Benim yaradýlýþýmda fevkalade olan birþey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Ýlahýn karþýsýnda sosyal anlayýþlý totemin dýþýnda kimse yoktu. Totem ne üreten iliþkidir. Ne de irade kullanan mana anlayýþýdýr. Bu nedenle ilah üreten iliþki ve irade kullanan güç olmakla sosyal anlayýþ ve totem de deðildir. Karþýsýnda kimse olmamakla üretim iliþkili iradeyle ortaya konan yapý mana anlayýþýdýr. Oysa El, kolektif sahiplik ve kolektif irade olan ortam içinde karþýsýnda ilah vardýr. Ve El kendisinden önce olan týpkýyý yani kolektif sahiplik olaný kiþi sahipliði ve kolektif iradeyi de kiþi iradesi yaptý Ama üreten iliþki olmayan El, deyiþle paylaþan iliþki olan El; ancak var olanýn; kolektif güçle birikir olanýn; ortaya konanýn kiþisel düzlemde sahiplikle paylaþýlmasýný tartýþmaya açabilirdi. Çünkü bu tartýþmanýn ayaklarý yere basýyordu. Yani kolektif (ilahi) süreç El’in gözünün içine sokulu iken; durup durur iken El’in; ilah gibi üreten iliþki sahipliði olamamakla; bilinen apaçýk durum içinde "evvel benim" diyen bir El olamazdý. El’in, canlý kanlý kolektif oluþu karþýsýnda El’in böylesi bir söylemi ayaklarý yere basmamakla o zemin içinde "evvel benim” diyen bir El olamazdý. Üreten iliþkili irade karþýsýnda, bu belirlilik ve baðlaç karþýsýnda El; ancak hülle yoluyla ve illüzyon yoluyla bir zait (arttýrma) oluþuyla El tartýþýlamazdý. Ve El bu boyutuyla tartýþýlýr da deðildir. El'in "Ben zaten vardým. Evvel benim" demesi için kolektif sürecin köleci sürece dönüþmüþ olmasý. Ön ittifaký sürecin çoktan unutulmuþ olmasý gerekecekti. Üstelik te kolektif hafýzanýn ortada silinmesi sonrasýnda silinen yerde oluþan boþluðun yeri doldurulur iken ancak El "evvel benim. Ben zaten hep diri olaným" diyebilecekti. Aksi halde yerinde olan ilahýn yerini kaplayamazdý. Var olanýn önüne konamazdý. Yani çocuk; ananýn, babanýn önüne konamazdý. Ancak tarih bilinci olmamakla unutturulanýn ve bilinemez olanýn yerine; put dedikle El'in bu söylemi konabilirdi. El ilahi dönemin deðiþmesi dönüþmesi geliþen evrimsel oluþu üzerine inþa oluyordu. Ama kendi iradesinde bir deðiþme olmamasý gerektiði saplantýsý nedenle; deðiþmeyi put diye; sapýklýk diye kötülemekle; kendisinin asýl ve doðru olan olduðunu söylüyordu. El süreçli inþalar içinde kölelerin sahibi olan sahiplikler; kendi aralarýnda köleci ittifaklý konsensüslerle oligarþiye dönüþmeye baþladýlar. Böylece yer yer ilk monarþinin El süreci tamamlanmýþ olacaktý. Oysa ön ittifaklarýn içinde "üreten totem meslekli gruplarýn, emek gücü sahiplikleri" vardý. Þimdi köle ve kölelerin üretim gücünün kiþisi sahipliði vardý. Bu da yeni bir üretim hareketi deðildi. Bu nedenle her iki zaman ayný biçimde akmýyordu. El'in kendisi, El’in kendi öncesine göre bilinenleydi. El oluþurken, bilinir olan süreç; kendi öncesi olan süreç; Ýlahi dönemli süreçti. Bu nedenle El, ilaha göre zýt taným olmakla bilinen “El ilah” ya da El illah veya Ellahtý. Siz ilahý bilmeden El'in neden ortaklýða karþý olduðunu da bilemezsiniz. Ya da El'in ortaklýða karþý oluþundaki celallenmesinin nedeni içinde El’in kendisinden önceki döneme tepki olduðunu çýkaramazsanýz. Bu da anlak düzlemi içinde sizin süreci özümseyememiþ olmanýz demektir. Býrakýn El öncesi dönemi; El'in inþa olmasý bile ön ittifakýn kendisi içinde, ittifakýn totem meslekli gruplar düzleminde kendisini parça süreç oluþla her biri bir el egemenli süreçtirler. Bunlarýn oligarþik sentezi yine bir ortaklýktýr. Oligarþi de ilerdeki parçalý olacak süreçlerin bir araya gelmesiydi. Oligarþinin tevhidi olmasý içinde bir El, ön ittifaklardan sonra El'in ikinci kez oligarþin içinde ortaklýða karþý çýkýþýydý. Kolektif dönemler içinde (ilahi dönem içinde) kolektif özellik, bütün kiþiler üzerine daðýlým olan bir denklikti. Oysa El dönemi bütün kiþiler üzerinde nimetin de külfetinde denklikle daðýlým olmamakla vaat olunan sanal bir denkliði, mecazen söylenmekle; sahipliði olan tek kiþiler seyittirler. Yani sahip efendilerdiler. Ýþte El, kiþileri sahip kýlma baðlamýnda seyitler dýþýnda herkesin üzerinde fiili bir gerçekleþme olmayandý. Kolektif belirme türü tutumu sadece rýzk sahibi kýlmadýðý kiþiler üzerine sanal bir atýlýlýk içinde olduðu türlü vaatler iledir. Ýþte bu El seyitlik, kolektif dönemle herkesin üzerinde olan üretim hareketinin tüm özelliklerini; El seyitlerin þahsýnda birlemeyi anlam eder. Böyle olunca “tüm kiþiler de olmasý gereken özelliklerin ve kolektif paylaþýmlar; sadece El seyitler üzerinde özelliklerle kolektif limitet ortaklýklar olmasý demektir. Kiþiler üretse dahi mal, mülk, servet türü sahiplik özelliði olmayanlarýn, El olan karþýsýnda eylem ve davranýþlarýnýn kulluk kertesini geçmemesi demektir. Kul ya da kulluk karþýsýnda, sahipliði olanlar da El seyitlerdir. El seyitler tüm olaný veya külli olaný sistem içi yani kolektif olaný temsil ediyordular. O nedenle El; Yehwe gibi ancak mal-mülk sahipliði olanlarýn duyarlý olma, öðrenme ve bilmesi olaný "sen ilim olaný bilmekle de; tüm kullara denksin" diyecekti. Yani “elinin altýnda bulunan kölelerle bir olmayacaktý”. Bu da evvel ve ahir olma içinde tümel oluþ dediðimiz külli oluþ durumu El’in bir özelliði olmakla, El seyitler de kendi nezdinde bu tür El olan ýralarý içerirdiler. El seyit olan o kiþi; sahiplik bilmesi olan iradesiyle tanýmlýydý. Sahiplik tanýmlý belirmesiyle sahipliði olmayan kullara kendi mal-mülk, servet sahipliðinin çekimiyle baðlanýr. Yani mal mülk gibi üretim gücü; üretim gücünden yoksun kiþilerin zorunlu olan üretim hareketi üzerinde, kiþinin emek gücüne baðlanýr. Üretim gücünden yoksun kiþiler emek güçleriyle çalýþýrlar. Doymalarý (beslenmeleri) dýþýnda kalan emek güçlerini kendi sahiplerine terk ederler. Emek güçlerini sahiplerine terk eden kölelerin terk ettikleri bu toplam emek gücü, köle sahiplerinin zenginliðini artýrýr. Sahiplerin köle emek güçleri üzerindeki sahiplikleri nedenle “artan” bu mal, mülk ve servet sömürüsü; efendilerin sahipliðini artýrýmlý, çoðalmýþ yapmasý; El’in zaitlik olan sýfatý altýnda gizlenir. Yani efendi kiþi sömürdüðü emek gücüyle zengin olmuþ deðildir de; Zait olan El’in bu kiþiye zait olan sýfatýyla “ikramda bulunup” kiþinin malýný mülkünü artýrmasýyla kiþi servet sahibi olmuþ olur! Rýzk verme iþinin “tanýnmasý”; sürecin geçmiþ ve zorunlu geri baðlaným yasasýna göre tüm meþruiyet siz olmasýyla; meþruiyet siz olma üzerini örtme yapmanýn ilk aþamasýydý. Ýkinci geri baðlaným yasasýna göre çalýþan biri, kendi çalýþmasý içinde ya da grup kendi çalýþmasý içinde doyduðundan fazla çalýþmakla bu fazla çalýþmasý kendisine veya grubuna kundura, kumaþ, kitap, bilgisayar olukla dönüyordu. Ýþte çalýþanlarýn emek gücü; El sahipli mantýðýn içinde köleleþen çalýþanlarýna, kumaþ olukla; kundura olukla; bilgisayar olukla vs. dönmesi gerekenler; çalýþanlarýn kendilerine dönmüyordu. Çalýþanlarýn bu emek güçleri efendilerine kalýyordu. Efendilerin de, serveti olukla birikiyordu. Bu tarz birikmeler efendinin malýný mülkünü artýrmakla; efendilerin servetini çoðaltýyordu. El zait olan “tanýnma” da bu tür geri baðlaným yasasý olan yem borusunun efendiye baðlanmasý olan ikinci bir meþruiyet siliðin üzerini, örtülmesiydi. Köleye dönmeyen emek gücünün sömürüsüyle ancak artan, çoðalan serveti þimdi El’in Zaitlik olan sýfatý yapmýþ oluyordu! Zaitlik efendinin sömürü kaynaðýnýn üzerini örten gözbaðý oluyordu. Böylece bilginin ve bilincin de üzerini örtüyor. Bilme efendinin kendisinde kalýyordu. Fail de fiil de El’di! Bu gözbaðý olucu söylem El’in mülkü artýran ve azaltan olmasýnýn söylenmesiydi. Zenginliðiniz, fakirliðiniz ve köle oluþunuz El’dendi. Zenginliðin, fakirliðin yapaný-edeni-öznesi yani faili El’di. Faili El olan eylemle yani fiille El; tanýmlý bir belirmedir. El’in þahsýnda, fail ve fiil olan bu özellikti (sýfattý) bað üzerinde kullar; El’e tevekkül edip biati olmanýn beklentisi içindedirler. El’in zait ligi olan artýrýcý, çoðaltýcý olan sýfatý; bu türden beklentisi olan vaatlere pek denk düþüyordular. Bu nedenledir ki El dönemi içinde ortaya çýkan yoksulluðun zaitlik beklentisi olan sadaka, inayet, lütuf gibi gözbaðý illüzyonlarý ilahi dönem içinde yoktu. Yani ilahi dönemlerin sadakasý ve sadaka kültürü yoktu. Bu nedenle ön ittifaklar "sadaka malý, mülkü artýrýr (bereketlendirir) demiyordu. Demesini de bilmiyorlardý. Ve yine ilahi dönem “sadaka ömrü uzatýr" diyen bir El kültürlü veciz sözleri hiç söyler deðildiler. Çünkü ilahi dönemlerin sadaka kültürü üzerinde sömürme yapmakla ortaya koyacaklarý ne bir yaþamlarý ne de bir sadakalýk yaþamlar üzerinde sürdürecekleri sömürüleri yoktu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |