..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Kesinlikle Karþýyým! > Pýnar Fellahvezirabad




10 Mart 2019
Ýsyaným Var  
Pýnar Fellahvezirabad
Akciðerin, diðer organlar adýna da temsili bir konuþma yapan, bulunduðu bedenin sahibiyle kopan iletiþimini ve içinde bulunduðu bedenin sahibinden aldýðý intikamýn öyküsü.


:AJJF:
Adým Akciðer Kanseri. Aslýna bakarsanýz bu benim kiþiliðimle beraber deðiþen adým. Tertemiz ve pembe - beyaz bir akciðer... Evet, iþte o bendim bir zamanlar. Þimdi artýk ne ben benim, ne de sahibim eski sahip.
Eskiden ne kadar mutluyduk oysa. Sahip daha anne rahmindeyken ona ilk nefesi ben saðladým. Onunla doðdum ve büyüdüm. Sternum kemiðinin ardýnda canlanmýþtým ve elbette sahibe karþý görevlerimi hiç aksatmadan, üþenmeden, seve seve yerine getirip ona ciðer olmuþtum. Ara sýra hastalýklardan biraz zorlansam da daima direndim. Sahiple birlikte hastalýklarý yenme oyunu oynardýk. Özellikle gribal enfeksiyonlar bizim için birer antrenmandýr aslýnda. Bünyeye aksiyon katýyor bence. Antikorlar vitrin mankeni olsun diye var olmadýlar sonuçta. Mikroplarý etkisizleþtirmek çok keyifliydi. Onlar olmasa sýkýntýdan patlardýk. Durmaksýzýn temizleyip kalp arkadaþýma gönderdiðim kandaki bakteri ve virüslerin sistemden atýlýþýna sayýsýz tanýklýk ettim. Tabii sayýlarý fazla olunca iþimiz de biraz zorlaþýyor. Hele sahibin çocukken yakalandýðý o boðmaca beni gerçekten zorladý ve ürküttü. Sahibim týkanýp morardýkça ben de burada kýrk takla atýyordum o nefessiz kalmasýn diye. Bunun dýþýnda arkadaþlarýyla oradan oraya koþtuðunda, okulda öðretmeni onu sözlüye kaldýrdýðýnda ya da hoþlandýðý kiþiyle karþýlaþtýðýnda daha fazla oksijene ihtiyaç oluyordu. Gerçi bu duygu durumlarý daha çok lider dostumuz beyin ile kalp arkadaþýmýn uzmanlýk alanýna giriyor ama böyle olaylarda ben de baþ asistan olarak, koþturan kalbe, damarlar, kaslar, kemikler, böbrekler ve sistemdeki diðer arkadaþlarla bir takým çalýþmasý halinde bu yoðun tempoya ayak uyduruyordum. Hep birlikte huzurlu ve uyum içinde geçinip gidiyorduk.
Sonra sahip "onunla" tanýþtý. Ýþte o lanetli gün sahiple aramýzýn açýlmaya baþladýðý zamandý. Buna mý lanetli gün desem yoksa sahiple aramýza giren meretin icat edildiði güne mi desem bilemedim. Var olduðundan beri kendine sayýsýz tiryaki edinen berbat kokulu þeyin adýný söylemeye bile tenezzül etmiyorum. Fanlarý da, onun karþýtlarý da neden söz ettiðimi anladý. Bundan sonra anlatacaklarým onun tiryakilerinin iþine gelmeyeceði için okumayý býrakýp gidebilirler. Þu an alaycý gözlerle bu yazýyý süzüp parmaklarýnda dans ettirdikleri sevgili dostlarýyla (!) güldüklerini görür gibiyim. Tiryaki kelimesini kullandýðým an süratle pek kýymetli zýkkýmlarýnýn yanýna koþtuklarýna þüphem yok. Pardon, "süratle koþmak" kýsmý yanlýþ oldu. "Týk nefes" ne kadar koþabilirlerse o kadar koþarlar artýk. Hatta oturduklarý yerden kalkma zahmetine girmemek, hem de zaten yanlarýndan ayýrmadýklarý dostlarýna ilk fýrsatta sarýldýklarýna þüphem yok. Gerçekten koþmalarý gerektiðinde de oksijen - karbondioksit alýþveriþinde tasarruf yapan akciðerleriyle dargýn olduklarýný bir kez daha hatýrlayacaklar. Hatýrlayacaklar da, iradesinin iplerini eline almýþ meretin çaðrýsýna týpýþ týpýþ gidecekler yine de. Sevgili zehirlerine toz kondurmayacaklar.
Ben de zaten meramýmý tiryakilere deðil, onun karþýtlarýna anlatabilirim ancak. Bir tür dertleþme gibi. Onlarýn akciðerlerini feci þekilde kýskanýyorum. Sahipleri onlara, organlarýnýn ona baktýðý gibi özenle bakýp ilgileniyor. Birlikte saðlýklý huzurlu günler geçiriyorlar. Neden benim sahip böyle deðil? Neden bizi sevmedi?
Bir de tam tersi durumlar var ki elbette onlarý atlayacak deðilim. Bazý sahiplerin hiçbir kötü alýþkanlýðý olmadýðý halde ihanete uðruyorlar. Kimisi doðuþtan, kimisi genetik koda iþlenip yýllar sonra ortaya çýktýðýndan (karaciðer arkadaþýmýn belalýsý diyabet gibi) kimisi de meslekî etkilerden. Bu gruplardaki sahipler atalarýnýn yaþam tarzýnýn ya da meslekî hayatýnýn getirdiði bir hassasiyet ve o hassasiyete göre herhangi bir hastalýða yatkýn olmasý sebebiyle , devam eden nesilde de þu ya da bu hastalýða yakalanma eðilimi görülüyor. Ýþte bu durumda tiryakilerin hemen ardýna sýðýndýðý mazeret bu. "Olacak olan olur. X kiþi saðlýklý beslendi de ne oldu? Üstelik hiç kötü alýþkanlýðý yoktu ama kanserden öldü." savunmalar öne sürülür.
Merak etmesinler, sonsuza kadar yaþamayacaðýmýzýn biz de farkýndayýz. Ancak biz organlar görevimizi hiç aksatmadan yapýp sahibimizi koruyup ayakta tutuyorsak, sahibin düþmanlarýmýzla keyif çatmasý bize yapýlmýþ çok büyük bir haksýzlýk. Saðlýk, sahiplerin var oluþ süresi boyunca lazým ancak insanlarýn bir çoðu bunu hiçe sayýyor. Biz bu ihaneti ve eziyeti hak edecek ne yapmýþ olabiliriz diye sorguladým hep.
Sahiplerle aramýzý açan pek çok düþman türü var. Kimisi sývý formda ve þiþeli, kimisi þýrýngalý, kimisi de dumanlý. Ýþte benim bir zamanlar mücadele ettiðim, sahiple aramýza giren meret dumanlý olandý. Diðer düþmanlara nazaran daha masum olduðu iddia edilse de verdiði zarar bakýmýndan öbürlerinden aþaðý kalýr yaný yok. Masum numarasý yapýp iþini sinsice, aðýr aðýr yapar üstelik.. Kurbanýný aðýna düþürürken acý tatlý zamanlar geçirilir ve bizimkinin ruhu bile duymaz. Duysa da çok geçtir ve iradesini kaptýrmýþtýr onun pençesine. Oysa sahip baþlarda kendine ne kadar da güveniyordu. Ýstediði zaman býrakýrdý. Günde bir - iki tane tüttürmekten bir þey olmazdý. Tolere edilebilirdi.
Elbette düþman için sahiple aramzý açmak kolay olmadý. Aslýnda mümkün bile olmayabilirdi. Sahip onu hiç hayatýmýza sokmayýp, dirayetle karþýsýnda durabilseydi. Gösterdiðim toleransý hep suistimal etti. Birlikte neleri tolere etmemiþtik ki? Serbest radikallerle az mý savaþmýþtýk? Bu sefer baþkaydý. Dumanlý hayatýmýza girdiðinden beri her þey sinsi ve kötücül bir deðiþime uðramaya baþladý. Liderimiz beyin bile kýsa sürede onun esiri oldu. "Ýradelisin sen. Ýstesen býrakýrsýn. Baðýmlý olduðundan deðil, býrakmayý istemediðin için býramýyorsun. Hevesini al, sonra azaltarak býrakýrsýn." diye sünepe bir þekilde dumanlýnýn aðzýyla konuþup hileli telkinlerde bulunurdu sahibe. O da bu hileli telkini kendi özgür iradesiymiþ gibi benimseyerek alýþma dönemine, kuþun kapana girdiði gibi girer.
Ýþ neredeyse tüm yüküyle bana düþmüþtü. Sahibi o dumanlý canavarýn pençesine býrakamazdým. Görevimi azimle yapmaya devam ettim. Ancak ben tolerans gösterdikçe o daha fazla dumanlýya yaklaþtý. Düþmanýn maskesini düþürmek için yaptýðýmýz tüm uðraþýlar, sahibin bunlara ýsrarla kör olmasý nedeniyle boþa çýktý. Yeni dert ortaðýydý (!) Öfkelendi, hop dumanlýya. hüzünlendi, dumanlýya. Neþelendi, yine dumanlýya! Hastalýkta, tehdit altýndaki saðlýkta, iyi günde, kötü günde hep dumanlýyla! Kimi zaman dumanlýya þiþeliler de eþlik eder, birlikte canýmýzý okurlardý. Gün be gün birbirimizden uzaklaþtýk. Birlikte büyüdüðü ve yaþam boyu birlikte olacaðý biz gerçek dostlarýna sýrt çevirip saçma sapan, riyakar bir sözde dostu her þeyin tepesine, hayatýnýn merkezine koydu.
Her alana olduðu gibi, dumanlý kýsa zamanda onun finansal alanýna da hükmetmeye baþladý. Artýk onun için para ayýrmak gerekiyordu. Zorunlu ihtiyaçlar listesinde ilk sýra tabii ki yine onundu. Gerçek ihtiyaçlar göze batarken, dumanlýnýn istila ettiði masraf alaný görülmüyordu bile. Maddî gelirlerde daralma baþladýðýnda bile ondan tasarruf etmek söz konusu bile olamazdý. Her þey arka plana atýlýp o tedarik edilirdi. Kaçýnýlmaz olarak bu aile hayatýna da yansýdý. Uðruna kavgalar edildi. Sahibe saðladýðým nefes ses tellerini titreþtirirken çýkan: "Sana ne? Parasý senden mi çýkýyor?" cümlelerini ben bile ezberledim. Bazen tam o cümleyi söyleyecekken nefesini kesesim geliyor. Düþmaný savunurken benim saðladýðým nefesi kullanamasýn istiyordum. Ne zaman söyleyeceðini bilemezdim. Bu görev de, maddî olarak aylýk ne kadar zarar ettiðinin hesaplamasý da artýk liderlik vasfýndan eser kalmamýþ, mantýk, empati, objektif ve gerçekçi bakýþ açýsý yeteneði bloke olmuþ sünepe arkadaþa düþüyor. Dumanlýdan tasarruf etmenin dünyanýn sonu olduðunu söylemesi hiç de þaþýrtýcý deðil. Bu vahim durumu endiþe ve üzüntüyle izledim.
En üzücü olansa sahibin benim ve diðer arkadaþlar için asla böyle mücadele etmemesi. Oysa ben onu kurtarmak için son bir gayretle çýrpýnýp duruyordum. Neden insanlar kendisine yararý olan þeyleri bir kenara itip zararlý olanlara tutkuyla baðlanýrlar? Nasýl bir yarar - zarar algýsý, nasýl bir dostluk anlayýþý bu? Kötü þeylerin kýymetli olmasýnýn sýrrý nedir?
Artýk gücüm giderek tükeniyordu. Arkadaþlarla defalarca uyarý mesajlarý gönderdik. Öksürttük, gri - siyah balgamlarla durumun ciddiyetini de gösterdik yine oralý olmadý. Ben de oksijenden tasarruf yaptým. Ne de olsa o bizim ihtiyaçlarýmýzdan kýsýyordu. O zaman benim de oksijenden kýsma vaktim gelmiþti. Kalp arkadaþým artýk gerekli olduðunda bile kendini yormamaya karar verdi. Ýþini daha aðýrdan almaya, savsaklamaya baþladý. Karaciðer bitmek bilmeyen aþýrý toksinleri süzmenin anlamsýz olduðunu bildiðinden doðruca kanýna geri iade ediyordu. Kýsacasý sistemde bir nevi grev vardý. Biraz da bize masraf yapmaya mecbur kalsýn bakalým.
Bu arada bana ne oluyordu? Ben hiç böyle melun konuþmalar yapmazdý. Ayrýca rengim bir tuhaf. Gönderdiðimiz mukozanýn rengine bürünüyordum. Sahibin dumanlýya olan sevdasýnýn beni yasa boðduðunu inkar edemem. Bunun yansýmasý olarak karalar baðlýyordum anlaþýlan. Zaman zaman döktüðüm kanlý gözyaþlarý ve çaresiz aðlayýþýmýn yankýlarý üst kasabaya kadar ulaþýyordu.
Sahip katýla katýla öksürdü ve eðildiði lavaboya kan tükürdü. Hýþýrtýyý andýran solumasýyla göðsünü tuttu. Eþi gelince alelacele musluðu açýp lavabodaki kaný giderdi ama eþi anlamýþtý:
"Yine mi?" dedi endiþeyle. Sahip bakýþlarýný kaçýrýnca eþi: "Hemen þimdi giyiniyorsun ve doktora gidiyoruz. Hiç itiraz kabul etmiyorum." diye devam etti.
"Bir þeyim yok. Öksürmekten boðazým tahriþ olduðu için kan geliyor. Doktora gitsek ne diyeceðini biliyorum. Acilen sigarayý býraka..." Sahip cümlesini tamamlayamadan yine öksürdü.
Ýþte böyle nefesini keserim senin! Sonunda baþardým. Ben burada kan aðlýyorum sen hâlâ dumanlýnýn derdindesin! Yazýklar olsun!
Sahibin eþi: "Býrakacaksýn tabii. Çoktan býrakman lazýmdý. Bu iyileþmeyen öksürüðün, sürekli kan gelmesi hiç iyi deðil. Bak aldýðýn ilaçlar da fayda etmiyor. Mutlaka doktora gitmemiz lazým." dedi.
Ne kadar sürdüðünü bilmiyorum ama çok olmamýþtý. Sistemde bir heyecan dalgasý baþ gösterdi. Her zamanki gibi böyle anî ama tanýdýk duruma uyum saðlamak için kalp arkadaþým elinden geldiðince hýzýný arttýrdý. böbrekler adrenalin salgýladý. Kaslar gergindi ve yoðunlaþan tempoya uygun ýsý üretimi baþladý. Ben de sistemin hatýrýna kýsýtlý oksijenimle elimden geleni yaptým. Daha sonra etrafta opioid maddeler dolaþmaya baþladý. Bu olayý birkaç gün önce de yaþamýþtýk ve yabancý bir cisim içeri girerek benden bir parça almýþtý. Gene aynýsý yaþanacaktý galiba. Beni rahat býraksýnlar artýk yeter diye haykýrmak istiyorum ama yapamýyorum. Bu defa baþkaydý. Tuhaf þeyler oluyor. Tüm dostlarým aðýrlaþtý. Hele ben kendimi inanýlmaz uyuþuk hissediyordum. Sisteme giren maddelerden olduðu þüphesiz. Sonra her þey hiç olmadýðý kadar aydýnlandý ve üstüme beyaz bir ýþýk vurdu. Tüm bunlarý hayal meyal hatýrlýyorum. Dýþ dünya olduðunu sonra kavrayacaktým. Yine beyazlar içindeki maskeli adamlar ellerindeki keskin cisimleri bana doðrultuyordu. Bunlar sahibin eþinin bahsettiði doktorlar olmalýydý. Bizi inceleyen kiþileri biliyordum ama daha önce hiç fiziksel olarak karþý karþýya gelmemiþtim. Gerisiyse kapkaranlýk...
Kendime geldiðimde garip bir hafiflik hissediyordum. Durumu fark ettiðimde asýl o zaman haykýracaktým ve haykýrdým da. Benim devamým neredeydi?!!! Loblarýmdan birinin büyükçe bir kýsmý artýk yoktu! Bu bir kâbus olsun lütfen! Sonra beyaz maskeli adamlarý hatýrladým ve acý içinde bunun bir kâbus olmadýðýný anladým. Bunu bana onlar yapmýþtý. Diðer yandan bakýnca hastalýklý, rengi deðiþmiþ kýsmýmdan beni kurtarmýþlardý. Yine de sevinemedim çünkü pollyannacýlýk hiç bana göre deðil. Kaybedilen lobumun yerine yenisi gelmeyecek, ömür boyu eksik kalacaktým. Az önce bunu bana beyaz maskeli adamlar yaptý demiþtim ya... Yanlýþ, bunu bana sahip yaptý. Beyaz maskeliler sadece sahibin zorunlu býraktýðý þeyi yapmýþtý.
Doktor, sahibin eþine durumu açýkladý: "Ameliyat baþarýlý geçti. Önümüzdeki ilk aylar çok önemli. Hastalýðýn nüksetme olasýlýðýný göz önünde bulundurmalýyýz çünkü kanserli doku son derece yayýlma eðilimindeydi. Neyse ki zamanýnda müdahale etmiþiz. Ýlerleyen günlerde radyoterapi ve kemoterapi gerekip gerekmediðine karar vermemiz için kontrollere gelmeyi ihmal etmeyin. Ayrýca bu süre zarfýnda akciðeri daha fazla hýrpalayacak durumlardan kaçýnýlmalý. Zararlý alýþkanlýklarýn temelli býrakýlmasý gerektiði açýk."
"Elbette doktor bey."
Sonraki günler ne oldu dersiniz? Sahip sihirli bir deðnekle bir anda gerçekleri görmeye, dumanlýyý hayatýndan çýkararak bize yaptýklarýndan piþman olup her þeyi telafi etmeye mi çabaladý dersiniz? Elbette hayýr! Ýflah olmazdý, olmayacaktý. Böyle bir sahibe "Sahip" olmak gibi bir þanssýzlýða mahkumdum ben. Beyin hâlâ tüm sünepeliðiyle onun kuklasýydý. Onu sürekli hatýrlatmaktan geri durmadý. Sahip de durur mu? Biraz toparlanýr toparlanmaz hemen dumanlýyý tedarik etti. Sahip demeyeceðim artýk ona. Zaten onun yüzünden yarým bir hayat sürerken ona sahip diyesim yok. Aðýz alýþkanlýðý iþte ama ben kötü alýþkanlýklarý býrakma konusunda onun aksine çok daha iyiyim. Bundan sonra ona köle diyeceðim. Dumanlýnýn kölesi.
Birkaç gün dumanlýnýn sistemde olmamasý ne kadar muhteþemdi oysa. Neredeyse eski zamanlardaki gibi. Maalesef güzel þeyler çabuk biter sözü bizim için geçerli. Köle onun yokluðunda gergin ve sinirliydi. Efendisinin yokluðuna daha fazla dayanamadý ve eþinden gizli gizli bakkalýn çýraðýna sipariþ verdi. Bakkalýn çýraðý onlarý uzunca bir süredir tanýdýðý için onun yeni ameliyat olduðunu biliyordu ve buna itiraz edecek oldu:
"Ama..."
"Amasý mamasý yok! Parasýyla deðil mi?"
"Para önemli deðil, saðlýðýnýz için..."
"Sana ne be? Herkes baþýma saðlýkçý kesildi! Ýþini yap sen, bana karýþma da al þunu..." dedi çýraða fazladan para vererek. "...Üstü de senin olsun. Yeter ki çabuk getir."
Kendimi dumanlýyla karþý karþýya buldum. Bana pis pis sýrýttý. Kölenin kafatasý biçimini almýþtý. Ya da ben öyle hayal ediyordum. Ölümün yüzünün bir sembolü. Pes etmeyecek, sýrýtmasý için henüz erken olduðunu ona gösterecektim. Son hamlemi daha yapmamýþtým. Dumanlýyý buradan temelli def edecek ve kölesine de asla unutamayacaðý bir ders verecektim. Bana yaptýðýnýn daha aðýrýný ödetecektim ona. Üzgünüm arkadaþlar. Veee þah maaaat!
Doktor ve hemþireler köleyi sedyeyle apar topar yoðun bakým odasýna götürdüler. Köle iki gün komada kaldýktan sonra üçüncü gün doktor yoðun bakým odasýndan çýktýðýnda kölenin eþi:
"Durumu nasýl?" diye sordu titreyen bir sesle.
"Ölüm tehlikesini þimdilik atlattý." diye cevap verdi doktor ama yüzündeki ifadeden bir þeylerin yolunda gitmediði anlaþýlýyordu.
"Çok þükür..." dedi eþ. Sonra doktorun yüzüne daha dikkatli baktý. Doktor:
"Ancak... Anoksi nedeniyle beyinde bazý komplikasyonlar geliþti. Biz elimizden geleni yaptýk. Maalesef eþiniz bundan sonra hayatýný yatalak olarak sürdürecek."
Kölenin eþi dehþet içinde elleriyle yüzünü kapattý.
Size þah mat dediðime bakmayýn. Evet, intikamýmý alýp dumanlýyý def etmiþ olabilirim. Ama ortada kazanan da yok, kaybeden de. Kaybolan tek þey güzel ve saðlýklý yaþanabilecek yýllar.
Son




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Pýnar Fellahvezirabad kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
Stephen King, Josh Malerman, Yasmine Galenorn, Becca Fitzpatrick, Joanne Katherine Rowling, Sigmund Freud, Aristoteles, Barbara Cartland


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Pýnar Fellahvezirabad, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.