlarýydýlar.

Halbuki insanýn doðaya yönelen saðlama eylemi içinde, kiþinin saðlama yönelimine karþý, doðanýn direnci; kiþi ve kiþinin saðlama yapan süreci arasýna giriyordu. Siz neyin talebini oluþuyordunuz? Kiþinin açlýðýna karþý çevresinde saðlama olan elma, tavþan, böcek doðada zaten kendilikten vardý.

O günün koþullarý içinde doða içinde zaten var olan saðlamalarý kâr gibi bir amaç için üretmenin, talebini oluþturma düþüncesi, olasý bile deðildi. Ýleriki süreçler içinde üretim yapmaða gidecek olan süreçler birbiriyle alakasýz süreçlerin giriþmeleriydi. Üstelik bu alakasýzlar, ön görülemez yansýmalarý veren kendi sentezlerini de oluþacaklardý.