Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
''Ooo' dedi kapýdaki çavuþ, 'Biz de sizi bekliyorduk maaile, nerelerde kaldýnýz, önemli iþleriniz vardý herhalde.'' Kafamda binbir türlü düþünceler, ''Bu ne ilgi alaka, herhalde benimlen dalga geçiyorlar, ya da çok meþhur birilerine benzettiler.' O zaman yazdýðým þiirleri toplasan otuzu kýrký geçmez. Çavuþa döndüm ''Abi geciktim, biraz þehirde iþlerim vardý da.'' Halbuki külliyen yalan, eski okuldan bir arkadaþa rastlamýþtým þehirde gezerken, onun ile takýldýk öylesine bir iki gün. ''Zahmet etmeseydiniz bir telefon etseniz biz sizi gelir alýrdýk'' demez mi bana Çavuþ. Tam elim ayaðým gevþiyordu ki çavuþun yanýndaki Onbaþý uyardý ''Kes birader kes, daha fazla uzatma, bu bizim Ýhsan Çavuþ yüzelliden aþþaðý þýnav çektirmez kafasýný daha fazla bozarsan ona göre'.' Pis pis yüzüme bir baktý çavuþ ''Ne abisi l...n kendine gel sayý ile burasý asker ocaðý anakucaðý deðil.'' Bende bet beniz attý, ''Ehem kem küm emreeet komutanýýým'' Oranýn Astsubay Okulu Komutaný Kýdemli Albay yengemin yakýn akrabasý, nasýl olsa arada bana kýyak yapar ucundan, ama çok da fazla torpil istemem iþin doðrusu. Ivýr zývýr iþler ile uðraþýrken öðlen oldu, doðruuu yemekhaneye. Ne söylesem ki garsonlara, biraz acýlý adana, yanýna ayran veya kola, biraz salata diye düþünürken, önümüze demirden tabaklar ile milli yemeðimiz kurufasulye gelmez mi, yanýnda bolca ekmek ile su da var en terkosundan. Ýnsan acýkýnca onlarda bir tatlý geliyor ki, sormayýn gitsin. Sanki kuru fasulye deðil de, iskender ile yanýnda baklava yiyoruz. Bir iki gün iþlemler ile uðraþtýktan sonra askeri elbiseleri giydik. Giydik giymesine ama, sivilde gözümüzü bir korkutmuþlar sormayýn gitsin. ''Sakýn tüfeðini kaybetme, karavanayý kaptýrma, yemek görevinde fazla arazi olma, tertipçilik vardýr dikkat et'' vs. Yazýn sýcaðýnda eðitim yapýyoruz harala gürele, ne yapacaksýn vatan görevi. Ýstirahat vermiþler oturmuþuz. Üçyüz kiþilik bölük, onbaþý adaylarý dinleniyoruz. Çavuþ seslenir ''Oradan beþ kiþi gelsin çabuk.'' Acele ile beþ altý kiþi koþar Çavuþun yanýna, gerisi oturmaktadýr. Çavuþ hiddetlenir, ''Siz kenara geçin bakayým gelenler, neden hepiniz birden kalkmýyorsunuz. Oturanlar önce þýnav vaziyeti al, elli þýnav sayarak baþla.'' Offf pufff yandýk battýýk yakýnmalarý. Çavuþ ''Tekrar ayaða kalk, tekrar yat sürüüün.'' Baþka bir istirahatte terlemiþiz yine temmuz güneþinde, bir iki arkadaþ kalkýp su içmeye gittiler. Peþindende baþka bir arkadaþ seðirtti, sonra geri geldi. Çavuþ, ''Gel asker buraya.' Askerden esas duruþ, topuk sesi, ''Emret Çaavuþum.'' Çavuþ tekrar, ''Nereye gittin sen?'' Asker hazýrolunu bozmadan, ''Su içmeye komutanýýým'' Yine Çavuþ ''Kimden izin aldýn asker?'' Yine cevaplar, ''Onlar gittiydi de ben de gittim, kem küm ehem...'' Okkalý bir tokat surata, ''Onlar kendini uçurumdan attý sen de mi atacaksýn, yat elli þýnav çek.'' Asker kýzarýr bozarýr, ''Hmmm ama komutanýým'', daha da hiddetlenerek ''Þýnav yüz oldu, her itirazýnda þýnav sayýsý elli elli artar ona göre.'' O ne kardeþim elli elli artar sanki memur maaþý artýrýyor Çavuþ arkadaþ... Gitmeden sivilde bahsediyorlardý, yemeklere þap atýyorlar, bir müddet büyük abdeste çýkamazsýnýz diye, inanmamýþtým o zaman. Hakikaten de öyle birþey varmýþ. Beþ gün oldu týk yok, arkadaþ bu yediklerim nereye gidiyor o zaman. Arkadaþýn birine sordum, ''Eritiyorsun abi, eritiyorsun yediklerini'' dedi. Ýyi dostluklar, iyi arkadaþlýklar kurdum, bazýlarý hâla da devam eder. Takým çavuþunun üst ranzasýnda yatýyorum. Sabaha kadar ýþýk açýk, uyu uyuyabilirsen... Derslerde baþlayýnca branþ konularýnda, dershanelerde daha rahat eder olduk. Bazen dershanelerde, bazen çamlarýn dibinde ders yapýyoruz. Ders de ne ders ama. Ders Komutanýmýz Ýlhan Çavuþ saðlam bir asker, bizim gibi o da onsekiz aylýk. Mýzýkamý da daha önceden almýþým yanýma, ama derse getirmiyorum kýzarlar diye. Geceleri istirahatte devrelerim Yalçýn abi ve Bayram kardeþim ile dýmbýrdatýyoruz ara ara... Birgün dershanedeyiz yine, baktým Ýlhan Çavuþ'un elinde benimkinden biraz daha basit bir mýzýka, sohbet muhabbet bol, Ýlhan çavuþ kafa adam, öyle laf arasýnda ''Müzik aleti çalan var mý arkadaþlar'' dedi. Ne diyeyim ben þimdi, kafamdan binbir türlü þey geçiyor. Halk konseri vermiþliðimiz yok ama ne yapsam. Çalýyorum ben o elinizdeki aleti desem, illa ki çaldýracak, güzel çalamayýp mahçup olmak da var. Herhalde 'Bak postacý geliyor' ya da 'Daha dün annemizin kollarýnda yaþarken'i çal demeyecek Çavuþum. Elim ve yüreðim titreye titreye parmaðýmý kaldýrdým. ''Ne çalýyorsun sen Zeytinci'' dedi. Alýþmýþým ta ortaokuldan beri herkesin soyadým ile hitap etmesine, hiç de alýnmam, bilakis hoþuma bile gider. Ankara'da tektir benim soyadým baþka da yok. Neyse konumuza dönelim yine ''Komutaným o elinizdekinden çalýyorum ben'' dedim. Gözleri faltaþý gibi açýldý, mýzýkayý uzattý'' Al bakalým birþeyler dýmbýrdatta görelim Zeytinci, çalamazsanda ikiyüzelli þýnava hazýrol, bileklerin kuvvetliidir inþallah.'' Aldým mýzýkayý elime, içimden de salavat getire getire, yavaþ yavaþ nefes vermeye baþladým armonikaya. Önce bir 'Gül aðacý deðilem', peþine bir 'yýldýzlarýn altýnda', üçüncüye gelsin 'Eski dostlar', araya bir Tom Jones 'Delilah' sýkýþtýralým, finalde bir 'Harbiye Marþý', neyse uzatmayalým konseri alnýmýzýn aký ile bitirdik, çavuþtan da aferini aldýk. Bazý bazý dersleri aðaçlarýn altýnda arazide yapardýk. Ne dersi ne de birþey. On beþ dakika ders, kýrkbeþ dakika benim ücretsiz halk konseri, çavuþtan gelsin aferinler... Öyle günler aylar birbirini kovaladý, onbaþýlýk sýnavýna girdik. Sýnavda formalite herkes olacak onbaþý hali ile. Kaðýtlarý verdiler elimize, çiziktirdik birþeyler. Birkaçgün sonra da omuzumuza tek pýrpýrý taktýk. Taktýk takmasýna da, bu seferde arkadaþlar ile üst devre onbaþýlarý birbirine karýþtýrýyoruz, bin kiþilik çavuþ talimgahý, birgün sopayý yiyeceðiz üst devre onbaþýlardan. Bir kaç tane onbaþý olmuþ ama pýrpýr takmayan arkadaþ var, onlara hava atýyoruz, ''Gel bakayým buraya asker'', kimisi tanýyor ''Yürü be tertip'' diyor. Bazen de biz baltayý taþa vuruyoruz, üst devre onbaþýlara veya kadrolu erlere çatýyoruz, ondan sonra da kýçýmýza þaplaðý yeyip oturuyoruz... Üçbuçuk aydan sonra nihayet daðýtým olacaðýz yeni birliklerimize. Arkadaþlarla vedalaþtýk, helalleþtik, otobüslere bindik, istikamet Ankara. Kimine Ýstanbul, kimine Adana. On günde daðýtým izni var Allah'dan. Ýþte böyle bizim onbaþýlýk hikayemiz. Siz siz olun ''Mantýðýn bittiði yerde askerlik baþlar'' lafýna sakýn inanmayýn. Mantýðýn en çok olduðu yerdir Asker Ocaðý, diðer bir adý da Peygamber Ocaðý'dýr. Bütün Komutanlarýmý (Usta Birliði ve Acemi Birliði) saygý ile selamlýyorum. Ýyi ki sizlerin yanýnda askerlik yaptým, iyi ki vardýnýz, bana çok deðerler kattýnýz...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |