"Hayranlýðý o dereceye vardý ki; yere düþtü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Ben, dünyayý sadece yorumlarým. Deðiþtirmek benim iþim deðildir. Baþkalarý bunu yaparbilir. Eðer dünya deðiþtirildi ise bu sefer bunu da yorumlarým. Bu düþüncelerim farklý bulunabilir. Farklý düþünen insanlar hor görülebilir, kýnanabilir, hapsedilebilir, hatta öldürülebilir. Ancak dünyadaki deðiþikliklerin gerisinde farklý düþünen insanlarýn alýnteri yok mu? Kölelerin efendi olmasýný istemiyorum; tabii efendilerin de köle olmasýný… Efendilerin ve kölelerin olmadýðý bir dünya istiyorum. Dünyada sefalete mahkûm edilmiþ milyarlarca insan varken, kimse bana insanlýktan, uygarlýktan bahsetmesin! Bazýlarý daha iyi bir dünya kurma vaadi ile geldiler, dünyanýn canýna okudular. Þimdi birçok insan “Daha iyisini deðil bana eski dünyamý verin…” diye baðýrýyor. Dünya, ölü düþünce mezarlarýyla dolu. Bu ölüler bir gün neden canlanmasýn? Gücü elinde tutanlar, düþünenlerden ve düþüncelerden korkuyorlar. Haksýz da sayýlmazlar. Çünkü sonlarýný getirecek olan o düþünenlerin düþünceleridir. Acayip düþünceler geliyor aklýma. Acaba ben acayip miyim? Acayip ve karanlýk düþünceler içindeki bir zihin, yakýnda çürüyecek ve etrafýna iðrenç kokular(!) mý yayacaktýr? Çünkü, düþünce canlý bir organizma gibidir. Görür, duyar, dokunur, acý çeker, mutlu olur, tat ve koku alýr. Bu dünyada her þey boþ ve geçici, hatta önemsiz, gereksiz; bunu biliyorum. Bildiðim halde olaylardan neden etkilendiðimi bir türlü anlamýyorum. Bir taraftan böyle düþünürken öte taraftan þöyle düþünüyorum. Tutarsýzlýk. Sanki tek deðil de iki “ben” var; hatta ikiden de fazla. Biri boþ ver diyor, öteki boþ vermek olmaz diye diretiyor. Bir baþkasý boþ da verilebilir, verilemez de diye ikisinin ortasýný bulmaya çalýþýyor. Of be of! Bu “ben”lerin her biri beynimin bir köþesine gizlenmiþ, oradan davranýþlarýmý yönlendiriyorlar. Bunlardan kurtulmanýn bir yolu var mý? Kaçsam, peþimden geliyorlar, bir yere çakýlý kalsam “Þöyle yap, böyle yap, yok hem þöyle yap hem de böyle yap!” diye bana emir verip harekete geçirmeye çalýþýyorlar. Pencerenin yanýna gittim; dýþarýya bakýyorum. Deðiþen bir þey yok, ya da bana öyle görünüyor; veyahut da ben hiçbir þey görmüyorum. Bu evdeki hayatýmýn çoðu þu üçgen içinde geçiyor: Yataðým, masam ve pencere. Arada sýrada mutfaða gidiyorum ve binde bir de salona. Burasý tek katlý bahçeli bir ev; babamdan miras kaldý. Annemin bu evde çok emeði var. Rahatýna eremeden öldü gitti. Babam uzun yýllar burada tek baþýna yaþadý, ben o sýrada evliydim ve baþka bir þehirde oturuyordum. Babamdan sonra eþimi de kaybedince gelip buraya yerleþtim. Ýki odasý bir salonu var. Salonun kapýsý genellikle kapalý durur ve çok az girerim oraya. Salondaki eþyalar ilk alýndýklarý gibidirler neredeyse. Çünkü annem buraya “misafir odasý” derdi ve misafirden baþka da kimseyi bu odaya sokmazdý. Misafir ise ayda yýlda bir gelirdi. Ýþte eskiden kalma bir geleneðin mirasý bu salon-misafir odasý. Odanýn birini depo gibi kullanýyorum, diðerinde de hem yatýyorum, hem televizyon seyrediyorum, hem de bilgisayarla ilgileniyorum. Bina çok eski; en az kýrk yýllýk. Isýnma soba ile. Ýstesem çok daha konforlu bir ev tutabilirdim; tutmadým. Paramý idareli harcamalýyým. Emekli ikramiyem bankada olduðu gibi duruyor, hiç el sürmedim, babamdan kalan mirasý da nakite dönüþtürüp bankaya yatýrdým, gerektikçe buradan çekip harcýyorum. Param bittikçe hýrsýzlýk yapýyorum; yani bankaya gidip babamdan kalan mirasýn parasýndan çekiyorum. Kendim kazanmadýðým için bu parayý harcamak bana hýrsýzlýk gibi geliyor. Bir çocukluk arkadaþým var; yýlda iki ya da üç defa görüþürüz. Geçen buluþmamýzda laf çalýþmaktan açýldý. Ne yaptýðýmý, nasýl vakit geçirdiðimi sordu. Ben de ona: -Bilinmeyeni, bilmek için uðraþýyorum. Dedim. -Bildin mi buldun mu bilinmeyeni? Bulduysan nedir? Diye sordu. -Hayýr, bulamadým, bilmiyorum. Bilsem de kimseye söylemem. Hazýra konmak yok; herkes kendi arayýp bulsun. O yüzden bu yaþýmda ben, en aðýr iþte çalýþýyorum, deyince gözlerini açtý, suratýný gerdi: -Nasýl yani? Dedi. -Nasýl olacak? Gece gündüz düþünüyorum; bundan daha aðýr baþka bir iþ olabilir mi? Diye sorusunu cevapladým; sinirlendi, alaycý bir gülüþ attý; belki de küfür etti ve kalkýp gitti. Onun o sinir bozucu gülüþ sesi uzun süre kulaklarýmda çýnladý, ruhumu týrmaladý. Bu onunla son görüþmemiz olur mu? Pencereden bakmaktan býkýnca yüzümü masama doðru çevirdim. Etraf çerçöp dolu. Bu kadar süprüntü nereden gelmiþ? Benden baþka bu odada yaþayan da olmadýðýna göre! Gözlerimi çerçöpten ayýrýyorum, rahatsýz ettiði için aslýnda bakýþlarýmý kaçýrýyorum. Ýyi ki öyle yapmýþým. Güzel bir þey görüyorum: Masamýn üzerine bir kuþ konmuþ. Yakýndan incelemeye karar veriyorum. Evet, bu bir güvercin. Besili. Tüyleri bembeyaz. Ayaklarý ve gagasý açýk penbe, týrnaklarý kirli beyaz. Gagasýyla katlanmýþ bir kâðýt parçasý tutuyor; bunu bana vermek için bir iki adým atýp masanýn kenarýna iyice yaklaþýyor. Almak için sað elimi uzatýyorum. Ve... Kuþ kayboluyor. Elime bakýyorum, kâðýdý parmaklarýmýn sýmsýký tuttuðunu görüyorum. Bu kuþ gerçek miydi, hayal miydi? Kuþ hayal ise bu kâðýt neyin nesi o zaman? Acayip bir ürperti geldi; bütün vücudum titriyordu. Oysa korktuðumu sanmýyorum, nedense heyecanlanmýþtým iþte! Ortada müthiþ bir muamma vardý; ben çözemezdim bunu. Yardým alabileceðim kimse de yoktu. Çaresizdim ve yapmam gerekeni yapmalýydým. Yaptým. Kâðýdý açtým, bir not yazýlý: “Sen beni bulamazsýn, ama ben seni istediðim zaman bulurum. Ben bir kuþ gibi uçuyorum, seviyorum uçmayý. Dilersen birlikte uçalým ve bu uçuþ hiç bitmesin.” Uçmaktan bahsediyor; kim bu ve nereye uçacaðýz? Tanýdýðým bir hostes ya da pilot yok ki birlikte uçalým? Hem ben uçaða binmekten korkarým. Bu olsa olsa densiz bir tanýdýðýn þakasýdýr. ● ● ● (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |