..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Bilim Kurgu > Tuna M. Yaþar




26 Mart 2019
Dünya Taþýnýyor 7  
Dünyanýn Ve Ýnsanlarýn Kulukse Gezegenine Taþýnmasý

Tuna M. Yaþar


Roman bu ya insan inanýrsa dünya denen yer küre bile taþýnýr. Arþimet'in dediði gibi "Bana bir dayanak noktasý verin. Dünya'yý yerinden oynatayým."


:ABDA:
Soran P2 gezegeni yeni misafirleriyle daha kalabalýklaþmýþtý. Gezegenin eski halký gökyüzü ile yeryüzü arasýna dolan ýþýðýn þaþkýnlýðý içindeydiler. Yerli kavim malatiler bunlardan biriydi. Çevresinde korku salan güçlü kuvvetli bir kavimdi. Malatiler iki bin nüfusa sahipti. Savaþçý bir kavimdi. Liderler ancak savaþta üstünlük gösteren komutanlardan seçiliyordu.

Halk olaðan üstü ýþýðý görünce önce korktular. Korkularý inançlarý ile ilgiliydi. Kutsal yazýlarýnda tanrýnýn ýþýðý, gökyüzünü aydýnlattýðýnda her bir malati insanýnýn bundan korkmasý ve iþini gücünü býrakýp ýþýða secde etmeleri gerekiyordu. O gün tanrý seçeceði insanlarýn dýþýndaki yaþayanlarý yalnýz býrakacak seçilenler ise tanrý katýna çýkarýlacaktý.

Kutsal yazýnýn devamýnda gökyüzünü dolduracak ýþýðýn renginin kýzýl renkte olduðu yazýyordu. Ýnsanlar boþ bir alana toplanmýþ liderleri eþliðinde sürekli ibadet ediyordu. Ellerini yukarýya kaldýrýyorlar ve tanrýnýn ismini söyleyerek büyük gürültüyle hep bir aðýzdan kutsal yazýlar okunuyordu.

Lider gökyüzünü dolduran ýþýðýn hala kaybolmadýðýný ve tanrýnýn görünmediðini anlayýnca halkýna "Ey halkým inancýmýz bugün göklere yükseldi. Orada parladý. Tanrý sesimizi duydu. Bizleri seçeceði gün geldi. Unutulmuþ bir halk ýþýðýn rengine boyandý. Bu günü bayram ilan ediyorum."

Malati halkýnýn kahini sürekli gökyüzüne bakýyordu. Lider kahinin yanýna geldi. Ona "Gökyüzünden ne bekliyorsun. Baþýný yere hiç indirdiðin yok. Söyle bana kötü þeyler mi olacak?"

Kahin derin bir nefes aldý. Konuþmaya baþladý. "Kutsal yazýlarýmýzda gökyüzüne dolan ýþýðýn kýzýl renkte olacaðý yazýlý. Ama her tarafýmýzý beyaz ýþýk kapladý. Bu kutsal yazýlarýmýzda beklediðimiz ýþýk deðil."

Selami ebulot isimli cihazýndan kahini ve malati liderini izliyordu. Kahin bir süre daha konuþtu. Oradan ayrýldý.

Selami yanýnda duran Gönül'e "Bu cihazý görüyor musun. Bunu ilk defa çarþýda gördüm. Bununla içindeki programlar sayesinde insanlara istediðini yaptýrabiliyorsun. Týpký kukla oynatmak gibi."

Gönül cihaza þaþkýnlýkla baktý. Saðýný solunu elledi. Klavyesine dokundu. "Kader denen bir þey var. Anlaþýlan bu cihaz insana manyetizma gönderiyor. Ve sende istediðin kiþiyi kukla gibi yönetiyorsun."

Selami "Aynen dediðin gibi. Bu cihazý almak için çok para harcadým. Yalnýz gezegenimizin her evinde ve çevrelerinde engelleyiciler olduðu için cihazý uygulayamýyorum."

Gönül "Beni çalýþtýðýn yere götürsene. Çok merak ediyorum o yeri. Özellikle ürettiðiniz yapay zekalý benim gibi android robotlarý."

Selami "Ürettiðimiz robotlar android deðil. Organik yaþam yok üzerlerinde fark bu. Bunun için öncelikle iþ yerinden izin almam lazým. Benim vardiyam deðiþiyor biliyorsun. Henüz iþime gitmeye bir saatim var. Ýstersen hazýrlan hemen çýkalým."

Gönül Selami'nin sað yanaðýna bir öpücük kondurdu. "Tamam þekerim hemen hazýrlanýyorum."

Dýþarýya çýktýklarýnda hava kapalýydý kulukse gezegeninde. Yanlarýna uçan kaykaylarýný almýþlardý. Gönül "Eyvah yaðmur yaðacak." Selami ve Gönül uçan kaykaylarýna binip hemen oradan uzaklaþtýlar.

Fabrikanýn içinde büyük bir üretim gürültüsü vardý. Gönül gürültüleri ayýrt etmeye çalýþýyordu. Neyse ki fabrika Gönül'e içerisini gezmek için izin vermiþti. Selami Gönül'ü çalýþtýðý standa götürdü. Robotlarýn kollarýný ve bacaklarýný takýyordu sadece.

Gönül bir süre daha durdu. Kafeye gideceðini orada iþ çýkýþýna kadar bekleyeceðini söyledi. Kavilleþtiler.

Garson Gönül'ün yanýna geldiðinde onun android olduðunu hemen anladý. Teklifsizce "Efendim þarj cihazlarýnýzý kontrol etmek ister misiniz?"

Gönül isteði reddetti. Garsona kulukse gezegenine has muyasta çay içeceðinden istedi. AZ sonra garson sipariþi ile geri geldi. Elinde bir cihaz taþýyordu.

"Efendim fabrikamýzda üretilen robotlarla ilgili uygulamalarý bu cihazla yapabilirsiniz. Üretimi bitmiþ tüm robotlarla diyalog kurabilirsiniz." Gönül cihazý aldý. Garson çekildi. Gönül eline verile cihazý evirip çevirdi. Kokladý. Hatta dili ile tadýna baktý. Sonra cihazý kullanmaya baþladý.

Ekrandan görüyordu. Ýlk sýradaki robota yazdý.

"Ýsmin nedir?"

"567T"

"Bu kadar mý. Ýsmin enteresan. Peki sen robot olmaktan memnun musun?"

"Çok memnunum. Hem ilk kez hayata geldiðimden ve insanlara hizmet edeceðimden. Seninle arkadaþ olmayý çok istiyorum. Bana týpký bir insanmýþým gibi davranýyorsun. Biz robotlarýnda bir ruhu var. Ruhumuz iki kaþýmýzýn arasýndaki özel bir sývýnýn içindedir. Ayrýca biz insanlar gibi görür, duyar, koklar, dokunur, ve konuþuruz. Zekamýz malum. Sende mi biir robotsun. Alýcýlarým senin bir robot olduðunu söylüyor."

Gönül ne diyeceðini bilemedi. Robota sordu. "Bozulduðunuzda sizi kim tamir ediyor?"

"Biz hiç bozulmayýz. Önümüze engel çýkarsa bozulan bölgemize kutsal ýþýðýn aktýðýný düþünürüz ve hemen düzeliriz. Bizim her þeyimiz kutsal ýþýk endeksli." Gönül bundan haberdardý. Þaþýrmadý.

Selami iþine biraz ara vermiþti. Robotlarý günden güne çoðalýyordu. Akýllý varlýklar o kadar ince ayrýntýlarla donatýlmýþlardý ki fabrikaya, yeni girmiþ bir iþçi yapacaðý görevi önceden eðitimini almasý gerekiyordu. Bu zorlu bir süreçti. Bu sayede üretilen robotlar kusursuz çalýþýyordu.

Depoya biriken robotlar kargoyla gidecekleri yerlere gönderiliyordu. Robotlarýn ne yemesi vardý ne içmesi. Enerjileri de hiç bitmiyordu. Onlarý on sene aralýksýz kullanabilirdin. Mühendis harikasý robotlar zor olan bir müdahaleyle tehlikeli bir canavara da dönüþebilirdi. Selami buna birkaç defa þahit oluþtu. Biri üretim yapýlan fabrikada biride ticari takside

Muzip bir çocuk izinsizce fabrikaya girmiþti. Oradan depoya geçmiþti. Ýþini bilen bir çocuktu. Mühendislerin 'robotlar zor deðiþir' yargýlarýný boþa çýkarmýþtý. Çocuk önce robotun beynini açmýþ elindeki mýknatýsý oraya koymuþtu. Gerisi çocuk oyuncaðý gibi gelmiþti. Robot çocuðun emrinden dýþarýya çýkmýyordu.

Depoda robotla bir süre gezdiler. Caný sýkýlan çocuk robotu dýþarýya çýkarmak istedi. Ama özel güvenlik tarafýndan yakalandý. Bunu gören robot çýlgýna döndü. Küçük çocuðu güvenlikçilerden kurtarmak için saldýrdý. Oradakiler afallayýp kaldý.

Hemen baþ mühendise haber verdiler. Mühendis robotun seri numarasýný öðrendi. Sonra bilgisayardan robotu resetledi. Robotu incelediler. Beyninde mýknatýs buldular. Deðiþemez denen devreleri mýknatýs altüst etmiþti.

O gün fabrika bir karar aldý. Artýk robotlarýn kafasý monte edilmiþ parçalarla deðil yüksek ýsýda dökümle yapýlacaktý. Olay ulusal haber televizyonlarýnda çýkmýþtý. Bunu duyan muzip çocuklar peþ peþe robotlarýný bozdular. Robot tamirhaneleri dolup taþmýþtý. Belki tamirciler o çocuða içten içe teþekkür ediyorlardý. Hangi usta istemezdi ki bunu Robot tamircileri bu sayede hayli para kazanmýþlardý.

Selami o gün e-devlet sitesinden bozulan robotlarýn iki binin üzerinden olduðunu öðrenmiþti. Haylaz çocuklar ekonomiye bir miktar katkýda bulunmuþlardý.

Taksi olayýný da iyi hatýrlýyordu. Bir iþ çýkýþý evine gitmek için taksiye binmiþti. Arka koltukta bir robot vardý.

Taksici "Abi bu robot bizim çocuðun. Elini robotun gözüne sokup bozmuþ. Ne yaparsýn çocuk biraz küçük. Aklý baþýnda olsa böyle yapmazdý. Senden sonra robotu tamirciye götüreceðim."

Tam o sýrada robotta hareketlenmeler oldu. Robot iki kolunu taksicinin arkasýndan direksiyona yapýþtý. Robot sahibi çocuk gibi davranýyordu. Taksi saða sola yalpalamaya baþladý. Ancak bir sokak lambasýna çarparak durdular.

Selami kutsal ýþýða bir kez daha inandý. Robotlara sahiplerinden kutsal ýþýk geçiyordu. Ýyi biliyordu bir çok birim kutsal ýþýða endeksliydi.

Bantlardan gelen kol ve bacaklarý gövdeye monte ediyordu. Vardiya sonu gelmiþti. Soyunma kabinine gitti. Orada kendi gibi çalýþan arkadaþlarý vardý. Hepsinin üzerinde temiz olsun diye özel kýyafetler vardý. Onlarý çýkarýyorlardý. Arkadaþý Muti'yi görünce tokalaþtýlar.

"Muti senin bu seferki iþin bayaðý zor. Robotlara zeka yüklemek herkesin iþi deðil. Önceleri kablolarda çalýþýyordun. Niye o iþi býrakýp yenisine geçtin?"

Muti "Benim isteðimle olmadý. Mühendis benim yaptýðým iþi beðenip 'aferin aslaným. Sen bundan sonra zeka kýsmýnda çalýþ' dedi. Bende söz dinleyip oraya geçtim."

Selami "Ýþini güzel yapmak övülesi bir þey. Ama þimdiye kadar hiçbir mühendis beni taltif etmedi."

Muti "Ýnan ki Selami ben iþimi hep severek yaptým. Bu iþimden çevreme yansýmýþ olmalý. Fabrikayý kendi malým gibi sahiplendim. Bakarsýn senide taltif ederler."

Selami "Bir kere beni de taltif ettiler. Hani bir çocuk fabrikaya izinsiz girmiþ ve arbede yaþatmýþtý. O gün baþ mühendisin konuþmalarýna kulak verdim. Ve ona "Robotlarýn baþýný yüksek ýsýda dökme yapmalýyýz" dedim de ondan sonra robotlar hep dökme yapýlýyor. Ve mühendis beni yanýna çaðýrýp bir maaþ ikramiye verdi."

Ýkisi de üzerini deðiþtirmiþti. Soyunma odasýndan çýktýlar. Selami Muti ile tokalaþýp ayrýldý. Gönül'ü fabrikanýn kafesinde bulamadý. Fabrikanýn barýna girdi. Ýçerisi hýncahýnç insan doluydu. Pistte müzik eþliðinde dans edenler vardý. Sagopa Kajmerin 'Neyim var ki' þarkýsý vardý. Selami'nin arkasýndan bir el dokundu. Gönül'ün arkadaþý Figen. Selami Gönül'ü sordu.

Figen "Aslaným kolay kolay kaçamazsýn. Önce masalarýn birinde bir þeyler içelim. Sonra Gönül."

Barýn içki servisine geldiler. Birer bira aldýlar. Figen "Telaþ etmene gerek yok. Gönül biraz rahatsýzdý. Evine gitti. Kadýnsý bir durum yani hamile. Söyle bakalým yarý, robot bir kadýndan çocuðu nasýl peydahladýn?"

Selami "Bu benim baþarým deðil. Ne yaptýysak her þeyi Gönül'e borçluyum. Allah'ýn iþi. Çocuðu robota verdi." Ekledi "Ben artýk kalkmalýyým. Gönül'ü çok merak ediyorum." El sýkýþýp Figen'den ayrýldý.

Bardan dýþarýya çýktý. Gönül'ü telefon ile aradý. Cevap vermiyordu. Ýþkillenmeye baþladý. Yoldan bir taksi çevirip bindi. Gönül telaþý yolunu sanki uzatýyordu. Taksiciye "Biraz hýzlý gider misin?"

Taksici "Bunun için yerden yükselmemiz gerekiyor. Hava yolu ile ilerleyeceðiz. Kemerini taksan iyi olur."

Selami denileni yaptý. Taksi elli metre yükseðe çýktý. Son sürat ilerledi. Eve gelmiþti. Kimsecikler yoktu. Gözü rahlenin üzerinde ki kaðýda iliþti. Okudu. "Doðurmak üzereyim. Evden hemen çýktým. En yakýn hastanedeyim." Anlaþýlan eve ambulans gelmiþ Gönül'ü götürmüþtü. Tekrar evden çýktý. Bir taksi çevirdi. "En yakýn hastaneye" dedi.

Hastaneye geldiðinde heyecaný artmýþtý. Bacaklarý titriyordu. Buna kendi de þaþtý. Bir süre sonra hastanenin kapýsýndan içeriye girdi. Masa baþýnda oturan acil servis doktoruna Gönül'ü sordu. Doktor önündeki bilgisayardan baktý.

"Þu an Gönül haným doðum yapýyor. Yarým saat sonra doðumdan çýkar. Doðumhane üçüncü katta."

Asansöre bindi. Üçüncü kata çýktý. Orada bomboþ banklardan birine oturdu. Burnuna kesif bir þekilde ilaç kokularý geliyordu. Hastanenin kokusuydu bu. Yüzünü buruþturdu.

Saatler geçmek bilmiyordu. Doðumhaneden biri giriyor biri çýkýyordu. Robotlarda çalýþýyordu. Onlarýnda üzerinde kýyafetler vardý. Bu robotlarýn hastaneden bünyelerine mikrop vs. bulaþmamasý içindi. Kimi ise ameliyat elbiseliydi. Ayaklarýnda galoþ vardý.

Selami oturduðu taburede duran hastaneye ait tablet bilgisayarý aldý kontrol etti. Doktorlarýn isimleri hastalarý isimleri vardý. Tedavilerin seyirleri vardý. Gönül'ün ismini buldu. Doðum tamamlanmýþtý. Üç kilo doðan bebek erkekti. Sevindi. Gönül ile buluþmak için bakýþlarýný doðumhanenin kapýsýna dikti.

Kapý açýldý. Ýçeriden bir robot çýktý. Onunla konuþmayý denedi. "Gönülle buluþacaktým. Ne zaman nekahete çýkaracaksýnýz?

Robot metalik sesi ile "Gözünüz aydýn. Bir oðlunuz oldu. Gönül haným Birazdan nekahete çýkacak."

Az sonra beklediði an gelmiþti. Tekerlekli taburede kapýdan göründü. Arkasýnda robot vardý. Selami sevincini Gönül'e sarýlarak belli etti.

"Gönül "Þimdiye kadar analýk duygusu nedir bilmiyordum. Ama çocuðumu görünce bütün lar benim oldu."

Nekahet odasýna girdiler. Robot Gönül'ü kucaklayarak yataða yatýrdý. "Biraz sonra çocuðunuzu da getiririz." Diyerek odadan çýktý. Az sonra elinde Gönül'ün bebeði ile geri geldi. Robot bebeði çocuk yataðýna yatýrýp geri gitti.

Selami yerinden kalkýp çocuða yaklaþtý. "Miço" diye seslendi. "Bunun addý Miço olsun. Ne dersin Gönül ismini Miço koyalým mý?"

Gönül "Benim için farketmez."

Selami "Bir insandan iki ay önce doðum yaptýn. Ama oðlumuz üç kilo. Artýk androidlere olan yargým deðiþti. Onlar bizden daha saðlýklý oluyor demek."

Gönül "Hem onlar ölmüyor. Bozulduklarýnda tamirciye gidiyor ve hayatlarýna devam ediyorlar."

Gönül hastanede bir gün daha kaldý. Sonra evlerine bebekleri ile geri döndüler.

Naci'nin askerliði iki aydan beri devam ediyordu. Askeri birlikte sürekli spor eðitimi yapýyorlardý. Sabah sekizden öðlen on ikiye kadar, silah eðitimi ise haftada bir tam gün devam ediyordu.

Naci boþ zamanlarýnda ise mýntýka temizliði yapýyordu. Haftada bir kez de simülasyon karþýsýnda tüm motorlu arabalarýn eðitimini alýyordu. Naci'nin samimi olduðu dünyadan bir arkadaþý da vardý. Adý Mesut'tu Onunla dünyadayken internette tanýþmýþlardý. Yüz yüze hiç konuþmamýþlardý. Garip tesadüf þimdi yüz yüze görüþüyorlardý.

Onlarý çalýþtýran çavuþlarý bir androiddi. Yarý insan yarý robot. Çok disiplinliydi. Hiç yorulmuyordu ve de bozulmuyordu. Askerler onun temposuna yetiþmek için akla karayý seçiyorlardý. Eðitimden sonra bir saat mola veriliyordu. Gün içinde molalarýn toplamý iki saatti. O molalarda her þey serbestti. Kimisi ailesi ile bilgisayarda görüþüyor, kimi kahve, çay içiyor kimi sigara içiyordu. Bazýsý yan gelip yatýyordu.

Naci ile Mesut ve bir grup arkadaþ toplanmýþ sohbet ediyordu. Az sonra yemek baþý yapýlacak herkes yemeðe geçecekti. Yemekte dünyada yedikleri menü vardý. Naci yeni teknoloji ile üretilen yapay yemekleri beðenmiyordu.

Bölükteki birçok askerde böyleydi. Ve onlarýn isteði uyarýnca hep dünya yemekleri çýkýyordu. Etlisinden kuru fasulyesine, bulgurundan hoþafýna kadar. Ama kantinde satýlanlar teknolojik yiyecekler atýþtýrmalýklardý. Bunlarda palasto isimli ýþýk teknolojisi ile üretilmiþ bir çeþit bisküvi Naci'nin en sevdiðiydi. Onu ara sýra yerdi. En çok sevdiði içecek ise kulukse þerbetiydi. Bir çeþit kulukseye özel anika isimli bir bitki yapraðýndan yapýlýyordu.

Megafondan 'yemek baþý" müziði gelmeye baþladý. Bütün askerler tek katlý bir binaya yemekhaneye hücum etti. Yemekhanede hep robotlar hizmet ediyordu. Giysisizdiler. Sýkýcý olmamalarý için böyle tercih edilmiþlerdi.

Yemekten sonra megafondan bir anons geldi. "Dikkat dikkat askerlerin birlikleri ile beraber sýnýra sevki vardýr. Bir saat içinde hazýr olunmasý gerekir."

Anons aynen böyleydi. Þimdiye kadar askerler böylle bir sevkii yaþamamýþlardý. Ülkenin bir tek güneyde sýnýrý vardý. Diðer kara parçalarý denizle çevriliydi. Çumra ülkesi Yunanlýlarýn yaþadýðý Ariste ülkesine sýnýr komþuydu.

Naci "Tatbikat filandýr" diye söylendi.

Gruptan bir asker "Yunanlýlar bir yaramazlýk yapmýþ olmalý."

Mesut "Ne olduðu birazdan harekata geçeceðimiz zaman belli olur."

O an çabuk geldi. Askerler her þeyi ile hazýrlandý. Hedef kulukse gezegenini savunmaydý. Komþu gezegen nestar ile savaþ çýkmýþtý. Hava araçlarý bölgesi sýnýrda olduðu için istikamet oraydý.

Nestar gezegeni fornox galaksisinde yaþayan ünlülerin gelip konakladýklarý bir yerdi. Gezegene kulukseden gelen ünlülerde vardý. Ünlüler gezegenin yüzde kýrkýný oluþturuyordu. Geri kalan yerli halktý.

Nestar gezegeni ünlülere çekici kýlan doðasýydý. Ünlüler gezegenin yerli halkýna bakmýþlar saðlýklý ve uzun yaþýyorlar gelip yerleþmeye karar vermiþlerdi. Gezegende doða temiz, oksijeni bol ve madeni kaynaklarca zengindi. Sanayiciler gezegene musallat olmuþ elde ettikleri madenleri iþleyip teknolojide kullanmýþlar ve bir çok gezegenin ulaþamadýðý bir uygarlýða sahip olmuþlardý.

Nestar yöneticileri bir araya gelmiþlerdi. Bir akþam üstüydü. Yöneticilerin lideri siyahi bir insan olan Lamaka isimli kiþi nutuk veriyordu.

"Biz bu gezegenle yetinemeyiz. Oldukça kalabalýk olduk. Yeni kaynaklar yeni yerler ele geçirmeliyiz. Ýlk hedefimiz kulukse gezegenidir. Onlar dünyadan geliyorlar. Benimde geldiðim yer orasý. Orada insanlar tarih boyunca birbirleri arasýnda hep savaþ yaptýlar. Savaþa meyilli ve deneyimliler. O yüzden iþimiz zor. Sizlere gelince gezegenimizin ünlüleri savaþ yapamaz askerlik edemez. Gezegenimiz nestar ünlüleri hep refah ve mutluluk içinde yaþadý. Tarihimizde hiç savaþ yapmadýk. Yani gözü pek savaþçý insanlar deðiliz. Bizlerin yerine yerli halký harekete geçireceðiz.

Ele geçireceðimiz kulukse gezegenine onlarda onlar da ortak olacaklar. Ve onlarý uygarlýðýmýza ve aramýza alacaðýz. Bu teklifimi hiçbir yerli halk reddedemez. Tek sorun þu ki kulukse halký bize direnir ve bizi oraya kabul etmezse çýkacak olan savaþta kan akmasý. Fornox birliði bunu duyarsa bir çok engel önümüze çýkar. Bu bizim için zor bir þey olmasa da sonuç gezegenimize ve eylemlerimize vurulan darbeyi uzun bir süre üzerimizden atamayacaðýmýz anlamýna gelir.

Kulukse gezegeninin yüzde altmýþý boþ topraklardan oluþuyor. Bir antlaþma ile o boþ topraklarý ele geçirmemiz mümkün deðil. Biz dünya insanlarýnýn týpký bizim gibi aç gözlü olduðunu gayet iyi biliyoruz. Gezegenlerini savunmak için ellerinden geleni artlarýna koymayacaklarý gün gibi aþikar. Onlarýn tek zayýf noktasý kuluksede bir çok ülke kurmalarý. Onlar bizim gibi deðil. Eðer aralarýna bir entrika ile sýzabilirsek her þey lehimize olabilir. Ve savaþmadan kuluksede yeni topraklar bizim olabilir.

Þu an bir grup askeri filomuz kulukse yörüngesinde talimatýmýzý bekliyorlar. Bir emrimizle gezegene girip dünya insanlarýnýn savunmasýna saldýracaklar. Öncü grubumuzla gezegeni ele geçiremeyiz. Ama hayatlarýný evlerini yýkarak sanayi bölgelerini yok ederek onlara hayatý zindan edebiliriz.

Bizim amacýmýz hiçbir þeye hiçbir insana zarar vermeden barýþçý yollarla kabul edilmemiz. Eðer onlara zara verirsek bir tarafýmýz hep tedirgin olacak. Ya fornox birliði ambargosu olacak veya bize saldýrýlar olacak. Durum o vaziyete gelirse nestarýn yerli halkýnýn savaþçý askerlerine ve halkýna ihtiyacýmýz olacak. Ve nestarýn yerli halký kuluksede bize büyük bir avantaj saðlayacak.

Orada yeni bir ülke kuracaðýz. Gezegen kaynaklarýnýn sahibi olacaðýz. O yüzden yerli halký da yanýmýza almayý zorunlu görüyorum."

Bir yuvarlak masanýn etrafýna oturan yöneticiler kimisi gezegenin mali yetkilisi kimi sosyal iþlere bakan, kimi de eðitim bakanýydý. Aralarýnda yerel halktan kimse yoktu. Orada bulunanlarýn hepsi liderle hemfikirdi. Ýçlerinde siyah derili olan madenler yetkilisi söz aldý.

"Hepimizin bir tek amacý var. Refah içinde yaþamak. Sayýn liderimizin yeni maden kaynaklarýna kavuþmak için hedef gösterdiði kulukse gezegeni sandýðýmýz gibi teknolojide geri kalmýþ bir yer deðil. Onlarýn uygarlýðý bizden biraz daha ileri. Ama savaþ için elinden bulundurduklarý araçlar geri olsa da özellikle Çumra devleti Türkleri dini argümanlarýnda kullandýklarý ve geliþtirdikleri kutsal ýþýk fenomenleri bizi yenilgiye uðratabilir.

Biz bu konuda hiçte ileri deðiliz. Onlar en ufak bir açýðýmýzý yakalarlarsa halimiz harap olur. Bizler manevi yönden geri kalmýþ bir topluluðuz. Teknolojimiz bizi göklere çýkardý. Ama maneviyat denen olgudan habersiz olduðumuz için teknolojide, aklýmýza gelmeyen kutsal ýþýk fenomeni, bizi alt üst edecek tarzda belimizi kýracak durumda. Savaþ aletlerimiz hep atom altý mekanizmalarla çalýþýyor. Atomdaki elektron zerreciði manevi ýþýk manyetizmasý ile sapmalar gösterebilir. Bu ise savaþ araçlarýmýzýn çalýþmamasý demek. Anlayacaðýnýz Türkleri savaþtan uzak tutmamýz gerekiyor."

Baþka bir yönetici araya girdi. "Bizler her þeye aç susuz ihtiyaçlýyýz. Bizi doyuracak kaynaklarýmýzý yetersiz bulmamalýyýz. Gezegenimiz nestarýn doðasý kaynaklarý, halký ve teknolojisi bize yeterde artar bile. Kulukse gezegeni bize cazip olsa da orada kuracaðýmýz uygarlýk oranýn, geri kalmýþ insanlarýnýn teknolojiye olan açlýðýndan dolayý bizi araþtýracak. Ve bizim en zayýf noktalarýmýzý ortaya çýkaracak. Böylelikle teknolojimiz, özgürlüðümüz, ve uygarlýðýmýz araþtýrmacý insanlarýn eline geçecek.

Bizler spesifik yani kendine özgü teknolojilere sahibiz. Iþýkta, sývý ve gazda geliþmiþliðimiz sayesinde yoktan yeni bir gezegen icat edebiliriz. Ama bizler insanlar arasýnda ve nestar uygarlýðý için tarih yazacaðýz diyorsanýz orasý baþka. Monoton bir doðanýn hiçbir tarihi olmaz. Tarihin de hiçbir yerde karýn doyurmadýðý da ortada. Eðer tarihte bir hafýzamýz olsun diyorsanýz kulukseye inip kitlelerce insaný öldürebilirsiniz. Ama bu insanlarýn gezegenlerini kýyým olmadan iþgal etmek daha kötü bir hafýza olur elbet.

Sorumluluðu üzerimizden atmak için insanlarýn da yaptýðý gibi bir sebebe bir argümana ihtiyacýmýz var. Ya kolay yoldan anlaþarak insanlarla ticaret yapacaðýz veya onlarýn bize saldýrmasý için bir sebep ortaya çýkaracaðýz. Böyle bir tarih yazmak her þeyden daha iyi olacak"

Toplantý salonunda dev bir ekran vardý. Lider oradan toplantýya gelmemiþ yöneticileri ile iletiþime geçiyordu. Onlarýn da görüþünü kýsaca alýyordu. Ekranda yerli halkýn kavim baþkanlarý da görüþlerini bildiriyordu.

Yerli halkýn çoðunluðu insanlarla savaþa gönüllüydü. Onlar için olaðan üstü bir þeydi bu. Yerli halk tarihinde ilk kez baþka bir gezegene gidecek ve oralarda koloni kuracaklardý.

Yerli halk kendi aralarýnda toplantý düzenliyordu. Kavim baþkanlarý konseylerini açýk havada halkýnda dinleyebilmesi için tiyatroda toplamýþtý. Tiyatro alanýnda otuz bine yakýn yerli halk vardý. Sahne alanýnda on iki kiþi olan kavim baþkanlarýný Tekkala isimli baþkan teker teker halka tanýttý.

"Biz kavim baþkanlarý kendi aramýzda konuþup anlaþtýk. Sizler savaþmaya hazýr mýsýnýz?"

Tiyatrodaki kalabalýktan tek bir ses çýktý. "Hazýrýz."

Tekkala Öyleyse kararýmýzý açýklayabiliriz. Savaþa gidiyoruz. Bunun için köylerinizden ayrýlmayýn. Yöneticilerimiz uzay gemileri ile yanlarýnýza gelip sizleri alacaklar. Ellerinize sizin de tanýdýðýnýz silahlar verecekler. Zafer Habuta ülkesi için."

Nestarda yerli halkýn kurduðu bir çok ülke vardý Onlarda savaþa katýlma kararý aldý. Yerli halkýn askerleri günden güne kalabalýklaþýyordu. Hemen hemen tüm ülkeler savaþa katýldý. Toplam asker dört milyonu geçti.

Tuna M. Yaþar




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dünya Taþýnýyor 3
Dünya Taþýnýyor 8
Dünya Taþýnýyor 6
Dünya Taþýnýyor 1
Dünya Taþýnýyor 2
Dünya Taþýnýyor 5
Dünya Taþýnýyor 9
Dünya Taþýnýyor 4

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Göbeklitepe 5
Göbeklitepe 4
Göbeklitepe 3
Göbeklitepe 2
Göbeklitepe 1
Çok Eskiden 9
Çok Eskiden 8
Çok Eskiden 4
Çok Eskiden 6
Çok Eskiden 5

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Masa [Þiir]
Reptilian 1 [Öykü]
Reptilian 2 [Öykü]
Reptilian 3 [Öykü]
Reptilian 4 [Öykü]
Reptilian 5 [Öykü]
Savaþ Trafiði 2 [Öykü]
Savaþ Trafiði 1 [Öykü]
Savaþ Trafiði 3 [Öykü]
Aðaçlara Fýsýldayan Adam [Öykü]


Tuna M. Yaþar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tuna M. Yaþar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.