Ýnsan kendini bilmeli. Gerçeði keþfetmeye yaramasa da, yaþamayý öðretiyor. Ve bundan daha güzel birþey yok. -Pascal |
|
||||||||||
|
Anadolu halkýnýn haklý olup yürümesi için yeni VESÝLE KOÞULLAR vardý. Temel koþul olmayan bu vesile koþuldan birisi Sovyetler birliðiydi. Dünün emperyalisti olan Çarlýk Rusya'sý þimdinin devrimi içinde Sovyetler Birliðiydi. Ýlk anda ve bir süre bambaþka bir politika içindeydi. Sovyetler de o anda kendi meþruiyeti için mücadelesini veren bir oluþum olmakla beraber; üzerinde birkaç yýl geçen devrimleriyle, mazlum milletleri destekleyen, iþgalciliðe ve emperyalizme karþý çýkan ülkeydi. Uluslarýn kendi kaderini kendilerinin tayini etme hakký diye belirtilecek ilkeye saygý duyup bu azmi destekleyen Sovyetler birliði ittifaklý bu tür yeni bir destek bulma eylemiyle Anadolu hareketi kendi sürecini destekleyip, pekiþtiriyordu. Kimi Ýslam dünyasý yardýmlarý zaten berdevam olan hemhâldý. Kýsacasý konjonktür sel dünyanýn geldiði bu aþamada Mohaç Savaþýna çýkýyor gibi çýkamazdýnýz. Güncel þartlar çok deðiþmiþti. Mohaç Savaþýna gider gibi iþgale yeltenenlerin iþgalci tutumu karþýsýnda kadronun hakimiyeti milliye gibi çok akýlcý kotarýlmýþ bir düstur olmadan süreç baþarýlamazdý. Ve yeni konjonktürün yeni deðer yargýsý vardý. Köleci mantýkla kendi emperyalist tutumunu GANÝMET söylemiyle meþru eden dinlerin bile söyleyemediði bu deðer yargýsý þuydu. Ýþgal karþýsýnda her bir ulusun kendi kaderini kendi tayin etme hakký (direnme hakký) vardýr demek, çaðdaþ deðer yargýsýydý. Çaðdaþ deðer yargýsýný oluþan bir anlayýþ, sözde de olsa uluslararasý arenada bu hukukun senkronunu ortaya koymada uluslarý, uluslararasý hukukun ortak paydaþý yapmýþtý. Bu uluslararasý hukuk paydaþý olma kadronun ve onun ilk elden baþý olan liderinin çok akýllýca yararlanacaðý ikinci bir ön savý olacaktý. Bu paydaþlýk bir çýkarý olmadan emperyalistleri sizden yana kýlmaya pek gücü yetmiyordu. Temel neden ve vesile neden gibi her iki meþruiyet ilkesi olmadan uluslararasý arenada meþru olamýyordunuz. Mohaç Savaþýna giderken böyle bir uluslararasý meþruiyet aranmýyordu. Vicdanlarda iknacý olmak yetiyordu. Vicdan da keyfi ve çýkarcý olmakla güçlüden yanaydý. Ýþgal altýnda direniþ haktý. Ancak bu meþru bir hükümetin hilafýna bir durum olunca, bu direniþi iþgalciler her durumda hoþ görmezdi. Ne var ki direniþi hem iþgalciler hem de onun iþ birlikçisi hükümet hoþ görmüyordu. Meþru direniþin icazeti olmazdý. Bu durumda her ulusun kendi kaderini kendi tayin etmesi hakký çerçevesindeki bir haklýlýkla ve hem de meclis aracýlýðý ile meþru bir temsili yet ruhu kazandýrmadan direniþinize halkýyla ve haklý bir top yekûn savunma meþruiyeti var edemezdiniz. Gazi Mustafa Kemal, kadrosunda olan çok çok saygýn, becerikli kiþilerden ve bu her biri bir müstesna kýymet olan bu baþarý örneði deðerlerden ve ittihatçýlardan da Gaz Mustafa Kemal; bu yönü ile baþarýlý olmakla ayrýlýyordu. Bu konjonktür sel süreçlerin hakkýný vermeden bunlarý anlayamayýz. Örneðin Mustafa Kemal yetkisine sahip olan Mustafa Kemal'in kendisi deðil de kendi alanýnda yadsýnamaz bir baþarý olan Fevzi çakmak olsaydý ne olurdu? Çok basit. Sn. Fevzi Çakmak dini sandanslý bir kiþi olmakla itaatini ve taatini ulul emre itaat denen kapsam içinde yerine getirecekti. Sn. Çakmak sürece at gözlüðü içinde bakacaktý. Saltanat ne diyordu? Direnmeyin. O halde Sn. Çakmak saltanata riayet etmekle daha baþtan Kurtuluþlu mücadelenin bir neferi olamazdý. Ama zorluklarla ikna edilmesi sonunda Kurtuluþtu baþarýya imza atacaktý. Sn. Çakmaðýn bu tutumu daha sonraki kongreler esnasýnda Mustafa Kemal'i tutuklayýp teslim almaya geliþinde ancak zor ve güç bela ikna edilmesi kapsamýndaki geri dönmesi gerçeði içinde bunu böyle söylüyorum. Sn. Çakmak Meclisi Mebbusan'ýn daðýlmasýna kadar Kurtuluþlu oluþumun içinde deðildir. Sn. Çakmak Kuvvacý kimi ufak tefek istemlerin sonucunun, saraya ve padiþaha bir yararý olacaðýný düþündüðünden ötürü kuvvaya katýlmazdan önce kuvva adýna birkaç iþ görmesi dýþýnda Sn. Çakmak Meclisi Mebbusan kapatýlana kadar Kurtuluþun Felsefesini kavramýþ deðildir. Sn. Çakmak bu baðlamla ne hakimiyeti milliyeyi; saltanatýn millete hâkim olmasý dýþýnda bir anlamla anlardý. Ne milletlerin kendi kaderini kendi tayin etmesini saltanatý þahane iradesine karþý çýkma olma dýþýnda bir mücadele edilesi gereken bir alanýn anlamý olarak anlardý. Ne de daha birkaç yýl öncesine kadar düþmanýnýz olan Sovyet Sosyalistler Birliðinin, þimdiki halde emperyalizme karþý oluþundan yararlanýrdý. Bu konjonktür sel durumda yararlanmak yerine sadece dinsizlik bildiði sosyalizme dini gözlükle bakacaktý. Sosyalizme dini gözlükle bakýnacaðý için Sn. Çakmak Sosyalizmden bir cüzamlýdan kaçar gibi kaçacak olmakla, Kurtuluþun mücadelesini baþarýya ulaþtýrmasý olanaksýz olurdu. Neden olanaksýz olurdu? Var oluþun ve hayatýn saðlam bir kuralý vardýr. Ortama adaptasyon. Ortama uygun kendini geliþtirmektir. O aþama ve o durum itibarýyla kendi çevremizde sosyalizmin mazlum ülkelere yardým etme çaðrýsý, mazlum oluþun yararlanacaðý en uygun ortamlardan biriydi. Siz maðdur ve mazlum halinizle ortamýn bu adaptasyonuna uygun yanýt vermezseniz; ortama uyumsuzluktan yok olursunuz. Mustafa Kemal'i sadece þiddet kullanmak yönüyle tanýmlarsanýz dahi kiþiyi dahi yanýndan uzak kýlar arkadaþlarýyla ve güncel uluslararasý yöneticilerle aynýlaþtýrýrsýnýz. Mustafa Kemal'i sadece öl ya da öldür demekle tanýmlarsanýz, dahi kiþiyi dahi yanýndan uzak kýlar arkadaþlarýyla ve güncel uluslararasý yöneticilerle aynýlaþtýrýrsýnýz. Mustafa Kemal'i eksensiz, konjonktür süz bir organizasyon sanmakla kiþiyi dahiyane yanýndan yoksun kýlýp arkadaþlarýyla aynýlaþtýrýrsýnýz. Yüz metreyi koþanlarýn en önündeydi. Oysa arkadaþlarý ne kadar baþarý olurlarsa olsunlar bir Mustafa Kemalin siyasi dehasýný ve Mustafa Kemal ile ortaya koyduklarýný ortaya koyamazlardý. Kuþkusuz ki Mustafa Kemal de kadro arkadaþlarý (kolektif akýl) olmadan dahiliðini ortaya koyamazdý. Ama Mustafa Kemal'in dahiliðini ortaya koymak için illa o arkadaþlarýna deðil de o alanlarda baþarýsý olan herhangi bir kadro ile de bu süreci ortaya koyabilirdi. Yani þu bir hakikat ki Mustafa Kemal dahiliðini illa bu arkadaþlarla ortaya koymak zorunda deðildi. Onlarýn yeri doldurulurdu. Ama arkadaþlarý ya da arkadaþlarýnýn yerin dolduracak yeni arkadaþlarý Mustafa Kemal'in yaptýðýný ve yaptýklarýnýn hepsini bir arada kavrayamazlardý. Nitekim yapýlanlarý hakkýyla hiçbiri kavrayamamýþtý. Yeri doldurulmaz olan Mustafa Kemal'in bu siyasi dehasý, askeri stratejisi dehasýyla birleþmiþ üstelik bu bileþenler feodal mantýktan da kurtulmuþ olmakla bunlar Mustafa Kemal'in Siyasi, askeri, felsefi ve inþacý olan konjonktür sel dehasýydý".
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |