..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




19 Temmuz 2018
Tarihi Olan Ýlahi Adalet 7  
Bayram Kaya
Ýþte Mustafa Kemal Atatürk, inþada âtýl kalan enerjiyi kendi alaný içinde dönüt yapacaðý bir alanlarla sýnýrladý. Yalýtýma etti. Fetih üzerine, ganimet üzerine, kapitülasyonlar üzerine olmayan; köleliði yücelten söylemle deðil, emeði efendi yapan üreten bir bilimsel iliþkili enerji dönüþümlü enerji üreten enerji santrallerini (kurumlarý) geri beslenim ile inþa ve organize etmiþtir.


:GHB:
Bir konu anlatýmý yaþanan gerçek travmadan benzetili sözcüklerle dramatikleþtirilir. Bir ironi ye dönüþür. Bu anlatým dinsel terminolojilere de geçmiþtir. Örneðin cehennem günahkarlarý yemekle doymazmýþ ta; “daha yok mu?” Yoksa “BEN BENÝ YÝYECEÐÝM” dermiþ! Ýþte öðle zamanýnýn sýcaklarý cehennemin bu tür öfke ile söylenmesinden ötürü öfkeden kopup gelen alevden bir nefesmiþ!

Kolektif süreçten kolektif olmayan sömüren sürece doðru geçerken makas ve makas açýlýmý ile yaþanan dehþetin baskýsýný anlatan, bu aktarýmlar ilk kes "tufan" diye söyleniyordu. Ya da çevirenler bu sözcüðü bize þimdiki tufan kavramýmýzla söylüyorlardý.

Oysa anlatýlan tufan hikayelerinde söylenen tufan yerleri; bizim bildiðimiz tufanlarla örtüþmez. Ýlk tufan yerleri " ittifaký þölen içinde kazan kaynatýlan tapýnak yerler" diye geçiyordu ki bu tarihteki ilk kez gerçekleþen totem hafýzalarýn silinmesi ile oluþan travma tufanlardý. Ýkinci tufanlar da Nuh’un (Ziusudra’nýn) yaþadýðý Ýlahi kolektif süreçten, ezen ve ezilenleri ortaya koyan özel mülkiyetli El sürecine geçiþte yaþana þok travma süreçli tufanlardý.

Kazan kaynatýlan yerler ilk buluþma ve ittifak yeri olan tapýnaklardý. Her bir grup kendi canýndan kanýnda insan olan kiþi kurbanlarý vermekle karþý gruba yediriyordu. Böylece kurban veren grup, kurban eti yedirdiði grubu kendi caný ve kendi kanýnda yapmakla totemi aitlik direncini kýrýyorlar ittifaký ilahi sosyal aitliðini ortaya koyuyorlardý.

Gruplar kazan kaynatýlan yerlerde kendi tahýl ürünlerini ya da hayvani ürünlerini kazanlarda kaynatýp ittifaka katýlanlara sunuyorlardý. Ýþte bu insan kurbanlý ve totem yiyecekleri sunulu ittifaklaþmayý anlatan seremonilere, kazan kaynatma deniyordu.

Þölen içinde Ýttifaka katýlan gruplarýn bu seremoni ritüeli grup sayýsý kadar gün sürüyordu. Grup sayýsý kadar ürün çeþidi vardý. Her ürün çeþidi her biri bir günde piþiriliyordu. Piþen ürün ittifak katýlýmcýlarýna sunuluyordu. Böylece totem yiyeceði ittifakýn ilah yiyeceðine dönüþüyordu. Yehova 6 günlük bir ittifaký seremoniden sonra yedinci gün bu nedenle ayak -ayak üstüne atýp dinleniyordu

Neyse konumuz bu deðil. Bir unutmanýn baþka bir unutturmayla nasýl tufan türü söylemlerin hikâye söylemine dönüþtüðüne deðindik. El, kendi anlatmasý içinde, kendisini meþru ediyordu. Çünkü Ýlahi döneme göre, köleliði meþru etmeden; köleliði El tarzý bir adaletle yönetmesinin izahý olasý deðildir.

Ancak köleliði meþruiyetle kanýksanmýþ bir monarþi ve oligarþi dönemi içinde, eski hikâyeyi tekrar ele alýrsýnýz. Neden? Çünkü bunlar sosyo toplumun ilk öðrenme ve öðretme zihin kalýplarý olmakla, kiþiler yeni olaný bu kalýplara göre anlayýp sindirir oluyorlardý. Ýþte bu öðrenme öðretme kalýplarýný siz köleci mantýða göre (Nuh olarak) anlatacaktýnýz.

Eski hikâyede Nuh'un porto tipi olan söylemdeki temsilcilik, ittifaký olmuþ olan bir grup totem yapýydý. Ýttifak içinde ittifakýn uyumsuzlarýydý. Grubun bu uyumsuzluklar nedeniyle ittifaktan atýlmalarýný konu eden türlü söylemlerdi. Ýttifaktan kovulanlardý. Ýlahi adalete, kolektif olmayýp ta ilahi meþruiyete, El adaleti ile karþý çýkan bir diðer üreten totem yapýnýn ittifaktan kovulmasýydý. Veya ittifaktan ayrýlýp sürgün yemesi dramatik tufan süreçleriyle travma süreç nesil dimaðýnda unutulmaz kýlýnýyordu..

Ýnancý tarih bu tufanlara “azýp sapma” gibi ipe sapa gelmez söylemleriyle yaklaþýr. Bu söylemle süreç ne doðru olur. Ne ne meþruiyet kazanýr. Hayatýn ve inþanýn azýp sapma gibi bir eðilimi yoktur. Neye göre azýlýp sapýlmýþtý? Azýlan sapýlan neydi? Azýlma sapýlma olmayan neydi? Yapýlar keyfinden mi azýp sapmýþlardý? Bunlar yerli yerine konmazsa tarih açýklanamaz. Azdýrýlan (kaybettirilen) ilahi iradeydi. Sapýlan yeni yol da (þeriat ta) El adaletiydi. Kölecilikti, kölecilik iman ahitleriydi.

Nuh ittifakta kovulan Ýsrail soyunun kendi geçmiþ içinde karmaþan entegre bir tarih hafýzasýný taþýyor olmakla ittifaktan ayrýlýyordu. Ýttifaký kolektif hafýza içindeki Nuh tarzý El düþüncesi, kolektif sahiplik; kolektif güç gibi belirgin ve aktif hikayeleri; “El’in sahipliði, El’in keyfi takdiri”, “kaza ve kader “ gibi söylemler karþýsýnda, belirsiz kýldýlar.

Kolektif akýþ içinde pasif durumla olan kiþi sahipliðinin El türü anlayýþ içinde yeni söylem þekli “El Malik El Mülktü”. Belirsiz olan El söylemleri, ilahi manada boþalan anlamýn yerini almakla, belirgin oluyordu. Yani kolektif yapý içindeki kimi belirgin anlatýmlar belirsizleþti. Kimi anlatýmlar da güncel düzleme göre söylenerek monarþiye ve sonra da oligarþiye göre yeniden revize edilen söylemler olarak ele alýndý.

Günümüz de týpký böylesi bir algý durum ile kolektif üretim iliþkisi içinde olanýn, olmayan pasiflerini söylenmesi ile siyasetlerin elinde olan politikalar, içinde çýkýlmaz durumlara dönüþmektedirler.

Nasýl ilahi adalet içindeki kolektifi aktiflik karþýsýndaki El mantýðý belirimle olmayan bir pasiflik iken, El söylemli anlatýmla söylenen tartýþýlan bu pasiflik, söylene söylene zihinlerde aktif kurgularýn heves ve vaatlerine dönüþmüþtü. Ýþte zihinler kolektifi iliði bu karþý söylemlerle geriletmiþtiler. Beyin El vaadini evire çevire söylemekle, kendi kendine etki etti (büyü-illüzyon-ikna yaptý). Meþruiyetsiz olan (El’i) kendi zihni içinde biçimleye-biçimleye kendisini ikna eden bir meþruiyeti söylem haline getirmiþti.

Ýþte gerçekte olan ilahi zihin kalýplý anlamanýn yerine, ilahi gerçeðin baðýntý þekline göre belirgin olmayan veya ilahi gerçeðe göre olmayanlar söylendi. Bu söylemler gerçek olmamakla vaattiler. Yani ilah dýþýndaki kolektif olmayan bir baþka boyuta göre vaat olarak söylenmek zorunda tuzaktýlar. Meþru ilahi söylemler yerine El, vaat olan kendi söylemlerini koymakla ortam yamulttu. Böylece gerçekte olup bitenler El söylemine göre yorumlandý. El söylemine göre adaletle meþru edildi.

El söylemli meþru edilenler karþýsýnda, eski meþru olanlar giderek ve iman ahdiyle akýllarda silindi. Bu tür iknacý süreç, günümüzde yumurtaya kolesterolün aðababasý diyordu. Yýllar sonra yumurta masum oldu. Masumluk kolesterol söylemiyle meþruiyetsiz edilmiþti. Þimdi de masumluðun öne çýkmasý ile artýk masumluk size” aðababayý” unutturacaktý. Ýllüzyon böyleydi. Gerçek gölge akisle siliniyordu.

Henüz derinliði bilinmeyen sular içinde olmanýn vaatleriyle karþýnýza çýkan El; kiþiye, kiþinin arzu ve heveslerine göre vaat ediyordu. "Malik El Mülk" fikri gerçeðe göre deðil bencilliðe göre inanýlmaz bir sýcak düþünceydi. Vaadi duyan ben merkezli hevesin kolaylýðý karþýsýnda anlaþýlmasý daha zor olan kolektif sahipliði unutmayýp ta ne yapacaksýnýz?

Köle olup ta, azap (ezinç) içinde olan halinizle tekrar kolektif hafýzayý hatýrladýðýnýzda da iþ iþten geçmiþti. Kolektif mülk elinizde gitmiþti. Bu durumda mülkü olana, mülkü olup ta vaat eden iradeye yaklaþacaktýnýz. Böylece iyi bir El inanýcýsý olmakla iki taraf ta riyaya sýðýnacaktý. Siz El'e teslim olmanýn tevekkülü içindeki vaatle mutmaindiniz!

Üreten iliþki paylaþýmýyla meþruiyet olan ilahilik kendi öncesinin totem dönemine göre belirtme üzerinde kolektif saðlama ve kolektif paylaþma olmakla meþru ve adaletti. Yani ilahilik, El'i ve El vaadi olan söylemleri içermiyordu. Ýlahýn söylemi, El söylemli kiþinin kiþiye hükmetmesi kadar albenili deðildi. Oysa El kendisinden önceki Ýlahi döneme göre olmayaný söylüyordu. Yanýltma yapýyordu. Böylece ilahý ve geçmiþ hafýzayý size bu yanýltma labirentleri içinde unutturacaktý.

Ýþte ilahi dönemdeki üretim hareketi içinde olmayan El gibi günümüzdeki üretim hareketi içinde de olmayanlar mezheplerdi. Dinlerdi. Milliyetlerdi. Etnik kimliklerdi. Ýnançlardý vs. Bunlar El’in sizi kontrol eden düþünce imgeleriydi. Beyinin düþünememe çýkmazlarýyla döngüye düþtüðü labirentleriydi.

Ama El bunlarý söyleye söyleye öyle meþrulaþtýrdý ki, siz sömürüyü, sendikayý, sýnýf bilincini, sýnýf bilinci olan üretime dek söylemleri hep unutur oldunuz. Etniklik, totem alanlý zorunlu yalýtýmýn belirimiydi. Deðilse etniklik bir inþa kuralý deðildi. Din, iman mezhep te El’e teslimiyetin kuralýydý. Bunlar da bir inþa kuralý deðildiler. Ýnþayý asalakça istedikleri gibi eðip büküp, El yararlanýmý haline getiriyorlardý.

Kimlik hamaseti üzerinde, yürütülen söylemlerle faiz, rant, döviz, enflasyon, kur farký, ücretli öðretmenlik, taþeronluk ihale gibi bir yýðýn söylemler sizi suskunlaþtýrýyordu. Bunlar üretimin esasýnda olmayandý. Sýnýf bilinci içinde olmayandý. lümpence sefihliði “yetmez ama evetlerle” söyleye söyleye meþru ettiler.

Yani üretim hareketi ve üreten sýnýf bilinci içinde olmayan El tarzý meþruluklarý kolektifi iliðe nispet olaný siz doðruymuþ gibi tartýþtýnýz. Doðruymuþ gibi olaný söyleye söyleye adaletle(!) doðrulttunuz. Meþru olaný söylememekle unutup belirsiz kýlýp, karanlýk alan yapýp, yok ettiniz.

Hayat, hayatý sürdürmekle ve sürdürenle meþrudur. Nesnel ve gerçek bakýþa karþý gerçek olmadýðý halde gerçekmiþ gibisine bir bahane (vesile) nedenle de belirimsiz olanla da bakarsýnýz.

Denizde boðulan birini siz, evrensel ilkedeki anlayýþýn bilinciyle kurtarýþýnýz. Bu bilince göre dýþýnýzdaki hayat sizle ama sizin hayatýnýzdan da kutsaldýr. Ýþte bu anlayýþla hayatý sürdürecek olmanýn edimiyle, boðulaný kurtaran durumda olmanýzla siz meþrusunuz. Boðulan kiþinin ziyankâr zalim olduðuna bakýp boðulmasý gerektiðine hükmediþle kurtarmamanýz da meþruiyetsiz olan bir meþruiyettir!

Oysa siz birinci kuralla özgecil davranýp, hayatý yok edeni destekleyen, bencil fevriliðe karþý meþru olmayacaktýnýz! Üretim hareketi de hayatý sürdüren saðlama ve kolektif paylaþým olmakla meþruydu. El üretimi yok etmiyordu. Paylaþýmýn hayatý desteklemeyen tavrý üzerinde olmakla da meþruiyetsiz oluyordu. Yani El üretimiyle deðil, üretimin kendisi olmayan üretim gücünün sahipliði üzerinde, emek güçlerini sömürmekle kâr, kâr payý, kazanç ticaret gibi oyunlarla adil ve meþru oluyordu!

Sanki ezilme, sömürülme, sürünme, huzursuz olma türü korku duvarý hayatýn sürmesi yönündedi. Sanki, üretimin mütekabiliyet içinde sürmesi yönünde belirimle olmasý sizlerin; Sünni olmayýp ta alevi olmanýzla olasýymýþ gibiydi! Ya da hayatýn devam etmesi Çerkez olmayýp ta Laz olmakla olasýymýþ gibi çarpýtmalardý. Bu türden yapay imge algýlarla kesimler kutuplaþtýrýlýp çatýþma içine sokuluyorlardý.

Ýlahi dönem, içinde El olmayan süreçti. Ama El kendini sanki ilahi dönemmiþ gibi söylüyordu. Bu týpký devletin kendi hazine malýna devlet (kolektif) tüccar olmaz demek gibiydi. El’in bu tutumu devlet (kolektif) bakkal olmaz diyen yaðmacý söylemlerin yaðmalarýný bu tarz söylemlerle meþrulaþmasý gibiydi. Kolektiflik özelleþtirilenlerle sömürülür. Kolektif kural olmayan özelleþtirme; “devlet bakkal olmaz” diyen söylemi ile devleti kolektif mantýða göre söyleyip, kolektif mantýðýn ya da devletin içi boþaltýlýyordu.

El, olaný olmayana göre söyleyip, meþru etmiþti. El ilahi dönem içinde eylemli olmadan duran olam bir durum olmasý ile ne iyiydi ne kötüydü. Ne ezmeydi ne ezilmeydi.

Oyun asýl olamayan süreci, gerçek olan sürece göre söyleyip, meþru etmekti. Halbuki söylenen El ilahi meþruiyet gibi olmuyordu. Ama hep olup biten ilahi meþruiyete göre hem tanýmlandý hem anlaþýldý. Yeni olan El’in olumsuzluðu düþünülse bile hiç yaþam deneyimi edilmediðinden kolay kolay anlaþýlýr deðildi. Yaþanmayan içinde olumsuzluðu yaþamak kadar anlamak, her baba yiðidinde harcý deðildir.

Bunda da þaþacak bir þey yoktur. Bilinmeyen, bilinenle anlaþýlýr. Binmeyen de yaþanmadýkça olumlu ya da olumsuz olmakla ortama egemen olmaz. Böðe olunca da kolektif yaþam gibi bilinenler, bazen zamanýn önündedir (geçmiþtir). Bazen de El gibi yaþanan zamanýn sonunda belirir (gelecektir).

Ýlahi adalet yaþanan süre durum olmakla El’den öncedir. Geçmiþtir. Süren devam edegelen olmakla da þimdiki zamandýr. El þimdi içinde doðmaya baþlayan þimdiden sonraya güman olmakla gelecektir.

El beliren bir yakýn gerçekliðe güman olmakla, Ýlah da geçmiþe dönüþür. Geçmiþtir. Ýlahi adalet El oluþana kadar geçilmekte olan zamandýr. El gelecek olmakla ancak geçmiþe göre söylenip anlaþýlýr.

Geri baðlanýmla olan inþaya göre geçmiþ tarihi hafýza olarak bilinir. Tarihi, hafýza olarak bilmiyorsanýz; tarihi inançlarla ifade edip, tarihi þimdi ile yani El ile ancak bilir ve anlarsýnýz. Þimdiki zaman El zamaný olduðuna göre geçmiþi El dýþýnda düþünüp anlamanýza pek pek bir olanak yok demektir ki bu düþünsel dumura uðramaktýr. Artýk süreç El manalý geçmiþin þimdiki süren El mantýðý yerine konmasý, irticaydý.

Atatürk'ü unutturup yerine Abdülhamid’i koymak gibidir. Atatürk kolektif oluþ pozitifliði artmýþ olan karma üretim iliþkisiyle süren bir zamandýr. Abdülhamit halkýn geneli tarafýnda geçmiþ tarihi hafýza olarak kavranmaz. Abdülhamit; söylenen, anlatýlan kadarla ve ancak þimdi olup bitenlerle kavranýr.

Bu nedenle þimdi ile kavranan Abdülhamit, meþru edilirken meþru olan Atatürk bu bilinçsiz kiþilerce unutulup meþruiyetsiz olmaktadýr! Halbuki inþa ne Abdülhamit’le ne Vahdettin’le kendisini sürdüren bir çevrim olamadýðý için inþa enerjisi bu tür dumur mantýklarla âtýl kalmýþtýr.

Ýþte Mustafa Kemal Atatürk, inþada âtýl kalan enerjiyi kendi alaný içinde dönüt yapacaðý bir alanlarla sýnýrladý. Yalýtýma etti. Fetih üzerine, ganimet üzerine, kapitülasyonlar üzerine olmayan; köleliði yücelten söylemle deðil, emeði efendi yapan üreten bir bilimsel iliþkili enerji dönüþümlü enerji üreten enerji santrallerini (kurumlarý) geri beslenim ile inþa ve organize etmiþtir.

Abdülhamid’i çöken ganimetçe fethe baðlý köleci sürecin oligarþi çevrimiyle kavrayamayýp bugünle kavrayan tarih bilincinden yoksun acizliklerle ve bu acizlikleri iðfal eden soytarýlýklar sanýyordular ki Sosyo toplumlarýn da (hayat kalýplarýnýn da) organizma gibi kiþilerle süren bir ömür süreçleri vardýr.

Hayatýn ömür süreci yoktu. Hayata kalýp olan gelip geçici durumlarýn ömrü var. Hayat genel var oluþ içinde evrenin sonu ile ömürlüdür. Bu kalýp ömür süreçleri ileri ve akýþ olana göre saðlýklý ve saðlýksýz ömür süreçleri olmakla olasýdýr.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.