Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Bir toplum ve bireyin yaþam kalitesi, o toplumun siyasetinin derinlik ve de objektifliðine göre belirlenir. Ya ilerici siyasal yapýyla zenginleþerek en az sorunla yaþar veya gerici anlayýþla sürekli birbirini yiyerek bitme noktasýna gelinir. Bilindiði gibi toplumlara ruh, hareket, dinamik ve yaþam heyecaný katan temel felsefe siyasettir. Bu yüzden siyasetin doðru ve gerçek bir felsefi temeli olmasý þarttýr. Orta Çað'da olduðu gibi siyasetin dinlerin hayal ürünü söylencelerine dayanmasý, insanlarýn sürekli birbiriyle çatýþtýrmasý demektir. Bilimsel siyaset icat edilmeden önce dinler ilk siyasi kurumlardý. Toplumlarýn eðitim ve bilgi seviyesi yükseldikçe, dinlerin siyasetten tamamen men edilmesine çalýþýldýðýný görüyoruz. Bunu bazý toplumlar baþarýrken bazýlarý hâlâ yerinde saymaya devam ediyor. Toplumlarýn dini siyasete karþýtlýðýnýn sebebi, dinlerin hayal ürünü soyut kavramlarla insanlarý oyalamasýdýr. Ýnsanýn sürekli yenilik ve daha gerçekçi yaþam arayýþý içerisinde olmasý, somut bilimsel siyasetin yolunu açmýþtýr. Bu bakýmdan somut bilimsel siyaseti hatýrlayarak, Türkiye siyasetinin niteliðini ve son alacaðý þekli daha net belirleyebiliriz. Bilimsel Siyasi Felsefe: Doðal yapý baþta olmak üzere sosyal koþullara uygun, somut, anlaþýlýr, eþitlikçi, gözle görülen, elle tutulan, gerçekçi kurallar ve düzene göre topluma yön vermektir. Siyasal bu derinlik öyle her aklýna gelenin yapacaðý iþ olmadýðýndan, bunun temeli bilime dayanmak zorundadýr. Somut bilimsel siyasi etik felsefeyi, temel ilke kabul edip olanaklar dahilinde yerine getirmeye çalýþan tek düþünce, materyalist sol felsefi yapýlar olmuþtur. Diðer alternatif metafizik siyasi felsefeyse, siyasette hiçbir bilimsel etik ve ilke kabul etmemektedir. Her zaman Tanrý ve dinin emrettiði gibi üstün soylular sýnýfý baþta olmak üzere, erkek cinsiyetçi ego için her yol mubahtýr düþüncesinden hareket edilmesi, tüm çatýþma ve olumsuzluklarý yaratan en büyük sebeptir. Türkiye toplumu ve siyasetinin mayasý bu Ýslami metafizik siyasi düþünceye baðlý olduðuna göre, Türkiye'deki siyasi yapýnýn ne olduðunu, son noktada nasýl bir þekil alacaðýný yine buna göre belirleyebiliriz. Selçuklulardan, Osmanlý ve Cumhuriyet döneminde sürekli söz sahibi olan ve topluma kendi rengini veren CHP vb. partiler, Ýslami metafizik düþünceyle toplumu tam bir düþünce yoksunu yapmýþlardýr. Bunu þuna göre ifade edebiliyoruz. En az Türkiye toplumunun %85'lik oraný Ýslami düþüncesinden baþka dünyadaki diðer farklýlýklara kesinlikle kapalý olmasý. Ya da kendisine benzerse kabul eden bir düþünce kalýbýyla yaþama ve dünyaya bakmasýdýr. Türkik Müslüman bu mantýk Anadolu'nun coðrafi, iklimsel, kültürel ve halklar geçekliðini dikkate almayýp, sadece Ýslam gericiliðiyle kendi özünü dahi yozlaþtýrmýþtýr. Toplumu þekillendiren eðitimin, Ýslam'ýn hayal ürünü yalan söylence ve hikayelerine dayandýrýlmasý, Anadolu halklarýný büyük bir dejenerasyona uðratmýþ oldu. Bu da yozlaþmayla birlikte her alanda yüzeysellik ve basitliði yaratmýþtýr. Cumhuriyet yönetimi, Osmanlý'nýn Ýslam gericiliðine dayanan düþünce ve yaþamýn bir þey kazandýrmadýðýný bildiði halde, somut bilimsel materyalist düþünceye düþmanlýðýný sürdürmesiyle, kendisini zehirlemiþtir adeta. Çaresizlik içerisinde kalan Kemalizm, batýnýn materyalist modernliðini taklit etmiþ olsa da, Ýslami gericiliðin her þeye hakimiyeti, yaþamýn bütün alanlarýný yapay ve göstermelik býrakmýþtýr. Sahte, göstermelik, yapay, ithal ve ikame görüþ olan Ýslami düþünce anlayýþý hangi topluma bulamýþsa, o toplum gelmiþ olduðu noktadan daha da geriye gitmiþtir. Buna en somut örnek olarak Ýran halkýný gösterebiliriz. Ýran tarihini okuyanlar görecektir Mezopotamya'da ilk toplumsallaþma, insanýn doðasýna uygun siyaset, düþünce ve aile yaþamýnýn en ileri þekli yine Perslerde görülmektedir. Persler dünyanýn en zengin kültürüne sahip olmalarýna raðmen, ne zaman Ýslami Þii gericilikle tanýþmýþsa, her geçen gün geriye gitmiþtir. Günümüzdeki geldikleri nokta herkesin malumu. Ýslam'ýn mevcut soyut gerçek dýþý bu yaþam düþüncesinin Türkler üzerindeki etkisini düþündüðümüzde, insanýn aklýný donduracak türdendir. Bunun nedeniyse, Türkler sürekli yer, dil ve din deðiþtirerek göçebe yaþadýklarýndan, kendi öz deðerlerinden çok þey kaybettiler. Kemalizmin sürekli batý taklitçiliði ve yapay modernliðe özenmesinin esas temelinde, bu kültürsüzlük ve özünden kaçýþ vardýr. Çünkü bilimsel materyalist felsefeye inanarak hareket edilseydi, Ýslami inanç ya zayýflayacaktý veya terk etmek zorunda kalýnacaktý. Bunu göze alamayan Kemalizm, Osmanlý'nýn devþirme mantýðýndan hareketle Atatürk ilkeleri adýyla, Ýslami düþünce içerisine suni laikliði serpmekle farklý þey yaratýklarýna inanmýþlardýr. Halbuki her þey Arap saçýna dönüþmüþ oldu.. Çünkü modern materyalist siyasi düþünceyle, Ýslam'ý siyasi yapýyý sentezlemek hiçbir koþulda mümkün deðildir. Ya gerçekten “Laiklik ve Sekelerizm” kabul edilerek doðru, çaðdaþ materyalist yapý oluþturulmalýydý. Veya Arap toplumlarýnda olduðu gibi Ýslam Þeriatýna göre yaþanmasý gerekiyordu. Her iki siyasal yapýdan birini tercih etmek yerine, ikisini taklitçi mantýkla harmanlamaya çalýþmak devþirmeciliði de aþan Nihilist anlayýþý yaratmýþtýr. Bu da papaðan gibi ezberletilenlerinin dýþýnda farklý hiçbir þey düþünemeyip ifade edemeyen, robotlar topluluðunu meydana getirmiþtir. Bütün bu anormalliklerden dolayý Türkiye'deki istisna sosyalistlerin dýþýnda, diðer sol kesim baþta olmak üzere toplumun %90'ý, ne kendi gerçek geçmiþini biliyor, ne de geleceði ile ilgili hiçbir bilgi, düþünce ve öngörüye sahip deðiller. Sürekli ezberletilenler tekrarlanmakla yetinilmektedir. Türkiye'deki bürokrat ve yöneticiler ise þunun farkýndalar. Herkes kendini gerçek bir sorgulamaya tabi tutsa, ne Ýslam, ne Kemalizm, ne de yapay ulusalcýlýk diye bir þey kalmayacak. Bu yüzden kimse tarihiyle hesaplaþmaya cesaret edemiyor. Çünkü korkaklar ve bilgisizler yeni düþünceler üretmezler. Sürekli eskiyi allayýp pullamakla kader nereye götürürse oraya giderim mantýðýndan hareket edilmektedir. Temel gerçekler bu þekilde olduðuna göre, doðal olarak þöyle bir siyasi þekil ortaya çýkýyor. Türkiye'deki sol ve demokrat düþüncedekilerin büyük bir çoðunluðu kýsa süre içerisinde en fazla Arap Baasçýlýðý ve Þii muhalifliðin týpatýp aynýsý olacaklar. Sað ve dinciler için fazla bir þey belirtmeye gerek yok. Zaten onlar Ýslam devþirmeciliðini daha orijinal hale getirmek için ellerinden gelen her þeyi yapmaktadýrlar. Tüm bu gerçekler nitelik olarak Türkiye'deki laiklik, çaðdaþlýk, modernlik, ilericilik, demokratlýk ve Müslüman siyasi düþüncelerin tamamen sahte olduðunu ortaya çýkarýyor. Söz konusu siyasi yapýlarýn çok yakýnda daha da bulanýklaþýp gericileþeceðini hep birlikte göreceðiz. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |