Dünyanýn hangi ülkesinde olunursa olunsun, yaþanan olaylar gerçekten baðýmsýz ve objektif þekilde incelenip, halkýn doðru bilgilendirilmesi için iki yol vardýr. Bunlardan birisi, olaylarý araþtýracak kiþilerin, baðýmsýz, bilimsel ve gerçek demokrat kimliðe sahip olmasýdýr. Ýkinci yolsa kariyer, ideolojik, ekonomik, dini, siyasi ve ticari olarak devlete veya bir yerlere baðýmlý olmamaktýr. Demokratik olmayan kurumlara baðýmlý kiþiler, isteseler de doðrularý yazamazlar. Baðýmsýz objektif çalýþmak her zaman mümkün olmadýðýna göre, her olay mecburen düzeni rahatsýz etmeyecek þekilde gerçekler çarpýtýlarak yazýlýr. Bu da olaylarýn temel kayaðýnýn açýða çýkmasýný engellemektir. Ýstisna kiþi ve kurumlarsa, ekonomi ve kariyer peþinde koþmadan bu zorluðu aþmaya çalýþsalar da, herkese ulaþmalarý çoðu zaman mümkün olmuyor.

Herhangi bir kiþi, oluþum ve gücü, direkt ya da dolaylý katliam yapmaya sürükleyen tek yapý devletlerin kendileridir. Devletler sorgulanmadan hiçbir olayýn gerçek yüzü asla anlaþýlamaz. Çünkü devletler topluma din, etnik siyasi ve maddi çýkarlara dayanan fikirlerin babasýdýr. Sýralanan yapýlar, devletlerin siyasal politik emellerinde kullandýklarý en büyük kaynaklardýr. Bunlardan birisi devletin elinden alýnsa asla yaþayamaz. Onun için yaþanan olaylarýn arkasýndan, devlet yönetimleri ve baðlý oluþumlarý sürekli timsah göz yaþý dökerler.

Ýnsanlar her zaman iki gerçeklik üzerine olumsuz olaylarý yaþar. Bunlardan birisi doðal koþullarýn etkilemesiyle hastalýk ve kazalar sonucunda meydana gelenlerdir. Diðeriyse insanlarýn, kurumlarýn ve devletlerin sýnýrsýz maddi varlýklara sahip olmak için ortaya çýkardýklarý din ve etnik üstünlük egoizmidir. Olaylarý önlemenin merkezinde devlet olduðuna göre, devlet yönetimlerinin psikolojik yapýlarý her þeyden önce sorgulanmalý. Gerek kiþiler arasýnda gerekse kurum, devlet ve devletler arasý yaþanan soðuk ya da sýcak çatýþmalar, üstün din, ýrk ve sýnýrsýz maddiyatçýlýk üzerine deðilse, baþka sebepler olduðunu iddia edenler dünyayla paylaþmalýdýrlar.

Ýnsan hayatýna mal olan olaylarý önlemenin bilimsel yolu, sosyoloji baþta olmak üzere psikoloji ve antropoloji biliminin þu temel ilkelerine baðlý hareket edilmelidir. “Tüme varým ve tümden gelim” formülü ile “Varsayým, gözlem, test deney ve genellemeyle, sebep sonuç iliþkisine göre doðru sonuca ulaþýlýr. Bu þu demektir. Ortaya çýkan bir olayda bireyden veya bir noktadan hareket edilerek bütüne ulaþmaktýr. Ya da tümden küçük noktaya doðru gelmektir. Toplumdan sorumlu devlet olduðuna göre, ya devletten bireye veya bireyden devlete varýlacak incelemeler objektif þekilde yapýlmak zorunda. Devleti korumak adýyla hareket etmek, halka en büyük ihanettir. Dünyanýn her yerinde devletin büyük küçük tüm sorumluluðu ortaya çýkarýlmadan, gerçek adalet asla saðlanamaz..

Örneðin birey, kiþiler ve devletler durup dururken katliamlara varan olaylara neden yönelirler? Mevcut devletlerden katliamlara karýþmamýþ sicili temiz bir tanesini kim gösterebilir ki? Devlet yönetimlerine her türlü etki eden Yahudilik, Hýristiyanlýk ve Ýslam'ýn baþlattýðý ýrkçýlýk, her olayýn ana kaynaðýdýr. Çünkü mevcut devletlerin hepsi üstün din, üstün millet ýrkçýlýðýyla teþkilatlanýp toplumu yönetmektedirler. Ýfade edilenlere sýnýrsýz maddiyatçýlýkta eklendiðinde, faþizm resmileþmiþ demektir. Bazý devlet yöneticileri geçmiþte yaptýklarýndan dolayý özür dilemiþ olsalar da, bu onlarýn suçtan tamamen arýndýklarý anlamýna gelmiyor. Sebebiyse, soðuk savaþ þeklinde bildiklerini okumaya devam ediyorlar.

Örgütlü veya örgütsüz bir kiþinin din, ýrk, ideolojik veya maddi çýkar amaçlý katliam vb. olaylarý yapmasý, bireyin bilinçaltýna yerleþtirilen egoist üstünlükçü kültürden kaynaklanýr. Bireyleri yönetip eðiten ve sözde vatana millete hayýrlý evlatlar yetiþtiren devletler olduðuna göre, suçlu devlet yönetimi deðil midir? Bu direkt þu anlama geliyor. Devletler dinci, ýrkçý ve maddiyatçý psikolojiyle kiþiliksiz insanlar yetiþtirmektedir. Kiþiliksiz insan istediðine sahip olmak için, çatýþýp savaþmaktan baþka türlü hareket edemez.

Dünya devletlerinin hepsinin temel mantýðýnda, sen üstünsün, biz üstünüz, sen birinci olmalýsýn, biz birinci olmalýyýz. Sen orayý kontrol etmelisin, biz oraya hükmetmeliyiz. En çoðu bizim hakkýmýzdýr. Biz en kutsal din, ýrk ve kültüre sahibiz. Onlar lanetlidir, onlarý biz yönetip emrimiz altýna almalýyýz ki, dünya bunlarýn eline geçmesin gibi hayvani, ukala, megaloman ve maddiyatçýlýk hakim kýlýnmaktadýr. Ýfade edilenler her türlü katliamý desteklemek deðil midir? Bunlarýn yerine mümkün olanla ve doðal þekilde yetinmek, Kimsenin aklýna gelmiyor. Hiçbir kiþinin, dinin, düþüncenin, ýrkýn ve kültürün diðerinden üstün olmadýðý neden evrensel dünya kültürü olarak insanlara kavratýlmýyor? Dünyada yaþanacak yerlerin ve tüm maddi varlýklarýn eþit þekilde paylaþýlacaðý organizasyon neden kurulmuyor? Örnek teþkil eden Birleþmiþ Milletler (BM) gibi bazý oluþumlarsa, hem kuruluþundan itibaren hem de tüm pratikleri göstermelik ve ikiyüzlüdür.

Gelinen noktada çoðu devlet yönetimleri ve bilim insanlarý, zeka sýnýrlarýný zorlayacak þekilde nükleer silahlarý geliþtirmeleri, bireysel ve toplu katliamlara onay deðil midir? Demek ki, bireylerden baþlayýp devlet politikasýna dönüþen egoist canavarlýk; din, ýrk ve maddiyatçý katliamlarla dün Halepçe, Maraþ ve Sivas'taydý, bugünse Yeni Zelanda'da yaþanmýþtýr. Failler devletler tarafýndan desteklenmese, bireyler asla telafisi mümkün olmayan olaylara yeltenemezler. Her türlü katliam ve çatýþmalarýn ana kaynaðýnda devletlerin olduðunu timsah göz yaþlarýndan rahatlýkla anlýyoruz. Her devlet aðýr þekilde suçlu ve katliamcýdýr. Kendisine insaným diyen herkes özeleþtiri yaparak devlette ve toplumda temiz bir sayfa açmalý. Dünya genelinde temiz bir sayfa açýlmadýðý sürece, yeni katliamlar hazýr demektir.


Cemal Zöngür