Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet |
|
||||||||||
|
Eþ deyiþle ortaðý olmayan mülki iradenin buyruklarýydý bu biat imanlý (akitli), eylemli iþler. Köleci olan bu ilk kurallardan birisi o ortam içinde mal mülk sahibini tanýmaktý. Ýrade oluþla tanýmaktý. Emsalsiz oluþla tanýmaktý. Ortaðý olmamakla tanýmaktý. Biliyorsunuz ortak tanýmazlýk hassasiyeti, köleci yapýnýn ortaklaþan bir sistem içinde köleci kiþisel mal mülk sahipliðine gelinmiþ olmaya yergi ve refleksti. Hala kiþilerde eskinin ortak üretimli ortak tüketim yapar olmalarýna olan eðilimlere tepki oluþla vurgulanýp, sürecin geçmiþe tepkisel bir geri baðlaným yamasýydý. Ýlk ortam mal mülk sahibi efendi dediðimiz sahip kiþiden ve maldan mülkten yoksun olup efendi (sahip) kiþinin sultasýna boyun eðen veya eðdirilen (köle olan) kiþilerden oluþuyordu. Bu durumun meþruiyeti (kabul edilirliði) þöyle açýklanýyordu. Mülkü efendiye, El vermiþtir. Bu mülkü verene ve mülk sahibine itaat etmekle umulur (vaat olunur), inanýlýr ki bu umudun karþýlýðýnda "El; kendisine inanýp saygý gösterip te iman edenlere de el uzatacaktý. Vaat kaybetme karþýlýðýnda söyleniyordu. Deðilse durup dururken kimse kimseye vaat etmiyordu. Her vaat mutlaka bir kayýplara neden oluyordu. Kayýp olunanlarýn karþýlýðý vaatlerdi. Ýnsan günümüze kadar bu vaatlerle caný, malý dahil; hemen hemen her þeyini kaybedecekti. Bu baðlamda zamaný gelip rýzaya mazhar olan böyle kiþilerin vaat olunan zamaný geldiðinde onlara da mal mülk verilirdi! Yeter ki El sizden razý olsundu. Kendisinin razý lýðý karþýlýðýnda El, size de mal mülk verirdi. Yalýn bay erkli (mutlak monarþini) dönemin içindeydiniz. O ortam içinde "ondandan" baþka mal mülk sahibi kimsenin olmadýðýný söyleyip; kararlarýna karþý çýkmayacaktýnýz. Kararlarý sorgulamayacaksýnýz. Köleci ahit ile El mana anlayýþlý biçimlenmeyi tanýyacaksýnýz. Ve El’in (efendinin-sahibin) buyruklarýna sorgusuz sualsiz (kadavra) olacaktýnýz. El’in buyruklarýna kuþku duymadan katýlacaktýnýz. Bu ahit söz, katýksýz bir köleci organizasyondu. Fikri esaretle buyruklarýn yerine getirileceðine olan katýksýz biatti. Bu imanýn sözle ikrarýydý. Ýmanda riya olmayacaktý. Yaþanan deneyimlere göre imaný olan kural ve ahlak oluþturuluyordu. Zorbalýk karþýsýnda aðzýný açamayýp efendisine (El’ine) “evet biz seni tanýrýz” deyip te gizlide efendinin hilafýna tutumlar takýnma karþýsýnda olan süreçlere El, riya (münafýklýk) demiþti. Yani görünüþte El'e biat ediyormuþ olup ta; gizlide El'e (efendiye) ve El (efendi) hükmüne karþý davranýþlar içinde olmayacaktýnýz. Yaþanan süreç bu deneyimi vermiþti. Bunlar, böyle-böyle sözlü biat ve ibadetlere konu olan deklarasyonlardý. Bu imaný manifestoda köleler deðil efendi yararlanýyordu. Efendi haricidekiler de köle oluyordular. Bu tür iman içinde olan kölenin payýna vaatler düþüyordu. Köleci biatin (yasanýn) birde sözlü biatini tamamlayan birçok biçimleri olukla, eylemli yönü vardý. Ya da þöyle belirteyim. Her sözlü ahit bir eylemli tutuma yönelmeydi. Ya da her sözlü ahit, eylemli bir sürece karþýlýktý. Sözleþme ve eylem baðýlla birliktelik oluþmasý baþlangýçta tek tekti. Kuþkusuz ki böyle olacaktý. Her yeni durum ve sürecin ne tür doðumlara açýk olduðunu bilemez oluk içinde önce yaþanacak; sonra düþüncesi (ahit denen sözleþmesi) edinilecekti. Köleci ittifaklar (köleci bileþenli sözleþmelerdeki birikmeler nedeniyle bu söz ve eylemler birbirini izler bir sýrayla devamlýlýk kazandý. Böylece ve bu devamlýlýk içinde biriken parçalý durumlarýn bir kaçý bir arada bir sýrayla yapýlýr oldu. Bunlar birbirinin devamý olan tutumlu süreçler olduðu gibi baþka baþka aþamalarý ifade eden ve baþka aþamalar içinde karþýlýðý gittikçe kayýp olan tutumlarýn sürdürülmesiydiler de. Çünkü her bay erki olan yalýn mutlak monark durumlu köleci ittifaklar; doðal eðimli akýþýn seyrine uymakla; istese de, istemese de; tevhidi olacaktý. Bir birleþme öncesinin o köleci El tipinin (monark-bay erki tipinin) iman ahdi yeni sentezli ittifakýn içinde enkazýn kalýntýsý durumuna düþüyordu. Yani önceki monark bað, þimdi fosil ayak baðý olmakla yeni sürecin sosyal anlayýþýna damgasýný vurmaða devam ediyordu. Yalýn bay erkinin hitabý yalýn grubuna özgü kendi efendisinin hitabýydý. Oysa sentez içine giren bay erki yapý birkaç El’in, bir kaç köleci grubuna seslenir oluþundaki uzlaþmayý vermek zorundaydý. Bu da ister istemez mülk sahipliði olan; birkaç El’in irade ortaklýðýydý. Bu nedenle her köleci sentez; bir önceki köleci iman ikrarlarýný da içine almakla; birleþme içine alýnan bay erki kadar ahidin kimi ayný kimi farklý olmakla birleþmenin yeni iman ritini ortaya koyan birleþmeleriyle, kaideleri de büyüyordu. Her bir El iman kaidesinin, köleci ittifaklar nezdindeki tevhitleri; yeni tevhide göre filtreye tabii tutuluyordu. Yeni durum oligarþiydi. Böylece oligarþi sentezi karþýsýndaki bay erkine göre olur tutumlar oligarþini filtrede geçemiyordu. Her köleci ittifak yalýn bir El nüveli (çekirdekli), El genetikle tekil süreçlerin isteyerek ya da istemeyerek oligarþin El gücüne boyun eðiþleri oluyordu. Filtre edilen tevhit te; isteyerek ya da istemeyerek yapýlan kendi katýlýmlarý sonrasýnda biat edenlerin merkezi oligarþi sahipliðindeki tevhidi El'in süzgecinde geçiyordu. Tevhide aykýrý bay erki durumlar oligarþi sözleþmesi içinde deðil, halkýn belleði içinde kalýyordu. Yeni tevhit imaný filtre üzerinde geçen müþterekler üzerinde ahitti. Ama müþterekler zorunlu olurla melez imanlý düþüncelerle doðuyordu. Konuya dönersek; sözlü ikrarlarýn da; eylemli ikrarlarýn da baþýnda; her biri bir El'e göre olukla diðer El süreçlerinden az çok farklýydý. Bu her söz ve eylemli ahit seremonileri (ritüeli), her El'in deðil de o El'in baðlýsý olmayý ifade ederdi. Bu þu demekti. Bir El'e ait köleye; baþka El'ler sahip çýkamazdýlar. Ve dahi bir köleye; "Sen niye bu El'e göre davranma ve saygýlýma içinde deðilsin" denmesinin hesabý sorulamazdý. Kaçak bir köleye baþka bir El (efendi) sahip çýkamazdý. Kýsacasý biatiyle kendi El'ine iman ahdi vermiþ bir köle; o ahit seni olduðu El'e iman edip, o El'e göre davranmakla yükümlüydü.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |