Ünlü bir mankenimiz, Kartal sahilinde erkek arkadaþý filan fiþmekan ile yürüyüþ yaparken görülmüþ... Ünlü hem de çok ünlü bir müzisyen de Vadi Ýstanbul'un kapýsýnda valenin piþti yapmas...., ay pardon arabasýný getirmesini beklerken görüntülenmiþ... Bir manken kýzýmýz da Etiler'de kuçukuçusunu gezdirirken objektiflere takýlmýþ... Hem de ne takýlma... Sorunca da ''Ýnanýn ben söylemedim basýn mensuplarýna, onlar her an benim ve köpeðimin peþindeler zaten.'' demiþtir... Bir meþhur popstar kardeþimizde Yeniköy'de ki balýkçýda aldýðý balýklarýn temizlenmesini beklerken, bak sen þu iþe objektiflerde oradaymýþ, hmmmm ne tesadüf, ne tesadüf... Bir büyük türkücümüz de Ýzmir Hilton'un lobisinde arkadaþlarý ile Türk Kahvesi içmiþ, sonra da falýna baktýrmýþ. Fala inanmazmýþ da aslýnda öylesine baktýrmýþ...

Bizim apartman görevlisi Sefer, geçenlerde, hem de sabahýn köründe apartmaný için alýþ veriþ yaparken görüntülenmiþ. Emekli memurlardan Hüsameddin Amca emekli maaþý yetmediði için, Tunalý Hilmi Caddesinde gece bir taksi de ek iþ yaparken birileri tarafýndan görülmüþ... Yine emekli öðretmen Filiz Haným maaþý yetmediðinden dolayý evinde, deðiþik deðiþik öðrencilere ek ders verirken komþularý tarafýndan görülmüþ... Müzik Öðretmeni, halen de çalýþmakta olan Nevzat Bey evinin kirasýný ödeyebilmek için, piyanist þantör olarak hafta sonlarý Çankaya'da bir gece kulübünde objektiflere takýlmýþ... Objektiflere de yakalanýnca ''Burasý arkadaþýmýn yeri aslýnda ben para mara almýyorum insanlara sanatýmý sunuyorum sadece, sanatkar para alýr mý bizimki amme hizmeti.'' demiþtir...

Bir de eskiden kýþlalarda ''Er mektubu görülmüþtür.'' durumlarý vardý, hatýrlarsanýz. Þimdilerde mektup yazan, kart atan kimse de kalmadýðý için askerden ya da ceza evinden, görülecek de bir þey kalmadý halihazýrda... Okunurdu bütün er ve mahkumlarýn mektuplarý. Daha sonra teslim edilirdi gerçek sahiplerine...

Bizim üçkaðýtçý holdinglerden birinin patronu Zuhurettin Bey geçenlerde öðle saatlerinde Fransa'nýn Baþkenti Paris'de kahvaltý ederken görülmüþ. Akþama doðru da tekrar Londra'da görüldüðü tespit edilmiþ. Kendisine yaklaþan gazeteciler ''Efendim bu sizin Zýpýrturuk holdinge para yatýrýp da paralarýný alamayan arkadaþlar sizi mahkemeye vermiþler bu konuda ne düþünüyorsunuz?'' diye sormuþlar, Zuhurettin Bey de gazetecilere çok manidar bir cevap vermiþ ''Ben bu arkadaþlarýn hepsinin parasýný iyi edeceðim, yani iyi bir þekilde ödeyeceðim hiç endiþe etmesinler, mahkeme dediðiniz nedir ki asýl mahkeme öbür tarafta biz burada da orada da Allah'ýn izni ile beraat ederiz. Beraat ne demek, beraat demek kuþ gibi uçmak, özgür olmak demek. Hepsini öpüyorum alacaklýlarýmýn.'' demiþtir...

Bir de bu güzelim yurdumuzun görünmeyen, hiç göze batmayan kahramanlarý var deðil mi? Üç kuruþ devlet maaþý ile ailesinin geçimini temin ederken, geçinmekte zorlanan ama yine de rüþvet ve her türlü iltimasý elinin tersi ile iten memur Hilmi Amcam. Asgari ücret ile beþ nüfusa bakmaya çalýþan, ama yine de kimsenin beþ kuruþuna tenezzül etmeyen iþçi kardeþim Süleyman. Emekli Ýlkokul Öðretmeni Zeki Amcam, sadece yetiþtirdiði çocuklar ile övünen, geçinemediði halde yine de devletine isyan etmeyen muhterem bir insan, O örnek vatandaþ... Cephelerde her türlü düþman ile ölümüne savaþan uzman onbaþýlar, erler, astsubaylar, subaylarýmýz... Onlarýn kahramanlýklarýný anlatmaya zaten zaman da kaðýt da yetmez... Türk Milleti tarafýndan her türlü fedakarlýklarý görülmüþtür... Biraz sabýrlý olalým, görülecek günlerimiz var daha unutmayalým...