..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyanýn her tarafýndan öðretmenler insan topluluðunun en fedakâr ve muhterem unsurlarýdýr. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > ERTUÐRUL ÖZARSLAN




21 Þubat 2018
Kim Ben, Ben Kim  
ERTUÐRUL ÖZARSLAN
Ýzmir de bir edebiyat atölyesinde eleþtirmen Hülya Soyþekerci Hoca'mýzla birlikte "Kafka'nýn Dönüþüm" adlý eserini iþlemiþtik. Hülya Hoca'mýz "Dönüþüm" eserinden yola çýkarak öykü yazmayý denememizi önerdi. Ben de bu öneri üzerine "Kim Ben, Ben Kim" adlý öyküyü yazdým.


:AFEE:
Çaðýran karýsýydý.
Böyle ilginç kapýyý daha önce hiç görmemiþti. Asma demir tokmaðý çekinerek çaldýysa da açan olmadý. ‘Neresiydi burasý? Zili yok muydu bunun’ söylenmesiyle kapýnýn demirine biraz daha hýzlý vurdu. Bekledi. Üçüncü kez hýzlý vurunca kendiliðinden açýlan kapýdan girdi. Loþ ýþýklar içerisinde koridoru geçti. Birkaç adým kala evinin koridorunda olduðunu fark etti. Geriye dönüp dýþ kapýya bir daha baktý. Her þey evinin aynýsýydý ama karýsý onu eve çaðýrmamýþtý ki. Salona girdi. Elinde kitap, önündeki bilgisayarda bir þeyler yazaný gördü.
-Hayýrdýr geç kalmazdýn, diye sordu, masadaki.
Afalladý, oysa geç kalan hep kendi olurdu. Hem masadaki karýsý deðildi. Kimdi? Dikkatlice baktý kendine çok benziyordu. Sonra kendine döndü. Belden aþaðýsý etekli idi. Önü açýk terliklerin arasýndan ayak parmaklarýný gördü. Küçücüktü. Ellerine baktý, aynýydý. O gizemli kapýdan girmeden önce yoktu bu etek.
-Hep sen haber vermeden geç kalacak deðilsin ya, sözcükleri aðzýndan çýktýðýnda ‘ne diyorum ben’ telaþýyla elini aðzýna götürdü, kapattý. ‘Bu ses de ne böyle?’ Ýçinden geçirirken uzun düz kumral saçlarýný fark etti. Saçlarýna dolanan elleri aniden göðsüne gitti. ‘Bunlar da nereden çýktý?’ der gibi baktý. Elledi sýktý ikisini de. Caný yanýnca var olduðunu anladý. Karýsýna baktý. Karýsý ise oralý deðildi. Ona bildik gelen hareketlerle bir o kitabý alýyor, bir bu kitabý, arada da bilgisayar klavyesinde bir þeyler yazýyordu. Varlýðýyla yokluðu belli deðildi o an koca salonda.
-Karnýmda öyle acýktý ki. Yemekte ne var caným diye sordu masadaki, kitaplardan baþýný kaldýrmadan.
Bu sözler tanýdýk geldi. Beyni, o gizemli kapýdan içeri girdiðinden bu yana ilk defa zonkluyordu.
-Evde olan sensin, bir þeyler de yapmýþsýndýr.
-Hep ayný þeyleri tekrarlayýp duruyorsun, dedi masadaki, ona bildik gelen umarsýz gülümsemeyle.
Cevap vermeden salondan çýktý. Üstünü deðiþtirmek için odasýna gitti. Tokalar, küpeler, kolyeler… Birçok taký. ‘Bunlar da ne böyle?’ Sonra üstündeki bluzu çýkarýrken sutyenini gördü. Hýzla bluzu tekrar giydi. Bir gözü aynada kendi etrafýnda döndü, her yerini tek tek yokladý. Farklýydý. Kadýndý. Gözlerini kapadý, içinden ‘þaka bu!’ dedi. Korka korka açtý gözlerini. Aynada gördüðü karýsýydý. Arkasýna baktý kimse yoktu. Odada yalnýzdý. ‘Ne yani, ben þimdi kadýn mý oldum? Hem de karým olmuþum.’ Ýyice sokuldu. Nefesiyle buðulanan aynayý silerken ‘her þeyin düzeleceði umudu vardý hâlâ. Yüzünün her tarafýný yokladý. Geri çekildi.
Garip hareketler yaptý. Aynadaki görüntüsü tekrarladý hareketlerini. Hýzla üstünü deðiþtirdi. Salon kapýsýna gelince durdu. ‘Eðer ben karým olmuþsam salonda masada bir þeyler yazan da kocam, yani ben olmuþtur.’ Þimdi daha iyi anlýyordu masada ki karýsýnýn niye kendisine benzediðini. Ýçeri doðru usulca kafasýný uzattý. ‘Evet, o bendim, pardon o kocamdý. Ýlk girdiðimde gördüklerim ayný mýydý? Hafýzasýný yoklarken, ‘bunlar da ne demek oluyor ki böyle?’ düþüncesinden kendini alamadý.
Gerisin geri mutfaða gitti. Yemek yapmaya koyuldu. Bir þeyler burada da tersti, hatta yanlýþtý. Eline ne alýyorsa yakýþtýramýyordu ama içinden bir ses de ‘yemek yapmak asli görevim’ detirtiriyordu. ‘Asli görev mi?’ diye sorguladý. Bir yandan yemek yapýyor diðer yandan ‘bunlarýn hepsi kadýnlara farz olmuþ görevler mi?’ diye söyleniyor, sonra bir an durup ‘neler söylüyorum ben’ diyor ama bir türlü ‘koca’ olduðu dilinin ucuna gelse de söyleyemiyordu.
Yemek kokularý arasýnda gittikçe kadýnlaþtýðýný seziyordu. Ýþlere, geçen her dakika daha yabancý olmadýðýný görüyordu. Bir ara akþamýn karanlýðýnda ayna etkisi yapmýþ mutfak penceresine baktýðýnda kendini güzel bile gördü. ‘Ne güzel kadýn. Çirkin kadýn yoktur, boþa dememiþler,’ mutluluðunun hemen ardýndan, 'aman Allah'ým’ diyerek bu düþünceleri kafasýndan atmaya çalýþtý.
-Akþam çayý içeriz deðil mi, dedi yemekten sonra karýsý, pardon kocasý.
-Kýçýný kaldýrýp demlersen, çaylarý da sen getirirsen, içeriz tabii.
-Aþk olsun hangi akþam demledim de ben hizmet etmedim, diye cevap verdi masadaki.
Alaycý alaycý baktý, ‘yemek yap, bulaþýðý yýka, evi temizle, çamaþýrý yýka, ütüle, beyefendiye bak bir çayýmý getirmiþ de büyük iþ yapmýþmýþ.’ Bu sözleri kocasýnýn yüzüne söylemek istedi. Tam söyleyecekti daha önce duymuþ gibi geldi. ‘Kafayý mý yedim? Ne oluyorum böyle?’ Ýç konuþmalarý ardý ardýna dökülürken, baþýný iki yana sallayarak yukarý kalkan elleri yorgunca iki yana düþtü. ‘Çýldýrýyorum’ sözlerini yarým yamalak duyan kocasý baþýný bilgisayardan kaldýrmadý.
-Bugün kendimi iyi hissetmiyorum erkenden yatacaðým.
-Dizin baþlýyor seyretmeyecek misin? Diye sordu kocasý.
-Dizim mi? Benim dizim mi var?
-Var ya. Geçen gün 'seyredemeyeceðim, izle de bana anlat’ bile demiþtin ya.
Baþý, aðrýlardan zonklamaya baþladý yine. Sahi ya izlerken sýkýntýdan patladýðýný, sonrada üzerine bir þeyler katarak anlattýðýný belli belirsiz hatýrladý. ‘Ýyi de ben kocayým, izledim. Þimdi karýsýyým. Yok, ben benim. Ben neyim, kimim, haline baksana sen kadýnsýn, onun karýsýyým’.
-Hayatým sen izleyip yine bana anlatýrsýn, gerçekten baþým çok aðrýyor.
-Bu gece olmaz, üzerinde çalýþmam gereken bir öyküm var caným. Hem öpücük yok mu?
Dönüp, kocasýna baktý. Hafýzasý, bu sözleri söylediðini hatýrlatýr gibi oldu. Gitti kocasýna doðru uzandý. Öptü. Bir þey anlamadý öpücükten. Odasýna giderken panikledi. Erkekti, erkeði mi öpmüþtü? Ne erkeði tastamam kadýndý iþte. ‘Yok caným daha neler’ dedi, istemsizce dudaklarýný silerken hissettiði neydi? Bilemedi.
Sabah erkenden kalktýðýnda ilk iþi aynaya bakmak oldu. Oldukça güzel kadýndý. ‘Aaa!’ gözleri de yeþildi. Dün, dün yeþil deðil gibi geldi ona. Her yerini tekrar yokladý. Kadýndý ve geçen on, on iki saatlik zamanda iyiden iyiye kadýnlaþmýþtý. Kocasýna döndü, horluyordu. ‘Horluyorsun,’ diye uyandýrmak için dürtecekti, vazgeçti. ‘Küçücük gövdede kocaman burun horlar tabii!’ Sözleri kendisine söylenmiþ tekrar gibi çýnladý kulaklarýnda bir an. ‘Bir þeyler yazacaðým diye kim bilir kaçta yattý yine bizim büyük yazar adayýmýz’ diye geçirdi içinden. Mutfaða giderken yürüyüþünün narinliðiyle pembeleþti dünyasý.
Akþamýn bulaþýklarý öylece duruyordu. ‘Mendebur adam, ne olacak. O da çalýþýyor bende… Eþitlikten, kadýn haklarýndan bahseder, yýkayýp yatsaydýn ne olurdu?’ diye söylenirken, bu sözlerde daha önce kendisine söylenmiþ gibi geldi. Elini alnýna götürdü. Ateþi yoktu ama her yeri, en çok da baþý bir tuhaftý. Sanki dünyanýn yükü tam tepesinde baský yapýyordu. Kahvaltýyý hazýrlamaya koyuldu. Uyanan kocasýna;
-Bulaþýklarý yýkamamýþsýn, dedi.
-Geç saate kadar yazdým.
-Ýþin olmasaydý yýkayacaktýn sanki de, kýzgýnlýðýna kocasý cevap vermek yerine.
-Oðlumuz kalktý mý? diye sordu.
-Oðlumuz mu?
‘Öyle ya bir oðlumuz vardý. Ben þimdi anne miyim?’ "Anne. Anneee. Aaaannnneeee!"
-Sen yattýktan sonra geldi. Erkenden yattý.
-Böyle babaya böyle çocuk, kýzgýnlýðýna kocasý susmakla yetindi.
-Bir de bu susman yok mu? Görende...
Aðzýndan çýkan her kelime önceden duymuþ gibi gelmeye devam ediyordu. Elleriyle zonklayan baþýný mengene gibi sýkýþtýrdý. Hýzla oðlunun odasýna gitti. Uyuyordu. Uyandýrýp mutfaða döndü.
Kahvaltýdan hemen sonra ‘Evi süpüreceðim’, dediðinde, ‘Ben süpürürüm,’ diyen kocasýna sevgiyle baktý. ‘Ýyi o zaman bulaþýklarý yýkayýp ardýndan silerim,’ dedi kocasýna. Silerken sýktýðý her bezde kollarýndan baþlayarak vücuduna garip bir aðýrlýk çöktü. Hiç yapmamýþ gibiydi. Yatak odasýna girdiðinde toplanmamýþ yataðý gördü. Sinirlendi, baðýrdý. Süpürgenin sesinden kocasý duymadý.
Çamaþýrlar yýkanmýþtý. Sepete koydu balkonda astý. Yirmi beþ yýldan fazladýr evliydi ama bütün iþlere nedense yabancýydý. Ýçinde bilemediði bir dürttü, bir gizli güç bütün iþleri yaptýrýyordu. ‘Of! Ooofff’ çekmesi de rahatlatmadý. Geldi salondaki kanepeye uzandý. Kocasý yine kitaplarýna gömülmüþ bir þeyler yazýyordu. Uzun uzun baktý. ‘Bari bir kitap çýkaracak kadar bir þeyler yazabilse yanmayacaðým.’
-Caným, bir þey mi dedin? Diye sordu kocasý.
-Yooo, diye geçiþtirmesine masadaki.
-‘Yazdýðý da bir þeye çýksa bari’ dedin gibi geldi de.
Þaþkýn þaþkýn baktý. Duyduklarý hiç yabancý gelmedi yine. Diþlerini sýkarak ‘Gýcýk adam ne olacak, erkek deðil mi iþte,’ geçirirken aklýndan;
-Ütülenecek çok çamaþýr olduðunu bil de .., dedi sadece.
-Yarýn iþ baþý var, yazamam. Tatil bitmeden öykümü bitirmeliyim.
-Pazara da gitmemiz lazým ama. Serzeniþinde bulundu karýsýna, pardon kocasýna
Kocasýndan baþkaca ses çýkmadý Konuþmalarý, ya söylemiþ ya da hepsi ona söylenmiþ gibi geliyordu. Kabullenmesi gerektiðini düþündü; kendisi karýsýnýn kocasý deðildi artýk. Açýk açýk kocasýnýn karýsýydý.
Sahi yarýn iþe gitmek vardý. Nereye gidecekti. Karýsýnýn iþine mi? Kadýn kendisi olduðuna göre elbette karýsýnýn iþine gidecekti. Kaç kiþi onu, o, kaç kiþi tanýyordu ki. Ýþ arkadaþlarým kim? Nasýl insanlardý? Sis perdesiyle örtülüydü her þey. Peki, ben onlara nasýl davranacaðým? Kendi iþime gitsem arkadaþlarým bu kadýn halimle kabul eder miydi?
‘Hiç olacak þey deðil.’
Dünden beri yaþadýðý kötü bir rüya, belki de kocasýnýn þakasýydý. Oðlu, yanýna gelip ‘anne ben çýkýyorum’ demesiyle þakadan da, rüyadan da koptu. Oðlu, ona ‘anne’ diyordu. Ýyi de kafasýndaki bu aðrýlar neydi? Ya o kendini, kadýn hissetmeme halleri ama kadýn gibi davranýþlarýna ne demeliydi? Bilgisayarda yazmaya gömülmüþ kocasý öylece gözünün önündeydi iþte. Oðlumu ‘gerçekten ben mi doðurdum!’
Þiddetli aðrýlarla odasýna gitmek istedi. Vazgeçti. Oflaya puflaya Oðlunun odasýný toparladý. Geldi, tepesine dikilerek, kocasýný izlemeye baþladý. Kendini gördü. Utandý. ‘Demek ben bu kadar bencil ve kötüyüm,’ Kirli hissetti kendini.

Banyoya gitti. Buhara boðulmuþ küvete býraktý. Gözlerini kapadý. Sýcak suyun verdiði rahatlamayla vücudunda ellerini gezindirdi sürekli. Ne kadar öyle kaldý bilmek istemedi. Saatler sonra sakallarý takýldý, parmak uçlarýna. Sonra ýslak göðüs kýllarýný parmaklarýnýn arasýna aldý. Sevinçle çekti. Göðüsleri yok olmuþtu. Küvetten dýþarý çýktý. Aynaya baktý. Oydu. Giyindikten sonra ütü masasýný açtý. Ütünün bitimine doðru karýsý geldi. ‘Benimle her þeyi paylaþtýðýnda daha çok seviyorum seni‘ diyerek öpücük kondurdu. Masadaki kocasýna ne olmuþtu? Bu öpücük dünkü kendi öpücüðün hazzýndan çok daha farklýydý.
-Sen de gelir misin pazara?
-Duþtan önce gitseydik ya, üþütmeyesin bu soðukta. Dünden beri bir tuhafsýn. Hem kafana taþ mý düþtü, bu ne hamaratlýk, bilelim? Diyen, karýsýnýn þaþkýnlýðýna, kimseye anlatamayacaðý eziklikle baktý. Karýsýyla birlikte pazarýn yolunu tuttu.
Bilgisayarýn baþýna geçti. ‘Karalama Defterim’ klasörünü açtý. ’Usumdan önce insan olduðum geçti, beynimde dönüþüm oldu’ yazýsýný hýzla göz gezdirdi. Klavyenin tuþlarýna gömüldü. Sonra okudu.
Televizyon seyreden karýsýna baktý. Tekrar yazýya döndü.
-Bunlarýn hepsini ben mi yazdým? Sordu kendine sevinçle gülümseyerek.
Aðrýsý azalsa da bu sefer baþý tatlý tatlý zonkluyordu.
OCAK/2015

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Kutlanacak bir baþlangýç.
Gönderen: Mustafa Þakarcan / , Türkiye
23 Þubat 2018
Öykünüz çok güzel, etkileyici geldi bana. Empati ve dönüþüm ... Güzel öykülerinizin devamýný dilerim. Teþekkür ve saygýlar...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


ERTUÐRUL ÖZARSLAN kimdir?

Çok okumayý ve bir o kadar da yazmayý seven biriyim.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Yusuf Atýlgan, Leyla Erbil, Oðuz Atay, Hasan Ali Toptaþ


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ERTUÐRUL ÖZARSLAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.