..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan deðil, çokluktan gelir. -Tolstoy
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Esma Uysal




21 Temmuz 2017
Vuslat Ya da Veda  
Esma Uysal
Karanlýk, þehrin bol ýþýklý aydýnlýðýna, hengâmesine galebe çalamamýþtý henüz. Bir yaným Fatih, bir yaným Beyazýt, sýrtýmda boðazýn gece meltemi. Iþýklý caddeden geçen gençlerin þen þakrak sesleri içinde sýcak bir günün ardýndan, köþküne çekiliveren güneþin yokluðunu fýrsat bilip sökün eden tatlý bir serinlikten belki de mahmur bir demde silah sesleri sardý asumaný o gece. Sen yoktun Hacý, öyle ya sen öðle namazýný kýlar en fazla hadi ikindiye kadar kalýrsýn. Buralarýn müdavimi olan benim yýllardýr, gündüzünde ve gecesinde. Eli silahlý, yüreði ve beyni prangalý insanlar gördüm ben o gece Hacý. Þu yapraklarýmdan kalkanlar yapmak istedim cadde boyunca. Yapraklarýmý bir paravan gibi önlerine çekeyim, varsýn kurþunlar beni parelesin de vatan evlatlarýna deðmesin istedim. Gencecik bedenler bol ýþýklý caddenin asfaltýna düþtükçe, tekbir seslerine karýþtý þehadetin kokusu. Bir ben aldým o kokuyu, bir de asfalt yolu kanlarýyla þereflendiren þehitler.


:AFEG:
Hemen yaný baþýmdaki çeþmeden abdest alýyor iki kafadar. Ýnsanoðlu için yaþlý, piri fani iki ihtiyar, adet edindikleri üzere her öðle namazýnda caminin avlusunda buluþup benim yaný baþýmda abdest alýyorlar. Onlarý görmeye o kadar alýþmýþým ki geçenlerde bir hafta boyunca þu bastonunun çatlayan kýsmýný koli bandý ile bir güzel sarmalayan, biraz daha kamburca duran gelmeyiverdi. Bir hafta boyunca ben dallarýmý avlu duvarlarýnýn üzerinden aþýrtýp yollarý gözlemek telaþýna düþtüm.
Bir hafta sonra, biraz daha fazla kamburca, çatlak deðneðinin üzeri kendi sýrtýndaki kamburu ile mütenasip olacak kadar abartýlý bir þekilde koli bandý ile sarýlmýþ halde, kýrýþýklarla kaplý yüzündeki hüznünü bizim de üzerimize mühürlemek üzere geldi.
Bir haftalýk yokluðun, bir haftada daha da belirginleþen kamburun, sýradaðlar arasýnda kývrýlarak uzanan vadileri andýran yüzündeki çizgilerin daha bir derinleþmesinin sebebini ben bilmiyordum elbette. Ama her defasýnda gönülden 'hacým' diyerek kendisini selamlayan, cebindeki köstekli saatini avucunun içinde döndüre döndüre bir kulaðý ezanda sabýrsýzca bekleyen diðer ihtiyar biliyor olmalý. Onu görünce taþ tabureden usulca doðruluyor. -Hacým, emirallahýn. Rabbim merhamet etsin yenge hanýma deyiveriyor usulca. Son baharýn yapraklarýma armaðaný paslý sarý rengindeki hüzün, her iki ihtiyarý, taþ tabureleri, bir kenarý kýrýk çeþme mermerini ve avlu duvarlarýný kuþatarak yayýlýyor dalga dalga. Hüzün bulaþýcý, hüzün kuþatýcý.
Abdest taburelerine oturan ihtiyarlar dizlerini su sýçramasýn diye açtýkça bir birine deðiyor.
-Ben yazlarý severim bilir misin reis.
Gençliðinde yaþadýðý kasabanýn bir dönem belediye baþkanlýðýný yapan ihtiyar o zamanlardan kalma bir mirasla anýlýyor. Özellikle de iþte þu kýrýk mermerlerin þahitliðinde aheste aheste kollarýný sývayan hacý için. Hatta son zamanlarda bir o kaldý reis diye seslenen.
- Bir yaz günü idi rahmetli eþimi bir kucak buðday baþaðýyla muhtargilin tarlasýnda gördüðümde. Buðday tanesinin bereketini verdi rabbim. Evlatlarým hep yaz aylarýnda doðdu. Bir yaz günü mezun oldu Mahmud'um þuracýkta ki üniversiteden.
Amma velâkin Reis bu yaz baþkaca bir yaz ya hu. Ciðerim delindi reis bu yaz, göz göz oldu yaralarým. Ýlk ne zaman yandým bilir misin? Geçen ay bir patlama oldu ya hani þu ötede.
- Bilmem mi hacým, hiç bilmem mi.. bir birlerinin yüzüne bakmýyor ihtiyarlar bu gün. Aklýndakiler bozuk kurnadan ip gibi akan suyun üzerinde yazýlýymýþçasýna suya bakýyor Hacý. Sanki bir an baþýný çevirse anlatmak istedikleri þu akýp giden suyla beraber o deyivermeden akýp gidecek gibi.
- Þehitlerin resmini gördüm o zaman gazetelerde, televizyonlarda. Namaz çýkýþý rast geldiði vakitlerde poþetinden çýkarmaya çalýþtýðým ayakkabýlarýmý bir çýrpýda elimden alýp giymeme yardým eden polis memurunu görünce ilk baþta her bir hücreme ayrý bir ateþten ok deðdi Reis.
Köklerim uzandýðý her bir köþeden topraðý yarýp çýkmak istemedi mi o sabah benim de hacý demek istiyorum. Bombanýn patladýðý arabayý daha patlamadan dallarýmla kavrayýp þu gövdemdeki yarýðýn içene sokmak, sokup da insanlara ulaþmasýn diye kendimi pare pare etmek istemedim mi demek istiyorum. Rüzgârsýz havada önüne düþen iki hüzün rengi yapraðýma bakýp baþýný kaldýrýyor hacý. Hüzün insanýn gözlerini de mi esir alýrmýþ? Esir düþmüþ gözleriyle selamlýyor beni usulca, sanki her geldiðinde vermediði dost selamýný unuttuðunu þimdi anlamýþ gibi.
Ben asýlardýr tuttuðum nöbetime devam ediyorum Hacý, sen daha doðmadan, hatta deden bile doðmamýþken ben yine buradaydým biliyor musun? Benim kardeþlerimdir þu etrafýnda gördüðün cümle aðaçlar, bizler tanýðýyýz dünün ve dahi bu günün Hacý. Daha yakýn bir zamana kadar daraðaçlarý kurulmayýp bizzat bizlerin üzerlerine asýldý yaðlý ilmekler þu yaný baþýmdaki Beyazýt Meydanýnda. Meyveye, çiçeðe durasý dallarýmýzda insanlar sallandýrýldý bizim biliyor musun Hacý. Yine bir Temmuz'du bu meydanda kaime'lerin halktan toplatýlýp ateþe verildiði. Günlerce yanmýþ kâðýt kokusu esir aldý her birimizin dalýný, budaðýný Hacý.
Ben geçmiþin labirentlerinde yol alýp, Patrona Halil ve arkadaþlarýnýn gök gürültülü naralarla düþtüðü yollardan dallarýmý çevireyim derken, Sultan Abdülaziz’in kayýnbiraderi Binbaþý Çerkez Hasan'ýn idam gününe çýkýveren günde buluyorum kendimi.
Hacýnýn her daim Reis diye seslendiði ihtiyar esefle soruyor;
- Hacý, cenazesine gittiðimiz yiðit deðil miydi o?
- Gittik, gitmesine de ah iþte þu kocalýk yok mu þu kocalýk. Uzanýp bir tabutuna omuz veremedim. Bencileyin kocamýþ deðneði çatlatmakla kaldýk o kalabalýk izdiham içinde.
Amma biliyor musun þehittir diye de pek gururlanmadým deðil hani. Ýnsanýn yüreði þöyle bir kabarýyor ki nasýl desem bilemedim þimdi. Her vakit duama eklerim o yiðit evladýmý. Rabbim beni onunla cennetinde buluþtursun. Bu sefer ben gideyim, vataný dini için þehit olmuþ bu yiðit delikanlýnýn ayakkabýlarýný giydireyim.
-Hadi bakalým cennette ayakkabýyý da buldun Hacým. Ne ömür adamsýn sen ya hu diye takýlýyor reis.
Gözü çeþmeye dayalý bastona takýlýyor Reisin, koli bandý kambur gibi duruyor orta yerinde. 'Yenisini almak lazým bunun Hacý, Allah korusun saðlam deðil böyle düþüverirsin sonra.'
-Gerek kalmayacak yenisine, Mahmud’um da dedi alalým diye de ben istemedim.
Sessizce abdestlerini tamamlýyorlar. Bir kýrýk dökük gülümseme takýlý kalýyor ikisinin de dudaklarýnda. Reisin istediði oldu, sanki biraz daha daðýldý hüznü Hacý'nýn diye geçiyor içimden.
- Hele bak Reis. Hadi patlama oldu. Zalim düþman yine düþmanlýðýný yaptý bizi daðlayýp býrakýverdi de þu Saraçhane'de olan bitene ne diyeceðiz. Köprüde, Çengel'de. Yahu kendi ellerimiz kendi boðazýmýza yapýþtý. Kendi ayaklarýmýzýn altýndaki sandalyeyi kendi ayaklarýmýz tepti Reis.
- Hacým þimdi boðazýmýzý kurtarmak için kendi kollarýmýzý kesmek zorunda kalýyoruz ya bu fitnecilerin bize ettiði nedir böyle?
- Yok öyle deme Reis, biz kollarý bizim sanmýþýz, bir gölge oyunu içinde avutmuþlar bizi bunca senedir. Kollarý bizim sanmýþýz da o kollarý sallayaný hiiiiç aklýmýza dahi getirmemiþiz.
- Bu var ya bu, terör saldýrýsýndan daha çok koydu bana Reis. Benim okusun diye burs verdiðim çocuðu eline silah verip benim karþýma diktiler iyi mi, verdikleri silah da benim üstelik. Okusun adam olsun, vatana millete hizmet etsin diye ümitlerimizi baðladýðýmýz burs verip desteklediðimiz gençlerimiz, birer robot olmuþ. Aklý yok, iradesi yok, kendine ait bir fikri yok. Evlen diyor evleniyor, boþan diyor boþanýyor, öldür diyor öldürüyor.
Karanlýk, þehrin bol ýþýklý aydýnlýðýna, hengâmesine galebe çalamamýþtý henüz. Bir yaným Fatih, bir yaným Beyazýt, sýrtýmda boðazýn gece meltemi. Iþýklý caddeden geçen gençlerin þen þakrak sesleri içinde sýcak bir günün ardýndan, köþküne çekiliveren güneþin yokluðunu fýrsat bilip sökün eden tatlý bir serinlikten belki de mahmur bir demde silah sesleri sardý asumaný o gece. Sen yoktun Hacý, öyle ya sen öðle namazýný kýlar en fazla hadi ikindiye kadar kalýrsýn. Buralarýn müdavimi olan benim yýllardýr, gündüzünde ve gecesinde. Eli silahlý, yüreði ve beyni prangalý insanlar gördüm ben o gece Hacý. Þu yapraklarýmdan kalkanlar yapmak istedim cadde boyunca. Yapraklarýmý bir paravan gibi önlerine çekeyim, varsýn kurþunlar beni parelesin de vatan evlatlarýna deðmesin istedim. Gencecik bedenler bol ýþýklý caddenin asfaltýna düþtükçe, tekbir seslerine karýþtý þehadetin kokusu. Bir ben aldým o kokuyu, bir de asfalt yolu kanlarýyla þereflendiren þehitler.
Ezan okunmaya baþladý iþte, Hacý ile arkadaþý usulca doðruluyorlar.
-Bu yaz yürek yangýnlarýnýn yazý oldu Reis. Emri Hak vaki oldu Hanýmý 'sýlaya' gönderdim geçen hafta. Ben gurbette bir baþýma kaldým. Bakma oðlanýn kýzýn olduðuna, eþin gidince senden gidiyor ziyadesiyle. Ýnsanoðlu topraða düþmüþ bir tohum gibi. Boy veriyor vakti gelip evlenince, eþ dost, çoluk çocuk sahibi oldukça dal budak salýyor dört bir yana. Hayatýna giren her insan bir dal oluyor ona, sonra vakit geliyor hayatýndan eksilen her insanla budanmaya baþlýyor. Anasý, babasý, eþi, evladý göçünce budanýveriyor insanoðlunun da kolu kanadý. Sonra bakmýþsýn Azrail hazretleri çýkagelmiþ, dalý budaðý dökülmüþ bu kütüðü almýþ sýlaya uçurmuþ. Yaz daha bitmedi Reis diyor hüzünle. Ama ben bittim.
Yavaþça arkadaþýnýn sýrtýna vuruyor Reis.
-Hadi oradan ihtiyar, ne demekmiþ bitmek, tövbe tövbe.
- Bizim bir sünnetimiz vardý cennetmekân hatunumla, bir yere gidilecekse o önden giderdi hep. Yazýn memlekete gidilecekse o çocuklarýn okulu biter bitmez onlarý da alýr giderdi. Ben arkadan iþleri toparlar iznimi alýr giderdim. Sonra dönülecek vakit olur o yine çocuklarý alýr okullar açýlmadan Ýstanbul’a gelirdi. Ben harmaný, hasadý yola kor peþlerinden gelirdim. Rüyama buyurdu iki gün önce. Hep görürdüm de bu baþka, dedi ki 'Hacým, daha bekleyecek miyim ben seni, de haydi toparlan artýk.'
Usul adýmlarla tükettikleri cami yolunda kolundan tutarak durduruyor Reis; 'Hasbinallah, Hacý sen amma tuhaflaþtýn, kendin dedin rüya iþte, rüya ile iþ tutulur mu?'
Kolunu keyifsizce kurtarýyor ve ‘hadi’ diyor, cemaati kaçýracaðýz senin yüzünden. Hacý, hafifçe dönüp omzunun üzerinden bakýyor bana. Ben gözlerinde uzun bir yolculuða meftun bir veda görüyorum Hacý'nýn. Reis hala mýrýl mýrýl söylenerek yoluna devam etse de, Hacý gönül huzuru ile yola revan olacaðý ana çoktan teslim olmuþ, buyur denilecek zamaný kolluyor.
Vedalaþmalara, kavuþmalar binlerce kez þahit olmuþ ben bu bakýþlardaki veda ile köklerimden en uç yapraklarýma kadar ürperiyorum. Bir eli Reis'in omzunda, diðer eli omuzlayamadýðý þehidin cenazesinde çatlayan bastonunda sallanarak yürüyor Hacý.
Reis bir zaman gelmedi, Hacý ile vedalaþmýþtýk da Reis neden gelmez olmuþtu bilemedim. Ama yine de her gün bekledim onu. Bir ay kadar sonra yine bir öðle vakti öncesinde geldi Reis, gördüm ki tam da Hacý'nýn tarif ettiði gibi, kolu kanadý budanmýþ olarak geldi. Koli bandý ile sýkýca sarýlmýþ bastona yaslanarak usul usul yanaþtý mermerinin bir kenarý kýrk çeþmeye. Bastonu mermere yaslarken sarýlý yerinden okþadý usulca. Reis bilemedi kendi gözlerindeki yaþa, benim, mermer musluðun, taþ taburenin ve dahi koli bandý ile sarýlý bastonun eþlik ettiðini....












Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kent kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dilek Aðacý
Vuslat Ya da Veda

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Emir Allah'ýn
Mihriban
Göçümüz Var
Sarýçiçek
Yol Yahut Nasip
Þükür Aðacý
Ýðne Oyalý Tülbent
Hayat
Sergüzeþt-i Hoyrat
Gözlerimdeki Emanet


Esma Uysal kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Esma Uysal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.