Deðiþim dýþýnda hiçbir þey sürekli deðildir. -Heraklitos |
|
||||||||||
|
(Ýyinin Yeri Hiçbir Zaman Olmaz Deyimi Neden Kullanýlmýþtýr?) Bilindiði gibi deyimler genellikle doðal ortamlarda yýllarýn deneyim ve tecrübesine dayanýlarak icat edilen en saf ve gerçek ifadelerdir. Diðer birçok konuda olduðu gibi “Ýyinin Yeri Hiçbir Zaman Olmaz” ifadesi de herhangi bir insanýn durup dururken laf olsun diye kullandýðý bir açýklama deðil. Üzerinde derince düþünüldüðünde, tahminlerinde ötesinde felsefi ve siyasi bir düþünce yorumudur. Temelindeki anlamsa, “Ýyinin yani Dürüst Ýnsanýn” tarihler boyunca insanlýk yaþamýnda hiçbir zaman kabul görmediðidir. Dürüstlüðün kabul görmemesi demek, ayný zamanda mevcut insanlýk anlayýþýnýn gerçek insan olmaktan tamamen uzak, sahtekar ve yalancý olduðunu gösteriyor. Yalancýlýk ve sahtekarlýk dinlerden tutalým, siyaset, ekonomi, ahlak, namus, yönetim, idare ve de devlet yapýlanmalarýnýn hepsinde derince mevcuttur. Çünkü en az altý bin yýldýr, her toplumda “Ýyinin Yeri Hiçbir Zaman Olmaz” deyimi kullanýlmaktadýr. Bu bakýmdan tüm birey, toplum, devlet ve dini oluþumlar kendisini sorgulamasý gerekir. Nasýl bir dünyadýr ki? Herkes ahlak, namus, þeref, onur ve insanlýktan bahsettiði halde, iyinin yeri bir tülü olmuyor? Demek ki üretilen birçok deðer sahtekarlýktýr. Önce de belirtildiði gibi “Ýyinin Yeri Hiçbir Zaman Olmaz” ifadesi bir deyim olmaktan ziyade, önemli bir insanlýk sorununa da iþaret ediyor aslýnda. Ýstisnalarýn dýþýnda düzenin sahtekarlýðýný derinden hissederek yaþayan insanlarýn büyük çoðunluðu, çaresizlik içerisinde bu sahtekarlýða uygun düþecek psikoloji ile hayatýna yön vermek zorunda kalýyor. Çünkü tüm devlet yönetimlerinde insanlýk ayaklar altýnda iken, özellikle gelenekçi ve muhafazakar ýrkçý kültüre sahip Orta Çaðcý yönetimlerde ise, daha derin bir sahtekarlýk mevcut. Neden böyle bir onursuzluðun yaþam deðeri olarak kabullenildiðini, þu noktalarla daha anlaþýlýr þekilde açýklamak mümkündür. Esasýnda egoist doyumsuz karaktere sahip kiþiler, kendisini sorgulamayý en büyük hakaret sayýp, yükseklik ukalalýlýðýna sarýlmalarý neticesinde, kötülükler rahatlýkla toplum içerisinde yeþermeye baþlýyor. Bu ukala yaþam anlayýþý, doðasý gereði hak, hukuk ve utanma gibi hiçbir evrensel deðer tanýmadýðýndan, sürekli bir þeyleri çalarak elde eder. Ýlkesizlikle de olsa elde edilen gerek maddi varlýklar gerekse manevi ve siyasi güç, doðal olarak birilerine hükmetmenin yolunu açýyor. Hýrsýzlýk ve sahtekarlýðýn saðlamýþ olduðu bu imkanla, ilkel veya modern tüccarlar ya da sermaye sahibi kiþiler, en sonunda devleti yönetecek hakký kendilerinde görmüþlerdir. Sermaye sýnýfý ve dini temsilciler kadar sahtekarlýðý profesyonelce beceremeyen halk, mecburen bu profesyonellerin araksýndan giderler. Ýþte devlet ve toplumlardaki kötülüklerin egemen olup, iyilerin hiçbir zaman yerinin olmamasý, bu þekilde hakim olmuþtur ve olmaya devam ediyor. Sahtekarlýðýn devamlýlýðý ise, yine þu mantýk doðrultusunda sürüdürülebiliyor. Ýstisnalarýn dýþýnda bütün siyasi ve dini düþünceler, her konuda doðal geliþim ve büyümenin dýþýnda, gereðinden fazla siyasi güç ve maddi þeylere sahip olmayý tek varlýk ilkesi görmektedirler. Kendilerinden baþkalarýnýn yaþam ve hakkýnýn en ufak bir önemi olmadýðýna inanýrlar. Bu da diyalektik doðal evrensel ilkelerden uzak, maddi manevi, siyasi ve dini olarak anormal þekilde büyümek demektir. Böyle bir anlayýþ ne ticarettir, ne iþ yapmaktýr, ne de yaratýcýlýktýr, tamamen insanlýk düþmanlýðýdýr. Ve psikolojik açýdansa; her zaman egemen güçlerin düþüncesinde, mevcut varlýklarla mütevazi þekilde yaþamak aptallýk olarak görülür. Sürekli çevresindeki insanlarý direkt ve dolaylý hukuk dýþý yollara teþvik ederek, sahtekarlýða zemin hazýrlanýr. Temel amaçsa toplumu doyumsuzluk ve yolsuzluða inandýrarak alýþkanlýða dönüþtürmektir. Doðacak her fýrsatý egemen güçler daha iyi deðerlendirip en çoðuna kendileri sahip olacaðýný bildikleri için, halkýn aðzýnýn sulanmasý bir engel teþkil etmez. Çünkü dünyanýn her yerinde sýnýrsýz varlýklar, sýnýrsýz yetkiler, sonu olmayan makam ve mevkilerle elde edilen güç, sahtekarlýklarla ancak uzun süreli kullanýlýr. Bu anlayýþ bir de devlet yönetim politikasý þeklinde meþrulaþtýrýlmýþsa, dürüstlüðün ruhuna çoktan fatiha okunmuþ demektir. Sahtekarlýðýn derince hakim olduðu toplumlarda, devlet yönetimlerinin en çok sarýldýklarý kaynak, Orta Çað mantýðýna dayalý tanrý, din ve ýrk yüceliðini öne çýkarmaktýr. Bunu duyan her birey, karþýsýndaki kiþinin tüm kötülüklerini bildiði halde, inancý gereði onu kolayca eleþtirmez veya karþýtlýk gösteremez. Ve sahtekarlar böylece tüm hedeflerine daha kolayca ulaþýrlar. Bu kadar derin sahtekarlýk ve hileyi gören insanlar, artýk öyle bir konuma gelmiþlerdir ki, iyiliði ve dürüstülüðü anlatacaklarý kimseyi bulamadýklarý gibi, iyiliðin hiçbir getirisi olmadýðýna da inandýrýlmýþlardýr. Toplum kötülüðün hakim olduðunu bildiði halde, bunun kötülük deðilde yaþamýn bir þartý olarak algýlayýp sahiplenilmesi, çaresizlik ve düþünce yetersizliðinin sonucudur. Sürekli öne sürülen namus, doðruluk, vicdan, ahlak gibi deðerler, bu sahtekarlýklara göre anlam ve þekil kazanmýþtýr. Herhangi bir devlet iddia edildiði gibi sahtekar olmadýðýný söyleyebilmesi için, iyilerin ya da dürüstlüðün devlette ve toplum bilincinde neden hakim olmadýðýnýn doðru cevabýný vermek zorundadýr. Bunun gerçek yanýtý ise sýnýrlý güç, sýnýrlý yetki, sýnýrlý varlýk, akýlcýlýk, bilimsellik ve gerçek demokratik kurallarla yaþamaktýr. Ýstisnalarýn dýþýnda hangi devlet ya da toplum ifade edilen ilkelere uygun, her konuda mütevazi þekilde yaþýyor? Demokratik burjuva ülkelerini saymazsak, ele alýnacak bir iki ülke ancak gösterilebilir. Yaþamýn tüm alanlarýnda sýnýrlýlýk ve mütevazilik yerine, devlet ve bireylerin ahtapot gibi sürekli büyümesini düþünmek, büyüdükçe kendinden olmayan her þeyi ve en sonunda kendisini de yok etmek demektir. Böyle bir yozlaþmýþlýk içerisinde, istisna da olsa gerçeði görüp, “Ýyilerin Yeri Hiçbir Zaman Olmaz” ifadesini kullanan insanlar, toplumda dýþlanan kiþilerdir. Çünkü sahtekar yönetim ve de toplumlarda doðruyu söylemek suç ve maddi hiçbir getirisi olmayan bir durum. Buna karþý çýkýp dürüstlüðü savunmak, bilgi, iradi güç ve evrensel ilkelere sahip olmakla mümkündür. Gerçekten bu zor bir iþtir. Onun için insanlarýn çoðu, en kolay ve psikolojik tatmin yolu olan efendiye yaranma yolunu tercih ediyor. Hayata ve yaþama tamamen damgasýný vuran riyakarlýk, resmi ve gayri resmi her yerde iþ yaptýðýna göre, kim sallar iyilerin toplumda hakim almasýný. Herkeste biliyor ki, iyi ya da doðrunun hakim olmasý demek, sahtekarlýðýn sonu anlamýna geliyor. Bu baþta devleti yönetenler olmak üzere, çoðu insanlarýn iþine gelmeyen bir durumdur. Sonuç olarak þunu rahatlýkla ifade edebiliriz. Dünyanýn her yerinde insanlar mütevazi yaþamdan tamamen uzak, aptalca ve canavarca doyumsuzluðun esiri olmuþlardýr. Bu yüzdendir ki, her toplumda Ýyilerin Yeri Hiçbir Zaman Olmamýþtýr. Ve doðruyu söyleyenler sürekli onuncu köyden de kovulmaya devam ediliyor. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |