Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalýnamayaný anlatýyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Kaderciliðin Ýnsanlýðý Bitiriþi Kadercilik (Fatalizm): Bilgisiz, çaresiz, düþünce ve sorgulama yeteneði geliþmemiþ, mantýk dýþý hayal ve söylencelerle kendini oyalamaktýr. Kader gibi soyut kavramlarý basite alýp geçmemek gerekir. Bunlar öyle durup dururken icat edilen araçlar deðil. Ýçgüdüsel egoist hazlarýn esiri dinci ve medeni sermayedarlar, insanlarýn korku (Fobi) duygularýný kaderci soyutlamalarla yükselterek, servetlerine servet katmaktalar. Diðer soyutlamalarda olduðu gibi “Kaderciliði de” hiçbir þekilde kanýtlayamadýklarý halde, insanlarý düþünülenden daha derin uyuttuðunu bildikleri için, sürekli insanýn bilincinde bunu canlý tutma siyasetleri en büyük politikalarý olmuþtur. Halbuki yaþamýn tüm pratikleri ve bilimsel incelemeler, her þeyin insanýn kendi elinde olduðunu kanýtlýyor. Kader kavramý; üst tabakada yer alan dinci ve medeni burjuvazinin icat ettiði, sömürü araçlarý içerisinde en önemlilerindendir. Bilinçli olarak halkýn yarým eðitilip yanlýþ bilgilendirilmesi yüzünden, halkýn büyük çoðunluðu kaderciliðin bir aldatmaca olduðunu bilmiyor. Kaderim diyerek psikolojik açýdan yaþadýðý kötülüklerin hafiflediðine inanýr. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde orta ve alt katmanda yer alan insanlarý, kadercilik gibi yanlýþ saplantýlardan arýndýracak bilimsel, düzenli bir mekanizma olmadýðýndan, halk 1500 yýldýr Ýslami gerici kaderciliði en büyük kültür görerek yaþamakta. Þu nokta iyi bilmelidir ki, dünyanýn her yerinde, halký bilimsel ve gerçek kültür deðerleriyle yaþamasýný saðlayan tek güç Aydýnlardýr. Gerçek Aydýnýn olmadýðý toplumlarda, çoðu devletler bilinçli olarak halký yanlýþ ve eksik eðitirler. Türkiye yönetimi ise, halkýn kültürsüz kalmasý için elinden gelen her türlü yozlaþtýrmayý sürdürmesi neticesinde, gerçek Aydýn kiþi parmak sayýsýný geçemiyor. Böylece utanmaz dindar ve medeni burjuvazi, kendisini servet sahibi yaparken halka sabredip kaderine razý olmasýný öðretir. Ýstisna devlet yönetimlerinin dýþýnda diðer tüm devletler, toplumu genel kültür ve siyasi açýdan asla doðru, bilimsel temelde eðitmezler. Sürekli yanlýþ, çeliþkili, net olmayan kaderci soyutlamalarla kendilerine muhtaç olacak þekilde düþük zeka ve yarým bilgiyle yaþatýrlar. Buna felsefede yanlýþ bilgilendirme (Dezenformasyon) denir. Bu bakýmdan gerçek Aydýnlarýn önemi, bir ülke ve toplum için her þeyden önce gelir. O halde toplumun aydýnlanmasýnda, Aydýnlarýn/Entelektüellerin rolü nedir ve bunlar kimdir, ne yaparlar? Biraz daha yakýndan tanýdýðýmýzda, insanlýða katkýlarý daha net anlaþýlmýþ olur. Aydýn: Türkçe Ayýd- kökünden türetilmiþtir. Ayýn ýþýldamasýndan var edilen bir sýfattýr. Entelektüel: Latince intelektus kökünden gelip, Avrupa dillerinde bilgili, kültürlü, insanlarý bilgilendiren, öncülük edip aydýnlatan kiþi demektir. Her iki kavramda da kiþinin bilgili, kültürlü, eðitimli ve halkýn öncüleri olduðuna iþaret edilmekte. Toplumun doðru bilgi, genel kültür ve demokratik insani yaþamý, aydýnlarýn elinde olduðuna göre, her sýnýf kendi Aydýnýný yaratmak zorundadýr. Dünyanýn her yerinde olduðu gibi Türkiye'de de dinci ve medeni burjuvazi; her zaman para, kariyer, makam karþýlýðýnda, kendi lümpen Aydýnýný yaratmaktan asla ödün vermemiþtir. Emekçi halk kesimi ise; kendi Aydýnýný yaratma konusunda ciddi hiçbir düþünce ve bilgiye sahip olmadýðýndan, sürekli lümpen burjuva Aydýnlarý ve devletin verdiði gereksiz yanlýþ bilgilerle, insan olduðunu düþünerek yaþar. Ondan sonrada neden her türlü kötülüðün baþýna geldiðini soramadan kadercilikle avunur. Ýþte bu yüzden genelde devlet ve dini oluþumlar, halkýn bilinçli tercihiyle var edilmiþ yapýlar deðiller. Burjuvazi, devlet ve dini oluþumlar sürekli güç birliði yaparak, Aydýnlarý lümpenleþtirmekte hiçbir sakýnca görmezler. Lümpenleþen Aydýnlarsa, sermaye sýnýfýnýn faydasýna olan kadercilik gibi soyut bilgilerle sýnýrlý kalýp, insanlarý daha çok mesleki ve dini hurafelerle oyalarlar. Ýnsanlar böylece sorgulama ve düþünce yeteneðinden uzak, sürekli düþük zekayla yaþar. Bunun tersine, halk veya emekçi sýnýf, kendi gerçek Aydýnýný yaratmýþ olsa, yüksek zeka ve öngörüye sahip düþünceyle, daha insani ölçülerde yaþayacaktýr. Gerçek Aydýn/Entelektüel; kendisini halktan ayrý görmeyen, halkýn yaþadýðý bölgelerde onlarla birlikte yaþayýp ayný havayý soluyan, devlet vb. kurumlara el etek açmayan gönüllü insanlardýr. Asla kendilerini pis dinci ve medeni burjuvazinin adi özentili yaþamýna yakýþtýrmazlar. Ýfade edilen bu düþünceler bir hayal ürünü veya fantezi deðil. Tarihsel olarak Helenler döneminde Yunanlý felsefecilerin, düzen sahiplerinden en ufak bir maddi manevi beklenti içerisinde olmadan, gönüllü olarak halkýn yaþadýðý bölgelerde açtýklarý felsefe okullarýndan biliyoruz. Ayrýca kapitalist Avrupa'nýn 1700 ve 1800'lerde yükseliþe geçtiði zamanlar, yine gerçek Avrupalý Aydýnlarýn/Entelektüellerin neler yaptýðýna tüm dünya þahittir. Bu sayede dünya demokrasi ve insan olmanýn ne demek olduðunu öðrenebildi. Bir toplumda gerçek Aydýnlarýn/Entelektüellerin çoðalarak var olmasý demek, devlet ve dini yöneticilerin tanrýya, kadere inanmadýklarý gerçeðini de açýða çýkaran önemli kültürel, siyasal ve politik güçtür. Bunun dýþýnda devlet yöneticisi ve dinci cambazlarýn sahtekarlýkla inançlý görünmelerinin açýða çýkmasý hiçbir þekilde mümkün olmamýþtýr. Örneðin Avrupalý Entelektüeller proleterya sýnýfýndan kendilerini hiçbir zaman ayrý görmediler. Onlarla birlikte iþçi barakalarýnda yatýp din ve sermaye sömürüsünü sabahtan akþama kadar insanlara anlatmalarý sonucunda günümüzdeki aþamaya gelindi. Bizim gibi toplumlarda devlet ve din yöneticilerinin sorun yaratmalarý yetmemiþ gibi, bir de yarým akýlla ortaya çýkýp kariyer vb. þeylerin peþinde koþan Aydýn müsvetteleri toplumun baþýna büyük beladýr. Bu anormalliðin tek panzehiri, halkýn kendi gerçek Aydýnlarýný çoðaltmasýdýr. Dikkat edilmesi gereken diðer bir yanlýþ bilgilendirme (Dezenformasyon) ve çarpýtma ise, çoðu siyasi partilerin Aydýn olarak meydana sürdüðü kiþilerin yaptýklarýdýr. Devlet yönetiminin sahtekarlýðýný fýrsat bilen çoðu siyasi parti ve dini oluþumlar, sözde halký aydýnlatmak adýna kendine göre belirlediði ideolojik bilgilerle, iktidar olma uðruna gerçekleri ya saptýrýr veya eksik anlatýrlar. Bu defa halkýn aklý iyice karýþmýþ olup, en ufak gerçeði seçemeyecek konuma getirilmekte. Lümpence yetiþtirilen bu aydýn müsvetteleri, halkýn bilincine en büyük bilgi kaynaðý olarak, tanrý ve kaderciliði empoze etmekten utanmak yerine gururla anlatýrlar. Ve tanrýnýn bir gün her insana ya bu dünyada veya öbür dünya dedikleri cennette güzel yaþamý bahþedeceðine inandýrmayý tek kurtuluþ ve de çözüm yolu olarak gösterirler. Diðer taraftan sürekli halkýn baþýna patlayan çatýþma, savaþ, yokluk, fakirlik ve ölüm gibi tüm olumsuzluklardansa, kaderci kutsal kerametler üreterek ömürlerini uzatýrlar. Çünkü temsil ettikleri kitlenin üst aklýdýr bu kan emiciler. Dünyanýn her yerinde devlet yönetimleri ve dinci ulema, temsil ettiði halkýn üst aklýna sahip olmasalar, zaten o toplumu yönlendirip kullanamazlar. Üst akýl demek, yaþamýn birçok noktasýnda neyin nasýl ve ne þekilde oluþacaðýný bilen demektir. Kimse dinci, medeni burjuva ve sahtekar devlet yönetimlerinin cahil, bir þey bilmediklerini düþünmesin. Hatta þunu bile iddia edebiliriz. Devlet yönetimi ve dinci ulema çoðu þeyi bizlerden daha iyi bilip analiz ettiklerinden, insanlarýn zayýf noktalarýný menfaatlerinde daha kurnaz ve profesyonelce kullanmaktadýrlar. Bu yüzden Marks “Din Afyondur” demiþ. Doðal kendi haline inanýp, inancýný siyaset ve maddi þeylere alet etmeden yaþayan insanlara söylenecek bir söz yok. Ne zaman ki, din vb. soyutlamalarla insanlar uyutulup maddi, siyasi çýkar saðlanmýþsa, iþte o zaman dinler en büyük zehirli afyon ve çirkeflik olmuþtur. Marks bunlarý gördüðü için dinin afyon olduðunu ifade etmekten kendini alamadý. Belirtilen devlet ve din anlayýþlarýna sorgusuz sualsiz tapýnarak her yapýlaný ve yaþadýðýný kader gören bir toplumda, gerçek insan olmak asla mümkün deðildir. Bu yüzden kader vb. soyut hurafeler insanlýðý bitiþ noktasýna getirmiþtir. (Son) Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |