Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
El’in; Ali, Ýbrahim olukla söylemi aslýnda; sistemin geri baðlaným referansýna atýf etmekti. Yani bu tarz söylemler geri baðlanýmla günümüzdeki sürecin de hafýzasýydý. Üreten ön ittifaký sürecin vicdanýydý. Hem meþruiyetti. Hem alkýþ alýrdý. Hem sizi söz söyleyen yapardý. Hem de bu tarz geri baðlanýmla akýl ve hafýzaya hitap eden Ali tarzý sözler sizi sözü dinlenir yapardý. Yönetime gelmenizin meþruiyeti olan bir durumdu. Geçmiþ bilince atýf yapmak demek, ittifak içindeki grup emeði olan totem mesleklerine atýftý. Bu atýfla El, gruplara diyordu ki “benim olan benim”; “sizin olan da sizindir”. Henüz söylemler ve anlamlarý çokluða vurgu ile ben sendi. Emek grup emeðiydi. Sahiplik sözü grup sahipliðiydi. Tekil yapý içinde gruplar benim demiyordu. Ýttifak içinde her bir grup kendi grup mesleði ile yine grup emeðine ve grup ürününe benim diyordu. Bir grup ittifakýna karþý bu sözle tekilleþiyordu. Gruplar kendi grup sahipliðine ben demekle “benim” diyor ve karþý gruba da sen demekle, senin olan da senin diyordu. Her bir grubun kendi emeði olan totem mesleði sahipliðine bir þey demiyorlardý. Oysa bu kurnaz ve geri baðlanýmýyla da doðru olan söylemler, söz söyler duruma gelene dek böyleydi. Günümüzdeki iktidarlar gibi bu sözlerin iktidara gelene kadar söylem oluþla doðruydu. Parti söz söyler iktidar konuma gelince iktidarýn uygulamasý baþka olacakla El aðýz deðiþecekti. El’in geri baðlanan yasa ile söylediði bu sözleri þimdi de gruplara deðil de; on parmaðýnda on marifet olan kiþiler emeðineydi. Þimdiki siyasetler bile Ali aðzýyla, Polyanna aðzýyla; biz sizin hizmetçiniziz derler. Dahasý üretmekle doyuran, besleyen; çalýþan ve yaratanlar; yarýný kuranlar sizlersiniz; sizin ellerinizdir diyorlardý. O eller öpülesi, kýymetli elerdir diyorlardý. Halk ne derse o olur deyip; kolektif olan emeðe, kolektif güce, kolektif bilince, kolektif tüzel lige atýfla yönetime geliyorlardý. Böylece yöneten, söz söyleyen, takdir eden El olurla boynumuzda El mantýðýna göre boza piþiriyorlardý. Erke geldikse kolektif tüzelinle takdir eden, yöneten El olurlar. Bu söylemlerin ardýndaki asýl yüzleri ortaya çýkar. Ýkinci bir þapkalarýný ortaya çýkarýrlar. Ýkinci þapkayla; “Benim olan benim, sizin olan da benim” der. Ne anlama geldiði bilinmez. Üreten iliþki üzerinde kendi emeði zaten ittifakýndý. Sizin olan benim; derken ittifaktaki tüzeli oluþla mý benim; yoksa kiþi olukla mý benim dediði iyi anlaþýlmýyordu. Ama gruplar da “zaten ittifak olukla bizim olan ittifakýn (senin); grup olukla senin olan da ittifak olukla odaklayan oluþla yine senin (ittifakýn) diyordular. Ýþte buradaki ön ittifaklý kolektif söylemi ve eylemi kendi üzerine almasý yerine; söylemi, eylemi ve anlamý El üzerine aldý. Ön ittifaklý kolektif oluþun sözü; El söylemli El ve El’in aðzý olma yerine geçti. Ön ittifaklý kolektif güçten geriye kalan El’di. Ön ittifaklý sentez içinde totem meslekli üreten iliþkiler giriþmesinde yapýlan yansýmalar; kiþiyi kiþi yetenekli, kiþiyi birkaç totem mesleðini tek baþýna yapar bir yetenekle donatmak kalmýþtý. Böylece kiþi bu yetenekti donanýmla, on parmaðýnda on marifetle olan insandý. El de bu nedenle gruba seslenmiyordu. El, önce grubunun ve sonra da ittifakýnýn temsilcisi olmakla meslek bilir tekil kiþilere “ben” diye; “sen” diye hitap ediyordu. El’in kararý ve düþüncesi ittifakýn ortaklýðýn kararý deðildi ama ittifak lýðýn; ortaklýðýn kararý yerine geçen tekil oluþtu. El sahipliði; meslek bilirle verimli emek gücü olan kiþilere olan iþtahtý. Yaptýðý tasallutlarý; El olan kiþinin iþtahýydý. Kiþi sahipli tartýþmalarý içinde geliþen duygu, düþünce ve kurgunun iþtahýyla ön ittifak tüzel ligi içine gelen kiþiler El nüveli kiþiydi. Kolektif benci görünüm altýnda kiþi benciydiler. Bu kiþilerin kolektif bilinçle “ benim olan senin, senin olan da senin” demeleri her bir gruplar çokluða hitap etmekle ben sen demeleri herkesi ifade ederle doðruydu. Bu çoklukta tekliðe olan söylemdi. Ama El kendi som benci ligini anýþla “on parmaðý üzerinde; on marifeti olan” som, tekil kiþiye olan söylemi içinde süreci kolektif benci bilinçle de söylese “ benim olan senin, senin olan da senin” de dese süreç tümden tekilleþir. Tekil anlama bürünür. Çünkü El som benci düþünce sahibidir. Hitap ettiði on parmaðýnda on marifet olanlarda som benci El düþüncesi etrafýnda toplanan meslekten meslek erbabý kiþilerdir. Ýþte El düþüncesi etrafýnda toplanan kiþilere El “benim çalýþmam bana, senin çalýþman sana” demekle kiþi yeniyi eski bilinç ve hafýza söylemli anlamayla yan yana anmaktan ve yan yana anlamaktan da kurtulamaz. Süreç kolektif olanýn tekilliði içinde bir bulanýklýk oluþla som kiþi üzerinde tekilleþir Ýþte El üçüncü þapkasýyla yöneten irade olmakla kendi müritlerine “benim olan sizin, sizin olanda benim” demekle kolektif bilinç üzerinde müritlerin de on parmaklý on marifetli ürünleri üzerine oturur. Mülkün üzerine oturan El; EL MÜLK olur. Böylece “benim olan benim sizin olan da benim” demiþ olur. Demediyse de der. Ýþte bundan sonrasý zor bir mücadele de olsa kolay ve anlaþýlýrdýr. El mülk olan El, kolektif devinimli alan içinde kendi düþüncesi olan “takdirini” söyler. Bu söylemiyle El, açýk açýk kiþileþir ve somutlaþýr. Benim dediði mülkü, yine kendisi olan Nemrut’a, kendi olan Awram’a arzý takdirle, rýzk olukla, nasip olukla verdim der. Böylece “benim olan benim, senin olan da benim” demiþ olur. El ve El düþüncesi somut bir tekil kiþi olur. Bay erki denen monarþi yönetimli köleci sürece girilir. Kiþiler bu köleci sözleþmenin hýzlý bir inanýcýný olma yarýþýna girerler. El “benim olan benim, sizin olan da benim” demiþti. Kul oluþla kullukta birbiriyle yarýþan ve birbirine tur bindiren kullar El’in bu sözünü þöyle yineleyip zikrediyorlardý: “senin olan senin, bizim olan da senin” diyorlardý. “Bizim de tek sahibimiz sensin; ey sahip” diyorlardý. Ýlaha karþý da; “Biz seni bilir seni tanýrýz ey sahip”, diyorlardý. Bu söylemlerde hep eðrilik gözetilip, doðrularýn söylendiði açýktýr. “Bizim olan da senin derken, yiyeceðinden; kullanýp tüketeceðinden fazlasý olan ürünler El’indi. El’in olanlar El’e taktim, sunu (kurban ) edilmekle verilecekti. Bu sunuda temel bir amaçlarý vardý. El takdirine mazhar olmak. Çünkü El, vaat edendi. Umut verendi. Beklenti oluþturandý. El, kiþinin istediði gibi istediði beklentiyi oluþan vaatti. El inanýcý sözleþmeli müritler bu kurban sunularýný, herkesin yararýna olmaktan çok kendisine nasip oluþun kayrýlýp gözetilme iltimasý olan kayra oluþla dönecek olmasýna veriyordular. Bu sunu týpký kült merkezinde biriken sunu gibi kolektif olan bilince göre bir sunuydu. Aradaki fark þuydu. Burada tekil takdir vardý. Kolektif bilinç ve kolektif akýl bencilik yerine kiþisi bencilik vs. vardý. Kayra vardý. Kiþilerde kolektif olanda pay bekler gibi olmakla kayra nasip, rýzk bekliyorlardý. Sunularý bu gayretle ikili düþünce içinde olmakla yapýyorlardý. Ýþte kiþilerin kayra olacak keyfi takdiri beklediði bu noktada beklenti olan El takdiri; Nemrut oluþla, Awram oluþla kendi üzerine bir takdir. Takdirle belirlenen kader, Nemrutta ya da Awram’a mal mülk sahibi olmalarýyla, on parmaðýnda on marifet olanlara da kul olmalarý kazasý ile gerçek; fiili, ya da de fakto bir durum olmuþtu. El’in olaný El’e verme söylemi böylece kulluk sözleþmesi (kulluða), kurban sunusu içine sokulan bir anlamayý da (takdime, sungu, vergi, sadaka, zekât vs. oluþla da) pekiþecekti. Ön ittifaklar döneminin anonim olana totem meslekli gruplarýn kendi totem ürünlerini ittifakýn potasý içine teslimle kurban sunularý vardý. Bu kurbanlar köleci sözleþmeyle kolektif yararýna kolektif olana kolektifçe takdir yapmak için sunmak yerine; tekil takdirle tekil kiþilere yapýlacak takdir için kiþileþmiþ El'e sunulan kurbanlardý. Köleler de El adamýnýn (Nemrut’un) kullarýydý. Kul olma, kurban olma beklenen vaat umut nedeniyle El adamýna yapýlan tazim ve ritüEL'di (ritüeldi). Bir kurbaný, azat edip etmeme iþi de týpký El’in kiþileri kul etmesi gibi El adamýnýn iþiydi.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |