Aðlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
Ýnsan yaþamý boyunca her zaman maddi ve manevi birçok þeye ihtiyaç duyar. Bunlarý icat etmek için de sürekli düþünür, tartýþýr, araþtýrýr ve deneme yanýlma yöntemiyle bir sonuca varýr. Ancak icat edilmek istenen þey, insanýn yaþamýþ olduðu çaðýn koþullarýna ve de insan zekasýnýn geliþim düzeyine baðlýdýr. Daha doðrusu insanýn bilinç, bilgi ve düþünce kapasitesinin, hareket dalga boylarýnýn niteliklerine göre icatlarý bulup geliþtirir. Örneðin bundan bin yýl önce bir insana televizyon ve bilgisayardan bahsedilmiþ olsaydý, bahsedeni þeytan olarak nitelendirip taþlayarak öldürürlerdi. Çaðýmýz da ise telefon ve bilgisayardan uzak yaþamanýn neredeyse mümkün olmadýðý bir dönemde, insan zekasýnýn eski yapýsýný yüze katlamýþ olmasý, din vb. tabularýn artýk önemimin kalmadýðýný kanýtlamaktadýr. Onun içindir ki, maddi ve manevi olarak icat edilen her þeyi, dönemine göre deðerlendirip önem vermek gerekir. Dönemi geçmiþ bir icatta ýsrar eden kiþi ve toplumlarýn zekâ yapýlarýnda ciddi sorun var demektir. Cennet ve cehennemin icadý yerine, belki de dinlerin icadýna felsefi bakýþ þeklinde düþünülebilir. Ancak buradaki amaç, soyut ve yarý somut anlam taþýyan dinler ile, tamamen soyut olan cennet ve cehennem arasýndaki farký ortaya çýkarmak açýsýndan, böyle bir baþlýkta ele alýnmýþtýr. Dinlerin icadýyla ilgili detaylara inmeden, özet olarak þu bilgileri ifade etmek mümkündür. Kim ne þekilde düþünürse düþünsün, dinlerin tüm uygulama, kural ve kaideleri, insan düþüncesinin bir icadýdýr. Bazýlarý Allah’ýn emri gözüyle bakarken, bazýlarý ise insanýn maddi yaþamýnýn psikolojik sonucu olan sosyal bir olgu þeklinde deðerlendirip inanmayý sürdürebilir. Buna bir itiraz asla söz konusu deðildir. Çünkü insanlar çevreye ve topluma zarar vermediði sürece, istediði þekilde inanýp yaþamalýdýr. Fakat dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta vardýr. Eðer dinler Evrimsel açýdan ele alýnýp, nereye kadar faydalý nereden sonra zararlý olduðu topluma anlatýlmadýðý sürece, her zaman kaos ve karmaþalara zemim hazýrlamaktadýr. Çünkü dinler sürekli kendilerini her þeyin üstünde görerek, diðer inanç, olgu ve yaþam þekillerini zýndýklýk olarak deðerlendirmesi neticesinde, çatýþmalar hiçbir zaman bitmemiþtir. Bu da dinlerin yerli yersiz, hiç hakký olmadýðý halde, insan yaþamýn tüm alanlarýna müdahale etmesiyle, toplumu tamamen edilgenleþtirip, bireyin kendine olan öz güven ve kiþilik kazanmasýný ciddi þekilde engellemektedir. Onun için tüm olgular ve düþünceler bilimsel ve demokratik çerçevede kýrýcý olmadan tartýþýlmalýdýr ki, herkes hatasýný ve sýnýrýný anlasýn. Kýsacasý insan yaþamý boyunca, diðer birçok sosyal, siyasal ekonomik ve teknik araçlara nasýl ki ihtiyaç duyup icat edimiþse, dinlerde ayný þekilde kendi çaðý içerisinde ve o dönem insanlarýnýn zeka ve bilgi kapasitelerine uygun þekilde var (Ontoloji) olmuþlardýr. Bu icatlar; insanýn maddi yaþamýnýn zorlamasý (Devinim) sonucunda, duygularýn parçasý olan soyut düþünce ürünlerinden baþka bir þey deðildir. Ýfade edilen düþünceyi kanýtlayan çok önemli örneklerse þöyledir. Paleolitik çaðdan itibaren, son din olan Ýslam’ýn ortaya çýktýðý miladi 610 yýlýna kadar, Allah yüzlerce din ve peygamber göndermiþtir. Ne hikmetse, en son tek tanrýlý din Ýslam ve bu dinin Peygamberi Hz. Muhammed’den sonra, bir baþka din ve peygambere ihtiyaç duyulmamýþtýr. Bunun nedenini Müslüman dindarlar kendilerine göre cevaplasalar da, somut olarak en ufak bir gerçekliðe iþaret edememektedirler. Örneðin Müslümanlar þunu iddia etmektedirler. Son din Ýslam ve son peygamber Hz. Muhammed olduðu için, Allah baþka bir din ve peygambere gerek görmemiþtir. Çünkü Ýslam dini tüm insanlýðýn kurtuluþunu, huzurunu, barýþý ve en mutlu yaþamý saðlayacaðýndan, yeni din ve peygamberlik söz konusu edilemez. Özellikle Ýslam toplumlarýnýn yaþadýklarý bölgelere bir göz attýðýmýzda, iddia edildiði gibi býrakalým huzuru ve barýþý, tam tersine var olduðu günden bu zamana kadar, Müslüman toplumlarda kan, gözyaþý, hile, haksýzlýk ve yolsuzluklar haddini aþmýþ durumdadýr. Allah bu yaþanacaklarý bilmiyor muydu acaba? Tüm olaylar göstermektedir ki, Müslümanlarýn verdikleri cevabýn gerçekle uzaktan yakýndan en ufak alakasý bulunmamaktadýr. Bilimsel cevapsa þu þekildedir olmalýdýr. Ýnsanlarýn zekâ yapýlarý eskiyi çok aþmýþ olup, sahip olduklarý maddi, ve manevi imkanlarýn tamamen deðiþmesi neticesinde, din gibi büyük bir hayal (Soyut) gücüne dayanan ve insanlarý sürekli cehennem fobisiyle edilgenleþtirip, hizaya getiren düþünceler çaðý çoktan bitmiþtir. Bu yüzden yeni bir din ve peygamberin ortaya çýkmasý için en ufak bir sosyal zemin bulunmamaktadýr. Kýsacasý dinler m.ö. 65 bin yýllarýndan itibaren Animist ve Totem (Poloteist) þekilde baþlayýp, daha sonra Dualist ve bilinen Monoteist dinlerle son bulmuþtur. Dinler baþta olmak üzere her düþünce var olurken, beraberinde bunu ayakta tutacak ya da koruyacak kural, kaide ve destek organlarýný da üretirler. Ýþte cennet ve cehennem, dinlerin uzun süre yaþatýlmasýnda en önemli soyut organýdýr. Bu her iki olgunun ana fikrinde önce büyük bir korku, (Fobi) hemen arkasýndan da Cennet mükafatýnýn yer almasý, çaðýna göre çok yüksek bir zekâ oyunu ile üretilmiþ metafizik bir düþüncedir. Onun için öyle sýradan bir þeymiþ gibi bakýlýp geçilmemelidir. Cennet ve cehennem gibi birçok dini kural ve organlar, ilk çýktýklarýnda Ortaçað’ýn sonlarýna kadar, birçok olumsuzluklarýna raðmen toplumlarýn yaþamýný belirli bir düzene sokmuþtur. Örneðin bin beþ yüz yýl öncesinde, insanlarýn büyük çoðunluðu yarý hayvani ve yarý insan topluluklardý. Bunlarýn normal insan tarzýnda yaþayacaklarý görgü, temizlik, ahlak, barýþ, paylaþým ve aile ortamýný koruyacak bir disiplin ve düzenin gelmesinde, dinler önemli siyasal ve sosyal görev yapmýþlardýr. Ýfade edilen kurallarýn toplumda uygulanmasý için, Âdem ve Havva’nýn cennetten kovulma hikayesiyle baþlanmýþ olup, sürekli cehennem ateþiyle korkutulurken, (Disipline) cennetle de mükâfatlandýrma vaadi, belirli bir düzen ve itaatkarlýðý saðalmýþtýr. Bu düþüncenin çaðýna göre önemini asla inkâr edemeyiz. Çünkü eski çaðlarda insanlar hayvandan daha vahþi þekilde yaþamaktaydýlar. Egolarý depreþtikçe, annelerini dahi parçalayarak öldürmekte en ufak bir sakýnca ve acýma duygularý yoktu. Maðara yaþamý düþüldükçe, dinlerin cennet ve cehennem disiplininin etkisi rahatlýkla fark edilmektedir. Ancak içerisinde bulunduðumuz çaðda, insanlarýn gerek yaþam standartlarý, gerekse zeka yapýlarý eskinin yüz katý geliþmiþ olmasý nedeniyle, artýk dinlerin cennet ve cehennem benzeri disiplinleri, insanlara inandýrýcý ve ikna edici gelmemektedir. Bu noktada þu sorulabilir. O halde, insanlar dinlere, cennet ve cehenneme niçin inanmaya devam etmektedirler? Kýsaca þu cevabý vermek mümkündür. Devletler ve burjuva sýnýfý sürekli dini kullanarak ayakta kaldýklarýndan, Ýnsanlar iþ kapma (Maddi) çýkarlarý ve yalnýzlýktan korktuklarý içindir. (Sürüden Ayrýlmama) Eyer maddi çýkar ve yalnýzlýk korkularý söz konusu olmasaydý, dinin arkasýndan safça gidenler parmakla sayýlacak kadar az olacaktýr. Her þey bu kadar açýkken, dindarlarýn içerisinden biri çýkýp ta, Âdem ve Havva’nýn kaç bin yýl önce ve nerede yaþadýðýný? Ve bu olayý kimim gördüðünü soramayacak kadar, çok derin bir fobi patolojisinin hâkim olduðunu rahatlýkla ifade edebiliriz. Bu yüzden cennet ve cehennem olgusu, Âdem ve Havva’nýn cennette iken, Allah’ýn yasak koyduðu meyveleri yemeleri neticesinde, ceza olarak bu dünyaya kovulmasý en büyük hikâye yapýlmýþtýr. Ancak bunu kanýtlayan somut en ufak bir kaynak bulunmamaktadýr. Ve herkesin bildiði gibi, dinlerin cennet ve cehennem kurallarýna göre bu dünyada haksýzlýk ve yolsuzluk yapanlar, gerçek hesabý öbür dünyada vereceklerdir. Günahlarý çok olanlar cehennem ateþi içerisinde yanacaklar ifadesi, birçok insanda ciddi bir korku yaratýrken, bazý insanlar ise ciddiye almadan inanmýþ gibi yapmaya devam etmektedirler. Günahý az ya da hiç olmayanlar direkt cennet gittiklerinde, bu dünyada hayal edip yaþayamadýklarý imkanlara orada sahip olacaklardýr. Ve her cennetlik erkeðe yetmiþ Huri verilirken, her cennetlik kadýna da yetmiþ Nuri düþüyormuþ. Tüm zevkler içerisinde sonsuzluða dek yaþanacakmýþ. Dinler; özellikle cennetteki erkek ve kadýnlarý mükafatlandýrmak için, yetmiþ Huri ve Nuri ile zevk içerisinde yaþayacaklarýný belirtmesi, insanlarýn en zayýf noktasý olan cinselliklerini kullanarak disipline etmeyi hedeflemiþlerdir. Madem yüce Allah dinleri, peygamberleri, cennet ve cehennemi yaratmýþsa, insanlarý bir düzene sokmak için, cinselliði kullanmak yerine daha akýlcý bir yöntem niçin bulmamýþtýr. Baþta da belirtildiði gibi çaðýn insanlarýnýn o gün ki zekâ seviyeleri ancak buna yetmekteydi. Ýkinci önemli nokta ise, bugüne kadar cennet ve cehenneme kim gitti ve geldi ki, böyle bir yaþamdan bahsedilmektedir? Gidip geri geleni bugüne kadar duyan ve gören olmadýðýna göre, artýk modasý geçmiþ bu korku dünyasýndan bir an evvel vazgeçilmelidir. Bunlarýn yerine daha akýlcý diyalektik evrimsel kurallara göre bilimsel çözümlemelerle, insan zekasýnýn gelmiþ olduðu aþamaya uygun, maddi deðerlerin daha adaletli þekilde paylaþýlmasýný kolaylaþtýran düþünceler üretilmelidir. Sürekli hayal ürünü olarak pompalanan din vb. politikalarda ýsrar etmek, büyük bir zeka sorunu yaþandýðý anlamýna gelmektedir. Özet olarak ifade etmek gerekirse; cennet ve cehennem gibi olgularla insanlarý korkutup kullaþtýrma, (Edilgenlik) ayný zamanda dini tüccar ve kapitalist burjuvaziye köle yaratmak anlamýný taþýmamaktadýr. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |